Ezgi’nin vefatına neden olmuştu… Tutuklanması için on binlerce imza toplandı

Kaza, 12 Nisan 2022 tarihinde Batıkent Mahallesi’nde meydana geldi. Lise son sınıf öğrencileri Ezgi Alya Yiğit ve Şimal Toprak, birlikte bindikleri skuterle meskenlerine giderken, ehliyetsiz şoför Osman S. idaresindeki araba çarptı.

Yaralanan iki arkadaştan Ezgi Alya Yiğit, tedaviye alındığı hastanede tabiplerin eforuna rağmen kurtarılamadı.

Şimal Toprak ise sıhhatine kavuşarak taburcu oldu. Kazanın akabinde gözaltına alınan, sorgusunda skuter ile öğrencilerin aracına çarptığını öne süren ehliyetsiz şoför Osman S., tutuklandı.

Bilirkişi raporuyla Asliye Ceza Mahkemesi’ne yapılan müracaat sonrası Osman S.’nin 1 ay sonra tahliyesine karar verildi.

EZGİ KUSURLU SAYILMIŞTI

Cumhuriyet savcılığının yürüttüğü soruşturmanın akabinde iddianame hazırlandı. Osman S.’nin ‘Taksirle mevt ve yaralanmaya neden olma’ hatasından 2 yıldan 15 yıla kadar hapsinin istendiği iddianame, Gaziantep Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.

İddianamede yer verilen kaza tespit tutanağında şoförün kavşak ve yaya geçidinin bulunduğu bölgelerde suratını yavaşlatmadığı için ‘tali’ kusurlu olduğu belirtilirken, hayatını kaybeden skuter şoförü Ezgi’nin ise ‘Trafik ışıklı işaret aygıtı ve levhası bulunmayan kavşaklardan bölünmüş yola çıkan şoförlerin bu yoldan geçen araçlara birinci geçiş hakkını vermemek’ kuralını ihlal etmesinden ötürü ‘asli’ kusurlu olduğu belirtildi.

İddianamede ayrıyeten Karayolları Trafik Kanunu’na atıfta bulunulan eksper raporunda da araba şoförünün kazada ihlal ve ihmali olduğu, skuter sürücüsünün ise ağır ihmal ve ihlalde bulunduğu kaydedildi.

İMZA KAMPANYASI BAŞLATILDI

Ehliyetsiz şoförün bir ay tutukluluğunun akabinde tahliye edilmesi Yiğit ailesinin acısını daha da katladı.

Ezgi Yiğit’in ablası Elif Kayra Yiğit, kazanın çabucak akabinde uğraşa başladıklarını ve acılarını dahi yaşayamadıklarını söyledi.

İlk günden bu yana kapı kapı dolaşarak, kamera kaydı ve görgü şahidi aradıklarını anlatan Yiğit, gerek fiili olarak gerekse toplumsal medyadan büyük bir kampanya yürüttükleri vurguladı.

Elif Kayra Yiğit, toplumsal medyada başlattığı kampanyada, Osman S:’nin kardeşini hayattan kopardığını vurgulayarak, “Kardeşim hayatta değil lakin bu ehliyetsiz şoför dışarıda dolaşıyor. Yargılama hala devam ediyor lakin Osman S. tutuksuz. Gaziantep’in en işlek caddelerinden birinin mobese manzaralarına ulaşılamıyor? Bu imgeler nerede? Tutukluluk talebi çıkmasına karşın sonraki gün tahliye edildi. Benim kardeşim şimdi 17 yaşındaydı. Kardeşimi bizden koparıp soğuk toprağa veren bu katilin tutuklanması için son nefesime kadar çabalamaya devam edeceğim. Benim kardeşimin canı bu kadar mı ucuz? Bir insanın hayatı bu kadar mı ucuz? Adalet bir gün herkese lazım olacak. Umarız o gün kimse için geç olmaz. Zira biz kendi canımızı kaybettik. Öbür canlar yanmasın diye biz bir efor içerisindeyiz. Herkesten hassaslık bekliyoruz” tabirleriyle dayanak istiyor. Elif Yiğit tarafından başlatılan imza kampanyasına şu ana kadar 21 bin 508 kişi imza vererek takviye oldu.

‘MUTLAKA CEZA ALSIN’

Kardeşinin vefatına yol açan şoförün özgür bırakılmasının yanlışsız olmadığını ve cezalandırılması için çaba ettiğini anlatan Elif Kara Yiğit, şu sözleri kullandı:

*Kardeşim için bir imza kampanyasını gündeme getirdik. Herkesin bize elinden geldiğince dayanak olmasını istiyoruz. Biz adalet aramaktan kardeşimizin acısını yaşayamadık.

*Kazadan çabucak sonra adalet arayışımıza başladık ve 1 yıldan uzun mühlet oldu hala devam ediyoruz. Biz kapı kapı dolaşıp kamera manzaralarını arıyoruz. Daire daire dolaşarak görgü şahidi var mıdır diye küçükte olsa bir şey arıyoruz.

*Biz bile bunu yaparken, yetkililer tarafında neden bir kanıt bulunmaya çalışılmıyor? Olayın olduğu yer çok işlek bir yer.

*Hiçbir biçimde kamera kaydı bulunamadı deniliyor. Dolaşırken elinde manzara olan beşerlerle da karşılaştık ancak daha sonra bizimle bağlantıya geçmiyorlar.

*Bizim tek isteğimiz imajlar ortaya çıksın ne ise biz de bilelim sonucu yalnızca bunu istiyoruz. Kardeşim üniversiteye dahi gidemezken bunu yapan insan, ödül verilir üzere kent değiştirip, üniversiteye gidebiliyor.

*Biz kardeşimizi kaybetmişiz, bu cinayete neden olan kişi üniversiteye gidebiliyor. Elinde en ufak bir fotoğraf dahi olan bir kişi var ise lütfen bizimle irtibata geçsin. Biz aile olarak yalnızca hatalının ceza almasını istiyoruz.

‘VERİLERİN KURTARILMASINA YÖNELİK TALEBİMİZ OLACAK’

Yiğit ailesinin avukatı Ahmet Ergin Sözen, bir sonraki duruşmada mahkemenin belgeyi İsimli Tıp Kurumu’na göndermesini beklediklerini söz ederek, belgedeki uzman raporunun karar vermeye elverişli olmadığını söyledi.

Olayın olduğu bölgede imaj olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu kaydeden Sözen, sonraki duruşmada evrakın İsimli Tıp Kurumu’na gönderilmesini, bilgilerin kurtarılmasına yönelik yeni bir çalışma yapılmasını, emniyet ya da dışarıdan gelecek uzmanlar ile tek tek bütün binaların ve iş yerlerinin gezilmesini, şahısların ellerinde manzaralar var ise toplanmasını isteyeceklerini söyledi.

Sözen, “Gelinen basamakta kazanın olduğu ana dair rastgele bir kamera imgesi ortaya çıkmadı. Biz soruşturmanın birinci anından itibaren kamera imgelerinin incelenmesini istiyoruz. Bilhassa bilgi kurtarma konusunda taleplerimiz oluyor. Kolluk kuvvetlerinin data uzmanları ve emniyet gruplarının de bu hususta ehil çalışmalarının olduğunu biliyoruz. Kazanın olduğu yer Gaziantep’in en işlek yerlerinden birisi. Kazadan çabucak sonra ve yaşanan bu durumdan ötürü oralara ek trafik ışıkları konuldu. O bölgede yeniden 20’nin üzerinde iş yeri mevcut. Birçok bina ve apartman var. Görgü şahidinin olmaması mümkün değil. Görgü şahitleri bu manada görüşmek istemiyorlar. Tabi biz bunu tüzel olarak mahkemeden de talep edeceğiz” dedi.

‘SON NEFESİME KADAR MÜCADE EDECEĞİM’

Ezgi Yiğit’in babası Mehmet Yiğit ise son nefesine kadar hukuk içerisinde gayret edeceklerini belirterek, “Bu evrakta gördük ki devletin kurumları kör, sağır ve dilsizler. Kameralar dahi kör oldu. Biz insanları görgü tanıklığına dahi götüremedik. Ya beşerler çekiniyor ya da biz o denli hissediyoruz. Bu olağan bir kaza değildi. Bizim ciğerimiz koptu. Vakit her şeyin ilacı diyorlar ancak bizde o denli olmadı. Biz acıları içimize hapsedip yaşamayı öğreniyoruz. Kızım çok başarılı bir çocuktu. Bir sürü birincilikleri ve dereceleri var. Son imtihanında 120 sorudan 108 net bırakmıştı. Bizim için artık hiçbir şey eskisi üzere olmayacak. Biz bunu biliyoruz. Fakat biz en azından adaletin yanımızda olduğunu hissetmek istiyoruz. Bu türlü olursa acımız hafiflemez fakat bir nebze de olsa vicdanımız rahatlar. Bu acı bizimle birlikte artık toprağa kadar gidecek. Son nefesime kadar uğraş etmeye devam edeceğim. Yasal olarak geri adım atmayacağız kızımın canının bir bedeli yoktur” diye konuştu.

‘DOĞUM GÜNÜNDE HOŞ HABER VERMEK İSTİYORUM’

Ezgi Yiğit’in annesi Emine Gülay ise bir sonraki duruşmadan 4 gün sonra kızının doğum günü olduğunu söyleyerek, tek dileğinin kızına bu kez hoş bir haber vermek olduğunu söyledi.

Emine Gülay Yiğit, kazadan evvelki kızı ile olan görüşmesini gözyaşları içerisinde anlatarak,
şöyle konuştu:

*Benim tek dileğim kamera manzaralarının getirilmesi. Şayet nitekim Ezgi haksız ise o da çıksın. İçim rahat etsin istiyorum. Ortada bir manzara yokken kızım Ezgi nasıl hatalı görülüyor onu anlamıyorum.

*Mahkemeden 4 gün sonra kızımın doğum günü. Tek dileğim bu kere ona gittiğimde hoş bir haber vermek. Hakikaten dayanmak çok güç. Kazadan evvelki akşam içimde daima bir düşünce vardı.

*Kızım bana mesken işlerinde gece yardım etmişti. Benim rahatsızlığım nedeniyle yorulmamı istemedi. O akşam görememiştim sonrasında sabahta göremedim aslında olay oldu. Keşke diyorum görebilseydim.

*Hala inanamıyorum çok güç bir durum. Benim tek dileğim o kişinin cezasını çekmesidir. Benim kızımda otomobil kullanmak istiyordu çok ta istiyordu ancak biz yaşı tutmadığı için asla müsaade vermedik.

*Böyle çocuklara neden otomobil veriliyor anlamıyorum. Ezgi ile birlikte olan arkadaşı Şimal. Ezgi ile bir arada sağa sola bakarak temkinli olduklarını da söylüyor aslında. O kişi de mahkemede otomobil ile gelirken kızımı gördüğünü zati söylüyor.

*Bu kişi cezasını çekmelidir. Benim kızım okul birincisi olmasına karşın üniversiteye gidemedi. (DHA)