GüncelGündem

Prof. Dr. Rıdvan Şentürk: Tiyatro yerinde sayarsa hayattan kopar

Paylaş:

İSTANBUL (AA) – Türkiye ve Almanya’da tiyatro, felsefe ve sinema üzerine eğitim alan, modern ve postmodern estetik kavramları üzerinde çalışmaları bulunan Şentürk, AA muhabirine Türk tiyatrosunun bugünü ve geleceği hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Şentürk, kaleme aldığı “Terörist” adlı tiyatro oyununun 2018-2020 arasında Ankara Devlet Tiyatrosunda sahnelendiğini, çok ilgi çektiğini ve olumlu eleştiriler aldığını söyledi.

Türk tiyatrosunun geleneksel yapılarıyla çağdaş tiyatronun özelliklerini sentezleyen yeni arayışlara yönelme çabasındaki oyunların desteklenmesi gerektiğini belirten Şentürk, “Yenilikçi oyunlar maalesef bazen oldukları yerde kalabiliyorlar. Başka şehirlerde gösterilmiyor veya festivallere katılamayabiliyorlar, en önemlisi gençlerle buluşamayabiliyorlar. Bu da tiyatronun gelişmesi açısından, Türk tiyatrosu kimliği vizyonunu taşıması bakımından olumsuz bir atmosfer oluşturuyor. ‘Terörist’ oyunuyla ilgili yaşadığım tecrübeden yola çıkarak bunları söyleyebilirim.” değerlendirmesini yaptı.

“Türk tiyatrosunun geçmişten gelen tecrübesi var”

Rıdvan Şentürk, “Terörist”in deneyselliğe yakın, arayış içerisinde, sıra dışı bir oyun olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

“Çağdaş bir oyundu, çok iyi bir tepki aldı. Bol seyircisi vardı, internette ve sosyal medya mecralarında, gazete köşelerinde çok tartışıldı. İnanır mısınız, oyunu 10-15 defa izlemeye gitmiş seyircilerle, gençlerle karşılaştım. Benim amacım Terörist oyunu üzerinden bir tartışma başlatmaktı, ‘Türk tiyatrosu nasıl olmalıdır?’ tartışması. Çünkü kalıpları yıkan bir oyundu ama bunu gerçekleştiremedi. Festivallere katılmak bir tarafa, oyun İstanbul’a bile gelmedi.”

Türk tiyatrosunun dünya tarihindeki yerine ve Batı tiyatrosuyla ilişkisine değinen Şentürk, “Bugünkü Türk tiyatrosunun bir geçmişi var, geçmişten gelen tecrübesi var, bu göz ardı edilemez.” dedi.

Şentürk, Türk tiyatrosunun Batı’dan etkilenmesinin normal olduğunu, bu sürecin 150-200 yıl öncesine dayandığının altını çizerek, “Sorun Türk tiyatrosunun Batı’dan etkilenmesi değil, 100-150 yıl öncesindeki gibi etkilenmeye devam etmeye çalışması, kendine özgü kimlik iddiasında bulunamamasıdır.” ifadelerini kullandı.

Batı’nın klasik dramaturji ilkelerine göre yazılmış oyunlarının sürekli sahnelenmesinin Türk tiyatrosuna fayda sağlamayacağını dile getiren Şentürk, şunları kaydetti:

“Bugün Batı tiyatrosunda da pek çok yeni akım var. Kendi tiyatro sınırlarını dışarıya doğru, sokağa doğru taşımış, deneysellik çabalarıyla yeniden yorumlanmış, eski klasik bildiğimiz dramaturjik ilkeleri benimsemeyen, yeni arayışlar içerisinde daha interaktif, yeni medya mecralarıyla buluşmuş daha ekspresyonist bir yolculuğa çıkmış durumda Batı tiyatrosu. Biz bunu takip edemiyoruz. Türk tiyatrosunun bunu Devlet Tiyatroları öncülüğünde takip etmesi lazım.”

“Shakespeare, kendisinden sonra gelecek olan tiyatro yazarlarına model oluşturmuştur”

Devlet Tiyatrolarının hem sinemaya hem de tiyatro ve dizilere oyuncu yetiştiren, güzide yönetmenler ve oyunculara sahip bir kurum olduğunu vurgulayan Şentürk, “Bu kapasitenin çok iyi değerlendirmesi gerekiyor. Devlet Tiyatrosu denildiğinde muhafazakar, Batı’nın eski oyunlarını tekrar tekrar sahneleyen, arada bir programına yerli oyun da sıkıştıran bir kurum gibi algılanmamalı. Bunun mutlaka düzeltilmesi gerekiyor.” diye konuştu.

William Shakespeare oyunlarının gücünü ve etkisini metninden çok, tiyatro geleneğinin sınırlarıyla oynayabilmesinden aldığını anlatan Şentürk, şu değerlendirmeleri yaptı:

“Yeni türler oluşturmaya çalışması, türler arası kaynaşmaya gitmesi, eski tragedya geleneğiyle oynayarak onu modern drama geleneğiyle buluşturması önemli. Yani hem yapısal hem biçimsel hem içerik olarak arayış içerisine girmiş olması ve bir çığır açması dolayısıyla Shakespeare, kendisinden sonra gelecek olan tiyatro yazarlarına ve genel anlamda tiyatroculara üzerinde konuşabilecekleri, tartışabilecekleri bir model oluşturmuştur.”

“Tiyatro yerinde sayarsa, hayattan kopar”

Prof. Dr. Rıdvan Şentürk, Shakespeare’in yenilikçi tavrının önemine dikkati çekerek, “Batı’yı taklit edeceksek, etkileneceksek bunları da görmeliyiz. Bu yenilikçi tavrı da görmeliyiz. Fakat bu yenilik Batı’yı taklit ederek değil, kendi tiyatromuzu inşa ederek gerçekleşmeli.” dedi.

Batı tiyatrosunun dünden bugüne geldiği noktaya da değinen Şentürk, “Gelinen nokta, Batı tiyatrosunda dramaturjik yapının temel anlatım ilkelerinin Batı tiyatrosunu geliştirmediğini, tam tersine değirmen taşı gibi kendi etrafında dönen, kendini öğüten ve tekrara dönüştüren bir kısırlığa yol açtığı yönündedir.” ifadesini kullandı.

Tiyatronun yeni arayışlara yöneldiği bir dönemde Türk tiyatrosunun, hala Tanzimat döneminin taklitçi, öykünen tiyatro anlayışıyla ilgi görmesinin mümkün olmadığının altını çizen Şentürk, şunları dile getirdi:

“Tiyatro yerinde sayamaz. Yani tiyatro yerinde sayarsa, hayattan kopar. Her yıl 1 milyon 700 bin kişinin oyun izlediği söyleniyor. Fakat bu sayının yarıya yakın kısmının tiyatroya sürekli giden seyircilerden oluştuğunu unutmamalıyız. Tiyatro anlayışımızın yenilenmesi gerekiyor. Bu ancak yeni Türk tiyatrosu vizyonuyla mümkün. Bunun da temelinde aslında ‘Batı tiyatrosu ne yapıyor?’ diye bakıp onu buraya hemen aktarmak, benzerlerini yapmak değil. Türk tiyatrosu ve kimliği nasıl olmalı kaygısının yatması gerekiyor. Özel tiyatroların çoğunun zaten bu türden bir tartışmayı yürütebilecek ekonomik güçleri yok. Ödeneği de bulunan Devlet Tiyatrosu öncülüğünde çalıştay, tartışma, yarışma, araştırma ve sosyal medya mecralarındaki bir takım yayınlar ve teşvik programları hazırlanabilir. Türk gençleri, sanatçılar, aydınlar da bu çalışmalardan beslenmeli, ümitlenmeli, motive olmalı. Yani yazarsız olmuyor bu iş. Türk gençlerinin tiyatro yazarlığına heveslenmesi gerekiyor. Ama bu karşılığı göremedikleri zaman hevesleri de kırılabiliyor.”

“Türk yazarları sahnede yeterince göremiyoruz”

Devlet Tiyatrolarına ikinci bir oyun olarak 2019’da yazdığı “Benim Hayatım” adlı oyunu sunduğunu, fakat kabul edilmediğini aktaran Şentürk, “Her yıl yüzlerce oyun gönderiliyor ve baktığımızda arşive giren de birçok oyun var aslında. Fakat Türk yazarları sahnede yeterince göremiyoruz. Çünkü çoğu belki kalitesiz veya çok kaliteli olduğu halde haksız yere raporlanmış, edebi kurulca reddedilmiş olabiliyorlar ve sahnelenme imkanına kavuşamayabiliyorlar. Bu da çok ciddi, yenilikçi Türk tiyatrosu anlayışını temsil eden eserlerini meydana getirmek isteyen gençlerin motivasyonunu bozuyor.” açıklamasını yaptı.

Rıdvan Şentürk, Devlet Tiyatrolarına gönderdiği oyunun, Türk tiyatrosu kimliğinin nasıl olması gerektiğine dair kaygı taşıdığını, geleneksel tiyatronun karakteristik özellikleriyle çağdaş tiyatronun özelliklerini kaynaştırıp yeni sentezler aramaya çalıştığını ve tiyatronun sınırlarıyla oynayan, seyirciyle ilişki biçimlerini değiştirmeye çalışan aynı zamanda tiyatronun sadece eğlenceli bir şey değil, düşündürücü ve eleştirel bir şey olabileceğini de gösteren bir oyun olduğunu söyledi.

Hakkında yazılmış raporda, oyunun komedi olarak sınıflandırıldığını gördüğünde şaşırdığını belirten Şentürk, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Düşünebiliyor musunuz, sonu intiharla biten bir oyunun türü komedi şeklinde sınıflandırılmış. Gördüğümde inanamadım. İnanılır gibi değil. Oyunun kabul edilmesi veya reddedilmesi değil benim meselem. Değerlendirmenin çok daha ciddiyetle yapılması gerekirdi. Kendi içinde çelişkili, oyunu hangi kriterlere göre değerlendirdiği belli olmayan veya tamamen okunup okunmadığı şüpheli bir rapor, Edebi Kurul’un üstünde belirleyici bir rol oynamamalıydı. Çünkü yüzlerce genç oraya oyunlarını gönderiyor ve bunlar çok ciddiyetle oyunlarının değerlendirilmesini bekliyor. Reddetme veya kabul etme gerekçelerinin tutarlı olması gerekiyor.”

Devlet Tiyatrolarının önemine işaret eden Şentürk, “Tiyatroyu halka ulaştırma vizyonu oluşturmak ve dünya tiyatro tarihinde yerini alabilmek için özgün Türk tiyatrosu kimliği, tiyatronun halktan uzaklaşmaması için de gelecek kaygısı taşıması gerekiyor. Bunu ancak aldığı ödenekle güçlenen Devlet Tiyatroları yapabilir.” ifadelerini sözlerine ekledi.

Muhabir: Ahmet Esad Şani

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu