Aile içi şiddete genel bakış

İnsanın en mahrem alanı ailedir. Sığındığımız, güvendiğimiz hatta kendimizi en emniyette hissettiğimiz alanımızdır. Kadın ve çocuk ailenin önemli iki unsurudur. Kadın sağlıklı nesillerin yetiştirilmesinde rol oynarken, çocukta toplumun sürekliliği ve devamı için önemlidir. Toplumsal şiddetin aşikar ve aleni olduğu yerde aile içi şiddeti insanlar “özel hayattır, karı koca arasında olur böyle şeyler, babadır hem döver hem sever, karı koca arasına şeytan girmemiş” gibi kocaman kocaman laflarla önemsenmemesi gereken bir durummuş gibi gösterilmeye çalışılıyor.
Aile içi şiddetin sebeplerini ana başlık olarak biyolojik, psikolojik ve sosyal sebepler olarak inceleyebiliriz. Biyolojik sebepler arasında erkeklik hormonları, bazı akıl hastalıkları “şizofreni, kişilik bozuklukları” gibi, psikolojik sebepler erkek egosunu tatmin etmek ve iktidarını kabul ettirmek için şiddet uygular. Sosyal sebepler ise çok daha iç içe girift bir durum arz eder. Şiddet öğrenilebilen bir davranış biçimidir. Öğrenme kaynağı ise ailedir, çoçuklukta şiddete uğrayan kişi ileride kendi ailesine de şiddeti kullanır. Toplumsal şiddeti tetikleyen de asıl budur. Aile içi şiddetin fiziksel olarak nitelediğimiz ve ölüme kadar giden boyutunu günümüzde medyada sıkça görüyoruz. Bir boyutu da duygusal dediğimiz yönü, aşağılama, küçük düşürme, rencide etme, özgürlüğünü kısıtlama, ekonomik olarak kontrol altına alma ya da bir şekilde para kazanmaya zorlanma, çocuk ihmal ve istismarı.
Toplumun en küçük yapı taşı aile diyorsak ve ailenin yetiştirdiği bireyin toplumun olgunlaşmasında etkilidir diyorsak. Önce aile içi şiddeti sonlandırmalı, olmadı çocuğu bu şiddet ortamından korumak için ortamdan uzaklaştırılmalı, psikolojik destek verilmeli. Çocuklar ilişki kurma biçimini aile içinde öğrenir, hani denir ya ilk öğretmen anne babadır diye. Rol model falan.Şiddete maruz kalan çocuk şiddet kullanarak ilişki kurar, şiddetle ilgi çeker, kendini ifade edemez, kabadırlar, ergenlikte madde bağımlısı olabilirler, haindirler, hayata karşı öfkeli, öc alma duygusu beslerler. Hal böyle iken böylesi yetişkin bireyden acıma, insaf bekleme biraz zor gibi görünüyor.
Çok büyük, büyük devlet büyüklerimizin yaptığı falan filan toplantılardan birinde Katılımcıların Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Aile Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit in katıldığı büyük lafların havada uçuştuğu “TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE AİLE, ÇOCUK KADIN ÇALIŞTAYI” da çok sayın Adalet Bakanımız, “devletin kurumları ile aile içine karışıyor olmasının ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğunu bilemediğini. Uzaklaştırma verdiğimiz insanların ne kadarının birleştiği, ne kadarının ayrıldığı ne kadarının şiddete maruz kalıp öldüğü …
Çocuk istismarında geldiğimiz son noktayı ise ifade etmekte zorlanıyorum. Edebim izin vermiyor. Kardeşim daha neyin çetelesini tutacaksın, daha kaç can ölecek, yeter be, edep haya yahu. Anlayan anlar.
Sevginin gücünün bileğimizden güçlü olduğunu lütfen unutmayalım.