Akademisyen ve Eğitimci Şafak Coştu Yazdı…
Çocuklarınızı dünyevi keyiflerden uzak tutmayın ama onlara en azından ayakkabılarını kendileri giyebilecek kadar yaşam becerilerini verin. Verin ki bir gün bunu tek başına yapmak zorunda kaldığında zorlanmasın…
Birçok alan özel uzmanlık ister hukuk, mimarlık, doktorluk… Ama nedense eğitim bir uzmanlık istemiyor eğitimi konuşup büyük laflar etmek için fizyoloji profesörü de olabilirsiniz, influencer anne de… Özellikle duyduğum çok yaygın birkaç söylem var bugün bunları biraz irdelemek istiyorum bir EĞİTİMCİ olarak.
“Şimdiki çocuklar bir harika”
Çocuğunuza bir psikiyatrist edasıyla koyduğunuz “üstün zekâlı” tanısını sarsmak istemem ama durum pek öyle değil. Şimdiki çocukların -ya da alfa kuşağının artık ne diyeceksek- bilgiye maruz kalmaları şüphesiz ki önceki nesillere göre daha yoğun. Doğdukları çağdan kaynaklı olarak belki de bizlerin
yaşına geldiklerinde bilgileri bizlerden daha fazla olacak. Bunların hepsini kabul ediyorum.
Ancak bu duruma birtakım itirazlarım olacak. Şimdiki çocuklar diye tanımladığımız çocukların en büyük eksiklikleri bilgiyi hayata geçirme becerilerinin ve yaratıcılıklarının düşük olması. Belki de bunu tüm dünya ile kıyaslamamak gerekiyor; sadece ülkemiz için yazsam daha iyi olacaktır. “Yerli ve milli” annelerimizin bağırmalarını kulaklarımda hissettim şu an. Sonuçta onca para onca “emek” bu sözleri duymak için yapılmıyor. Onlarca para verdikleri okullarda çocukları üç yaşından itibaren kodlama eğitimi alıyorlar, ikinci yabancı dillerini öğreniyorlardı!
Birinci sınıf öğrencilerimle ilk günümde ailelerin kendilerini ne kadar kandırdığı gerçeğiyle yüzleştim. 7 yaşındaki çocuklar kendi yemeklerini yiyemiyorlardı, tuvalet eğitimleri yoktu, neredeyse hiçbiri tuvaletten çıkınca ellerini yıkamıyorlardı…Mandalinayı kabuğuyla ısırarak yemeye çalışan öğrencileri görünce hepsi eğitimli velilerimin benimsediği “prens, prenses” şiarlarının yaşamdaki yanılsamasını gördüm. Şahit olduğum gerçeklik tokatlarının en ağırı ise nöbetçi olduğum gün 10 yaşındaki öğrencilerin gitarlarını kapıdan yatay geçirmeye çalışmalarıydı. Nereye gitmişti verdiğimiz geometri eğitimi? Biri değil ikisi değil o gün gitar dersi olan çocukların yüzde 90’ı o kapıdan gitarlarını yatay geçirmeye çalışmıştı.
O zaman Cengiz Aytmatov’un ünlü eseri Al Yazmalım’da olduğu gibi sorguladım “Eğitim neydi, eğitim emekti” dedim. Eğitim bilgiyi alıp kafaya monte etmekten mi ibaretti? O zaman bir bilgisayardan farkımız neydi bizim? Eğitimin ilk çıkış amacı yaşam becerilerini bireylere kazandırmakken şimdi ne olmuştu da A şıkkını eleyip B şıkkını işaretlemekten ibaret kalmıştı?
Sanırım bunda Tansu Çiller’in izlediği piyasacı eğitimin büyük etkileri vardı. SPAN adlı şirketin isteklerine göre çocuklar sürekli bilgiye ve sınavlara maruz kalacaktı. Bunun neticesinde sermaye canlanacak hatta yeni bir piyasa yaratılacaktı. Eğitim piyasası!
Taşlar parça parça konulacaktı. İnsanları uyandırmadan. Kreşlerde, anaokullarında en önemli şeyin oyun olduğu gerçeği unutulacak ve çocuklara bahçe yüzü göstermeden bilgi verilecekti. El becerisi, yaratıcılığı daha ilk sıralardan öldürülecekti. Oyuna vaktimiz yoktu çünkü yaşıtlarıyla birlikte dil öğrenmeleri gerekiyordu üstelik henüz ana dilini bile usule uygun olarak kullanmadan yapması gerekiyordu bunu. Atık malzemelerle bir oyun tasarlamasına gerek yoktu, akıllı tahta ona her imkânı sunacaktı üstelik fiziksel bir katkı da sunmasına gerek yoktu, tek tuşla halledebilirlerdi.
“Okula başlayınca karakteri bozuldu”
Sonra yaygın bir şekilde bu cümleyi duymaya başlayacaktık. Bir dakika eğitimin temel felsefesine aykırı değil mi bu? Eğitimin; toplumsal kuralları, düşünme becerilerini, yaşam becerilerini, ahlaki tutumları vermesi gerekmiyor muydu?
Piyasa eğitiminde iş öyle değildi. İyi okullara seçilmesi için çocuğun daha 3 yaşında belirli sınavları geçmesi gerekiyordu. Sonrası için akranlarıyla daha anaokulu döneminde yarışması gerekiyordu. Bu yarış esnasında tabiri caizse kan, gözyaşı, intikam, ihtiras hepsinin olması gerekiyordu. Bir metafor oluşturursak çocuklar üzerinden “kafes dövüşü” yapan aileler kaybetmemek için çocukları özel derslere, kurslara, etütlere yönlendireceklerdi. Piyasa bu ya!
İnsan tabii senede yüz binlerce lira verdiği okula çocuğu gidince dışarıda beş kuruş harcamak istemez. Ama orada her şeyden azar azar öğretildiği için dışarıdaki piyasada devam ettirmek gerekiyor eğitimi. Mesela haftada bir saat Almanca, Fransızca ya da İspanyolca öğrenen çocuk bu dili unutmasın diye dışarıda özel kursa gitmek zorundaydı. Örnekler çoğaltılabilir…
Peki, Ziya Selçuk’un piyasacı eğitimi desteklemek için söylediği gibi “Artık endüstri toplumundan bilgi toplumuna geçiyoruz” isek neden uluslararası ilişkilerde Rusya’dan buğday alamayacağız diye dertleniyoruz ki zaman zaman? Rusya buğday üretiminde 85 milyon tonla dünyanın en fazla buğday
üretimi yapan dördüncü ülkesi olmayı başarmıştır. Yani Sayın Selçuk, üretmeden olmuyor. Bilgiyi üretime entegre edemediğiniz sürece geri kalmış, dışa bağımlı bir ülke olarak yaşar gidersiniz.
21.yüzyılda modern eğitimi tartışırken çocuklara verdiğimiz düşünme becerilerini sorgulamalıyız, hayatta kalma becerilerini ne kadar öğrettiğimize bakmalıyız… Beni çağdışılıkla suçlayanlara hatırlatmak isterim ki yüz yılda bir denk gelen pandemi de enerji olmadığından üretimin durması da 3.Dünya Savaşının olasılığı da komplo teorisiydi…
Çocuklarınızı dünyevi keyiflerden uzak tutmayın ama onlara en azından ayakkabılarını kendileri giyebilecek kadar yaşam becerilerini verin. Verin ki bir gün bunu tek başına yapmak zorunda kaldığında zorlanmasın…
Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.
- Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
- Kan dolaşımını hızlandırır,
- Kronik yorgunluğu azaltır,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir,
- Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
- Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
- Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
- Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
- Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.
Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER
- SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
- 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
- SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
- Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
- Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
- DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
- 05523307100-05325466184
- www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
- www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
- www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,