Selçuk Üniversitesi Sualtı Arkeolojisi Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hakan Öniz, 2015 yılında Silifke Müzesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın talebiyle Mersin kıyılarındaki dalışa yasak sahaların revizyonu amacıyla sualtı çalışmasına başladıklarını söyledi. Yrd. Doç. Dr. Öniz, çalışmanın amacının genelde Mersin kıyıları, özelde Silifke kıyılarındaki arkeolojik eserlerin tespiti ve dalışa yasak sahaların belirlenmesi olduğunu kaydetti.
Çalışmalara ilk başladıklarında bölgede çeşitli arkeolojik batıkların tespitini yaptıklarını anlatan Yrd. Doç. Dr. Öniz, “Ama bizim için en heyecan verici olan 35 metre derinlikte bulduğumuz eski çağda savaş gemilerinin silahı olan bir demir mahmuzdu. Böyle bir demir mahmuz dünyada ilk kez bulunmuştu. ‘Selçuk 1’ Bilimsel Araştırma ve İnceleme Gemisi’ni kullanarak batıdan doğuya tüm bölgeleri denizin içinden ve kıyısından araştırarak çalışmaları yürüttük.” dedi.
Daha sonra kıyıdan yaklaşık 2 kilometre açıkta bulunan Dana Adası’nın çevresinde çalışmaları sürdürdüklerini belirten Yrd. Doç. Dr. Hakan Öniz, adanın kuzeyine geldiklerinde suyun altından kıyıya kadar uzanan bazı yapılar gördüklerini söyledi. Yard. Doç. Dr. Öniz, “Kafamızı suyun içinden çıkarıp kıyıya çıktığımızda ise çok şaşırdık. Birdenbire karşımıza onlarca çekek yeri çıktı. Muazzam bir duyguydu.” diye konuştu.
DÜNYADA BENZERİ OLMAYAN DEV TERSANE
2015 yılında 100 kadar çekek yerini tespit ettiklerin ancak hangi döneme ait ve ne kadar olduğunu bilmediklerini kaydeden Öniz, 2016 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izin ve talimatı doğrultusunda çalışmalara devam ettiklerini kaydetti. 2016 yılında sadece yüzey araştırmasıyla 274 çekek yerini belirlediklerini ifade eden Öniz, şunları söyledi:
“Büyük ihtimalle aynı sene içinde aynı anda yaklaşık 274 gemiyi yapabilecek kadar dev bir tersane yapısını ortaya çıkardık. Dünyada benzeri yok. Dünyada arkeolojik olarak kanıtlanabilinen en büyük tersane. Tarihleme konusunda çalışmalarımız devam ediyor. Büyük ihtimalle dünyadaki en eski tersane. M.Ö. 1200’de Geç Tunç Çağı’nda bu tersanenin kullanıldığını düşünüyoruz.”
Yrd. Doç. Dr. Öniz, arkeolojik olarak henüz yüzde 100 kanıtlayamamalarına rağmen eldeki tarihsel kayıtların çok büyük ihtimalle Dana Adası’nın, M.Ö. 12’nci Yüzyıl’da ‘Deniz Kavimleri’ olarak adlandırılan topluluklardan biri olan Danunalar’ın (Denyen) adası olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. Yrd. Doç. Dr. Öniz, “Danuna ya da Denyen ismi ile ilgili ilk kayıtlar M.Ö. 16’ncı yüzyılda Hitit Kralı Telipinu’nun Adania’dan bahsetmesiyle ortaya çıkıyor. Kilikya olarak adlandırılan bugün Adana ve Mersin’in dahil olduğu bu bölge, kimi zaman Hititlerin etkinlik alanında yer alan kimi zaman isyan eden Adania adındaki kentin varlığıyla Danuna adının yüksek ihtimalle Anadolu kökenli olduğunu ortaya koyuyor.” diye konuştu.
KURAKLIK, DEPREM VE SALGIN HASTALIKLAR
‘Karanlık Çağ’a neden olan Deniz Kavimleri akını konusunun arkeolojide çok tartışılan ve bilinmeyenlerle dolu olduğunu anlatan Yrd. Doç. Dr. Hakan Öniz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Karanlık Çağlar denmesinin nedeni 300-400 yıllık zaman dilimine ilişkin arkeolojik bilgiye sınırlı ulaşmamızdan kaynaklanıyor. Çok büyük ihtimalle M.Ö. 13’üncü yüzyılda tüm Doğu Akdeniz ve Yunanistan yarımadasında büyük bir kuraklık, depremler ve salgın hastalıkların ortaya çıktığını düşünüyoruz. İskenderiye bölgesi yani Mısır’ın egemen olduğu coğrafya ise verimli ve tarıma uygun. Hatta II. Ramses’in Hititlere yardım ettiğini, tahıl dolusu gemiler yolladığını biliyoruz. Bir açlık yaşandığını antik kayıtlar bize söylüyor.”
GEMİ YAPIP MISIR’A SALDIRIYORLAR
Danunaların (Denyen) Hititlerle ilişkili bir halk topluluğu olarak çok büyük ihtimalle Dana Adası üzerinde gemilerini yapmaya başladıklarını belirten Yrd. Doç. Dr. Hakan Öniz, şunları kaydetti:“Muhtemelen Danunalar aynı dertten muzdarip diğer topluluklarla birlikte buğdayın olduğu bölgeye, Mısır’a saldırıyor. III. Ramses Danunaları (Denyen) yenilgiye uğrattığını söylüyor. Ele geçirdiği Denyenleri diğer esirlerle birlikte uzak bölgelerde asker olarak görevlendiriyor, ele geçiremediği Denyenleri ise kuzeydeki adalarına kadar takip ettiğini ve bu bölgede yok ettiğini söylüyor.”
Dana Adası kazılarının çok uzun yıllar sürebileceğini sözlerine ekleyen Yrd. Doç. Dr. Öniz, şunları anlattı:
“Biz emekli oluruz, sonra başka meslektaşlarımız bu çalışmaları sürdürür, çünkü hikaye yalnızca Hititlerle veya Danunalarla bitmiyor. Kilikya bölgesinde Demir Çağı’nda Geç Hitit Krallıkları’nın varlığını biliyoruz. Bunların Kilikya demiri ve buğdayını ele geçirmek isteyen Yeni Babil Krallığı’na direndiğini biliyoruz. Adanın adı Demir Çağı’nda Pitusu’ya dönüşüyor. Yeni Babil Kralı Neriglissar tarafından yazılan yıllıkta Pitusu, ‘Denizin ortasında bir dağ’ olarak niteleniyor. Buraya saldırdığını, bu küçük ada üzerinde 6 bin askerin Yeni Babil’e direndiğini biliyoruz. Adada direnen 6 bin kişinin varlığı Demir Çağı’nda da tersane konumunu devam ettirdiğini gösteriyor.”
TÜRKİYE ÖNEMLİ KÜLTÜREL MİRASI KORUMUŞ
Türkiye Cumhuriyeti’nin yasalarıyla son derece önemli bir kültürel mirası hiç dokunulmadan koruduğunu da sözlerine ekleyen Yrd. Doç. Dr. Öniz, “Zaman, ada üzerinde yaklaşık 800 sene önce durmuş. Yasalarımız ada üzerinde herhangi bir yapılaşmaya izin vermemiş. Tamamen dünya mirasının bir parçasıdır.” ifadelerini kullandı.
haberler
Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.
- Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
- Kan dolaşımını hızlandırır,
- Kronik yorgunluğu azaltır,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir,
- Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
- Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
- Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
- Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
- Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.
Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER
- SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
- 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
- SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
- Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
- Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
- DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
- 05523307100-05325466184
- www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
- www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
- www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,