Gazeteci Akif Beki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın aralarında ABD ve Almanya’nın da bulunduğu 10 büyükelçinin “istenmeyen kişi” ilan edilmesi için Dışişleri Bakanı’na verdiği talimatın ucunun açık tutulduğunu aktararak, “‘Ağırlamak zorunda değiliz, istenmeyen kişi ilan edilmeleri konusunu hemen halledeceksiniz’ şeklindeki ifadeler, Dışişleri’ne inisiyatif alanı bırakıyordu. Halletmenin bir yoluna bakmalarını söylüyordu. Aksi düşünülemez. Yoksa Erdoğan talimat verecek de Dışişleri ikiletecek, oyalayacak, zamana yayacak, formül arayacak…Kim inanır! Peki, maksat yağmak değildiyse ne demeye esip gürlendi derseniz…” ifadelerini kullandı.
Yazısında, Rahip Brunson ve Deniz Yücel‘in serbest bırakılmasını anımsatan Akif Beki, “Biz de ABD’de, Avrupa’da, Mısır’da, şu bu ülkelerde yürüyen yargı süreçlerine laf etmiyor muyuz? Adalete, insan haklarına saygıya çağırmadık mı? Demezler mi; siz yapınca hak, iç işlerine karışmak değil de biz yapınca mı iç işlerinize karışmak?” şeklinde sordu.
Beki, “Maksat gözü kararttığımızı göstermek, karşı tarafı uzlaşmaya zorlamak olmasa büyükelçilerle ilgili talimatın gereği çoktan yapılmış olurdu. Demek ki Kavala araç, onun üstünden bir müzakere yürütülüyor. Büyükelçilerin çıkışı da fırsat görüldü, bir yarma harekatı denendi” şeklinde yazdı.
Yazının devamını okumak için tıklayınız.
