Ali Babacan: İhbar ediyorum…

Babacan, Meclis’te görüşmeleri süren “dezenformasyon yasası” ile ilgili, “Bu yasa, sansür maddesidir. Halkı aldatıcı bilgiyi alenen yaymak kabahatmiş. İhbar ediyorum. Adres veriyorum. Ankara Necatibey’de Sayıları Ayarlama Enstitüsü diye bir yer var. Nam-ı başka TÜİK. Her ay nizamlı olarak halkı aldatıcı bilgiyi alenen paylaşıyor” dedi.

DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık kıymetlendirme toplantısında konuştu.

ERDOĞAN’A BAŞÖRTÜSÜ YANITI

Babacan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Türkiye’de başörtüsü maddeyle yasaklanmadı. Olan biten, keyfi bir zulümdü. Bir dayatmaydı. Tıpkı vakitte başörtüsü, bu keyfi dayatmayla yüzleşilerek serbestleşmedi. Tersine başörtüsü üstündeki baskıyı kaldıran iktidar, diğer ömür biçimlerini ötekileştirdi. İşte bugün ‘Başörtüsü yasağını biz kaldırdık’ diyor fakat sansür yasasını getiriyor. Ya sen özgürlükten yanaysan, her alanda özgürlükten yana ol.”

“İdeolojik devlet anlayışını aşıp, eşit vatandaşlığı kazanamadığımız surece nöbetleşe zorbalık devam eder. Tüm kazanımlar eksik kalır. Onun için biz bu sıkıntıyı gerçek, onarıcı bir yaklaşımla ele almak zorundayız.”

“28 ŞUBAT ALKIŞÇILARI PERİNÇEK VE BAHÇELİ’YLE ARBEDE ETSİN ÖNCE”

“Geçmiş arbedesine tutuşmanın, ‘Sen şunu dedin, öteki bunu yaptı’ arbedesinin bu ülkeye hiçbir fayda sağlamadığını ve sağlamayacağını çok güzel biliyoruz. İktidar illa birileriyle, geçmişle arbede edecekse dönsün 28 Şubat alkışçıları olan Perinçek’le ve Bahçeli’ye hengame etsin evvel.”

 “KILIÇDAROĞLU’NUN HELALLEŞME DAVETLERİNİ DİKKATLE TAKİP EDİYORUZ”

“Sayın Kılıçdaroğlu’nun ‘helalleşme’ davetlerini ve CHP söylemlerindeki değişikliği biz dikkatle takip ediyoruz. Kelam vermek, insanların gözlerini geçmişten alır, yarınlara çevirir. Ortak bir beklenti üretir. Bu nedenle yarınlara dair verilen kelamları önemsiyoruz.”

Kılıçdaroğlu’nu dinlediğinde aklına iki sene evvel Şanlıurfa’da yaptığı bir konuşmasının geldiğini söyleyen Babacan konuşmasından şu kelamları hatırlattı:

“Türkiye’de herkes bir sefer düşman, bir kez üvey evlat, en az bir kez mağdur oldu. Artık eski hesaplaşmaları, hengameleri artta bırakıp yeni bir başlangıç yapmamızın vakti geldi. Geçmişi değiştiremeyiz. Ancak yarınları, hepimizin ortak yarını olması hepimizin elinde. Daha sıkıntı koşullarda 1923’te Cumhuriyet’i kurduk, 1950’de demokrasiye adım attık. Bir sefer daha yapabiliriz. Türkiye yeni başlangıcını demokratik birikimine yakışacak biçimde yapacaktır.”

“Geçmişten beri yaşanan mağduriyetler yalnızca maddelerle düzelmez. Bu ülkede kırılmış kalpleri, çiğnenmiş hakları, ayaklar altına alınmış hukuku lakin birlikte duran onarıcı bir demokratlık çözebilir. Kimsenin hakkının, hukukunun, malının, mülkünün çiğnenmemesi için lakin demokratik zihniyet bu sıkıntıları çözebilir. İnsan haklarının iktidar değişimlerinden etkilenmediği ülke olursak çözeriz.”

“ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ GEREKLİDİR”

“Ülkemizde özgürlükleri teminat altına alacak, kuvvetler ayrılığını sağlayacak bir anayasa değişikliği gereklidir. Temel hakların tamamının korunduğu, yargı bağımsızlığının sağlandığı anayasa değişikliği gereklidir.”

“İHBAR EDİYORUM…”

Babacan, Meclis’te görüşmeleri süren “dezenformasyon yasasını” şu sözlerle kıymetlendirdi:

“Bu yasa, sansür maddesidir. Halkı aldatıcı bilgiyi alenen yaymak cürümmüş. İhbar ediyorum. Adres veriyorum. Ankara Necatibey’de Sayıları Ayarlama Enstitüsü diye bir yer var. Nam-ı başka TÜİK. Her ay tertipli olarak halkı aldatıcı bilgiyi alenen paylaşıyor. Yüzde 200’e yaklaşmış enflasyonu hâlâ yüzde 83 diye açıklıyor. Buradan cürüm duyurusunda bulunuyorum. Gitsinler, halkı alenen aldatıcı bilgiyi düzenleyen ve yayan kuruma. O kuruma, o talimatı verenleri incelesinler, bulsunlar.”

“BTK lideri bir içeriğin kaldırılmasını istedi mi mesela Twitter onu kaldırmak zorunda kalacak. Savcılık vatandaşın kimlik bilgilerini mi istedi? Motamot vermek zorunda kalacak. Savcılıkla yetinseler yeniden güzel. Emniyet dahi bilgi isteyebilecek. Vermezse Twitter’a giremeyeceğiz. Bırakın hukuk devletini, kanun devletini, tüm inisiyatifi idari bir üniteye bırakma zihniyeti bu. İktidar milletin hak ve özgürlüklerine savaş açmış, ismine ‘dezenformasyon yasası’ demiş.”

“Sosyal medya şirketlerinin Türkiye’ye temsilci gönderip göndermemesiyle oyalanmasın kimse. Bunun için esasen yasa çıkarmaya gerek yok. Siz hukuk güvenliğini sağlayın, yatırımın ortamını güzelleştirin, o şirketler koşa koşa gelir esasen. Burada vergi verirler. Ancak bu yasa toplumsal medya şirketlerini Türkiye’ye çağırma değil, Türkiye’den kovma maddesidir. Bu yasa; Twitter’sız, Facebook’suz, Instagram’sız bir Türkiye’nin maddesidir.”

“Bu yasa, yasaklıyor; söz özgürlüğümüzü kısıtlıyor. Bu yasa, yalnızlaştırıyor; bizi demokratik dünyadan kopartıyor. Bu yasa fakirleştiriyor; internetten ticaretin köküne de kibrit suyu döküyor. Esnafla, çiftçiyle arbede ediyor. İktidarın keyfine nazaran milleti hizaya sokmaya çalışan bu sansür yasasını topyekûn reddediyoruz.”

“HÜKÜMET YA YALANLAMALI YA DA AÇIKLAMALI”

Uluslararası basında Türkiye’nin Rusya’dan aldığı doğalgazın ödemelerini yapamayacağına ve ödeme için ek müddet istediğine dair haberler yayınlandığını söyleyen Babacan şu sözleri kullandı:

“Bu tıp haberler çok tehlikelidir. Şayet bu haberlerin aslı yoksa, hükûmet derhal yalanlamalıdır. Yok nitekim bir temdit talebi varsa, ‘Ödeyemiyorum, geç ödeyebilir miyim?’ diye bir talep varsa bu da derli toplu bir biçimde kamuoyuna ve piyasalara açıklanmalıdır.”

“Bu işin latifesi olmaz. Temerrüt konusunda kaza bir sefer olur. Temerrüdün dedikodusu, temerrüdün kendisini getirir. Daha evvel uyardım, tekrar uyarıyorum: Bu ülkeyi asla, lakin asla, temerrüt çukuruna düşürmeyin. Yahu, artık silkelenip bir kendinize gelin. Nedir bu savrukluk? Aklınızı başınıza alın.”

“MEYDAN OKUYORUM” 

Türkiye’nin temerrüde düşmemesi için Merkez Bankası ve TÜİK idaresinde değişiklik yapılması gerektiğini söyleyen Babacan şöyle devam etti:

*Ekonomik krizi 6 ayda çözeceğiz. Enflasyonu da en geç 2 yılda tek haneye düşüreceğiz. Tekrar meydan okuyorum. Davet yapıyorum. Şayet bu ülkede iki tane büyük ekonomik krizi çözmüş bir takım, grup varsa buyursun, gelsin.

*Konuşmak kolay. Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. Bu krizi çözmek de bize nasip olacak. 2002 krizini çözmek için yola çıktığımızda gidip Avrupa’dan, Amerika’dan, uzaydan adam getirmedik. Mevcut yetişmiş insan gücüyle çözdük.

*2008-2009 global krizi Türkiye’yi burduğunda, sağdan soldan, dışarılardan insan bulmadık. Var olan düzgün insanları topladık, krizi çözdük.

*Bebekler sağlıklı büyüsün diye 2 yaşına kadar temel gereksinimlerini biz karşılayacağız. Genç çiftlerin bebeği oluyor, meskene yangın düşüyor. Yazıktır.

*Vatandaşlarımızın tatile çıkmak, telefon yenilemek, otomobil almak, mesken sahibi olmak üzere ‘normal heveslerini’ biz karşılayacağız. Bunlar ‘normal heves’. Kimilerinin ‘süfli heves’ demesine bakmayın.

“BEŞTEPE, AMERİKA İLE ZIMNÎ BİR MUTABAKAT MI YAPTI?”

Babacan’ın gündeminde ayrıyeten uyuşturucu vardı. Uyuşturucunun cinnet, şiddet ve dehşeti beraberinde getirdiğini söyleyen Babacan şöyle konuştu:

*Bu kadar Afgan, Türkiye’ye elini kolunu sallaya sallaya nasıl geliyor? Bir kısmı yanlarında ne getiriyor? Hudut güvenliği olmayınca, insan kaçakçılığına gereksinimi kalmayanlar, uyuşturucu kaçakçılığına mı giriyor?

*Ya Beştepe, Türkiye’nin hudut güvenliğini sağlamayı bilmiyor. Ya da Beştepe, Amerika ile zımnî bir muahede yaptı ve bu mutabakat gereği Afganlar Türkiye’ye geliyor. Türkiye’nin coğrafik pozisyonu, bu zehir sevkiyatında stratejik olarak kullanılır hale gelmiş.

*Şu son bir iki yıldır yakalanan uçakları, gemileri hafızanızda tazeleyin. Bir Güney Amerika’dan geliyor, bir Afganistan’dan. Gençlerin sıhhati, hayatı tehdit altında. Anne babalar feryat ediyor. Beştepe’ye tekrar sesleniyorum: Derhal gerekli tedbirler alın, sokakları temizleyin.