
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin genel merkezinde DSP Genel Başkanı Önder Aksakal’ı ağırladı. Yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından ikili ortak basın toplantısı düzenledi.
DSP lideri Aksakal ise şu açıklamalarda bulundu:
“Gördüğümüz kadarıyla bugünkü yönetim sisteminin bazı özellikleri özünde yönetenleri de rahatsız ediyor.
Asıl dikkat edilmesi gereken hususun, halkın seçimle verdiği yetkiyi, anayasa düzleminde kalmak, kaydıyla yönetim yetkisi olduğunun içselleştirilmesi olduğunu düşünüyoruz.
Ancak bugün siyasetin etkin noktasında bulunan aktörlerin aldıkları bu yetkiyi, devleti dönüştürme işlemine tahvil olduğu görüntüsü vermektedir. Bu yanlıştır ve tehlikelidir ve tasvip edilemez.
Meclis’te çoğunluğu ele geçiren herhangi bir yapı, kafa yapısına göre eğer anayasayı düzenleme ve değiştirmeye kalkarsa bunun adı faşizm olur, bunun adı kaos olur. Buna çok dikkat etmeliyiz.
Yüzde 50+1 yönetim sistemi öne çıkıyor ama sıkıntının sadece yüzde 50+1 olmadığını belirtmek isterim. Ana sıkıntının kuvvetler ayrılığı prensibinin ortadan kaldırılmış olması ve toplumun yönetimde hakimiyetini, yani mecliste olması gereken etkisinin ortadan kaldırılması olduğunu düşünüyorum.”
“İktidar, oyunun mevcut kurallarına göre yeniden seçilemeyeceğinin farkına varmış olmalı ki ‘Kuralları değiştirerek tekrar seçilebilir miyim?’ hesabına girmiş durumda.” ifadelerini kullanarak sözlerine başlayan DEVA Partisi lideri Babacan, devamında şunları söyledi:
“Bunu seçim yasasıyla ilgili yapılan hazırlıklar ve bu hazırlıklarla ilgili kamuoyuna yansıyan bilgilerde görüyoruz. Tartışmaya açılan ‘50+1’ meselesinde görüyoruz. Mevcut kurallarla seçime girseler artık kazanamayacaklar. Zihinlerinin gerisine iyice yer etmiş.
Bir hükümet, oyunun kurallarını değiştirerek iktidara devam etme hesabına girmişse artık o hükümetin ayrılma zamanı gelmiştir. ‘50+1’ ile artık olmuyor, ne yapalım? ‘40 +1’ mi yapalım?, ‘30+1’ mi yapalım? Ne istiyorlar? Kendileri çok istediği için bu anayasa değişikliği yapıldı.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun vatandaşlara yaptığı ‘helalleşme’ vurgusunu değerlendiren Babacan, “Siyasi partiler açısından dönem dönem bir iç muhasebe, özeleştiri yapmak ve bunun sonunda stratejiyi gözden geçirmek değerli çalışmalardır. Sayın Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmelerini bu çerçevede dinledim, anladım. Kuşkusuz siyasi partiler kendi yakın geçmişinden, diğer siyasi partilerin yaşadığı tecrübelerden, ülkenin geçmiş olduğu evrelerden yeni bilgiler elde edebilir, yeni görüşler ve bu görüşler ışığında yeni stratejiler oluşturabilir. Bu değerlendirmeler, iç muhasebe ve özeleştiri samimiyetle yapıldığında güzel sonuçlar verir.” açıklamasında bulundu.
Hükümetin dış politikasını da eleştiren Babacan, “Hükümet ciddi bir skandalın içine düşmüş durumda. Cumhuriyet tarihinde böyle büyük bir skandal görülmemiştir. Siz 2.5 milyar doları S-400’e verin, kapağını bile açamayın… 1 milyar 400 milyon dolar F 35 projesine harcayın, F 35’leri de alamayın… Böyle bir skandal yok. Bu kadar büyük bir başarısızlık, fiyasko yok. ‘Benim alanım ekonomi’, ‘Kitabını yazdık’ gibi, ‘Ben her şeyi bilirim’ tarzı ve tavrı işte ülkeyi bu noktaya düşürüyor.” dedi.
Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“‘F 35 vermiyorsunuz, F 16 alalım; onun parasını ona sayın’ yaklaşımı çok yanlış. Türkiye’nin F 35’lerle ilgili hakkını sonuna kadar savunması lazım. O projeye katkımız sadece 1 milyar 400 milyon dolar değil, biz o projenin dört ana hissedarından birisiyiz. Türkiye’nin F 35’ler konusunda sonuna kadar ısrarcı olması lazım. Kısa vadede F 16’ya ihtiyaç varsa onun pazarlığının ayrı yürümesi lazım. F 35 ile F 16 pazarlığının aynı çuvala konmasını büyük bir hata olarak görüyoruz.
“Sayın Erdoğan, ‘Ekonominin kitabını yazdık’ diyor. Doğru, gerçekten iktisat bilimcilerin çok iyi incelemesi gereken bir AK Parti dönemi var. Milli gelirimiz 3 bin 500 dolardan 12 bin 500 dolara çıkarken bu başarının arkasındaki faktörler, ana sebepler neydi, herkes gördü.
6-7 yıldır ekonomimiz sürekli olarak merdiven basamağı gibi aşağı doğru inerken bunun arkasındaki sebepler ne? Bunun gerçekten kitabı yazılır. Ama ‘Benim alanım ekonomi’, ‘Ben ekonomistim’ diyen herkesin kitap yazmasıyla olmaz bu iş. Bağımsız, tarafsız gözlem yapabilen, dünyayı ve yakın iktisat tarihini bilen insanların bu dönemle ilgili kitap yazmasında büyük fayda var.”
POTASYUM SİLİKAT NE İŞE YARAR?
Kutikula tabakasının hemen altında epidermal hücrelerde bir tabaka halinde toplanır.
Biotik ve abiotik streslere karşı bitkiyi korur.
Silisyumun hücre duvarında toplanması ile böceklere karşı mekanik bir koruma etkisi sağlanır. B öcekler silisyum ile kuvvetlenmiş kutikula tabakasını geçmekte zorlanır.
Çeltikte yapılan silisyum uygulama çalışmalarına göre silisyumun çeltik yapraklarını önemli ölçüde dikleştirmiş ve kontrol (Silisyum uygulanmayan) bitkilerine göre bitki kuru ağırlığının arttığı gözlenmiştir.
Silisyum uygulanan bitkilerin daha canlı bir yeşil renge sahip olduğu rahatça göze çarpar. Bunun sebebi, yaprakların 40–70 derecelik artışları ışıktan yaralanmayı arttırdığı için bitkilerde fotosentez oranını %36 oranında arttırır ve bu da bitki kuru ağırlığında artış sağlar.
Narda Kirazda ve Domateste Çatlamaya SON..!!!
Hububatta Başakların Yatmasına ve Dane Dökümüne SON..!!!
DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
0552 3307100-0532 5466184
Tarım Kimyasalları,Yem katkıları Mineralleri,zeolit,sepiyolit,diyatomit,kaolin,sunshield gölge tozu,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars sıvı kükürt,parvet hayvan yara tozu,parspet hayvan bakım ve yara tozu,badimon yara tozu,çinko metal tozu,demir tozu,manganez dioksit,mangan dioksit,mangan tozu,mikronize mangan,hayvan altlığı,hadjin yılan kovucu,pars lime sülfür,bit-pire kovucu,nangrafi,nano tozlar,metal tozları,maden tozları,nano partiküller,dmrsüren,dmrsüren kimya,kimyadeposu.com,çinko sülfat,bakır sülfat,mangan sülfat,magnezyum oksit,magnezyum sülfat,demir sülfat,kalsiyum oksit,kalsiyum hidroksit,potasyum silikat,potasyum hidroksit,hekzatetramin,sodyum lignosülfonat,potasyum lignosülfonat,grafit tozu,mikronize grafit,kimyadeposu.com
Jurnalci.com