GüncelGündem

Avusturya polisinin Luksor Operasyonu Müslümanlara yönelik itibar suikastıydı

Paylaş:

İSTANBUL (AA) – GÜLÇİN KAZAN DÖGER – Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Enes Bayraklı, Avusturya'da 2 yıl önce başlatılan Luksor Operasyonu'na ilişkin “Kitlelerin önüne bir Müslüman öcüsü atılıyor, bir düşman atılıyor, bir günah keçisi atılıyor ve kitleler oraya bakarken arka planda başka şeyler oluyor. İşte Luksor, olan bitenin Avusturya siyasetindeki en güzel örneklerinden biri.” dedi.

Avusturya'nın başkenti Viyana'da 2 Kasım 2020'de DEAŞ sempatizanı bir teröristin, 4 kişinin öldüğü saldırıyı düzenlemesinden bir hafta sonra polis, 4 eyalette Luksor adı verilen operasyon başlattı. Bine yakın polisin katıldığı operasyonla 70 eve baskın düzenlendi. 102 Müslüman'ın terör örgütü üyesi olmakla suçlandığı ve 2 yıldır devam eden davalarda henüz hiç kimse hüküm giymedi.

Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Enes Bayraklı, AA muhabirine, 2 yıllık süreçte yaşanan insan hakkı ihlallerini, Müslümanların nasıl hedef haline getirildiğini ve Avusturya'da son yıllarda kullanımı artan “siyasal İslam” kavramını değerlendirdi.

Luksor Operasyonu kapsamında Avusturya Müslüman toplumunun önde gelenlerinin, iş adamları, akademisyenler, sivil toplum temsilcileri, öğretmenler ve eğitim düzeyi yüksek kişilerin hedef alındığını dile getiren Bayraklı, bunun aslında algı operasyonu olduğuna dikkati çekti.

Bayraklı, “Terör saldırısından bir hafta sonra gerçekleşen operasyonla sanki Avusturya polisi, terör saldırısıyla bağlantılı kişileri hedef alıyormuş, bunları soruşturuyormuş gibi hava estirildi. Hatta dönemin İçişleri Bakanı şimdiki Başbakan Karl Nehammer, bir evin önüne gidip 'İşte büyük operasyon gerçekleştiriyoruz. Ülkedeki radikallerle mücadele ediyoruz' diyerek medyaya pozlar verdi.” diye konuştu.

Dönemin Başbakanı Sebasitian Kurz hükümetinin terör saldırısıyla oluşan korku iklimini kullandığının altını çizen Bayraklı, “Binlerce sayfadan oluşan iddianame ortaya çıktı fakat iddianame o kadar karıştı ki herhangi bir illiyet bağı kurulmadan toplanmış bilgiler içeriyordu. 'İşte şu şahıs bunu tanıyor. Bu şahıs bunu tanıyor' tarzında ama herhangi bir delile dayanmayan dava dosyasından bahsediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Bayraklı, asıl hedefin Müslümanlara yönelik itibar suikastı olduğunu vurgulayarak, “Bu operasyonla amaç, hedef alınan kişileri, itibarlarını zedelemekti. Yani bir itibar suikastıydı haddizatında. Bu şahısların aynı zamanda mal varlıkları da donduruldu. Bu süreçte 20 milyon avroya yakın mal varlığı bu kişilerin evleri, banka hesapları donduruldu.” değerlendirmesinde bulundu.

Müslümanları sindirmeye ve korkutmaya yönelik süreç yaşandığına işaret eden Bayraklı, “Üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen hiç kimse hüküm giymedi. Hatta açılan karşı davalar sonucunda, mahkemeler bu operasyon öncesinde yapılan dinlemelerin büyük kısmının yasa dışı olduğuna hükmetti.” dedi.

– Operasyon sırasında çocuklar unutamayacakları travmalar yaşadı

Luksor Operasyonu'nun, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avusturya polisinin gerçekleştirdiği en kapsamlı operasyon olarak kayıtlara geçtiğini aktaran Bayraklı, operasyon sırasında ve dava sürecinde birçok hak ihlalinin gerçekleştiğini söyledi.

Bayraklı, “Bu kişilere yönelik suçlamalar, Müslüman Kardeşler üyesi oldukları, Müslüman Kardeşlerin de terör örgütü olduğu ve siyasal İslamcı oldukları iddiası üzerinden gerçekleşti. Ne Avusturya ne de Avrupa'daki bir mahkeme, Müslüman kardeşleri terör örgütü olarak tanımlamıyor ama onun da ötesinde bu insanların Müslüman kardeşler üyesi olduklarına dair delil yok ortada.” ifadelerine yer verdi.

İddialara ilişkin maddi deliller ortaya konmadığı gibi polisin operasyon sırasında bir seri hak ihlali gerçekleştirdiğini belirten Bayraklı, özellikle ev baskınlarının çocuklar üzerinde büyük etki bıraktığını dile getirdi. Bayraklı, şöyle devam etti:

“Bu sanıkların uzunca bir süre gözlem altında tutulmaları, telefonlarının dinlenmesi, yazışmalarının takip edilmesi internet üzerinden gerçekleşti ki mahkemeler bunların yasa dışı olduğuna hükmetti. Operasyon sırasında gecenin beşinde terörle mücadele timleri bu insanların evlerini bastı. Bu evlerde yaşayan çocuklar, ailelerine yapılanları görünce çok ciddi travma yaşadı.”

Bayraklı, operasyon nedeniyle 102 kişinin hem maddi hem de manevi zarar uğradığını kaydederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Operasyon sırasında evlerin dağıtılması, masaların, sandalyelerin kırılması, kütüphanelerin darmadağın edilmesi, hatta evlerin parkelerine kadar sökülmesi ve bunların daha sonrasında ilgili makamlar tarafından herhangi bir şekilde tazmin edilmemesi meselesi söz konusu. Onun da ötesinde insanlar maddi olarak çok ciddi zarara uğradılar, işlerini kaybettiler müşterilerini kaybettiler, mal varlıkları donduruldu. Yani bu 102 insanın hayatı karartıldı.”

– “Korku iklimi kullanılarak Müslüman karşıtı bir dizi uygulamaya geçildi”

Luksor Operasyonu'nun terörle mücadele iddiası ve “güvenlikleştirme” üzerinden yürüdüğüne dikkati çeken Bayraklı, Müslüman karşıtlığının siyasetçiler tarafından muhalifleri susturmak ve Müslümanları baskılamak için kullanıldığını anlattı.

Bayraklı, “Siyasal İslam'la mücadele merkezi kuruldu. Bu merkezin hedefinin siyasal İslam'la mücadele olduğu açıklandı. Ayrıca 'Islam Map' (İslam Haritası) adında Avusturya'daki Müslüman kurumları, kuruluşları haritalandıran, onları hedef gösteren, onları kara listeye alan harita yayınlandı.” değerlendirmesini paylaştı.

Doğrudan Müslümanları etiketleyen ve güvenliklerini tehlikeye atan bu uygulamaların, onların aşırı sağcı kişilerin hedefi olmalarını kolaylaştırdığını belirten Bayraklı, “Cami ya da birkaç kuruluş önünde yapılan çeşitli saldırılar hatırlıyorum. Duvarlara nefret içerikli yazılar yazdıklarını hatırlıyorum. Avusturya'daki ırkçılık vakalarının arttığı, Müslümanlara yönelik ayrımcılık vakalarının kayda geçtiği, hatta sokakta yaşanan saldırılar olduğu söylenebilir.” dedi.

Bayraklı, Avusturya'da Müslümanlara yönelik baskının yoğunlaşmasıyla bazı Müslümanların ülkeyi terk ettiğini dile getirerek, Avusturya polisi vaktini Müslüman nüfusu hedef göstermekle geçirirken gerçek teröristlerin göz ardı edildiğini bildirdi. Bayraklı, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Avusturya polisi, Luksor Operasyonuyla o kadar meşguldü ki mesailerinin önemli kısmını bu meseleye harcadıkları için terör saldırısını gerçekleştiren teröristleri takip etmeye zamanları ve personeli kalmamış. Terörist Slovakya'ya gidiyor ve orada radara takılıyor. Bu durum Avusturyalılara bildiriliyor ancak Avusturyalılar önlem almıyor. Bakın bir tarafta gerçek bir terörist, saldırı planlıyor ve bir tarafta terörle hiçbir şekilde ilgileri olmayan ama siyasi olarak aktif olan şahıslar terörle ilişkilendirilmeye çalışılıyor.”

– Avusturya'da “Siyasal İslam” kavramı ve yükselen aşırı sağ

Bayraklı, Avusturya siyasetinin dönüşümüne de değinerek, “Avusturya, özellikle son 10 yılda Müslüman karşıtı politikalara yönelmeye başladı. İslam yasasını değiştirdiler, dışarıdan imamların getirilmesini zorlaştırdılar. Müslüman sivil toplum kuruluşlarının ülke dışından fon almasını engelleyecek adımlar attılar. Başörtüsü yasağı bile gündeme geldi.” şeklinde konuştu.

8 milyon nüfuslu Avusturya'da sadece 50 kadının peçe taktığını ve meclisin bir yıl boyunca ülkede peçenin yasaklanmasını tartıştığını aktaran Bayraklı, “Günün sonunda Avusturya meclisi bununla ilgili bir yasa çıkarıyor ve 50 tane kadın için peçe yasaklanıyor. Böylelikle Müslüman toplumu hapsetmiş oluyorsunuz. Avusturya'da yaşayan tüm Müslümanları o meseleyle özdeşleştirmiş oluyorsunuz ve negatif bir tartışmanın parçası kılıyorsunuz.” şeklindeki görüşünü paylaştı.

Bayraklı, yolsuzluk suçlaması ve medyayla “kirli ilişkileri” nedeniyle istifa etmek zorunda kalan önceki Başbakan Sebastian Kurz'un aşırı sağın yükselmesinde önemli paya sahip olduğuna dikkati çekerek, “Bu süreçte Avusturya'da 'siyasal İslam'la' mücadele kavramı kullanıldı, Avusturya'nın siyasal İslam'la mücadele etmesi gerektiği, siyasal İslam'ın haddizatında bir problem olduğu ile ilgili bir tartışma başlatıldı.” dedi.

'Siyasal İslam' kavramının çok geniş ve ucu açık olduğunu belirten Bayraklı, şunları kaydetti:

“Siyasal olarak aktif olan her Müslümanı siyasal İslamcı olarak mı tanımlayacaksınız? Bir insanın siyasal aktivitede bulunmasının nesini suçlayacaksınız? Dolayısıyla aslında bütün Müslüman sivil toplum kuruluşlarını kriminalize etmeye varan bir tartışma başlatıldı, aslında olan biteni bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor.”

“Teröre büyük darbe vurduk” diyenlerin ortaya herhangi kanıt koyamadığını vurgulayan Bayraklı, “Bu örnek bize İslam düşmanlığıyla, İslamfobiyi yani Müslümanlarla ilgili yaratılan Müslüman öcüsüyle ne amaçlandığını, nereye varılmak istendiğini, hangi siyasi amaçlarla bu korkunun körüklediğini çok açık ve net gösteriyor.” diye konuştu.

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu