Ayşe Özgecan’ın babasında dikkat çeken söz

Olay, 5 Şubat 2021de İncivez Mahallesi Binbaşı Tahsin Sokakta meydana geldi. Ayşe Özgecan Usta, Ankara’dan, Zonguldak’ta yaşayan erkek arkadaşı Bartu Can Akkışla’nın yanına geldi.

İddiaya nazaran Ustanın kısa müddet içinde evlenme isteğine Akkışla olumsuz karşılık verince tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine Usta, erkek arkadaşına Kendimi atacağım diyerek terasa yöneldi. Erkek arkadaşı yanına gidip kendisini tutmaya çalıştı, lakin başarılı olamadı.

KALDIRILDIĞI HASTANEDE HAYATINI KAYBETTİ

sekizinci kattaki dairenin terasından düşerek ağır yaralanan Usta, kaldırıldığı hastanede hayatını yitirdi. Olayın akabinde Bartu Can Akkışla gözaltına alındı. Akkışla tabirinde evlilik konusunda tartıştıklarını, Ustanın terasa çıktığını, tutmaya çalıştığını, fakat kurtaramadığını söyledi.

Akkışla için elektronik kelepçe takılarak konut mahpusu önlemi uygulanmasına karar verildi. Konut mahpusu cezası daha sonra, isimli denetim önlemine çevrildi. Yürütülen soruşturmanın akabinde hazırlanan iddianame hazırlanarak Zonguldak 2’nci Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldı.

6 YILA KADAR MAHPUSU İSTENDİ

İddianamede, sanığın Ustanın intihar edebileceğini öngörebilmesi gerektiği belirtildi. Ustanın kendimi atacağım diyerek terasa gittiği, fakat Akkışla’nın çabucak gitmediğine yer verilen iddianamede sanık hakkında taksirle mevte neden olma hatasından 2 yıldan 6 yıla kadar mahpus cezası istendi.

‘ÇEK BENİ’ DEYİP DÜŞMÜŞ

Zonguldak 2’nci Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davaya devam edildi. Duruşmada Özgecan Ustanın ailesi ve avukatlar hazır bulunurken, tutuksuz sanık Çaycuma Adliyesi’nden SEGBİS aracılığıyla salona bağlandı.

Akkışla savunmasına aileye başsağlığı dileğiyle başlarken baba Kenan Usta, sanığa hakaret etti. Mahkeme lideri Usta’yı uyararak tertibi tekrar sağladı.

Akkışla savunmasında şu tabirleri kullandı;

*2 yıllık kız arkadaşımdı. Birbirimizin yanına gidip gelirdik. Olaydan birkaç gün evvel annesi ile tartışmıştı. Ona üzgündü. Yanıma gel tatile gidelim dedim. O da geldi. Olay günü 16.00 üzere meskenden çıktım. Akşam bir arada bir şeyler yedik, içtik. Özgecan evlenme konusunu açtı.

*Ben uzun vadede olabileceğini söyledim. Sonlandı, konuttan gideceğini söyledi. Saat 12’yi geçmişti, sokağa çıkma yasağı vardı. Alkollü, 300 kilometre yol gidecekti. İkna etmeye çalıştım.

*Salonda süratli çeşitler attı. Ben sakinleştirmeye çalışıyordum. Bir anda kendimi atacağım diye terasa çıktı. İddianamede çabucak müdahale edilmediği söylenmiş fakat ben çabucak 3 saniye içinde müdahale ettim.

*Baktım dehşetlikten sarkıyor. Aşkım bırakma kendini deyip tuttum. Yardım çağırmak için bağırdım. Alt kat komşuma ‘eşini çağır bir arada çekelim’ dedim. Eşim konutta yok dedi. Ağları keselim tahminen bir ihtimal alırız dedim. Merhum çek beni dedi çekmeye uğraşıyordum fakat kayıp düştü.

Özgecan Ustanın iki telefon kullandığı, birinin olay günü Akkışla’nın üstünden oburunun de olay yeri inceleme grubu tarafından kırık halde yatak odasında bir poşetin içinde bulunduğu kaydedilerek, “Akkışla’ya Usta’nın telefonunun neden kendisinde olduğu ve başka telefonun nasıl kırıldığı soruldu. Akkışla o panikle aşağı inerken masadaki her şeyi alıp aşağıya indim. Kendisi senin hiçbir şeyini istemiyorum, diyerek masaya vurup kırdı karşılığını verdi. Ustanın valizinin neden toplu olduğu sorusuna ise Tatile gideceğimiz için topluyduk esasen. Akşam ben gideceğim deyince düzgünce toplandı. Ben de yasak var, alkollüsün diyerek ikna etmeye çalıştım” tabirlerini kullandı.

ARALARINDAKİ MESAJLAŞMALAR OKUNDU

Usta ve Akkışla’nın telefonlarının incelemesinin yapıldığını fakat kırık halde bulunan telefonun şifresinin çözülemediği için içeriğinin incelenemediği hakim tarafından açıklanırken ikili ortasındaki bildirilerden kimileri okundu. Hakim, Özgecan Usta’nın evlenme isteğine ve bu kapsamda yaşanan tartışmalara Akkışla’nın tatmin edici yanıtlar vermediğini söylemesi üzerine Akkışla, “Özgecan’ın eğitim hayatı, tahsili olsun istiyordum. Sağlam yerlere otursun istiyordum” dedi.

BABA GÖĞSÜNE VURARAK “YÜREĞİMİ SOĞUTUN”

Baba Kenan Usta, Akkışla’nın palavra söylediğini ve soruşturma savcısını eleştirerek kelamlarına başladı. Kızının olay günü konuttan çıkmasına müsaade verilmediği için öldüğünü söyleyen Kenan Usta, “Kızımı alkollü, sokağa çıkma yasağı var diye engellemiş. Çıksa polis yakalar, ceza keser, süreç yapardı ya da kaza yapar ölür, biz de sineye çekerdik. Telefonu da kendi kırmıştır. Belgenin tekrar tertiplenip hazırlanmasını istiyorum. O savcıya itimadım yok. Size soruyorum, kendi çocuğunuz olsa ve tutuklanmasa ne hissederdiniz? Bu şahıs cezaevini görsün istiyorum. Elini kolunu sallayarak dolaşmasın cezası muhakkak olana kadar yatırın diye konuştu. Kenan Usta, göğsüne vurarak buramı soğutun, yüreğim yanıyor yüreğimi soğutun” dedi.

“TELEFONU BEN KIRMADIM”

Telefonu kırdığı argümanı sorulan sanık Bartu Can Akkışla, “Kenan Amcanın söylediklerinde yanlışlar var. Aile acılı, benim de acım var. Telefonu ben kırmadım. Kenan Amca adliyeye laf attı. Beni tehdit etti. Kendi başında kurduklarını anlatıyor” dedi.

Konuşmasına devam eden Kenan Usta, “Bu şahıs kızımı bırakmamış alıkoymuştur. Kızım çıkamayınca tehdit ederek kendimi atarım demiştir. Kızım kendimi atarım, diyor. Şahıs hala oturuyor. Tedbir almıyor. Şikayetçiyim. Şahsın palavra söylediğini düşünüyorum. Kızımı alıkoymuştur. Alıkoymasa bu vefat olmayacaktı” diye konuştu.

SON KELAMLARI “DÜŞÜYORUM ÜST ÇEK”

Olay günü Bartu Can Akkışla’nın alt katında oturan komşusu S.G. şahit olarak dinlendi.

Olay günü gece saatlerinde tartışma sesi duyduğunu, ilerleyen vakitte banyodan değişik, yüksek bir ağlama sesi geldiğini söyledi.

S.G., “Akkışla’nın gürültü yapan bir komşu olduğunu, tekrar hengame ettiklerini düşündüklerini belirterek balkona fırtına olduğundan meyveleri almak için çıktığı esnada birinin sarktığını gördüğünü söyledi. Akkışla’nın yardım istediğini, ağı almasını söylediğini belirten S.G. Ağı kesmek için bıçak almaya giderken Özgenin düşüyorum üst çek dediğini duydum. Sonra elinden boşanma ve gümleme sesi geldi. Bartu Allahım nasıl dayanacağım diye bağırıyordu” dedi.

ALIKOYMAKTAN EK İDDİANAME TALEP EDİLDİ

Özgecan Ustanın ailesinin avukatı Ezgi Aybüke Dizlek, alıkoymaktan ek iddianame talebinde bulunarak “Birine atlayacağım desem ve 3 saniyede peşime gelse daha trabzanlara ulaşamadan tutardı. Olayın yaşandığı meskende ve mahallede keşif yapılarak aydınlatılmasını istiyoruz. Şahitlerin dinlenmesi bitene kadar ve keşif yapılana kadar tutuklu yargılanmasını talep ediyoruz” dedi.

Sanık avukatı tutukluluk talebine karşı çıkarken müvekkilinin duruşmadan bağışık tutulmasını istedi. Hakim, Bartu Can Akkışlanın duruşmalardan bağışık tutulması talebini reddederken, sanığa uygulanan isimli denetim önlemini sıklaştırdı.

Keşif yapılmasına karar verilirken, eksik konuların giderilmesi için duruşma ertelendi. Ayrıyeten alıkoyma hatasının değerlendirileceği belirtildi.

BABADAN HALİL SEZAİ ÖRNEĞİ

Mahkeme çıkışında açıklama yapan Kenan Usta, soruşturma savcısına güvenmediklerini belirtti.

Kızının telefon almak için kredi çektiğini, öldükten sonra öğrendiklerini söyleyen Usta, telefonun konutta bulunduğunu belirterek, “Telefonu ben aldım dedi. Benim kızım bankadan kredi çekmiş. Benim kızım kredi işlerini bilmez. Meskende telefon bir gün sonra kırık bulunuyor. Diyor ki Özge vurdu kırdı. Sonra Özge o telefonu alıp bir poşete koyuyor. Poşetle birlikte yatakla duvarın ortasına atıyor. Hangi mantık? Yüzde yüz orada bir kanıt vardı. Bu da o telefonun kırılamayacağını, kimsenin şifreyi bilmediğini yahut şifreyi değiştirip kırdı, kanıt olmasın diye. Kimse Türkiye’de çözemedi o telefonu. Varsa o denli bir bilgisayarcı gelsin o telefonu kırsın. Öbür telefonu bunun cebinde bulunuyor. Alt kat komşusunun dediği, bu gidiyormuş, polis tutuyor nereye gidiyorsun, diye. Bu türlü palavralar üzerine şurası bir sistem kurmuş. Onun söylediklerine karşı evraklarımız var” dedi.

Kenan Usta, isimli denetim önleminin ayda 1 imzadan haftada 2’ye arttırılmış olmasından bir ölçü memnuniyet duyduklarını tabir etti. (DHA)