Babacan’dan Cumhur İttifakı’na dikkat çeken teklif

DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, dün akşam TV 5 canlı yayınında gazeteci Mustafa Yılmaz’ın sorularını yanıtladı. Babacan, yayında şu bildirileri verdi:

*Bizim; FETÖ olsun, PKK olsun, terör örgütlerine karşı net bir tavrımız var. Altı partinin, Sayın Kılıçdaroğlu’nun net bir tavrı var. Geçit vermeyiz.

*Benim söylediklerimin bütünlüğü var. İçerisinden tek bir cümleyi, tek bir kelimeyi seçiyorlar; söylemediğim şeyleri güya söylemişim üzere algı oluşturmaya çalışıyorlar.

*Ellerindeki propaganda makinesini zalimce prestij suikastında kullanıyorlar. Palavra söylüyorlar, çamur ve iftira atıyorlar.

*Bu teknikler evvelce FETÖ’nün, 28 Şubatçıların teknikleriydi. 28 Şubatçıların, FETÖ’cülerin uyguladığı teknikleri şu anda Sayın Erdoğan ve bağlantı takımı uyguluyor.

“YALANLARINI YÜZLERİNE ÇARPMAK ZORUNDAYIZ”

*Bu seçimde palavra siyaseti yaptılar. Palavralarını yüzlerine çarpmak zorundayız. Bu türlü bir şey olmaz. Yıllarca vatandaşın inancını kazan, sonra o itimadı kullanarak koskoca LED ekranda montaj bir görüntüyü göster. Bizim inancımızda bu türlü bir şey var mı?

*Yalan siyasetlerini ortaya koyacağız. Sayın Erdoğan, vatandaş karşısında biriktirdiği itimadı artık hoyratça harcıyor. İtimattan, prestijden yiyor. Bunun sonu makus olacak, belirli.

“2 BUÇUK MİLYON FARK DA KAPANIR 12 BUÇUK MİLYON DA”

*Fatih Terim’in bir kelamı vardı, Galatasaray 8 puan gerideyken ‘8 de kapanır 18 de’ demişti. Galatasaray o devri şampiyonlukla bitirdi. 2,5 milyon fark da kapanır 12,5 da. Buna inanmak lazım.

“OY KULLANMAYAN ARKADAŞLARINIZA OY KULLANDIRIN”

*Cuma namazından çıkınca ODTÜ’de bilgisayar mühendisliği öğrencisi iki arkadaş ‘Oyumuzu İstanbul’da kullanmıştık, tekrar gitmeye kıymet mi?’ dediler.

*‘Gidin, kesinlikle oy kullanın’ dedim. Yüksel Caddesi’nde denk geldiğim gençlerin hepsine, ‘Bu iş sizin elinizde.

*Oy kullanmadığını bildiğiniz arkadaşlarınız varsa gidin konutundan alın, kolundan tutun götürün ve oy kullandırın’ dedim.”

“15 ARKADAŞIMIZIN 15’İ DE HAKKIYLA, HELALİNDEN SEÇİLMİŞTİR”

*CHP’nin oyu yüzde 2,5 artmış. Adaylar açıklanınca bir hafta Sadullah Ergin’i tartıştılar. Ankara 1. Bölge’deki oy artışı yüzde 5,5. Kahramanmaraş’ta vilayet liderimiz 2. sıradan aday oldu. CHP’nin 1 milletvekili vardı.

*CHP’nin evvelki seçimlerde aldığı oy yüzde 9,5; bu seçimde yüzde 16,3. Mersin’de Mehmet Emin Ekmen 3. sıradan adaydı, arttık yüzde 3,8. CHP 5 milletvekili çıkardı. 15 arkadaşımızın 15’i de hakkıyla, helalinden seçilmiştir. Bu bahiste en ufak bir tasamız yok.

*Bizler vatansever insanlarız. Ülkemizin birliğini, bütünlüğünü, toprak bütünlüğünü, ülkemizin ayrılamaz birliğini son derece önemseyen insanlarız.

*Bir taraf günlük siyasette muvaffakiyet üretemeyip iktisatta, hukuk ve adalette ülkeyi makûs bir noktaya getirip, eğitimde maalesef ülkeyi çuvallatıp büsbütün milletimizin ulusal ve dini hislerini istismar ederek bir siyaset izliyorsa bizim de vatanseverliğimizi, ülkemizin güvenliğini onlardan çok daha fazla düşündüğümüzü, bu ülkenin savunmasını, teknolojisini onlardan daha düzgün güçlendirebileceğimizi söylememiz gerekiyor.

*Milli hassasiyetler ve dini hassasiyetler konusunda iktidara istismar alanı bırakmamak gerekiyor.

*Bir dakika kardeşim, Türkiye’de başörtülü vatandaşlarımızın temel hakkını koruyacak olan yalnızca sen değilsin. Biz de koruyacağız, biz buradayız. Sorun imam hatip okullarıysa, o hususta da bizim hassasiyetlerimiz var.

*Eğitim özgürlüğü var. Vatandaşlarımız evlatlarını istedikleri okula gönderirler. Diyanet kapatılacakmış, palavra. Bu türlü bir şey yok.

“ERDOĞAN KAZANIRSA BİZİ BİR DEHŞET BEKLİYOR”

Erdoğan kazanırsa bizi bir dehşet bekliyor. Ülkelere gidip 3 milyar, 5 milyar para yalvarmakla bu iktisat düzelmez. Daha berbatı olur, Allah korusun. Bunu söylerken çok da içim yanıyor. Birebir vakitte çok da kızıyorum.

“KILIÇDAROĞLU’NUN SEÇİLECEĞİNE İNANIYORUZ”

“28 Mayıs seçimlerinde Sayın Kılıçdaroğlu’nun seçileceğine inanıyoruz. Bütün uğraşımızı bu tarafta ortaya koyacağız. Tek gayemiz başarılı olmak. DEVA Partisi olarak ülkülerimiz ve gayelerimiz var. Asla vazgeçmeyiz.

*Anayasa değişikliği ile ilgili yapılan her türlü araştırmada, vatandaşlarımızın en az yüzde 55’inin Türkiye’de sistem değişikliği istediğini de görüyoruz.

*Mevcut sistem mi, parlamenter sistem mi diye sorduğumuzda; her türlü araştırmada parlamenter sisteme takviye veren vatandaşlarımızın sayısı daha fazla.

*Ama Meclis aritmetiği; anayasanın lakin Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı bir arada çalışırsa değişeceğini bize söylüyor. Yani Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı’nın uzlaşmadığı bir mevzuda anayasa değişikliği mümkün görünmüyor.

*Anayasa’da rastgele bir değişiklik yapmak istiyorsak, tam mutabakat aramamız lazım. Bizim bu anayasa değişikliği teklifimiz kıymetli ve referans bir metin. Önerdiklerimizle ilgili dikkat ederseniz, iktidar tarafından da çok önemli bir tenkit gelmedi…

*Dolayısıyla biz şu noktadayız. Şayet Cumhur İttifakı, rastgele bir noktada; anayasa değişikliği ile alakalı, ‘Gelin bir arada çalışalım’ derse, çalışmaya hazırız.

*Biz onlara da ‘Gelin birlikte çalışalım’ deriz. Ben onu söyleyeyim. ‘Gelin, bakın burada bir referans metin var, 84 husus, altı parti uzlaşmışız. Bu hususların içinde örnek veriyorum 50 adedinde uzlaşır mıyız, gelin haydi değiştirelim, yapalım bunları’ diyebiliriz, bu mümkün. Zira demokrasi, tıpkı vakitte bir uzlaşı arayışı.

*Yeni Anayasa; gerçekçi olalım, olmaz, güç. Lakin mevcut üzerinde değişiklikler olur. Yeni anayasa dediğinizde; o çok daha farklı bir ortam gerektiriyor. Çok daha farklı bir demokrasi iklimi gerekiyor.

*Kutuplaştırma üzerinden siyaset çizgisinin bırakılması gerekiyor. Bizim ortada bir teklifimiz var.

*Cumhur İttifakı da desin ki, ‘Bizim de şöyle bir teklifimiz var.’ Ki yok onların ortada. Hiçbir şey yok. Tek bir unsur getirmeye çalıştılar, başörtüsü ile ilgili. Ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Sonra da vazgeçtiler. Bir maddeyi beceremediler. Bizim burada 84 tane unsurumuz var.

*Parlamenter sistem elbette ki kıymetli. Biz anayasa değişiklikleri ile mevcut sistemi rehabilite edebiliriz.

*Mevcut sistem de denge-kontrol sisteminin güçlendirildiği ve güçler ayrımının daha sağlıklı yapılabildiğini hale getirilebilir…

*Önümüzdeki beş yıl, mevcut parlamento ile, yapacağımız her şeyi mutabakat ile yapmak zorundayız. Olağan parlamenter sistem isteriz. Sayın Erdoğan da bundan içten içe pişmanlık duyuyor olabilir. (ANKA)