Bakan Şimşek: 2,2 trilyon TL vergiden vazgeçiyoruz

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İstanbul’da düzenlenen 3. Finansın Geleceği Doruğu’nun kapanışında Orta Vadeli Program (OVP) ve enflasyon amaçlarına yönelik sunum gerçekleştirdi.

OVP’nin kamu ve özel bölüm için yol haritası niteliğinde olduğuna dikkati çeken Şimşek, mali disiplin, büyümede dengelenme, sürdürülebilir cari açık, rezerv birikimi ve yapısal ıslahatların da OVP’nin temel gayeleri ortasında olduğunu anımsattı.

“ENFLASYON BİR MÜHLET DAHA YÜKSEK SEYREDECEK”

Sürdürülebilir yüksek büyüme ile birlikte kalıcı refah artışı için fiyat istikrarının ön şart olduğunu ve bu yüzden programın odağında enflasyonun düşürülmesinin yer aldığını belirten Şimşek, şunları kaydetti:

“Çok süratli bir formda programa baktığımız vakit klâsik para siyasetinde sıkılaşma kelam konusu. Seçici kredi sıkılaşması da kelam konusu. Bir de miktarsal sıkılaştırma var. Bununla birlikte alışılmış ki gelirler siyaseti ayağında da maksat enflasyonla bağlı bir yaklaşım vardı. Bunun sayesinde biz inanıyoruz ki önümüzdeki devirde enflasyon yıllık bazda 2026 sonunda tekrar tek haneye inmiş olacak. Şu anda enflasyon bu sene için yüzde 65 civarında. Gelecek sene yüzde 36’ya, bir sonraki sene yüzde 14’e ve nihayetinde tek haneye inecek.”

Yıllık bazda enflasyonun bir mühlet daha yüksek seyredeceğini belirten Şimşek, şöyle devam etti:

“Ama aylık bazda bilhassa de çekirdek enflasyona bakarsanız son 3 ayda bir trend var. Bu trend hayli net. Aylık enflasyonda bir ivme kaybı var ve şu an için çok rahat bir formda şunu söyleyebilirim; enflasyondaki ivme kaybı, 2024 yıl sonu amacımızla birebir patikaya oturmuş durumda. Çekirdek enflasyondaki trend, 2024 yıl sonu gayesi olan yüzde 36 ile uyumlu. Para siyaseti gecikmeli çalışıyor, para siyasetinde bugün attığımız adımların gecikmeli tesiri gelecek sene devreye girecek, bilhassa yılın ikinci yarısında…”

“ENFLASYON BEKLENTİLERİ AMAÇLA UYUMLU HALE GELECEK”

Bakan Şimşek, beklentiler kanalının da çok kıymetli olduğunu, son 2 ayda enflasyon beklentilerinde 5 puana yakın bir güzelleşme gerçekleştiğini ve piyasanın enflasyon beklentilerinin de gelecek aylarda maksatla uyumlu hale geleceğini bildirdi.

Dezenflasyonun başarılmasıyla birlikte Türkiye’de öngörülebilirliğin artacağını, makrofinansal istikrarın pekişeceğini ve sürdürülebilir yüksek büyümeye ulaşılacağını anlatan Şimşek, birebir vakitte kalıcı refah artışının da sağlanacağını, sermaye piyasalarının derinleşeceğini, işletmelerin uzun vadeli finansmana erişeceğini ve Türkiye’nin global rekabet gücünün artacağını kaydetti.

“DEPREM İÇİN HARCANAN VERGİLER, TOPLANANIN 8 KATINI GEÇTİ”

Bakan Şimşek, AKP hükümetlerinin mali disiplinde kendini kanıtladığını belirterek, “Temmuz ayında değerli bir mali konsolidasyona gittik. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim artık aralık ayının sonuna gelmiş durumdayız. Muhtemelen Türkiye’nin bu yılki bütçe açığı OVP’de öngördüğümüzün çok altında olacak. Büyük ihtimalle bu sene bütçe açığı yüzde 5,5 civarlarında, zelzele hariç açık ise yüzde 3’ün altında olacak” diye konuştu.

Oluşturulacak mali alanla makroekonomik istikrarı muhafazanın yanında, yapısal ıslahatlara alan açacaklarını, doğal afetlere karşı çok daha hazırlıklı olacaklarını ve sürdürülebilir bir borç çerçevesiyle kuşaklar ortası adaleti de sağlayacaklarını anlatan Şimşek, son 20 yılda yaşanan sarsıntılar nedeniyle oluşan hasarların giderilmesi için yapılan harcamaların, toplanan vergilerin 1,6 katı olduğunu, yenileme ve güçlendirme çalışmaları da eklendiğinde, toplanan vergi gelirinin 8 katını geçtiğini söyledi.

“2,2 TRİLYON VERGİDEN VAZGEÇİYORUZ”

Bakan Şimşek, yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı sürdürülebilir yüksek büyümeyi kalıcı kılmak için gerçek kesimi desteklediklerini vurgulayarak, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“2024 yılında 2,2 trilyon TL vergiden vazgeçiyoruz, biz buna vergi harcaması diyoruz, bunu da ülkemizin kalkınması için yapıyoruz. Gerçek bölümü üretime ve yatırıma teşvik etmek noktasında, çeşitli vergi takviyeleri de sunuyoruz. 2024 yılında AR-GE faaliyetlerini ve yatırımları teşvik etmek için 530 milyar lira vergiden vazgeçiyoruz. Minimum fiyata kadar fiyatlardan gelir vergisi alınmamasının 2024 yılındaki maliyeti de toplam 630 milyar liradır.”

Türkiye’nin dış ticaret açığını incelediklerini ve bu açıkta büyük rol oynayan, kıymetli kalem olan 284 eser belirlediklerini belirten Şimşek, bu eserleri üretebilecekler için Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK) uygulamasını da tekrar yapılandırdıklarını ve 1 milyar lirayı aşan yatırım projeleri için 2 yılı ödemesiz, 10 yıl vadeli, uygun faizli kredi sağlamak üzere 3 yıl için 300 milyar lira limit tahsis edildiğini bildirdi.

“KİMSEDEN PARA İSTEMEDİM”

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, global direkt yatırımlara da değindi.

Küresel direkt yatırımların ulusal gelire oranının yüzde 2’nin üstüne çıkacağına inandığını lisana getiren Şimşek, böylelikle gelecek periyotta cari süreçler açığını borç yaratmayan kaynaklarla finanse etme imkanının oluşacağını tabir etti.

Bakan Şimşek, OVP’nin başarılı bir biçimde çalıştığına dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:

“Bakın risk primimiz düştü, bu çok kıymetli. Şu anda ülke risk primimiz (CDS) 284 düzeyinde. Maksadımız gelecek sene ülke risk primimizin 200 baz puanın altına düşmesidir. Kurdaki dalgalanmalar azaldı, ülkemize yönelik yabancı yatırımcı ilgisi arttı, bankaların ve gerçek bölümün dış borç çevirme oranları yükseliyor. Düşen cari açık ve artan sermaye girişleri ile brüt rezervler mayıs ayına nazaran 44,1 milyar dolar yükseldi. Bana ‘Çok ülke dolaştınız, Türkiye’ye para gelmedi.’ dediler. Ben de dedim ki ‘Yurt dışı seyahatlerimde kimseden para istemedim.’ ‘Türkiye’nin acil dış kaynağa muhtaçlığı var, gelin bize para verin.’ demedik. Programımızı anlattım, ‘Dijital dönüşüm olacak, gelin yatırım yapın.’ dedik. ‘Yeşil dönüşüm olacak, gelin yatırım yapın.’ dedik. Yurt dışı seyahatlerimde Türkiye iktisadının büyüme potansiyelinden ve sunduğu fırsatlardan bahsettim.”

“DERECELENDİRME KURULUŞLARI PİYASANIN GERİSİNDE”

Merkez Bankasının hem brüt hem de net rezervlerinin siyasi istikrar pekiştikten sonra, belirsizlik azaldıktan sonra, yani Cumhurbaşkanı seçiminden sonra çok süratli formda arttığını ve şu an prestijiyle 142,5 milyar dolar civarına geldiğini belirten Şimşek, şunları aktardı:

“Net rezervler eksi deniyor. Bu mevzuya açıklık getirmek istiyorum. Milletlerarası normlara nazaran yapılan hesaplamayı dikkate alır ve yurt dışından aldığımız swapları çıkartırsak, Türkiye’nin net rezervleri 17-18 milyar dolar artıda. Cari açıktaki daralma, portföy tercihleri ve yurt dışından portföy girişiyle rezervlerimizi kalıcı bir formda güçlü düzeylerde tutacağız.”

Türkiye’nin dış borcunun piyasa fiyatlamasının 2 yahut 3 kademe daha yüksek kredi notuna tekabül ettiğine dikkati çeken Şimşek, “Kredi derecelendirme kuruluşları, piyasanın gerisinde. Önümüzdeki süreçte kredi notunda da artışlar göreceğiz” değerlendirmesini yaptı.