Burdur’da tüyler ürperten keşif! Önce yakmışlar, geri dönemesin diye tuğlayla ördükleri mezara gömmüşler. Bir de sıvamışlar!

Burdur’daki Sagalassos Antik Kenti’nde bulunan Roma döneminden kalma mezar dikkat çekti. 2 bin yıllık mezar bükülmüş çivilerle kaplanıp tuğla ve sıvayla kapatılmıştı. Bulgulara göre Romalılar, “huzursuz ölüler”den korkmuştu ve yaşayanlara zarar vermemesi için özenle kapatılmıştı.
Bilim insanlarının araştırmalarına göre mezarda kasten bükülmüş çiviler yer alıyor. Mezarda iki düzine tuğla ve bir kat da sıva bulundu.
Kayıp Rıhtım’ın Live Science’tan aktardığına göre sıra dışı mezar, Sagalassos Antik Kenti’ndeki kazı alanında bulundu.
MS 100-150 yıllarına tarihlenen mezarda yakma ateşinin kenarlarına dağılmış 41 bükülmüş çivi, henüz için için yanarken ateşin üzerine özenle yerleştirilmiş 24 tuğla ve bunun üzerine çekilmiş bir kireç sıvası tabakası vardı.
Gömülen kişi, aynı yerde yakma işlemine tabi tutulmuş ve defnedilmişti. 21 Şubat’ta Antiquity dergisinde yayımlanan çalışmaya göre bu durum, Roma’da benzerine sık rastlanmayan sıra dışı bir uygulamaydı.
Çalışmanın başyazarı arkeolog Johan Claeys, bu durumu şu şekilde değerlendiriyor:
“Mezar bir değil, iki de değil, tam üç farklı yöntemle kapatılmış ve bu yaşayanları ölülerden koruma girişimi -ya da tam tersi- olarak anlaşılabilir.”
Claeys; bu uygulamaların her birinin ayrı ayrı Roma dönemi mezarlıklarında elde edilen bulgular sayesinde biliniyor olsa da -yakıldığı yere gömme, tuğla veya alçı kaplama ve bükülmüş çiviler serpiştirme – üçünün bir arada uygulandığı bir örneğin daha önce görülmemiş olduğunu, bunun “huzursuz ölü” korkusuna işaret ettiğini sözlerine ekledi.
Sagalassos Antik Kenti Arkeolojik Araştırma Projesi kapsamında şehrin kenar mahallelerinde bulunan -aralarında normlara uymayan kremasyon uygulaması da bulunan- gömüler kazıldı ve incelendi. Genelde Roma dönemi kremasyonları, cenazenin yakılması ve sonrasında bir çömleğe konulup mezara gömülecek veya bir mozoleye yerleştirilecek olan küllerin toplanmasından meydana gelirdi. Ancak Sagalassos kremasyonu, araştırmacıların kalan kemiklerin anatomik konumlarından elde ettiği verilere göre gömülme yerinde gerçekleşmişti.
Daha da tuhaf olan detay, mezarda bulunan eşyalar ile mezarın mühürlenmiş oluşu arasındaki tezatlıktı. Arkeologlar, mezarda -dokuma sepet parçaları, yiyecek kalıntıları, madeni para ve seramik/cam kaplar gibi- alışılageldik defin eşyaları keşfetti. Claeys bu durumu şöyle yorumluyor:
“Merhumun uygun bir biçimde gömüldüğü açıkça görülüyor. Görünüşe göre o zamanlar sevilen birinden ayrılmanın uygun yolu buydu.”
BÜKÜLMÜŞ ÇİVİLER BİR TÜR TILSIM OLABİLİR
İsviçre’deki Bern Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü’nde araştırma görevlisi olan ve bu çalışmaya dahil olmayan Marco Milella, araştırmacıların “bükülmüş çiviler” hakkında ulaştığı sonuçlara katıldığını belirtti. Milella, bu tür çivilerin MS 1. ila 2. yüzyıllara tarihlenen Batı Avrupa mezarlıklarında sıklıkla bulunuyor olduğunu ve bunların ölülerden koruyan yahut ölüleri koruyan tılsımlar olabileceğini söylüyor.
Claeys; bu garip mezarda gömülü adamın muhtemelen en yakın akrabaları tarafından hazırlaması ve uygulaması günler sürecek bir törenle gömüldüğünü düşünüyor. Sagalassos’taki insanları bu kişiyi alışılmadık bir şekilde gömmeye itmesi muhtemel sebepler arasında bir tür sihir veya doğaüstü bir bağlantı yüzünden belirli etkiler yaratmayı amaçlayan bir eylem gerçekleştirme ihtiyacı olabileceği düşünülüyor.
Bu garip cenazenin olağandışı veya doğal olmayan bir ölümün getireceğine inanılan sonuçların engellenmesini amaçlamış olması mümkünse de araştırmacılar şu ana dek kemiklerde herhangi bir travma veya hastalık izi bulamadılar.
Araştırmacılar, “Adamın ölüm nedeninin travmatik, gizemli veya potansiyel olarak bulaşıcı bir hastalık veya cezanın sonucu olup olmadığına bakılmaksızın yaşayanları ölünün geri dönmesinden korkar bir hâlde bıraktığı” sonucuna vardı.
Daha önce Orta Avrupa ülkesi Polonya’da mezardan “çıkmaması” için engeller yerleştirilmiş bir kadının iskeleti bulunmuştu.