Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından ülke genelinde bina dayanıklılık testi başvuruları arttı, talepler ise zaman geçtikçe azaldı. “Evim depremde yıkılır mı?’, “Binam sağlam mı?” sorularına yanıt arayanlar, Deprem Dayanıklılık Testi yapan belediyeler, lisanslı mühendislik firmaları ve üniversitelerin kapısını çaldı.
Depremden sonraki ilk 4 aylık süreçte, Bursa Uludağ Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’ne de 300’ü aşkın kişi karot testi yaptırmak için başvurdu. Ancak bu kişilerden hiçbirisi oturdukları binalarda inceleme yapılabilmesi için gerekli olan işlemleri tamamlamadı. Depremin 4’üncü ayından sonra müracaat eden de olmadı.
‘BİR BALON GİBİ HEMEN SÖNDÜ’
Gemlik Körfezi’nde Mudanya ilçesi açıklarında 4 Aralık’ta meydana gelen ve Bursa’nın yanı sıra çevre illerle İstanbul, İzmir ve Tekirdağ’da da hissedilip, tedirginliğe yol açan 5.1’lik depremin de halkın harekete geçmesi için yeterli olmadığını söyleyen Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün, şöyle konuştu:
“Maraş depremleri, yaklaşık 15 milyon kişiyi birden ilgilendirdiği için tüm Türkiye harekete geçti. Akrabaları var, tanıdıkları var. En azından, diğer illerde bu tür olaylar yaşanmasın diye hızlı bir şekilde başvurular oldu. Tüm üniversitelere, bazılarına binlerden fazla, bizlere de 300’ü geçmişti yapılan başvuru ama bu iş de bir balon gibi, hemen belli bir süre sonra tekrar söndü, sıfırlandı. Ama şimdi tekrar Bursa’mızın hemen yanında, Mudanya’mızda bir deprem oldu. Nispeten büyüklüğü yıkıcı bir deprem olmamasına rağmen, bizim üniversitemizde de bütün öğrenciler dışarı çıktı. Herkes panik içinde hareket etti. Hatırlattı deprem, hatırlatıyor. Biz tekrar bir harekete geçer, faaliyet gösterir miyiz? Tabii onu zaman gösterir. Biz akademisyen olarak beklerdik ki, en azından yapılarımızın belli bir kısmı ya yıkılsın ya da güvenli hale getirilsin. Biz ikisinden birini yapmak durumundayız. Yoksa bilmeyerek veya incelemeyerek bundan kurtulamıyoruz ki. ‘Bazı illerimizin kaderi Maraş’tan farksızdır, Antep’ten farksız olabilir’ gibi söyleniyor ama bu icraata pek geçmiyor, maalesef geçemiyor.”
‘DEVLETİN BÜTÜN TÜRKİYE’Yİ YENİDEN YAPMA ŞANSI YOK’
Kısa sürede deprem korkusunun unutulduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Doğangün, halkın her şeyi devletten beklediğini belirterek, “Yani birçok yere, birçok masraf yapabiliyoruz çok rahatlıkla ama bu halk da devletten bekliyor zannedersem. ‘Devlet yaptırsın bu testleri ve gereğini devlet yapsın’ diye ama devletin de şimdi bütün Türkiye’yi yeniden yapma veya inceleme gibi, böyle bir kaynağı yok. Burada halkımızın da birazcık artık bilinçlenmesi gerekiyor. Yoksa sonu çok acı oluyor. Çok acı çekiyoruz ülke olarak ve bazı şeylerin de telafisi mümkün değil. Orada can kaybı olduktan sonra, o parayı konuşmanın bir anlamı yok” dedi.
‘İSTANBUL’U MU TERK EDECEĞİZ, BURSA’YI MI?’
Mudanya açıklarında olan depremin, beklenenin aksine Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda meydana gelmediğini söyleyen Prof. Dr. Doğangün, herkesin İstanbul depremine odaklandığını, ancak Türkiye’nin birçok ilinin deprem tehdidiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Tabii o tektonik hareketler yer bilimcilerin uzmanlık alanına giriyor ama İstanbul, özellikle de hem nüfus hem de ticaret merkezi olması hasebiyle bütün ilgiyi çekiyor. İşte Maraş depremlerinde de gördük. Bütün ilgi daha önceden İstanbul’a veriliyor. Halbuki ülkemizin başka yerlerinde de deprem riski var ve oralarda olabilir. Burada hiç konuşulmayan bir şekilde, hiç konuşuyor muyduk biz Bursa’nın Mudanya’sında böyle bir deprem olacağını. Hiç beklemiyorduk. Hani İstanbul, Marmara’da olacak biz de hissedeceğiz diye düşünürken, tam bizim burnumuzun dibinde oldu, kıyımıza çok yakın AFAD’ın verilerine göre. Olabiliyor çünkü Bursa’dan da fay hattı geçiyor. Yani ülkemizin büyük bir kısmı fay hattı üzerinde. Bazı şeylere de üzülüyorum. ‘Fay hattında ev yapılmaz gidelim’. Nereye gidelim? Türkiye’yi mi bırakalım? Yani Türkiye’mizin birçok bölgesi deprem fay hatlarıyla dolu. Yani biz bunları boşaltamayız ki. İstanbul’u mu terk edeceğiz, Bursa’yı mı terk edeceğiz? Terk etmeyeceğiz. Faya uygun bir bina yapmaya çalışacağız. Biz Maraş’ta da gördük, Antep’te de gördük, fay okulun içinden geçmiş bina yıkılmamış. Nihayetinde bizim deprem yönetmeliği de ‘Fay hattına direkt şu binayı yapamazsın’ demiyor. Çünkü fayın nereden geçeceği de çok da belli değil. Tamam izi var ama yarın başka bir yere sıçramayacağını kimse garanti edemez. Bunu Maraş depremlerinde de gördük. Hiç beklemediğiniz bir kol kırılabiliyor. O zaman bizim yapmamız gereken şey, işte faya yakın olduğu zaman biz yüzde 20 daha büyük değerler alıyoruz, 15 kilometreye kadar. 25 kilometreye kadar yine azalan bir oranda ama yine de daha büyük değerler alıyoruz. Onlara göre hesaplarımızı yapmak, binalarımızı daha dayanıklı yapmak ve minimuma indirmek durumundayız. Tamam hasarı yüzde 100 sıfırlayamazsınız. Çünkü nihayetinde orada bir imalat var, çok sayıda kişinin çalıştığı. Küçücük bir ihmal veya hata hasara neden olabilir ama bu kadar olmaz yani. Bizi üzen de bu.”
‘ÇOK YENİ YAPILARDA DA KOLON KESİLMESİNE RASTLANDI’
Prof. Dr. Doğangün, “Bursa’da, Maraş depreminden sonra belediyeler, üniversiteler, odalar arasında bir protokol imzalandı. Bu protokol çerçevesinde, en azından sokak taraması dediğimiz, hani kolon kesilmesi var mı, fazla ilave kat var mı gibi bir araştırma devam ediyor. Tabii o araştırma sonuçları açıklanacaktır ama ben çok yeni yapılarımızda da kolon kesilmesine rastladıklarını duydum. Bu da çok üzüyor. Yani hep eski yapılar şöyle eski yapılar böyle diyoruz da yeni yapılan yapıya gidiyorsunuz, onda da bu tür şeylerle, yok işte kafeterya var adam kolon kesmiş veya galeri var kolon kesmiş. Yani halen yapılmasını insan algılayamıyor. Yani böyle bir şeyi niye yapar? Bu kadar depremde, İzmir’de de duyduğumuz kolon kesilmesinden bina yıkıldı. Burada da duydunuz ama halen yıkılıyor. Yıkıldıktan sonra da sorumlusu mühendis oluyor maalesef. Rahatlıkla insanlar kolonu kestiriyor. Bir de oradaki halkın artık sahip çıkması lazım kendi binasına. Bir müdahale ediliyorsa, ettirmemesi lazım. Belediyeye şikayet etmesi lazım. Ne demek yani bu devirde kolon kesilmesi düşünülebilir mi artık yani? Ama Bursa’da bile rastlamışlar. Yani bu da üzdü” dedi.
‘TOKİ BİNALARINDAKİ SAĞLAMLIĞI TÜM TÜRKİYE’YE YAYMAMIZ LAZIM’
Yer bilimcilerin, deprem için en riskli bölgenin Marmara Bölgesi olduğunu söylediğine dikkat çeken ancak İstanbul gibi Bursa’da da binaların tamamını tarayan envanter çalışması olmadığını söyleyen Prof. Dr. Doğangün, kentteki yapıların yüzde 50’sinin kaçak olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Doğangün, olası depremde kaybın çok fazla olacağını söyleyerek, “Tabii o kesin bir şey diyemiyorsunuz ama yüzde 50’sinin kaçak olduğunu söyleyince, otomatikman oran çıkıyor karşınıza. Bu da ne kadar bir nüfus demektir, ne kadar bir bina demektir, hayal edebilirsiniz. İnşallah olmaz. Biz bir an önce bu sağlıksız binalardan kurtuluruz. Kentsel dönüşüm, yeni yasamız çıktı. İnşallah düzgün bir şekilde uygulanır. Gerçekten insanlarımız sağlıksız binalardan kurtulur. Nihayetinde gördünüz yani, TOKİ’nin yapmış olduğu sağlam binalarda herhangi bir can kaybı meydana gelmedi. Bu da bizim için gurur verici. Bu uygulamayı Türkiye’ye yaymamız lazım” ifadelerini kullandı.
‘BİZ DAHA NEYİ BEKLİYORUZ’
Halkın evleri yıkılır korkusuyla başvurularını tamamlamadıklarını ve deprem korkusunun gün geçtikçe unutulduğunu belirten Prof. Dr. Doğangün, sözlerine şöyle devam etti:
“Deprem yönetmenliğine göre bizzat resmi bir rapor olacaksa karot yaptırmak zorunda ama yine de binasını deldirmek istemiyorsa, kimseyi huzursuz etmek istemiyorsa artık teknoloji var, ultrasonik yöntemler veya tahribatsız yöntemler dediğimiz yöntemlerle bir belirlesin. Betonu çok mu kötü, çok kötüyse o zaman oturup bir düşünsünler. Yani ne yapabiliriz? Güçlendirilmesi mi gerekiyor veya sağlamsa rahat bir şekilde otursunlar. Hiç olmazsa bunları yaptırsınlar yani. Karot yaptıramıyorsa da tahribatsız yöntemlerle beton dayanıklılığı, içindeki demiri belirletmek mümkün. En azından böyle bir yola gidebilirler veya binalarına sahip çıksınlar. Üniversitemize başvurabilirler. Diğer üniversitemiz var Bursa Teknik. Özel sektörümüzde çok deneyimli laboratuvarlar var, mühendislerimiz var. Onlara başvurabilirler. Yeter ki bu niyette olsunlar. Seçenekler çok fazla. Hani üniversiteyi tercih etmezlerse, yetkili firmalar var. Onlara başvurabilirler. Oradan da öğrenebilirler binalarının durumlarını. Deprem daha ne söylesin bize? Ben geliyorum, her an gelebilirim, her türlü işareti veriyor ve biz de daha neyi bekliyoruz yani?”
Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.
- Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
- Kan dolaşımını hızlandırır,
- Kronik yorgunluğu azaltır,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir,
- Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
- Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
- Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
- Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
- Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.
Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER
- SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
- 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
- SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
- Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
- Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
- DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
- 05523307100-05325466184
- www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
- www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
- www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,