CHP’den Erdoğan’a reaksiyon: Madem sonunda buraya gelecektin…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye başkanı Esad ile görüşebilir açıklamasını kıymetlendiren CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Madem sonunda buraya gelecektin. Bu kadar ziyanı, milletin sırtına neden yıktın?” dedi.

CHP Genel Lider Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, partilerinin başörtüsü teklifine ait, “Biz iktidarımızın birinci haftasında hem İstanbul Kontratını hem de bu önerdiğimiz kanunu çıkaracağız. Anayasada bunları derç edeceğiz.” dedi.

Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, hükümetin iktisat siyasetine tenkitlerde bulunan Öztrak, “Bu çakma ekonomistlerin, iktisat biliminden uzak uygulamaları sonucunda ne üreticilerimiz memnun ne tüketicilerimiz keyifli.” görüşünü aktardı.

Süt üreticisi ve besicilerin aylardır yüksek maliyetler nedeniyle feryat ettiğini savunan Öztrak, şöyle devam etti:

“Son bir yılda, besi ve süt yemi yüzde 115 zamlanmış. Mazot yüzde 215 artırım görmüş. Lakin Ulusal Süt Kurulu, ‘Nuh diyor, peygamber demiyor.’ Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ulusal Süt Konseyi’ni vesayeti altına almış. Bakanlık ne derse, kurul de onu yapıyor. Çiğ süt fiyatını 7,5 liraya sabitlediler, öylece bekliyorlar. Lakin süt fiyatları artmadığı halde mazot ve yem fiyatları aldı başını gidiyor. Kesim uzunca bir müddettir can çekişiyor, üretici, hamile hayvanlarını kesiyor.”

ENFLASYON RAKAMLARI

Dün TMO’nun ucuz buğday ve arpa satmasına karar verildiğine değinen Öztrak, “Yine pansuman, tekrar aspirin. Üreticiyi rahatlatacak gerçek tedavi yok. Buradan uyarıyoruz, besiciyi Nebati Bakan’a teslim edip, bu türlü giderseniz market raflarında, içecek süt, yenecek peynir, ekmeğimize sürülecek tereyağı bile bulamayacağız.” tabirlerini kullandı.

Buğdayın, arpanın, kırmızı mercimeğin ekim vakti geldiğini hatırlatan Öztrak, çiftçinin mazot ve gübre fiyatları nedeniyle tarlasına giremediğini ileri sürdü.

Son bir yılda tarlaya atılacak taban gübrenin yüzde 200, mazotun ise yüzde 215 zamlandığını aktaran Öztrak, “Çiftçi tarlasına gidemezse, taban gübresini atamazsa, yiyecek ekmek bulamayacağız. Elin buğdayına, arpasına, mercimeğine muhtaç kalacağız. Üretici fiyatlarındaki 12 aylık artış, yüzde 151,5. Madencilik ve taş ocakçılığı kesiminde fiyat artışı yüzde 165, güç bölümündeki fiyat artışı yüzde 417. Üretici enflasyonundaki bu sayıları daha evvel hiç görmedik. Üretici enflasyonunun en yüksek olduğu ülke Türkiye.” diye konuştu.

Dünyada yüzde 34 olan besin enflasyonunun ağustosta yüzde 8’e kadar gerilediğini bildiren Öztrak, Türkiye’deki besin enflasyonunun ise yüzde 93 olduğunu söyledi.

İktidarın buna rağmen “Enflasyon bizden değil dışarıdan” dediğini aktaran Öztrak, şunları kaydetti:

“TÜİK’in makyajlı bilgileriyle bile bakıldığında, son bir yılda patates yüzde 170, şeker yüzde 164, süt yüzde 127, makarna yüzde 113, ekmek yüzde 98, peynir yüzde 89 artırım görmüş. Bir kilo kıyma 150 lira olmuş. En ucuz protein dediğimiz yumurtanın tanesi 2,5 lirayı aşmış. Allah aşkına bu fiyatlarla millet çoluğunu, çocuğunu nasıl doyuracak? TÜİK’in makyajlı enflasyonu yüzde 83,5. İstanbul Ticaret Odası’nın açıkladığı enflasyon yüzde 107. ENAG’ın açıkladığı enflasyon yüzde 186. Enflasyonun bu kadar şahlandığı, enflasyon sayılarının da birbirinden bu kadar farklı olduğu bir öteki devri daha evvel hiç görmedik. Madem enflasyonu düşürme kabiliyetine sahipsiniz, enflasyonun dünya rekorları kırmasına neden müsaade verdiniz? Millet perişan oldu. Enflasyonu neden hala düşürmüyorsunuz? Elinizi tutan kim?”

HIZLA İFLASA SÜRÜKLÜYOR

Türkiye’deki en güçlü yüzde 1’lik kesitin toplam servetin yüzde 41’ine sahip olduğuna dikkat çeken Öztrak, Türkiye’nin dünya üzerinde servet dağılımının en adaletsiz olduğu üç ülkeden biri olduğunu savundu.

“Bu hükümet, Türkiye iktisadını süratle iflasa sürüklüyor.” görüşünü ileri süren Öztrak, şöyle devam etti:

“Bu hükümet yıllarca milletimize IMF’ye bir türlü veremediği 5 milyar dolar borcun havasını attı. Artık Rusya’ya el açıp, ‘gaz parasını ötele’ diye himmet bekliyorlar. Barıştaki bir ülke, savaştaki ülkeden borç ötelemesi istiyor. Veresiye gaz almak için ricacı oluyor. Bu hayırsız mirasyediler, yediklerinin, içtiklerinin hesabını bizim sırtımıza bırakıp kaçmaya hazırlanıyorlar. Lakin yok, o denli yağma. Milletimiz bu hesabı size birinci gelecek sandıkta ödetecek.

Yılbaşından bu yana satılan rezerv, 75 milyar dolara ulaşmış. Dün açıklandı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz kasası 59 milyar dolar açık veriyor. Cumhuriyet tarihinde bu türlü bir açık hiç yaşanmadı. Bu ülke İkinci Dünya Savaşı’nı gördü, Kore Savaşı’nı gördü, Kıbrıs Barış Harekatı’nı gördü. Büyük zelzeleler, afetler gördü lakin hiçbir vakit döviz kasasında bu büyüklükte bir açık görülmedi.”

Öztrak, “Sene başından bu yana Türk lirası, Gürcistan larisine karşı yüzde 36, savaştaki Rusya’nın rublesine karşı yüzde 42, sokaklarında protestolar olan İran’ın riyaline karşı yüzde 29, Suriye lirasına karşı yüzde 28, Bulgar levasına karşı yüzde 17 kıymet kaybetti.” dedi.

SURİYE AÇIKLAMASI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün Prag’daki basın toplantısında söylediği “Vakti saati geldiğinde biz Suriye’nin Lideri ile de görüşme yoluna gidebiliriz.” kelamlarını de eleştiren Öztrak, şöyle konuştu:

“Şimdi ne diyor? Alışılmış bir siyasetçi değilmiş. Vakti saati geldiğinde Suriye’nin Lideri ile de görüşme yoluna gidebilirmiş. Alışılmış bir siyasetçi olmadığı el hak gerçek. Milletin başına bu kadar tebelleş olan bir siyasetçiyi bu ülke birinci kez görüyor. Biz ‘Suriye krizi için Esad ile görüşün’ dediğimizde, bize etmedik hakareti bırakmamıştı. ‘Kalleş Esed’in elini sıkmam’ dediğinde takvim yaprakları 2013’ü gösteriyordu. ‘Emevi Caminde namaz kılacağım’ diyerek, bu milletin 50 milyar dolardan fazla parasını harcadı. 5 milyon Suriyeli ülkemize girdi. Sonumuzu korumak için yüzlerce şehit verdik ve Erdoğan’ın bugün tüm dış siyaseti, ağa ile marabanın kıssasına döndü. Madem sonunda buraya gelecektin. Bu kadar ziyanı, milletin sırtına neden yıktın?”

Meclis’te görüşülen Dezenformasyon Maddesine ait değerlendirmelerde de bulunan Öztrak, “Meclis açılır açılmaz, sansür yasasını getirdiler. Güya ‘gerçeğe alışılmamış bir bilgiyi’ kamu barışını bozmaya elverişli biçimde yayan kimseye 1 yıldan 3 yıla kadar mahpus cezası getirecekler. Pekala, gerçeğin ne olduğuna kim karar verecek? Elbette Erdoğan. Maksat ne? Baskı ve korkutmayla, seçime kadar toplumsal medyayı denetim altına alabilmek.” değerlendirmesini yaptı.

SORU – CEVAP

Faik Öztrak, açıklamalarının akabinde soruları yanıtladı.

Başörtüsü konusunda CHP’nin Meclise sunduğu kanun teklifi ve AK Parti’nin bu bahisteki Anayasa değişikliği hazırlığıyla ilgili soru üzerine Öztrak, Kemal Kılıçdaroğlu’nun toplumsal medya hesabı aracılığıyla bu mevzudaki gerekli cevabı verdiğini söyledi.

Öztrak, “Özgürlükçü Anayasa yapmak kim, Erdoğan kim? Biz iktidarımızın birinci haftasında hem İstanbul Kontratını hem de bu önerdiğimiz kanunu çıkaracağız. Anayasada bunları derç edeceğiz.” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin “Enflasyonu nasıl çözeceğinizi söylemeniz lazım. Bu işler kuru sıkı sözlerle, biz çözeriz demekle olmuyor” halindeki kelamları sorulan Öztrak, “Nebati Bakanın çözemediği kadar bizim geçmişte bu meseleleri çözmüşlüğümüz var. Merak ediyorsa kağıdı, kalemi alsın gelsin. Tahlili kendisine ezber ettiririz. Boş lafları bıraksın.” sözlerini kullandı.

Eski Türkiye Barolar Birliği Lideri Metin Feyzioğlu’nun Lefkoşa Büyükelçisi yapılmasına ait soru üzerine de Öztrak, kelamlarını, “Bu ülkede mesleksel mesleğin kıymeti kalmadı. Ülkede rüşvet alan siyasetçi bakan, büyükelçi oluyor. Tek sözlük dış siyaset müktesebatı olmayan şahıslar büyükelçi yapılıyor. Asıl saraydaki bu çürüme içimizi yakıyor. Büyükelçilikler ulufe olarak dağıtılıyor. Dış siyaset deneyimi olmayan bireyler en hassas misyonlara büyükelçi olarak atanıyor, Allah sonumuzu hayır eylesin.” diye tamamladı.