New York’taki John F. Kennedy Havalimanı’nda gözaltına alınan Atilla, ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını ihlal etmek suçlamasıyla tutuklanmış, bir sonraki duruşmanın 10 Nisan’da görülmesine hükmedilmişti.
Atilla, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının kilit ismi Rıza Sarraf ile işbirliği yaparak İran hükümeti ve ülkedeki diğer kurumlar adına ABD bankaları üzerinden yüz milyonlarca dolar tutarında yasadışı işlem yapmakla suçlanıyor.
Cumhuriyet’ten Ozan Çepni’nin haberine göre, Öksüz’ün ABD Konsolosluğu tarafından aranmasına ilişkin tartışma çıkarılarak, Atilla’nın tutuklanmasına ilişkin gündemin değiştirildiğini savunan CHP’li Tekin, “Dün bayram değil, seyran değil Adil Öksüz yeniden gündeme geldi. Biz aylardır soruyoruz bu adam nerede diye. Öksüz, Halk Bankası müdür yardımcısının ABD’de tutuklandığı için gündeme getirildi” diye konuştu.
17 Aralık yolsuzluk soruşturmalarında ismi Sarraf’la anılan İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, AB Bakanı Egemen Bağış ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ı hatırlatan Tekin, “17 Aralık’ta dört çalan, bir de başçalan vardı. Dört çalanın nasıl kurtulduğunu biliyoruz. Bunlar suçsuz oldu ve affettirdiler. Ama hesaplayamadıkları bir şey vardı. Dedik ki kendi çamaşırımızı kendimiz yıkayalım. Eğer kendi çamaşırınızı kendiniz yıkamazsanız, elin oğlu sizin çamaşırınızı yıkar. Size de öyle bir kol gibi fatura çıkarır ki altından kalkamazsınız. Tam altından kalkarken, bu dört bakanın yakını ve 17 Aralık’ın baş şebekesinden bir iş adamı ABD’de gözaltına alındı ve tutuklandı” dedi.
Tekin, tutuklanan Atilla’nın ABD’ye ‘saf saf’ gittiğini belirterek, “Bu dört bakan da bir gitsin biletlerini de ben alayım. Ben ödeyim bilet paralarını. 17 Aralık ile ilişkisi olanların hepsinin masrafları bana ait. Yiğitseniz buyurun. Dünyadaki hukuk sistemleri böyledir. Suça bulaşırsanız böyledir” dedi.
