CHP’li Öztrak: Tüzük değişikliği önerisi 10 bini aştı

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu Başkanlığındaki CHP Merkez Yürütme Heyeti (MYK) toplantısının akabinde parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Öztrak, şunları söyledi:

* “Kocaeli Derince Limanı yakınlarındaki TMO deposunda bir patlama meydana geldi. Patlamanın sebebi hakkında şimdi net bir açıklama gelmedi. On vatandaşımızın yaralandığı bilgisi var. Umarız bir can kaybı olmaz. Yaralananlara acil şifalar diliyoruz. Bu üzücü haberlerin yanında bir de hoş haber var. Dünya Okçuluk Şampiyonası’nda altın madalya kazanarak bizlere büyük bir gurur yaşatan ulusal okçumuz Mete Gazoz’u kutluyoruz.

“VİTRİN İDARESİ SONUNDA SARAYA UYDU”

* Saray idaresinin sebep olduğu itimat buhranını gidermek için vitrinine koyduğu, Merkez Bankası Başkanı’nın ve Hazine ve Maliye Bakanı’nın son açıklamaları, sekiz ay sonra yapılacak mahallî seçimlere kadar enflasyonla gayret konusunda hiçbir şey yapmak niyetinde olmadıklarını gösteriyor. En değerli önceliklerinin ‘Enflasyonu düşürmek’ olduğunu söyleyerek iş başına gelen vitrin idare de sonunda Saraya uydu. Verdikleri fiyatları, maaşları, aylıkları, her şeyi, vergiyle, artırımla, enflasyonla misliyle geri alacaklarını, göz boyama stratejisini sürdüreceklerini, milleti ezmeye devam edeceklerini açıkladılar.

“İNSAN SÖYLERKEN UTANIR”

* Yandaş basın, iktisat idaresinin enflasyonla çabayı ‘Dezenflasyon süreci, gerçek dezenflasyon, istikrar’ üzere yaldızlı laflarla süreçlere ayırarak, bir öbür bahara ertelemesine ‘Ne kadar da rasyonel’ ‘Ne kadar da gerçekçi’ diyerek alkış tutuyor. Anlaşılan Bakan Şimşek de hakikat dürüst, bütüncül, çapalara bağlanmış bir program yapma imkânı kalmadığını görmüş. Meselelerin temelindeki asıl sebebinin iktisat bilimiyle uzaktan yakından münasebeti olmayan, fakat ‘Ben ekonomistim’ diye caka satan, safsatalarıyla iktisadın altını üstüne getiren enflasyona rekor üstüne rekor kırdıran, ‘İtibardan tasarruf olmaz’ diyerek bir eli yağda, bir eli balda yaşayan Sarayın kibirlisi olduğunu biliyor. Ancak onun ismini ağzına almaktan korkuyor. Bu yüzden Bakan Şimşek, olmayacak işi yaptı, enflasyonun sebebi olarak memur maaşlarına yapılan artırımları gösterdi. Enflasyonun sorumlusu, enflasyonun ezdiği memur oldu. İnsan bu kelamları söylerken biraz utanır.

“İNSANİ OLAN HİÇBİR ŞEY KALMAMIŞ”

* Enflasyon telafisi için dediğiniz yüzde 25 artırımı emeklilerin birçoklarına vermediniz. Emeklileri enflasyona ezdirip perişan ettiniz. Bahtına terk ettiniz. Birçok 7 bin 500 liralık sefalet aylığına mahkum edilen emeklilerimize, bizim belediyelerimiz el uzattı. Ankara Büyükşehir Belediye Liderimiz, ‘İnsanı önceleyen belediyecilik, darda olanın yanında olmaktan geçer’ diyerek, kuralları uyan tüm emekli hemşehrilerinin toplumsal yardımlardan yararlanmak için belediyeye başvurmalarını istedi. AK Partili belediye liderleri ise bunu alkışlayacaklarına, örnek alacaklarına, hakaret ettiler, iftira ettiler. Artırımlarla ezdikleri milletimizle büyük bir duygusal kopuş yaşayan AK Parti takımlarının, hoş olan, insani olan hiçbir şeye tahammülü kalmamış.

“MEMURA, İŞÇİYE YOK”

* Emekliye, işçiye, memura üç kuruşu çok gören Erdoğan ve şürekası, yandaşlarına yaptırdıkları yollar, köprüler, tüneller için dolarla, avroyla verdikleri garantiler karşılığında bu yılın birinci 6 ayında 25 milyar lira ödemiş. Geçen yılın birinci 6 ayına nazaran artış yüzde 167. Emekliye yüzde 25 artışı çok gören hükümet. Yandaşa yaptığı ödemeleri yüzde 167 artırıyor. Emekliye, kendisinin neden olduğu enflasyon farkını vermeyen hükümet, geçiş fiyatlarını, bırakın bu ülkedeki enflasyona nazaran güncellemeyi Amerikan enflasyonuna nazaran güncelliyor. Garantili geçiş fiyatlarında sebebi olduğu kur artışları yetmez üzere Amerikan enflasyonunu da Türk milletinin sırtına bindiriyor. Tüm bunlara para var. Memura, emekliye, işçiye yok.

“TMO ÇİFTÇİYİ YALNIZ BIRAKTI”

* Genel Liderimiz da bu hafta sonunda Erzincan’daydı. Çiftçinin, esnafın meselesini konuştu. Paramızın artan enflasyon karşısında nasıl paha yitirdiğini anlattı. Erzincanlılardan lokal seçimde CHP adayına takviyelerini istedi. Lokal seçim sürecini meydanlarda başlattı. Ben de Parti Sözcüsü olarak, hafta sonunda seçim bölgem Tekirdağ’daydım. Çiftçinin sıkıntısını dinledik. Bir dokunduk, bin ah işittik. Trakya’da önemli bir kuraklık var. ‘Sarı gelin’ ayçiçeğinde bu yıl çok büyük bir rekolte kaybı bekleniyor. Trakya vilayetlerinin milletvekilleri olarak hem çekirge zararlısı, hem de kuraklık nedeniyle bölgenin afet bölgesi ilan edilmesi için bir kanun teklifi verdik.

* Borçların faizsiz ertelenmesini ve ziyanların sigortadan karşılanmasını istedik. Bu teklifin bir an evvel Meclis gündemine alınması için Genel Liderimiz, Küme Liderimize ve Küme Başkanvekillerimize talimat verdi. Tekirdağ’da Toprak Mahsulleri Ofisi’nin alım merkezini de ziyaret ettik. Ofis çiftçinin kara gün dostudur. Lakin maalesef hükümet de ofis de çiftçiyi yalnız bıraktı.

* Depolarda ithal eserden yer kalmayınca, bizim çiftçimizin yerli ve ulusal eserini ‘Ürün kaliteni beğenmedim’ diyerek, ofisin kapısından geri çeviriyorlar. Çiftçinin traktörü, römorkundaki buğdayı boşaltmadan TMO kapısından geri dönüyor. Buna derhal son verin, çiftçiyi tüccarın insafına bırakmayın. Elin çiftçisinin eseri bizim depoları doldururken, bizim çiftçimizin alın teri, tüccarın insafına bırakılıyor. Bu, önemli bir idare zafiyetidir. Çiftçimiz bu uygulamalarla giderek topraktan, üretimden kopuyor. Ve bu stratejik kesimde de ipler giderek daha fazla yabancıların eline geçiyor.

“İŞLERİ SARAYIN KEYFİNE BIRAKMAYALIM, MİLLETİ EZDİRMEYELİM”

* Trakya’da çiftçi isyanda. Akbelen’de çevreciler alanda, yurdun dört yanında sağlıkçılar, emekliler, mühendisler aksiyonda. Ancak milletimiz yalnız değil. Parti idaremiz, bayan kollarımız, gençlerimiz, örgütlerimiz, milletvekillerimiz ve Genel Liderimiz dört koldan alanda, vatandaşlarımızın yanındayız. Yanında olmaya devam edeceğiz. Gerçekten Akbelen’deki etraf katliamını görüşmek için bu hafta salı günü bizim talebimiz üzerine Meclis toplanıyor. Bu sefer AK Parti vekilleri, çocuklar üzere kapıların ardına saklanmasınlar. Millet inim inim inlerken tatillerinden vazgeçsinler de, Meclis çalışmaya başlasın. İşleri sarayın keyfine bırakmayalım. Milleti ezdirmeyelim.

* Birinci 6 ayda bütçe 483 milyar lira açık verdi. Bunun yarısından fazlası, 275 milyar lirası faiz harcaması. Kur Muhafazalı Mevduat garantilerine 25 milyar lira, KÖİ’lerin dövizli garantilerine bir o kadar daha gitmiş. Merkez Bankası’nın döviz kasasından satışlar da tekrar başlamış görünüyor. Seçim sonrasında biraz toparlanan rezervler, tekrar piyasaya sürülüyor. Temmuz ortasında 56 milyar dolara kadar inen net rezerv açığı tekrar 60 milyar dolara yükseldi. Dünyada kredi temerrüt riski primleri düştü. Biz de de 400’ün altını gördü. Artık tekrar ayrışarak 400’ün üzerine hakikat hareketlendi.

* Bütçe açığı ve rezerv açığına, 60 milyar doları bulan bir cari açık eklendi. Temmuz ayı dış ticaret bilgilerine nazaran güç fiyatlarındaki düşüşe karşın dış ticaret açığı evvelki yılın tıpkı ayına nazaran yüzde 16 artmış. Yıllık dış ticaret açığı ise yüzde 46 artışla 121 milyar dolara yükselmiş. Dış istikrardaki bozulma devam ediyor. Gelir dağılımı da süratle bozuluyor. En varlıklı yüzde 20 toplam gelirin yarısını alıyor. Gelir adaletsizliğinde son 16 yılın rekoru kırıldı. Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı bilgilerine nazaran dayanak alan çok fakir hanelerin sayısı geçen yıla nazaran 1 milyon artışla 3,7 milyona ulaşmış.

“VATANDAŞ TATİLİ UNUTTU”

* Bir yılda; dana eti yüzde 143, yumurta yüzde 114, kuru soğan yüzde 113, kuru fasulye yüzde 101 artırım görmüş. Patatesin fiyatı yüzde 99, beyaz peynirin fiyatı yüzde 83 artmış. TÜİK aylık enflasyonu ısrarla tek hanede tutmaya çalışırken, vatandaşın en çok kullandığı besinlerde enflasyon bırakın iki haneyi çoktan üç haneye dayanmış. Resmi bilgilere nazaran, 63 milyon vatandaş konut masraflarının, 44 milyon vatandaş borçlarının altında eziliyor. 35 milyon vatandaş iki günde bir sofrasına bir kap et yemeği koyamaz halde. Yaz geldi vatandaş tatili unuttu. 50 milyon yurttaş, meskenden uzak 1 hafta tatil masrafını karşılayamaz durumda.

“BU YAŞAMAK DEĞİL”

* OECD içerisinde vatandaşları en çok geçim derdi taşıyan ülke Türkiye. Bu yaşamak değil. Sabah işe git, akşam dön. Hafta sonu bir şey yapama, çocuğunu dışarıda bir yere götüreme. Bir hafta bile tatil yapama. Dört nüfus çalış yoksulluk sonunu geçeme. Bu hayat değil. İktisadın her yeri yamalı bohçaya dönmüşken, önlem alınacağına Hazine ve Maliye Bakanı, ‘Akıl dışı’ olmakla eleştirdiği siyasetlere, seçimler yaklaşırken yöntem usul geri dönüyor. İktisattaki oyuncular da bunu görüyor. Herkes iktisatta vaktinde çözülmeyen ertelenen her sorunun, sonunda katlanarak karşınıza çıkacağını biliyor. Tulumbada su bitti. Artık hengamede söylenmeyecek kelamlar söyledikleri gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın katili olmakla 15 Temmuz’un finansörü olmakla suçladıkları, Körfez pirlerinin eline eteğine yapıştılar.

* Darbeci diye görüşmeyi kestikleri Sisi’yle el ele pozlar verdiler. Şimşek ve Erkan ikilisi geçtiğimiz hafta da SPK’nın daha 3 ay evvel 33 milyon TL ‘piyasa bozucu aksiyon cezası’ kestiği JP Morgan’ın basına kapalı yatırımcı toplantısına koşa koşa gittiler. Lakin sızan bilgilere bakılırsa kan emici, vur-kaççı kısa vadeli fonlar hariç Şimşek-Erkan ikilisinin anlattıklarına önemli yatırımcılar fazla prestij etmemiş. Para siyasetine dair ‘Somut ve öngörülebilir’ bir çerçeve bulamamışlar. Nasıl bulsunlar? Esasen Merkez Bankası Lideri ‘Dinamik optimizasyon sorunundaki en büyük kısıt’ kelamlarıyla vaziyeti anlattı. Kusur, gömleğin birinci düğmesinden başlıyor. Masanın başında oturan, Erdoğan üzere bir ‘kısıt’ var.

“GÜVENDİĞİNİZ DAĞLARA KAR YAĞAR”

* Erdoğan yaklaşan lokal seçimlerin 2023’te başlayan seçim sürecinin son durağı olduğunu görüyor. Burada yaşayacağı bir hezimetin iktidarına mal olacağını biliyor. Bu nedenle lokal seçimlere kadar Enflasyonla çaba önceliği değil. Ekonomiyi şişirme, hormonlama, ne yapıp edip büyümeyi sağlama peşinde. Mahallî seçime kadar 2000 öncesinin emme basma tulumba nizamı sürecek. Evvel vatandaşın fiyatına, maaşına, aylığına artırım, sonra gelsin vergi, harç artışları. Gelsin akaryakıt, gaz, elektrik artırımları. Gelsin enflasyon dar ve sabit gelirliye kaşıkla verdiğini kepçeyle geri al. Teker bu türlü döner sanıyorlar. Biz bu sineması gördük yaşadık. Dönmedi, dönmez. Gerekenin yapılmadığı her dakika, iktisadın fay çizgilerinde biriken tansiyon, daha yıkıcı hale gelir. Güvendiğiniz dağlara kar yağar.

* Seçimlerin akabinde milleti artırımlarla ezen Erdoğan, kendini destekleyenler başta olmak üzere milletle büyük bir duygusal kopuş yaşıyor. Bu nedenle de adaleti hukuku kendine nazaran eğip bükmeyi artırdı.Açıkça zulmediyor. Muhalefetin sesini kesmek için elinden geleni gerisine koymuyor. Zelzelenin vurduğu Hatay’ın milletvekili Can Atalay hala haksız, hukuksuz formda içeride tutuluyor. Hataylıların, milletin iradesine pranga vuruluyor.

* AK Parti Diyarbakır milletvekilinin kelamlarını anımsatarak, Erdoğan Hükümeti’nin yeni bir açılım süreci başlatma ve terörist başını salıverme niyetinde olduğunu açıklayan gazeteci Merdan Yanardağ tutuklanıyor. TELE-1 ekranları Merdan Yanardağ’a isnat edilen cürümle uzaktan yakından alakası olmayan bir yasa unsuruna dayanılarak hukuksuz bir biçimde 7 gün karanlığa gömülüyor. Gazeteci Barış Pehlivan, kontrollü özgürlükten yararlanabilecekken 8 ay daha içeri atılma tahdidi altında. Memleketin her yanında Her gün silahlar patlıyor.

* Sinan Ateş cinayetinin soruşturması bir türlü ilerlemiyor. Limanlarımız uyuşturucu rotalarının uğrak noktası haline gelmiş. Türkiye ‘dünyanın en tehlikeli 20 ülkesinden biri’ sayılıyor. Dünya klasmanında yerimiz Kolombiya ile Pakistan ortasında bir yerde. Hükümet bunlar duyulmasın diye Harıl harıl gazetecileri tutuklattırıyor. Milletin artık yalnızca sofrasındaki ekmek değil, Canı da tehlikede.

“HATALARIMIZI TELAFİ EDECEĞİZ”

* Sarsıntının üstünden 6 koca ay geçmiş. Hala barınma sorunu, tuvalet sorunu, pak suya ulaşım sorunu konuşuyoruz. Depremzedeleri okul yurtlarından İcra yoluyla atmaya kalktıkları söyleniyor. Tüm bu mevzuları incelemek üzere bayan milletvekillerimizden oluşan bir heyet zelzele bölgesine gidecek. Heyetimiz Hatay’dan başlamak üzere son durumu yerinde inceleyecek. Bu hükümet, kendi seçmenleri dahil tüm milletle bağını koparmış bir vaziyette. Mayıs seçimlerini kazanamadık, bunun için en çok biz üzgünüz. Lakin vakit yılgınlık vakti değil ayağa kalkacağız, eksiklerimizi gidereceğiz, yenileneceğiz, kusurlarımız telafi edeceğiz. Lokal seçimlerde 25 milyonu 30 milyona, 35 milyona çıkaracağız.”

“10 BİNİN ÜZERİNDE ÖNERİ”

Öztrak, açıklamalarının akabinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Öztrak, CHP’deki tüzük değişikliğiyle ilgili soruya, “Büyük süratle, üyelerimizin iştirakine açık olarak sürüyor. Parti üyelerimizin katkılarını, tekliflerini internette açtığımız platformda bize bildiriyorlar. Şu ana kadar partimizde intikal eden tüzük değişikliği tekliflerinin sayısı 10 bini aşmış durumda. Görüş bildirme mühleti 10 Eylül’e kadar sürecek” yanıtını verdi. ANKA