Cumhurbaşkanı Erdoğan: Beyin göçünü bilakis çeviriyoruz

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Mükafatları Töreni’nde konuştu.

Erdoğan, “Ülkemiz ulusal teknoloji atılımı rehberliğinde gerçekleştirdiği çalışmalarla dünyanın birinci 10 iktisadı ortasına girme amacına adım adım yaklaşıyor. Biz siyasi bağımsızlığın teknolojik bağımsızlıktan geçtiğine içtenlikle inanıyoruz. Bilim ve teknolojiyi Türkiyenin maksatlarına ulaşmasında en değerli araç, en kıymetli imkan olarak görüyoruz. Katma bedelli üretimin, güçlü büyümenin ve sürdürülebilir refahın yolu bilim eko sisteminin canlılığından geçiyor. TÜBA ve TÜBİTAK, yürüttükleri takdire şayan çalışmalarla ülkemizin bilim ve teknoloji alt yapısına kıymetli katkılar yapan kurumlarımızdır. TÜBA Türkiyede bilim alanlarının tamamını kucaklayan faaliyetleriyle bilim insanlığını ve araştırıcılığını özendirmeyi misyon edinmiş bir akademik platformdur. Bilime ve teknolojiye katkı sağlamak gayesiyle tematik bilimsel programlar ve projeler yürüten TÜBA, araştırma ve yayınlarıyla da bedelli katkılar sağlıyor. Cumhuriyetimizin 100üncü yılında da Türk Maarif Ansiklopedisi, Ulusal Teknoloji Atılımı ve Ulusal Uğraşın Mahallî Tarihleri isimli bilimsel yapıtları yayımlayacağız” dedi.

Erdoğan, ulusal araştırma kurumu olan TÜBİTAK’ın da bilim ve teknoloji dünyasının değerli aktörü olarak pek çok başarılı çalışmaya imza attığını vurgulayarak, “Sadece son 1 yılda TÜBİTAK eliyle 174 üniversitenin, 3 bin 734 araştırma geliştirme projesine 1,5 milyar liradan fazla dayanak verdik. Bu projelerde yaklaşık 10 bin araştırmacı ve 12 bin bursiyer vazife aldı” tabirlerini kullandı.

‘TÜRKİYE’Yİ BİLİM İNSANLARIMIZ İÇİN CAZİBE MERKEZİ YAPMAYI HEDEFLİYORUZ’

Erdoğan, beyin göçü probleminin istismar edildiğini vurgulayarak şu değerlendirmede bulundu:

“Ülkemizde bir kesim gerisine önüne bakmadan her mevzuyu istismar etmekte hudut tanımıyor. Bunlardan biri de beyin göçü sıkıntısıdır. Öncelikle genç beyinlerimizin kendilerini geliştirmek için yurt dışına çıkmasına karşı olmadığımızı, tam bilakis bunu desteklediğimizi belirtmek isterim.

Bugün Çinin muvaffakiyetinin en büyük sebeplerinden biri olarak yurt dışına okumaya giden gençlerinin oralarda kazandıkları deneyimleriyle ülkelerine yaptıkları katkılar gösterilmektedir. Biz de TÜBİTAK aracılığıyla bu doğrultuda kıymetli adımlar atıyoruz.

Sadece kendi gençlerimizin yurt dışında bilgi ve deneyim sahibi olmasını sağlamakla kalmıyor, Türkiyeyi dünyanın her yerindeki bilim insanlarımız için cazibe merkezi yapmayı hedefliyoruz.

Bu maksatla ihdas ettiğimiz programlarla geri dönen araştırmacılarımız sayesinde bilim eko sistemimizi güçlendiriyor, beyin göçünü bilakis çeviriyoruz.”

’10 BİNLERCE PROJE YÜRÜTÜLÜYOR’

Erdoğan, sayıları 6ya çıkan TÜBİTAK dayanaklı araştırma-geliştirme laboratuvarlarında 56sı doktoralı 130 araştırmacının çalıştığını tabir ederek şöyle konuştu:

“Bu merkezlerde katmanlı imalat, otonom sürüş, akıllı 5G ve 6G ağları, materyal geri dönüşüm, yalıtım, yüzey, hijyen teknolojileri üzere mevzularda kritik araştırma faaliyetleri yürütülüyor.

Türkiye tüm bu araştırmalarla geleceğin teknolojilerine hazırlanıyor. Hamdolsun ülkemiz artık çağdaş, gelişmiş, nitelik ve nicelik açısından dünya ile yarışır bir bilim ve teknoloji ekosistemine sahiptir. Teknoparklarımızda araştırma, geliştirme ve tasarım merkezlerimizde 10 binlerce proje yürütülüyor.

Bilim ve teknoloji atılımlarını kutuplara kadar ulaştıran bir Türkiye var. Bu yıl TEKNOFEST kapsamında düzenlediğimiz Lise Öğrencileri Kutup Araştırma Projeleri Müsabakaları finalistleri ortasında seçtiğimiz 3 öğrencimizi Antarktika Bilim Seferine dahil ediyoruz.

Beyaz Kıtada kendi projeleriyle ilgili saha projeleri yürütecek öğrencilerimiz, geliştirdikleri tabiatta süratlice çözülebilen biyoplastiği de yerinde test etme imkanı bulacak.

Tabii bilim ve teknolojideki tüm bu muvaffakiyetlerde Türkiyede araştırma geliştirme harcamalarının ulusal gelirimize oranının binde 5ten yüzde 1,13e çıkmasının, araştırmacı sayısının 26 bin 222 bine yükselmesinin kıymetli katkısı var”

‘BİLİM VE TEKNOLOJİDE YİNE ŞAHLANIŞA GEÇİYORUZ’

Erdoğan, bilimsel çalışma yapan, teknoloji geliştiren ve üreten insanlara verdikleri bedelin ortada olduğunu anımsatarak şu tabirleri kullandı:

“Bilime ve teknolojiye yaptığımız yatırımların meyvelerini her alanda topluyor olmanın memnunluğu içerisindeyiz. Bugün nerede durduğumuzu ve yarın nereye gideceğimizi yanlışsız tespit etmek için evvel nereden geldiğimizi bilmemiz kaidedir.

Bir periyot dünya çapındaki bilim insanları daima bizim gönül coğrafyamızdan çıkıyordu. El Ceziri, Ali Kuşçu, Hazarfen Ahmet Çelebi üzere bilim insanlarımız icraatlarıyla tarihin istikametini değiştirdiler. Tıpkı halde İbn-i Sinadan Hayyama kadar tesirleri hala devam eden bilim insanlarımız vardı.

Ancak daha sonra bilim ve teknoloji çalışmalarında kıymetli bir sakinlik periyodu yaşadık. İnşallah artık bu fetret periyodunu bitiriyor; bilim ve teknolojide yine şahlanışa geçiyoruz. Allahın müsaadesiyle bu coğrafya tekrar bilimin ve teknolojinin önde gelen merkezlerinden biri olacaktır. Biz buna canı gönülden inanıyoruz”

‘DÜNYA BİZİ ŞAŞKINLIKLA İZLİYOR’

Erdoğan, her daim TEKNOFEST nesline güvendiklerini belirterek şunları söyledi:

“Bilim insanlarımız ve gençlerimiz azimleriyle, öz inançlarıyla, başarılarıyla bize bu ümidi ziyadesiyle veriyor. Dene-yap teknoloji atölyelerinde daha 8 yaşlarında, 9 yaşlarında yapay zeka, objelerin interneti, robotik projeleri geliştiren evlatlarımızı gördükçe bu inancımız güçleniyor.

Yeni jenerasyon yazılım okullarında kendilerini yetiştiren binlerce gencimiz sessiz sedasız yazılım dünyasındaki yerlerini alıyor. Teknoparklarda 2 kişi, 3 kişi bir ortaya gelerek, milyar dolarlık değerlemeye ulaşan, şirketler kuran parlak beyinlerle gurur duyuyoruz.

Evlatlarımız daha orta okul, lise sıralarındayken TEKNOFEST yarışlarında dikey roket, insansız hava araçları, kutup araştırmaları, biyo teknoloji üzere projelerde çalışıyor. ‘Ülkemizin birinci yerli arabası TOGGu niçin geçmişte değil de bugün üretebildik? sorusunun karşılığı işte burada kapalıdır.

Dünya bizim insansız hava araçlarındaki başarımızı manşetlere taşıyor, şaşkınlıkla takip ediyor. İsmine müzikler yazılan TB2 ile başladığımız seyahatte evvel Akıncıya, sonra insansız muharip savaş uçağımız Kızılelmaya geldik.

Ve şu anda oranın üretiminde 3 bin gencimiz çalışıyor; bunların yaş ortalaması 25 ile 35 ortasında. Demek ki bu millet Türk oğlu Türk; yapar mı yapar ve şu anda bunu yapıyor.”

‘BUNLAR DAHA BAŞLANGIÇ’

Erdoğan, yapılan bu teknolojik atılımların yalnızca Türkiyenin kendi savunmasında eli ayağı olmakla kalmayıp, birebir vakitte savunma endüstrini global seviyede kelam sahibi haline getiren bir vizyonu da ortaya koyduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Savunma sanayindeki bu topyekun dönüşümün manası, dünyanın güvenlik dengelerindeki sarsıntının artacağı önümüzdeki devirde daha güzel kavranacaktır. Ayrıyeten savunma endüstrinin başka alanlardaki teknolojik gelişmelerin itici gücü olduğunu da asla unutmuyoruz.

Yani bu alandaki birikime yalnızca gözüyle bakmıyor, sıkıntıyı çok geniş bir perspektifte pahalandırıyor, ona nazaran takviye veriyoruz. Bu tabloya bakıp umutlanmamak mümkün mü? TOGG banttan indiğinde daima bir arada gururlandık.

Orada da şu anda bin 400 gencimiz çalışıyor. Olağan bunlar daha başlangıç. Bunlar Türkiye Yüzyılının birinci fotoğrafları. Fakat bize bu kadarı yetmez. İstiyoruz ki bilim insanlarımızla, araştırmacılarımız, mühendislerimizle bu fotoğrafı her gün geliştirelim, zenginleştirelim”

Erdoğan, konuşmasının akabinde merasimde ödül sahiplerine mükafatlarını verdi. (DHA)