Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yasama yılı açılış programında çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Ekonomik manada yaşanan düşüncelerin farkında olduklarını tabir eden Erdoğan, yılbaşında taban fiyatlı, memur ve emeklilerin maaşlarında kayıpları telafi edecek halde artışlar yapılacağının sinyalini verdi.
YILBAŞINI İŞARET ETTİ
Erdoğan, yaptığı açıklamada “Yaşanan dertleri, dalgalanmaları görmezden gelmiyoruz. Döviz kurundaki yükseliş ve enflasyondaki artıştan ötürü kayıplarını pek âlâ biliyoruz. Bunların önüne geçecek önlemleri almaya başladık.Enflasyondaki artışın neden olduğu kaybı önlemek için minimum fiyatı, memur ve emekli maaşlarını yılbaşında önemli oranda artırdık. Temmuz ayında daha ileri taşıdık. Yılbaşında ücretlilerin durumlarını, kayıplarını telafi edecek biçimde gözden geçireceğiz, enflasyonun altında ezilmelerine müsaade vermeyeceğiz” sözlerine yer verdi.
“ÜLKEMİZE EŞSİZ ÇIKARLAR SAĞLAYACAK BİR YOL SEÇTİK”
Bu süreçte Türkiye’nin kendi özgün ekonomi modelini inşa ettiğini belirten Erdoğan, “Türkiye Ekonomi Modeli’ne ait yaklaşımlarımızı, dün İstanbul’da bir küme yabancı iktisatçıyla da enine uzunluğuna kıymetlendirme imkanı bulduk. Orada da tabir ettiğim üzere, bizim uyguladığımız iktisat siyaseti, mutlaka ‘akıntıya kürek çekme’ üzere akıl dışı bir emele dayanmıyor. Tam aksine biz, ekonomik araçlar üzerinden ülkemize diz çöktürmek gayesiyle, bugüne kadar ne kadar düzgün, hakikat, yararlı olduğu daima telkin edilmiş iktisat siyasetlerine da ters halde maruz kaldığımız sinsi oyunları bozmak için kendi modelimizi geliştirdik. Daha kıymetlisi, bu modelin hem iktisat ilminde yeri vardır, hem dünyada örnekleri mevcuttur, hem de ülkemiz gerçekleriyle ve sahip olduğumuz potansiyelle en üst seviyede uyumludur. Münasebetiyle kendimize, neresinden bakarsanız bakın ülkemize eşsiz çıkarlar sağlayacak bir yol seçtik” halinde konuştu.
“KENDİ ÖZGÜN İKTİSAT MODELİMİZİ İNŞA ETTİK”
Ekonomi modelinde tercih değişikliğine durduk yere gitmediklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: “Şayet maç sürerken oyunun kurallarını bizim aleyhimize değiştirmeye çalışmasalardı, tahminen bir süre daha buna gereksinim duymayabilirdik. Ama, ülkemiz açık bir ekonomik akınla karşı karşıya kalınca, sonlarımızı korumak için ne yaptıysak, darbelere nasıl karşı çıktıysak, buna da birebir hali sergiledik. Global gelişmelerin önümüze çıkardığı fırsatları da kıymetlendirerek, ‘olanda hayır vardır’ anlayışıyla istikametimizi geleceğe çevirdik. Dünyanın ve ülkemizin deneyimlerinden en üst seviyede istifadeyle, kendi özgün iktisat modelimizi inşa ettik.”
