GüncelGündem

Cumhuriyet peşini bırakmamıştı… Meral Akşener Boğaziçi’ndeki skandalları tek tek anlattı

Paylaş:

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor.

Akşener’in açıklamalarından öne çıkan satırlar şu şekilde:

ALTILI MASANIN YENİ ANAYASA ÖNERİSİ

* Biliyorsunuz pazartesi günü, 6 siyasi parti olarak, geniş bir mutabakat zemininde hazırladığımız anayasa değişikliği önerimizi milletimizle paylaştık. Kurucu değerlerimize sadık kalarak, Meclisi güçlü, yargıyı bağımsız, yürütmeyi de istikrarlı hale getirmek için, ortaya koyduğumuz bu önemli çalışma; ülkemizin kalkınması ve demokratikleşmesi yolunda, atacağımız adımları tariflerken; aynı zamanda, istibdata karşı, hürriyetin sesini savunuyor. Tabi biz, bu önerimizle; kuvvetler ayrılığının tesisi, partili cumhurbaşkanı döneminin sonu, Meclis’in etkin denetimi deyince; iktidardakileri, hemen bir rahatsızlık alıverdi…  Akademik özerkliğin, hakimlere coğrafi güvencenin geldiğini görünce, rahatsız oldular. 

* Temel hak ve hürriyetlerin, tüm devlet organlarını, bağlayıcı hale getirildiğini,  insan onurunun, anayasal düzenin temeli olarak düzenlendiğini, hürriyeti sınırlamanın, istisna olduğunu görünce, tedirgin oldular. Sağlık hakkının, çevre hakkının ve elbette hayvan haklarının, ilk kez, anayasal güvence altına alınmasının önerildiğini görünce, mutsuz oldular. Yurt dışında yaşayan Türklerin, hak ve menfaatlerini korumanın, devletin bir görevi olarak benimsendiğini ve Meclis’te, yurt dışındaki vatandaşlarımızın da, temsil edilmesi için 15 milletvekili ayrıldığını görünce paniğe kapıldılar.

ERDOĞAN’A GÖNDERME

* Elbette bu durumu yadırgamıyoruz. Sayın Erdoğan’ın dediği gibi: “Bunlar daha iyi günleri…”Çünkü, daha yeni başlıyoruz. Bu arkadaşlara, daha çoook, panik atakları yaşatacağız. Durmadan, dinlenmeden, yorulmadan çalışmaya ve Saray’daki sefaya alışanların rahatını, her adımımızla bozmaya, itinayla devam edeceğiz. Hiç kusura bakmasınlar. Bu vesileyle; anayasa değişikliği çalışmamızda, emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

* Bu önerimiz, İYİ Parti olarak, Büyük Türk Milleti’ne verdiğimiz sözün, bir kez daha, gür bir sesle tekrarıdır. İstibdatın bitişine AZ KALDI!Hürriyete AZ KALDI! Güçlü, zengin ve mutlu bir Türkiye’ye, çok AZ KALDI! Kimse merak etmesin!

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ’NDEKİ ATAMALAR

* Artık, ülkemizin her yanını saran, adaletsizliğin, liyakatsizliğin ve keyfiliğin, bir başka örneği de, maalesef, Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanıyor. Ülkemizin, en değerli kurumlarından biri olan, Boğaziçi Üniversitesi’nin bütün köklü gelenekleri ve nitelikli eğitim kalitesi yerle bir edilmek isteniyor. Üniversitemiz, zincirleme biçimde; hoyratça bir siyasi kadrolaşmaya, liyakatsiz atamalara, Saray’ı aratmayan, ucube bir yönetim anlayışına, sahne oluyor. 18 Ocak 2022’de, üç fakültenin seçilmiş dekanları, mesnetsiz suçlamalarla görevden alındı. Ardından, 4 Mart 2022’de, üniversiteyle hiçbir ilgisi olmayan, üç akademisyen, tepeden indirme yöntemiyle, aralarında, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin de bulunduğu, üç fakülteye, dekan olarak atandı. 

* Bu kişiler, akademisyen bile olmadıkları üniversitede dekan sıfatıyla, yönetim kurullarına girdiler. Öğrenciler ve akademisyenler aleyhinde, yüzlerce soruşturmaya katıldılar. Üniversitedeki işleyişi, hiç bilmedikleri için usulsüz, hukuksuz, kararlar aldılar. Bu kararların tamamı da, öğrenciler ve akademisyenler tarafından, yargıya taşındı. Peki bu kararlar neydi biliyor musunuz? Mesela; geçtiğimiz ekim ayında; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde İşletme Bölümü‘nün, seçilmiş başkanı ceza verilerek görevinden alınıyor. Tepeden inme dekan da, onun yerine kendisini, bölüm başkanı olarak atıyor. Evet yanlış duymadınız, kendisini atıyor. Bu dekan, Türkiye’nin, en yüksek puanlı işletme bölümüne,  kendi alanı olmamasına rağmen,  hukuksuz bir şekilde, vekaleten bölüm başkanlığı yapıyor. 

* Rezalet, maalesef burada da bitmiyor. Bu kasım ayında, Ekonomi Bölüm başkanı da aynı şekilde görevden alınıyor. Ekonomi Bölümü‘nde idari açıdan oldukça tecrübeli akademisyenler olmasına rağmen aynı dekan yine, tamamen usulsüz ve hukuksuz bir şekilde kendisini buraya da atıyor. Böylece Türkiye’nin, en yüksek puanlı ekonomi bölümüne ekonomiyle alakası olmayan bir dekan adeta, “ben aslında ekonomistim” diyerek, Saray sakinlerinden alıştığımız, buram buram cehalet kokan bir özgüvenle, vekaleten bölüm başkanlığı yapıyor.

“ERDOĞANIMSI DEKAN…”

* Bu sayede İçerisinde 3 bölüm olan, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi‘nin, 2 bölümüne bu her konunun uzmanı dekan arkadaş, vekaleten başkanlık yapıyor. Şimdi hepiniz, bu “Erdoğanımsı” dekanın, kendi alanı nedir diye, merak ediyorsunuz değil mi? İşte o da, 3’üncü bölümde saklı… Bu arkadaşın alanı, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkilermiş… Ancak ne hikmetse, kendi alanına bir türlü başkan atamıyor. Peki neden biliyor musunuz? Çünkü, bu dekan arkadaş, kendisini Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümüne, akademisyen olarak atatmak için uğraşıyor. Bu yüzden de, herhalde göze batmamak için, bu bölüme, vekaleten başkanlık yapmıyor. Çünkü esas amacı, asaleten başkan olmak…

* Hatta, bunun için çalışmalara da, Ağustos ayında başlıyor. Bölümün ve fakültenin, hiçbir talebi olmamasına rağmen, kadro kullanma izin talebi için, YÖK’e gidiyor. YÖK de, her zamanki ciddiyetsizliğiyle, Fakülte Yönetim Kurulu ile, bölümün onayı olmamasına ve yapılan tüm itirazlara rağmen, dekanın talebini onaylayıp 27 Ekim 2022’de, kadro ilanı çıkıyor. Üstelik ilanda, doktora tezinin başlığına kadar, tüm koşullar da bu arkadaşın, akademik geçmişiyle yakından örtüşüyor… Yaa, bakın siz şu tesadüfe… İşte tüm bu rezillik, Boğaziçi Üniversitesi’nin, ne denli hedef alındığını, kişisel çıkarlar ve rant arayışları için, ne denli tahrip edildiğini çok net bir şekilde, ortaya koyuyor. Bu durum; Ülkemizdeki, her gelir grubundan, en parlak çocuklarımızın alınlarının teriyle girip, kamu kaynaklarıyla, dünya standardında eğitim aldıkları, saygın bir üniversitemizin liyakatsizlikle, kayırmacılıkla ve keyfilikle, düşürüldüğü durumun özetidir.

‘AHBAP-ÇAVUŞ İLİŞKİSİ’

Boğaziçi Üniversitesi’ni esir alan, bu örnek; ülkemizdeki, en büyük sorunlarımızdan biri olan; tepeden inme ve liyakatsiz atamaların, ahbap çavuş ilişkisiyle, yürütülen işlerin ortak akıl ve demokrasiden uzak, yönetim anlayışının, ibretlik bir iz düşümüdür. Bu vesileyle; bu arkadaşa, işgal ettiği dekanlık ile başkanlıklara, çok alışmamasını tavsiye ediyor; içinde bulunduğumuz dönemde, keser ve sapın hızla döndüğünü ve hesap gününün, artık çok yakın olduğunu, hatırlatmak istiyorum.

* Ayrıca; iki yılı aşkın süredir, maruz kaldıkları hukuksuzluk karşısında hakkını arayan, her gün, nöbetler tutarak, bu ahlaksızlığa itiraz eden, demokratik, özerk ve özgür bir üniversite hayalinden vazgeçmeyen, Boğaziçi Üniversite’mizin tüm akademisyenlerine ve öğrencilerine, her zaman yanlarında olduğumuzu, bir kez da söylemek istiyorum. Siz hiç merak etmeyin; yaşadığınız bu kabus bitecek! Türkiye, özgürleşecek! Türkiye, gelişecek! Türkiye, güzelleşecek! Türkiye, zenginleşecek! Ve Türkiye iyileşecek! Üstelik buna engel olmaya, hiç kimsenin gücü yetmeyecek!

MERKEZ BANKASI’NIN FAİZ İNDİRİMİ KARARI 

 * Bay Kriz ve ekonomi yönetiminin, akıl ve bilime düşman davranışları artık tüm dünyada devlet yönetiminde, liyakatsizlik ve beceriksizlik dendiğinde neredeyse literatüre girecek, bir vaka haline geldi. Bu durumun, son örneği olarak, geçtiğimiz hafta, Merkez Bankası, politika faizini, yüzde 9’a indirdi. Böylece faiz, tek haneli rakama indi. Sayın Erdoğan da, nihayet muradına erdi.  Peki ülkemizde ne değişti? Hiçbir şey… Ne kur oynadı, ne de faizlerde, bir değişiklik oldu. Yani bu vesileyle, bir kez daha görmüş olduk ki, Merkez Bankası’nın politika faizinin, düşük olması, bir tek, Sayın Erdoğan’ı mutlu etmeye yarıyor. Çünkü ekonomide, herhangi bir sinyal etkisi yok. Dolayısıyla artık, politika faizine de, “Erdoğan faizi” diyebiliriz…

* Nitekim; Sayın Erdoğan, her ne kadar faize karşı zafer kazanmış gibi, nutuklar atsa da; milletimizin yaşadığı gerçekler, maalesef değişmiyor. “Faiz sebep, enflasyon sonuç” yalanına, artık kimse inanmıyor. Çünkü, çarşıdaki, pazardaki pahalılık vatandaşlarımızın, canını yakmaya, aynen devam ediyor. Mutfaklardaki yangın büyüyerek devam ediyor. Memur, esnaf, emekli, asgari ücretli, enflasyon canavarının altında, ezilmeye devam ediyor. Ama Bay Kriz’e göre, artık sıra enflasyondaymış… Aklınca faizi halletti ya, şimdi sıra enflasyona gelmiş… Biliyorsunuz, en son, “Merak etmeyin, o da inecek.” dedi. Tabi, bu aslında, olumlu bir gelişme…  Çünkü, hatırlasınız kendisi, uzun bir süre enflasyonun varlığını bile kabullenememişti. Sonrasında; “enflasyon demesek, hayat pahalığı desek…“ diyerek işi iyice lakaytlığa vurmuştu. 

“TAYYİP BEY’İ ÜZMEYEN İSTATİSTİK KURUMU”

* Ve bu yılın başından beri de, enflasyon için, düşüş tarihi vermeye çalışıyor. Martta düşecek dedi, olmadı. Nisanda düşecek dedi, olmadı. Mayısta düşecek dedi, yine olmadı. Şimdi artık, tarih de veremiyor. “3 vakte kadar” edebiyatıyla, konuyu geçiştirmeye çalışıyor… Değerli dava arkadaşlarım; Yalnız, Sayın Erdoğan’ın, kahve fallarına endekslediği enflasyonu düşürme masalında Tayyip Bey’i Üzmeyen İstatistik Kurumu, TÜİK’in katkılarını da saymazsak olmaz. Bu süreçte, onlar da, çok çektiler. Tayyip Bey’i mutlu etme yolunda, çok başkan eskittiler. Sayın Erdoğan’ın istediği rakamı, söylemeyen başkanlar, sonbaharda düşen yapraklar gibi, birer birer döküldüler. Adaya, teker teker veda ettiler…

* Ve en sonunda, TÜİK de çareyi, her şeyi gizlemekte buldu. Mayıs 2022’den beri, ayrıntılı veri açıklamayı durdurdu. Şimdi de, hummalı bir biçimde baz etkisiyle, hesap oyunlarıyla, milletimize, enflasyon düştü masalları anlatmaya hazırlanıyorlar. Ama yemezler! Milletimiz artık, son derece açık ve net bir şekilde görüyor ki bu iktidar artık, ülkemizi yönetemiyor. Memleketimizi içine sürükledikleri yangın, artık kürsü nutuklarıyla gizlenemiyor. Makyajlı rakamlarla kapanamıyor. Süslü yalanlarla örtülemeyecek kadar, açık bir şekilde sokaklarda, marketlerde, pazarlarda görülüyor. 

* Milletimiz artık, markete gitmek bile istemiyor. Neden biliyor musunuz? Çünkü, parasının yetip yetmeyeceğini bilemiyor. Çünkü, kasada mahcup olmaktan çekiniyor.  Çünkü, aldığı ürünleri, iade etmek zorunda kalmaktan korkuyor. Ama biz bu gerçekleri dile getirdikçe, iktidar bize; “Abartıyorsunuz” diyor. “Yaygaracılık yapıyorsunuz” diyor. “Yalan söylüyorsunuz” diyor. O yüzden gelin, şimdi hep beraber, enflasyon sepetindeki gıda ürünlerinin, son 1 yıldaki, fiyat artışlarını inceleyelim. Üstelik öyle, her marketin değil, süper indirimli, üç harfli marketlerin fiyatları üzerinden gidelim. Bakalım, yalan mı söylüyormuşuz? Bakalım, abartıyor muymuşuz? Bakalım, yaygara mı yapıyormuşuz?

FAHİŞ FİYAT ARTIŞLARI

* Mesela; her evin vazgeçilmezi sütün, 1 litresinin fiyatı; 2021 yılının kasım ayında, 7,13 lirayken, 2022 yılının, kasım ayında, 15 buçuk liraya çıkmış. Yani, 1 yıllık artış oranı, yüzde 117,4. Mesela; 1 kiloluk beyaz peynirin fiyatı; 2021 yılının, Kasım ayında, 32,89 lirayken, 2022 yılının, Kasım ayında, 85,80 liraya çıkmış. Yani, 1 yıllık artış oranı, yüzde 160,9. Mesela; 1 kilo yoğurdun fiyatı; 8,74 lirayken, 17,98 liraya çıkmış. Yani, 1 yıllık artış, yüzde 105,6. Mesela; 1 kilo patlıcan; 7,12 lirayken, 18,90 liraya çıkmış. Yani, 1 yıllık artış, yüzde 165,6.

*Mesela; 1 kilo domates; 7,36 lirayken, 19,90 liraya çıkmış. Yani, 1 yılda, yüzde 170,3 artmış. Mesela; 1 kilo salatalık; 5,46 lirayken, 11,90 liraya çıkmış. Yani 1 yılda, yüzde 118,1 artmış. Mesela; 1 kilo limon; 4,39 lirayken, 13,90 liraya çıkmış. Yani 1 yılda yüzde 216,8 artmış. Mesela; 1 kilo elma; geçen sene 5,38 lirayken, bu sene 14,90 lira olmuş. Yani 1 yılda, yüzde 177 zamlanmış. Mesela; 1 kilo pirincin fiyatı; 13,04 lirayken, bir senede, 27,50 liraya çıkmış. Yani, yüzde 110,9 artmış.

“ARTIK YOLUN SONU YAKIN ERDOĞAN!”

* Mesela; 1 kiloluk toz şekerin, fiyatı; 2021 yılının kasım ayında, 6,91 lirayken, 2022 yılının, kasım ayında, 24 liraya çıkmış. Yani, 1 yıllık artış oranı, yüzde 247,4. Evet, yanlış duymadınız, yüzde 247,4. Ancak, tüm bu rakamların karşısında,  TÜİK’e göre şeker, yalnızca, yüzde 153 artmış. Yaa bakar mısınız şu işe?… Ne demişler? Yalancının mumu, yatsıya kadar… Hal böyleyken iktidarın mumu da, artık seçime kadar! Giderayak sönmekte olan, iktidar mumunun, cılız ışığında;  Durmak yok, yalana devam Sayın Erdoğan! Durmak yok masala devam Sayın Erdoğan! Durmak yok, artık yolun sonu yakın, Sayın Erdoğan!

 

AYRINTILAR GELECEK…

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu