
Türkiye 6 Şubat’ta, Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerle sarsıldı.
Toplam 11 ilde etkili olan sarsıntı; Adana, Diyarbakır, Malatya, Hatay, Şanlıurfa, Osmaniye, Gaziantep, Adıyaman, Kahramanmaraş, Elazığ ve Kilis’te büyük yıkıma neden oldu.
Binlerce bina yıkılırken, 45 binden fazla can da yitirildi.
Depremzedelerin ihtiyaçları karşılanıyor
Asrın felaketi olarak kayıtlara geçen afet, tarihi yapıları, şehirleri, altyapıları altüst etti. Depremin yaralarının sarılması için devletin tüm imkanları seferber edildi.
Bölgelerde, çadır kentler ve konteyner kurulumları hız kazandı. Geçici barınma alanlarına yerleşen vatandaşların tüm ihtiyaçları da karşılanmaya başladı.

Çadır ve konteynerlere yerleştirildiler
Depremde evi ağır hasar gören Ali Tolungüç, inşaat sektöründe uzun yıllar çalıştıktan sonra emekli olduğunu ve üç çocuğunun bulunduğunu, deprem sonrası eşi ve kızıyla 4 gün önce konteyner kente yerleştiklerini söyledi.
“Uçaksavar gibi bir ses geldi”
Deprem sırasında namaz kılmak için uyandığını anlatan Tolungüç, şöyle konuştu:
Daha sonra yatağa geri uzandım biraz erken diye. Yağış vardı hanım da pencereden bakıyordu. Kulaklarımda cihazım olmasa duymuyorum. Önce uçaksavar gibi bir ses geldi. O an karyolanın kenarına çöktük, Kelime-i Şehadet getirdik, başka bir şey yapamadık. Deprem durunca aşağı indik.

“Bu düzeni, bu çalışmayı yurt dışında görmedim”
Bir depremzede olarak kendilerine sunulan hizmetten memnun olduğunu ifade eden Tolungüç, sözlerine şöyle devam etti:
Ben yurt dışında da çalıştım, bu düzeni, bu çalışmayı görmedim. Ömrüm şantiyelerde geçti. Şimdi şu çocukların çalışmasına bakıyorum. Kimi kablolarla, kimi kanalizasyonla, elektrikle… Geliyorlar, ‘Abi bir sıkıntın var mı? Su kaçağı var mı? Elektriğin çalışıyor mu?’ Yani gelen soruyor, giden soruyor. Böyle bir çalışma var. Gerçekten çok hoşuma gitti.
“İğneden ipliğe hepsi var”
Devletin tüm imkanları kendilerine sağladığını, üç öğün yemek verildiğini, konteyner içinde ise ihtiyaçları olan her şeyin düşünüldüğünü dile getiren Tolungüç, şöyle devam etti:
Yurt dışında büyük şirketlerde çalıştım böyle bir şey görmedim. Buyurun bakın. Arı gibi bir çalışma var. Yemeğimize, suyumuza, battaniyemize, döşeğimize kadar iğneden ipliğe hepsi var. Allah razı olsun.

“Her şeyimiz karşılanıyor”
Evli ve 4 çocuk babası, fabrika işçisi Melih Yıldız ise evinin hasar görmesi nedeniyle yaklaşık iki hafta önce çadır kente yerleştirildiğini belirterek, “Çok şükür. Yiyecek, içecek, su, erzak, soba, battaniye her şeyimiz karşılanıyor. Bir ihtiyacımız yok, devlet bakıyor gerçekten.” ifadelerini kullandı.
“Allah razı olsun devletimizden”
Devletin kendilerini sahipsiz bırakmadığını vurgulayan Yıldız, şunları kaydetti:
“Allah razı olsun devletimizden. Banyo, tuvaletler var. Çocukların oynayacağı yerler var. Çocuklar için kırtasiye, kitap… Cami olsun hepsi ayarlandı. Çok şükür şu anda iyiyiz. Buna şükür diyoruz. Allah razı olsun devletimizden. Bütün kurumlar burada. Sağ olsun askerimiz de 7-24 burada. Devletimizden de askeriyemizden de Allah razı olsun.”

