GüncelGündem

Derin deniz madenciliğindeki denetim zorluğu ekosistem için kaygıya neden oluyor

Paylaş:

İSTANBUL (AA) – YETER ADA ŞEKO – Çeşitli devlet ve şirketlerin uluslararası sulardaki derin deniz madenciliği faaliyetlerine 2026 yılında başlaması beklenirken uzmanlara göre, denetlenmesi zor olan bu çalışmaların okyanus ekosistemine getireceği çevresel yüke odaklanılması gerekiyor.

Enerji ihtiyacından teknolojik aletlerin üretimine kadar birçok alanda kullanılan madenlere talep her geçen gün artarken bu durum sınırlı maden kaynaklarına alternatif oluşturma çabalarını da beraberinde getiriyor. Bu çabalar kapsamında okyanusların dibindeki maden yataklarına yönelik çalışmalar hız kazanıyor.

AA muhabirinin Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği, Uluslararası Deniz Yatağı Otoritesi (ISA) ve Birleşik Krallık'taki Exeter Üniversitesi verilerinden derlediği bilgilere göre, derin denizlerde yer alan ve maden şirketlerinin ilgisini çeken kıymetli madenlerin başında bakır, nikel, alüminyum, manganez, çinko, lityum, gümüş, altın ve kobalt geliyor.

Söz konusu madenlerin bir kısmı cep telefonu, rüzgar türbinleri, güneş panelleri ve batarya gibi teknolojik aletlerin üretiminde kullanılıyor ve bu alanlardaki ihtiyaca paralel olarak bu madenlere talep de artıyor.

Derin denizlerde çalışma yapılması konusunda yetkili kurum olan Birleşmiş Milletlere bağlı ISA, bugüne kadar, aralarında Çin, Hindistan, Güney Kore ve Polonya gibi ülkelerle çeşitli şirketlerin olduğu 22 ayrı hükümet ve firmaya, derin denizlerde madencilik alanında keşif yapabilmeleri için 15 yıllığına izin verdi.

Keşif çalışmalarının tamamlanmasının ardından uluslararası sularda madencilik faaliyetlerine 2026 yılında başlanması bekleniyor.

– Hangi bölgede ne tür madenler bulunuyor?

Söz konusu madenler belirlenen coğrafyalarda üç ayrı formda bulunuyor. Bunlardan ilki manganez nodülleri olarak adlandırılıyor ve sıklıkla okyanus diplerindeki derin ovalarda yer alıyor. Bu nodüllerde manganez ve demire ek olarak nikel, bakır, kobalt, platin ve tellür gibi teknolojik ürünlerin yapımında kullanılan diğer önemli metaller bulunuyor. Pasifik Okyanusu'nun kuzey-orta kısmındaki jeolojik bir kırılma alanı olan Clarion-Clipperton Bölgesi, Pasifik Okyanusu güney-orta kısmındaki Cook Adaları'na yakın ve Avustralya'nın birkaç bin kilometre doğusundaki Penrhyn Havzası, Güneydoğu Pasifik'teki Peru Havzası ile Kuzey Hint Okyanusu'nun merkezinde yer alan bazı bölgeler, önemli miktarda manganez nodülüne kaynaklık yapıyor.

Daha çok derin denizlerdeki hidrotermal bacalarda bulunun masif sülfid yatakları ise önemli miktarda bakır, altın, çinko, baryum, gümüş gibi çok kıymetli madenler barındırıyor. Hidrotermal bacalar, Kuzey Kutbu, Pasifik, Atlantik ve Hint okyanuslarındaki okyanus ortası sırt sistemleri boyunca yoğunlaşıyor.

Maden araştırmacılarının dikkatini çeken bir diğer maden yapısı ise kobalt açısından oldukça zengin olan demirli manganez kabuklar. Bunlar genellikle deniz dağlarının zirvelerinde bulunuyor ve başta manganez ve demir olmak üzere kobalt, bakır, nikel ve platin gibi çeşitli metaller içeriyor.

Fransız Polinezyası, Kiribati Cumhuriyeti ve Mikronezya Federal Devletleri'nin özel ekonomi bölgeleri gibi Pasifik Okyanusu'nda bulunan bazı bölgelerin bu açıdan iyi bir potansiyele sahip olduğu tahmin ediliyor.

– “Denetlenmesi şu an için mümkün değil”

Derin deniz madenciliğinin çevresel etkisine ilişkin henüz gerekli düzenlemelerin yapılmamış olması, bu madencilik türünün biyoçeşitliliğe ve ekosisteme zarar verebileceği yönündeki kaygıları beraberinde getiriyor.

Makinelerle okyanusların tabanını kazmanın buralarda ciddi tahribata, birçok türün henüz keşfedilmeden yok olmasına, ekosistemin yapısının ya da fonksiyonun bozulmasına yol açarak geri dönülmez zararlara neden olabileceği, özelikle bu işlemin yapılmasıyla ortaya çıkan toz bulutunun deniz hayvanlarını boğabileceği ve sudaki organizmaları veya organik parçacıkları süzerek beslenen türlere zarar verebileceği belirtiliyor.

İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cem Gazioğlu, maden faaliyetlerinin bazı yönlerden tartışmalara yol açtığını, bununla birlikte insanların kullandığı teknolojilerde bu madenlere ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Gazioğlu, “Örneğin bazı bilgisayarların ekranlarında kullanılan bir maden dünyada tükendi. Biz halihazırda dönüşen minareli kullanıyoruz. Ama okyanuslarda bu mineralin olduğunu biliyoruz.” dedi.

Derin deniz madenciliği konusunda düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu ve derin denizlere ulaşım güçlüğü nedeniyle bu faaliyetin denetlenmesinin henüz mümkün olmadığını vurgulayan Gazioğlu, “Şu an için derin denizlerdeki faaliyetleri takip etmemiz istense bile bu faaliyeti yapan şirkete gidip ondan, çektiği görüntüleri istemek gerekecek, haliyle bu takibin doğru yapılabilmesi için de bir yatırım yapılması gerek.” değerlendirmesinde bulundu.

Buradan elde edilen madenlerin yeşil enerji teknolojileri üretiminde kullanıldığı şeklinde lanse edilmesinin tam anlamıyla doğru olmadığı yorumunda bulunan Gazioğlu, bu durumun şirketlerin yaptıkları faaliyetleri meşrulaştırılmak adına yöneldikleri bir “yeşil boyama” taktiği olabileceği konusunda dikkatli olunması gerektiğini dile getirdi.

Gazioğlu sözlerini “Bu metallere ihtiyacımız var ama bunun çevresel yükünü taşımaya hazır mıyız? Asıl odaklanmamız gereken nokta bu.” diyerek tamamladı.

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu