Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, Cumhur İttifakı ve hükümet tarafından sık sık dile getirilen “beka” hakkında, “Beka iddiasında bulunanlar yakın bir gelecekte nasıl bir yıkılışla yıkılacaklarını görürler” ifadesini kullandı.
“Aslında ‘iki günü birbirine eş olan aldanmıştır’ diyen bir Peygamberin ümmeti, bugünkü anlamda muhafazâkar olabilir mi, bu da ayrı bir konu” diyen Abdurrahman Dilipak’ın “Siyasetçilerin dilinde ‘kader’!” başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Daha önce “beka” tartışması üzerine bazı şeyler söylemiştim. Ve hep şunu söyledim: Allah bizi mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecek. Allah’tan başka hiçbir şey baki değildir. Peygamberlerin kurdukları devletler de dahil, kul yapımı olan her şey gün gelir yıkılır. Beka iddiasında bulunanlar yakın bir gelecekte nasıl bir yıkılışla yıkılacaklarını görürler.
Her son yeni bir başlangıçtır. Hayat kıyamete kadar bir şekilde devam edecek. Gün gelecek bir kavim topyekûn helak olacak Hz. Nuh zamanında olduğu gibi, gün geldi, Hz. Nuh zamanında olduğu gibi, bir geminin sınırlı sayıdaki yolcusundan başka kimse kalmadı. Ad ve Semud, Sodom ve Gomore halkının başına gelenlere bakın. Firavunların, Nemrudların yıkılmaz sandıkları devletleri nasıl yıkıldı!.
Peygamberimizin kurduğu devlet, vefatından hemen sonra Hz. Ali döneminin sonunda yıkıldı ve ısırıcı meliklere giden yol açıldı.
Sadece laikçi seküler politikacılar değil bizimkiler de kader konusunda öyle laflar ediyorlar ki! “Memleketi kaderine terk edecek değillermiş!” yok ya! Olan bazı şeyler “Kaderimiz değil”miş. Yani onu değiştirecekler.
Kardeşlerim! Amentü diye okuyup durduğumuz bir metin var ya, orada bir cümle de şöyle der: “Ve bil gaderi hayrihi ve şerrihi minellahu teala”.. Hayır ve şer’in Allah’ın iradesi içinde olduğuna iman ederim. Bakın biz “Allah’ın rızası”na talibiz! Ama hayır’ı da, şerri’de yaratan Allah’tır. Bir topluluk Allah’ın ipini bırakmıştır, Allah da onların ipini bırakır. Onları Allah’ın elinden alacak kimse yoktur!
Arabesk bir şarkıdaki gibi “Tanrım beni baştan yarat” şeklinde Allah’a haşa akıl öğreten bir bakış açısı bir Müslümana yakışmaz.
Siyasilerin de katıldığı toplu dualara bakıyorum, kimi Allah’a akıl öğretiyor, kimi ikna etmeye çalışıyor. Allah’a açık açık neyi nasıl yaratması gerektiği söyleniyor sanki. Araya birtakım aracılar konularak ısrarla, tekrar tekrar istenen şeylerin gerçekleşmesi isteniyor.
Hani bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilirdi.
Allah (cc) peygamberlerini bile, nimetlerini artırarak ve eksilterek, hatta korku ile imtihan edeceğini söylerken, biz Allah’tan bizi bu imtihanlardan muaf tutmasını istiyoruz sanki.
En iyi bildiğimizi sandığımız şey dua, ama onu da biliyoruz. Evet, tamam “Dualarımız olmasaydı ne işe yarardık ki!” de “Kabul olmayan duadan Allah’a sığınırım” diyen Peygamber ne demek istedi aceba!?.
Sadece istemekle o şey olacak mı. Ya da sadece onu dua kalıbında söylemediğimiz için mi olmuyor bazı şeyler? Mesela bütün Müslümanlar aynı zamanda “Mescidi Aksa’nın kurtuluşu için dua etsek” niye etmiyoruz, sadece tek başına dua yeterli olacaksa.
İsra 11’de, “İnsan iyiliğin gelmesine dua ettiği gibi, kötülüğün gelmesine de dua eder. Esasen insanoğlu acelecidir” deniyor. Bu ayet bize ne söylüyor?
Siyasiler diyor ki, “Oyunuzu bize verin, biz size refah ve mutluluk verelim”. Oysa ayet, “Siz kendi hakkınızdaki hükmü değiştirmedikçe, Allah sizin hakkınızdaki hükmü değiştirmeyecektir” diyor. Yani kurtarıcı yok. Babanız peygamber olsa gelse (Haşa) ki başka peygamber gelmeyecek, sizi kurtaramaz. Değil şeyhiniz, lideriniz, örgütünüz!. Herkes için ancak yaptığının karşılığı vardır, “Misgale zerretin hayran yerah ve migale zerretin şerran yerah” ölçüsünde..
Piyasada o kadar çok kurtarıcı var ki! Kimi “şifa” veriyor, sanki “göklerin hazinesinin anahtarı” kendi elindeymiş gibi rızık vaad ediyor. Kimi “gaybi bildiğini” söylüyor, kimi kalpler üzerinde tasarrufta bulunduğu iddiasında. İşte kimi kaderinizi değiştiriyor, kimi ömrünüzü uzatıyor! Ve insanlar da bunlara inanıyor. Hatta cennetin anahtarını satıyor kimileri. Sadece Hristiyanlar değil, bizde de var bunlar! F. Gülen’i hatırlayın, Cebrail’e bile gerek kalmadan rutin ziyaretler gerçekleştiriyordu. Evrenesoğlu da mesaj alıyordu Allah’tan (Haşa) biliyorsunuz! Necla Çarpan da Mustafa Kemal’in, Mevlana’nın ruhu ile buluşuyordu. Hatta “Yeni Nutuk”, “yeni Mesnevi” bile yazmıştı kadıncağız ve bizim laik generallar bile buna inanmıştı.
Mustafa Kemal’in “Kurtarıcılığı” tartışılmaz! CHP’nin Cumhuriyetin 15. Yılı Albümü olarak yayınlanan “Türkün Şeref Kitabı”nda “Kurtuluş için hacet yoktu Allah’a” diye yazarlar. Mustafa Kemal varken Allah’a da gerek yoktu, bu kafa sahiplerine göre!
Atatürk olmasaydı bizi kim kurtarabilirdi ki! (Haşa). Öyle ya, sahi, “Babam kız olsaydı ben kim olurdum”.
İstanbul Bilgi Üni.de Hayri İnce’nin bir akademik çalışmasında, kim çevrelerce “fevkalbeşer, insanüstü bir kişilik” olarak tarif edilen Mustafa Kemal hakkında şu bilgilere yer verilir. Ona “Beklenen Mesih” rolü yüklenmeye çalışılır. “Osmanlı’nın çöküş yıllarında, üst üste kaybedilen her savaş ve kaybedilen her toprak parçasıyla, İmparatorluğun yavaş yavaş sonu gelirken, yok olma korkusu yaşayan Osmanlı aydınları bir kurtarıcı, bir Mesih arar hale gelirler. Bu dönem “Yakup Kadri’nin ifadesiyle, ‘bir milli kahramana’, Gökalp’in deyişiyle sürüyü toplayacak bir ‘çoban’a hasretle geçer”. Aranan kahraman “Kurtuluş Savaşı”nın muzaffer komutanı Mustafa Kemal’in şahsında vücut bulur. Yıllardır beklenen “kurtarıcı”, “mesih” hatta “tanrı” yerine Mustafa Kemal geçmektedir. (…) Kurtuluş Savaşı’nın muzaffer komutanı olarak Mustafa Kemal “vatanı”, “ulusal onuru” ve “dini” kurtaran bir lider olarak tartışmasız bir toplumsal desteğe sahip olur. Ancak Mustafa Kemal kahraman olarak çıktığı savaştan sonra bu sefer iktidar mücadelesine girişir ve daha önce birlikte olduğu ya da onu destekleyen pek çok kişi ona muhalif duruma gelir. Basın, Bilge Cato’nun (Cato the Elder) deyişiyle, ‘Kahraman bizi kurtardı. Yaşasın kahraman! Peki şimdi bizi kahramandan kim kurtaracak?’ demeye başlar. Atatürk ile Kurtuluş Savaşı’nda birlikte mücadele ettiği silah arkadaşlarının yolları ayrılmaya başlar. Ancak Atatürk, savaştan sonra girişilen iktidar mücadelesinden, Kurtuluş Savaşı’nın diğer kahramanları da dahil olmak üzere, tüm muhaliflerini tasfiye ederek “tek adam” olarak çıkar. (…) Mustafa Kemal’in “tek adam”lığı 1926’da Sarayburnu’na, 1927’de Ankara-Ulus’a, 1928’de Taksim’e dikilen heykellerle ölümsüzlüğe ulaştırılır. 1926’da başlayan bu furya kısa sürede tüm Türkiye’ye yayılacaktır.”
Biz kurtarıcılardan, kader yaratan ve kader değiştirenlerden kurtulmadan kurtulamayacağız anlaşılan.
Keşke dini kavramları tartışma ve polemik konusu yapmasak ve dini kavramları asıl anlamlarının dışında kullanmasak. Laikçileri anladık da, bari bunu “Muhafazakâr” olduklarını söyleyenler yapmasa. Aslında “iki günü birbirine eş olan aldanmıştır” diyen bir Peygamberin ümmeti, bugünkü anlamda muhafazâkar olabilir mi, bu da ayrı bir konu.
Selâm ve dua ile.
Jurnalci.com
Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.
- Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
- Kan dolaşımını hızlandırır,
- Kronik yorgunluğu azaltır,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir,
- Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
- Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
- Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
- Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
- Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.
Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER
- SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
- 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
- SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
- Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
- Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
- DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
- 05523307100-05325466184
- www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
- www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
- www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,