
Diyarbakırlı aileler eylemlerini sürdürüyor.
Çocukları terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırılan anne ve babalar, 3 Eylül 2019’dan bu yana evlat nöbeti tutuyor.
Bu süreçte 39 ailenin evladına kavuşması, çok sayıda anne ve babaya umut oldu.
Bunun üzerine farklı kentlerden yollara düşen aileler, HDP il binası önündeki çadırda bir araya geldi.
Çocukları olmadan 7’nci bayram
Yaz-kış, deprem, Ramazan, bayram demeden eylemlerini sürdüren aileler, Ramazan Bayramı’na buruk giriyor.
358 ailenin nöbeti bugün bin 326’ncı güne ulaştı. 7’nci bayramları olan aileler, bir kez daha evlatlarına ‘teslim ol’ çağrısında bulundu.
“Çocuklarımız gelirse çifte bayram yaşayacağız”
Diyarbakır’da 2015’te 16 yaşındayken kaçırılan oğlu Aziz için eylemini sürdüren Güzide Demir, 7 bayramdır evlat nöbetinde olduklarını ifade ederek şöyle konuştu:
Çocuklarımızı verin, ne istiyorsunuz onlardan. Çocuklarımızı kandırdılar. HDP götürdü, PKK’ya teslim etti. Çocuklarımızın hayalleri vardı. Ben oğlumu HDP’den istiyorum. Çocuklarımız gelirse çifte bayram yaşayacağız. Çocuklarımız gelse bayram olacak. Aziz oğlum neredeysen çık gel, güvenlik güçlerine teslim ol. Seni çok özledim.

“4 senedir burada bayram yapmıyorum”
Kars’ta, 2013 yılında lise 2’nci sınıf öğrencisiyken 15 yaşında kaçırılan oğlu Faruk için oturma eylemini sürdüren Rahime Taşçı, 4 yıldır burada eylemde olduklarını söyledi. Taşçı:
Bayram geldi ama bize zindandır. 4 senedir burada bayram yapmıyorum. Eve gitmiyorum, burada Faruk’un yolunu bekliyorum. Kaç bayramdır ben bayram yapmadım, Diyarbakır’dayım. Senin yolunu bekliyorum. Kaç bayramı yapamadım, gel bayramı beraber yapalım.

“HDP insanların evini yıktı”
2019’da 16 yaşındayken kaçırılan oğlu Yusuf için hem gece hem de gündüz nöbetini sürdüren Celil Bektaş, bir bayram yaşamadıklarını kaydederek, şunları söyledi:
Bizim ciğerimiz yanmış. Ne bayram ne düğünümüz oluyor. HDP insanların evini yıktı. Bizim çocuklarımızı HDP götürdü. HDP olmazsa kimse dağa gitmez. 4 yıldır biz bu kapıdayız. Bu anne babaların bayramı yok. Bütün bayramlar bizim için buruktur. İçimiz el vermiyor.





