Ekonomi

Doç. Dr. Ümit Akçay, Türkiye’de yabancı sermaye kalmadığına dikkat çekti: ‘Rota yeniden inşaata döndü’

Paylaş:

Berlin School of Economics and Law (Berlin Ekonomi ve Hukuk Okulu) İktisat Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ümit Akçay, TL’nin belirli bir patika içinde değersizleşmesi, takip edilen büyüme modelinin bir gereği olduğunu belirterek “Ancak bu yüksek enflasyon ortamında uygulanması giderek daha zor bir politika haline geliyor” dedi.

Sermaye çıkışları sonucunda neredeyse Türkiye’de yabancı sermaye kalmadığına dikkat çeken Doç. Dr. Ümit Akçay ile ekonomideki son gelişmeleri konuştuk.

YABANCI SERMAYE KALMADI

– Yabancı yatırımcı neredeyse Türkiye’yi unuttu. Yurtdışında Türkiye algısı nasıl, Yabancı neden artık buraya gelmek istemiyor, yabancı yatırımcı çekmek için hangi adımlar atılmalı?

Yabancı yatırımlar, özellikle de portföy akımları yani sıcak para girişleri epeydir durdu, hatta sermaye çıkışları sonucunda neredeyse yabancı sermaye kalmadı. 2018 döviz krizi, sermaye hareketleri açısından bir dönüm noktasıydı. 2018’de, Türkiye’nin büyüme modelinin sermaye girişlerine bağlı olmasının ne kadar tehlikeli olduğu iktidar tarafından da deneyimlenmiş oldu. Zamanın ABD Başkanı Trump’ın sosyal medya paylaşımları bir döviz krizini tetiklemeye yetti.

2018 sonrasında, zaten sürdürülemez hale gelmiş olan sermaye girişlerine dayalı büyüme modelinden uzaklaşıldığını görüyoruz. Özellikle 2019’da başlayan Londra merkezli off-shore TL piyasasının kapatılması adımlarını bir tür finansal korumacılık olarak görülebilir. 2019’da başlayan bu eğilim, 2021’deki yüksek negatif reel faiz dönemiyle birlikte daha da belirginleşti. Kısacası, sıcak para girişlerinin istenmediği bir dönemdeyiz.

Yabancı sermayenin veto gücünün azaldığı bir ortam, iktidara hem küresel finansal çevrimlerden daha az etkilenme şansını tanıyor, hem de içeride istediği ekonomi politikasını hayata geçirmesine olanak veriyor. Kısacası, bu yolla ekonomi politikalarını kilitleyen döviz-faiz kıskacı askıya alınıyor.

Sermaye girişlerinin yeniden canlandırılmasında çok karmaşık bir süreç yok. TL faizlerinin yükseltilmesi bunun için yeterli. Zaten Naci Ağbal döneminde bu test edildi ve işlediği görüldü. Buradaki mesele, para politikasıyla takip edilen büyüme modelinin uyumunun olup olmadığı.

İÇ PİYASA AĞIRLIKLI BÜYÜME DÖNEMİ

– Başta Almanya olmak üzere AB ülkeleri Türkiye’nin bir numaralı ticari partneri. Avrupa’daki resesyon Türk şirketlerini etkilemeye başladı. sipariş iptalleri sözkonusu. Kısa ve orta vadede bu anlamda Türkiye için nasıl riskler söz konusu olacak?

Avrupa’daki yavaşlamanın Türkiye üzerinde karmaşık etkileri var. Türkiye’deki politika yapıcılar, 2020’de başlayan Covid-19 pandemisini bir fırsat olarak gördü ve bu süreçte ‘çarkların dönmesini’ teşvik ederek, diğer ülkelerde sert daralmalar görülürken, Türkiye’de büyümenin sürmesi sağlandı. Pandemi döneminde ortaya çıkan bu avantajın özellikle 2021’de girişilen para politikası deneyiyle büyüme modeli değişikliğine doğru evrilmesi, ilginç bir eğilim olarak karşımıza çıkıyor. Fiyat rekabetçiliğine dayanarak gelişen bir ihracat-çekişli büyüme modeli, giderek politika yapıcıların lügatına girdi. Buradaki fiyat rekabetçiliği, bir yandan TL’nin belirli bir patikada düzenli bir şekilde değer kaybetmesine, diğer yandan da reel ücretlerin baskılanmasına dayanmaktadır.

Ancak Avrupa’nın yavaşlaması, Türkiye’nin 2021 sonrası girdiği bu yeni kulvarda daha fazla ilerlemesini zorlaştırmaktadır. İktidar bu durumu, ihracatta çeşitlendirmeyi teşvik ederek aşmaya çalışabilir. Ancak bu kısa sürede hayata geçebilecek bir önlem değil. Bu durumda, ihracat-çekişli model yerine yeniden iç pazarın olanaklarını kullanan, iç talebe dayanan bir büyüme modeline geri dönüş, kısa dönemde iktidarın hayata geçirebileceği bir dizi önlemle mümkün. Zaten bu eğilimi verilerden de görüyoruz. Bu önlemlerin başında inşaat sektörünü canlandıracak kamu yatırım programları ve iç talebi destekleyecek ücret artışları geliyor. Dikkat ederseniz, TOKİ sosyal konut projelerinin ilan edilmesi, kamu bütçesinin yılın ilk yarısında fazla vermesine rağmen ikinci yarısında büyük bir açıkla kapanacağının beklenmesi ve son olarak ücretlere yüklü bir zam yapılacağı beklentisi, ekonomi yönetiminin ihracat pazarlarındaki tıkanıklıklara karşı iç pazar olanaklarının kullanılacağı anlamına geliyor. Elbette seçim öncesinde bu tip bir politika iktidar açısından çok daha uygun bir seçenek olarak görünüyor.

FİRMALAR KORKUSUZCA ZAM YIPIYOR

– Enerji zamları, maliyet artışları, yüksek enflasyonu düşününce vatandaşı ve şirketleri nasıl günler bekliyor?

Enflasyon, gerili enflasyon oranının altında artanlar için büyük bir gelir kaybı anlamına gelir. Bunu emeğin milli gelirden aldığı payın azalmasıyla görüyoruz. Şunun altını çizmeme izin verin: Buradaki en önemli sorun enflasyonun olması değil, emeğin örgütsüz olması. 1990’lardaki yüksek enflasyon ortamında reel ücret kazanımlarının yaşanabilmesinin nedeni emeğin örgütlülüğüdür. Bu olmadığı için enflasyon geniş kesimler için büyük kayıplar anlamına geliyor.

Emeğin payının azalmasının simetrik karşıtı, şirket kârlarının artmasıdır. Yani gelirlerini enflasyon oranın üzerinde artırabilenler için enflasyon bir kazanç kapısıdır. Normalde fiyatlarını artıran bir firma, pazar payını kaybetme riski nedeniyle bu seçeneği temkinli olarak kullanır. Ancak günümüzde artan tedarik sorunları nedeniyle pazar payını kaybetme riski giderek azalıyor, zira rakip firmaların kısa sürede üretimi artırmaları artık daha zor. Bu durumda firmalar daha korkusuzca zam yapıyorlar. Bu da enflasyon artışını daha da azdırıyor.

– Ekonomi çok zor bir dönemden geçiyor, sürekli yeni önlemler açıklanıyor, faiz indiriliyor, bunlar sorunları çözmeye ne derece etki ediyor?

Faiz, çözmeye çalışıldığı söylenen sorunlara uygun bir araç değil. İktidar çevrelerinin açıklamalarından anlaşılan, sanayideki bir yapısal dönüşümle cari fazla veren bir ekonomi yaratmak isteniyor. Ancak bu amaca sadece faizle ulaşabilmek mümkün değil.

HÜKÜMETİN TERCİHİ SEÇİMLERE KADAR DEĞİŞMEZ

– Resmi enflasyon yüzde 85’i aştı. Enflasyonda önümüzdeki dönemde ne tür riskler var, nereye kadar çıkabilir, Enflasyonla mücadele için asıl atılması gereken adımlar hangileri?

Enflasyon artışları tepe noktasına vardı. Bundan sonra keskin bir düşüş yaşanacak. Hesaplama yöntemi nedeniyle, yani baz etkisi sayesinde oluşacak bu gerileme sonucunda enflasyon mevcut düzeyin yarısına inebilir. Yeni bir kur şokunun gelmemesi durumunda, seçimlere giderken bu gerileme iktidar açısından önemli bir rahatlama sağlayacaktır.

Enflasyonla mücadele için atılacak adımlar, iktidarların politik-ekonomi önceliklerine göre değerlendirilir. Zira atılacak her adımın bir maliyeti vardır. Hazine ve Maliye Bakanı Nebati geçtiğimiz Haziran ayında bunu açıkça ifade etti: ‘Dövizi düşürmek için yüksek faiz artışı yapabilirdik. Ama o zaman üretim bundan olumsuz etkilenirdi. Biz bir yol ayrımına gittik. Enflasyonla birlikte büyümeyi tercih ettik. Yoksa enflasyonu düşürmek için çok sert tedbirler alabilirdik.’ Bu tercihin en azından seçimlere kadar değişeceğini sanmıyorum.

– Dolar kuru son 2 aydır 18.60 TL civarında sabitlendi. Özellikle ağustos ayında kaynağı belirsiz para girişinde ciddi artış oldu. Kur bu seviyede sabit kalır mı, kur ile ilgili öngörüleriniz nelerdir?

TL’nin belirli bir patika içinde değersizleşmesi, takip edilen büyüme modelinin bir gereği. Ancak bu yüksek enflasyon ortamında uygulanması giderek daha zor bir politika haline geliyor. Zira TL’deki değersizleşme neredeyse birebir olarak enflasyona yansıyor. İktidar, enflasyonda sert bir gerilemenin yaşanacağını önümüzdeki dönemde TL’yi sabitleyerek bu gerilemenin daha da ivmelenmesini istiyor olabilir. Ancak bu tercih, büyüme modelinin üzerine oturduğu sosyal bloğun önemli temsilcisi olan sermaye örgütleri tarafından eleştirilmeye başlandı. Özellikle ihracatçı sektörler, TL’nin değersizleşmesini istiyorlar. Özel olarak kurun seviyesini ve genel olarak da önümüzdeki dönemi şekillendirecek olan, farklı sermaye gruplarının yer yer çelişen talepleri ile iktidarın politik önceliklerinin nasıl bağdaştırılacağı olacak.

– Şu anda Türkiye ekonomisinin en can yakıcı sorunları nelerdir? Çözüm için acil atılması gereken adımlar hangileri?

En yakıcı sorun emeğin milli gelirden aldığı payın sürekli gerilemesidir. Bunun çözülmesi için mevcut ekonomik modelin değişmesi ve reel gelir artışlarının sağlanması gerekir.

– Türkiye seçim sürecine girdi, gelecek 7-8 ayda nasıl bir ekonomik atmosfer bekliyorsunuz, Seçimden sonra Türkiye kendi kaynaklarıyla krizden çıkar mı yoksa IMF tarzı programlara ihtiyaç olur mu?

Önümüzdeki dönemde iktidar her kesim için ayrı politika geliştirecek. Enflasyonun gerileyeceği ve asgari ücret artışıyla enflasyonun yarattığı gelir kaybının kısmen telafi edileceği umuluyor. Diğer yandan tercihli kredi politikası sayesinde krediler KOBİ’lere yönlendiriliyor. Bunun yanında büyük sermaye grupları karlılıklarını sürdürüyor, özellikle bankacılık kesiminin yüksek karlar yazdığı bir dönem olmayı sürdürecek. Kısacası, iktidar seçimi kazanmak için tüm olanakları sonuna kadar kullanıyor, kullanacak. Muhalefetin mevcut durumunda iktidarın bu adımlarının işe yaramasını yüksek olasılık olarak görüyorum.

Seçimden sonrası ile ilgili yorumlar yapabilmek için iktidarın nasıl şekilleneceğini görmemiz gerekiyor. Ancak Türkiye’de tipik bir kriz yok. Yani halen canlı bir ekonomik büyüme var. İktidarın kazanması durumunda IMF seçeneğinin masaya gelmesi için bir neden göremiyorum. Muhalefetin kazanması durumda ise nasıl bir ekonomi programı ile çıkacaklarını görmemiz gerekiyor.

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu