Doğan Özdemir – 2019 Yılının Hesap Pusulası
2019 Yılının Hesap Pusulası
Yıllardır her yılın bitiminde o yıl süresince yapabildiğim işleri anlatan bir köşe yazısı yazıyorum. Bu yıl da bu geleneği sürdüreceğim.
2019 yılı ülkemizde Yerel Seçimler ile anılacak bir yıl oldu. İBB Başkanlığı seçimi iktidar kaybedince “atı alıp Üsküdar’ı geçemediklerinden” yinelendi. Sayelerinde İmamoğlu İstanbul seçim tarihine en çok oy alarak seçilen başkan olarak geçti!
Yılın son günlerinde de iki ayrı bomba patlatıldı. Biri “Kanalİstanbul”, diğeri yurtdışında yaptırılan ama adı “yerli” olan otomobil projesiydi. Birincisi çok can sıkıcı ve halk gerekli tepkiyi veriyor; bu koşullarda demokratik hiçbir ülkede böyle bir uygulama yapılamaz ama burası bizim ülkemiz ve!…
İlk “yerli ve milli” diye yutturulan otomobile gelinceye kadar tarihimizde gerçekten kaç tane yerli ve milli otomobil yapıldığı ise internetten çok kolay bulunuyor. Öyle de yüzü kızaran var mı?
Gelelim kendi görevlerimize!
Bu yıl 43”tane kitap satın almışım. Geçen yıldan beri sıra bekleyen okunacak 36 kitabım duruyor; hızla okuyup tanıtımını yapmaya boğuşuyorum. Yıl içinde ise toplam 45 tane kitap tanıtımı yapabilmişim. Yani bazen haftada birden de fazla olabilmiş bu tanıtımlar…
Köşe yazısı olarak ise toplam 46 yazı yazabilmişim. Ancak bazı yazılarımın yayına konmadığını da düşününce bu sayı birkaç eksiği ile kabul edilebilir.
Çok önemli bir sorun olmadıktan sonra her hafta bir köşe yazısı ve bir kitap tanıtımı yapmayı sürdürüyorum. Bunu kendime bir görev olarak verdim; sağlığım elverdiğince de uygulayacağım.
Ve bu yıl benim için çok farklı bir anlam da taşıyor. Üzerinde uzun yıllar çalıştığım bir kitap taslağım vardı. Yazımını bitirdikten sonra yayınlama cesaretini toparlamam da uzun sürdü. Bu cesaret sözü boşuna söylenmiş bir söz değildir! Bizim gibi salt emekliliğiyle geçinenler için bir kitap bastırabilmenin maliyeti insanın belini bükecek kadardır. Bu nedenle birçok şeyden kısıntı yapmayı gerektirir. Hele kitabın okuyucuya ulaştırılarak masrafının çıkarılması tam bir eziyettir. Çoğu zaman başarısız olur!
İşte tüm bunları düşünüp son kararımı verince Haziran 2019’da “Acısıyla Tatlısıyla-Avucumuzdan Akıveren Anlar-1” isimli kitabımı çıkarabildim. Doğumumdan 1990 yılı sonuna kadar olan sürede yaşadıklarımı, o zamanın koşullarını, ülkemizin ve benim durumumu, olaylara bakış ve yorumlarımı, gerçek bir yaşam öyküsü olarak anı türünde sizlere aktarmaya uğraştım. Okuyan arkadaşlarımdan oldukça olumlu dönüşler alınca amacıma ulaşabildiğimi düşünerek sevindim.
Elbette kendimi büyüklük kompleksine kapılarak bir “yazar” olarak görmüyorum! Ama on yılı aşkındır köşe yazarlığı, kitap tanıtımı yapmanın, ayrıca çok okumanın kazandırdığı yetenekle kitap yazabileceğimi de öğrenmiş bulunuyorum. Eğer ekonomik durumumu düzeltebilirsem şu anda hazır iki kitabım daha sıra bekliyor!
Kitaplar okumak içindir! Onların sayfalarını açıp içindeki kelimeleri, cümleleri özgürlüğe kavuşturmazsak onlar hücrede bir mahkûm gibi kalacaklardır! Bu görev de biz okurlara düşmektedir.
Hepinize her şeyin gönlünüzce olacağı bir yıl ve bol okumalar dilerim.