Yazarlar

Doğan Özdemir – Ben senin gençliğini de bilirim!

Paylaş:

Ben senin gençliğini de bilirim!

Anayasa’da, yasalarımızda, yönetmeliklerimizde ve yazılması gereken yerlerde bu güne kadar yazılı olan; üstelik tüm çağdaş ülkelerin de uygulamakta oldukları, adına özgürlükler, kişisel haklar, sosyal haklar, hukukun herkese eşit olarak uygulanması gibi konular, tam da aya gitmeye niyetlendiğimiz anda yeniden keşfedilerek önümüze konuverdi.

Neymiş efendim? Bundan sonra insanlar daha özgür, haklarını daha kolay arayabilecek, hukuksuzluklara izin verilmeyecekmiş. Uzun yargılamalarda tazminat Komisyonu kurulacak, Yargıtay ve Danıştay üyesi olmak yeni koşullara bağlanacakmış. Kadına karşı işlenecek suçlarda daha hukuki ve daha sert yaptırımlar konacakmış.

Hani derler ya; yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır!

Biz sizin gençliğinizi de biliyoruz!

Ortada hukuk kalsa kalan kısmını düzeltmek düşünülebilirdi.

Ortada Kuvvetler Ayrılığı olsa herkes işine baksın denebilirdi.

Gençlere, özellikle üniversite öğrencilerine anayasal haklarının kullanılmada ne kadar şefkatle davrandığını; daha dün “Günlerini(!)” kutlamak isteyen kadınlarımıza yapılanları gördük. İstanbul Sözleşmesi’ni koştura koştura imzalatanların şimdi yan çizdiklerini de gördük. Her şey bu kadar açık ortada iken bizlerden onlara artık çiçek vereceğinizi düşlememiz isteniyor!

Eğer oturduğunuzun koltuğun ayaklarını içindeki kurtlar kemirerek kırıldı kırılacak hale getirmekteyse, o zaman bu koltuktan düşeceğiniz gerçeği kaçınılmaz olacaktır. İçindeki kurtlara çare bulamazsanız o zaman düşmemek için başka çareler ararsınız. Hele bu koltuğa koskoca ülkeyi oturtmuşsanız sadece kendinizi garantiye almak yetmeyecek, onları da düşmeyeceklerine ikna etmek zorunda kalırsınız. İşte şu anda yapılmakta olanlar tam da bunu sağlamak içindir. Yıllardan beri var olan yasaları da, Anayasayı da, hatta AYM kararlarını da takmadığını, saygı duymadığını, uygulamayacağını söyleyenlerin şimdi birden hukuka olan aşklarını açıklamak kolay değil…

Seçimlerde nasıl bir fazla MV kazanabiliriz?” korkusuyla seçim sistemini alt üst etmeyi göze alanlardan;

Karşılarında her geçen gün kuvvetlenerek halkı arkasına alarak dikilen, hedefi gerçek demokrasi ve Parlamenter Demokratik Sistemi geri getirmek olan bloğu durdurabilmek, çatlatabilmek, fire verdirebilmek, onlardan bir tuğla koparabilmek için dün çıkardıkları gömleği bu gün sırtına geçirmekten çekinmeyenler, yine dün ortaklaşa “Açılım-Saçılım-Megri Megri” diye şarkı çığırdıklarını unuttuk mu? Şimdi öküz ölüp pazarlık bittiğinden kendilerine rakip gördükleri Kürt kardeşlerimizin karşı blokta yer alma olasılığı olduğunu görünce hem onları, hem de onlara yakın kalması düşünülenleri “Hain, PKK’lı, bölücü, terörist” ilan ediverenlerden;

Yasaları uygulamak yerine istediği konularda KHK çıkaranlardan,

Aynı amaçla TBMM’ni, gece yarıları birbiriyle ilgisi olmayan konuları bir torbaya doldurup “Parmak çokluğuyla” yasalaştıranlar, “Çoğunluk’çuluğu Çokluk’la” karıştıranlardan;

Son olarak şimdi övünerek “çıkacak yasaları “Çiçeklere(!)” uygulayıp “Dikenlere(!)” uygulamayacaklarını söyleyebilenlerden;

Hak, Hukuk, Adalet beklemenin ne kadar mantıklı olacağını sizlere bırakayım!

Çünkü ben bunların, Nasreddin Hoca’nın dediği gibi “Gençliğini de çok iyi bildiğimden…” görüş belirtmeyeyim.

Buyurun; yorum sizin!

Paylaş:

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu