Doğan Özdemir -Corona Günlükleri-45
Corona Günlükleri-45
Hedef Demokrasi ise
Yıllardır tek parti hükümeti ile yönetilme sürecinde AKP’nin kendine göre olan demokrasi anlayışı uluslararası normlara benzemediğinden demokrasimiz çok ciddi yaralar almıştır. Demokrasinin temeli olan Yasama-Yürütme-Yargı kurumları da aynı hızla kirlenmiştir. Sonunda Parlamenter Demokratik Sistem de yıkılarak yerine Tek Adam Sistemi denen, hem cumhurun, hem bir siyasi partinin başkanı olunabilen bir sistem getirilmiştir. Bu durumda zaten demokrasinin tanımına uygun beklentiler otomatikman rafa kalkmış olmaktadır. Bu süreç içinde iktidarın istemiyle halk iki bloğa ayrılmıştır. Bu tür siyasetin olmazsa olmazı “düşman” tarafına iktidarı desteklemeyen blok konmuş, “ya bizdensin, ya düşmansın” ikilemine sokulan halk çaresiz bırakılarak kendi kitleleri pekiştirilmiştir. Üstüne üstlük hiçbir siyasi terbiyeye yakışmayan, yasalara göre “halkın bir bölümünü diğerinin üzerine kışkırtmak, halkı bölmek” olarak nitelenebilecek şekilde iki ittifaktan biri sürekli en ağır hakaretlere uğramakta; hatta vatan hainliği ile suçlanmaktadır. Bu şekilde ortada kalabilecek seçmene korku salınarak yandaş olmaya zorlanmaktadır.
Yine son zamanlarda yapılan kamuoyu anketlerinde iki blok arasında kıyasıya bir çekişme olduğu; Cumhur ittifakının (Cİ) sürekli oy kaybettiği görülmektedir. Bu durum iktidardakileri daha da hırslandırmakta, aklın önüne geçen hırs sonucu olmaması gereken bir ortam yaşanmaktadır. Temel amaçları öncelikle bu “Tek Adam rejimini ortadan kaldırarak tekrar ve daha da güçlendirilmiş bir Parlamenter Demokratik Sisteme dönmek” olan Millet İttifakında (Mİ) ise blok olarak iktidara gelebilecek bir oy potansiyeli olduğu net olarak görülmektedir.
İşte bu durum iki sonucu doğurmaktadır. İlki; Cİ iktidarı kaybetme korkusu yaşamakta, bunu engelleyebilmek için çaresizce hukuka da, demokrasiye de sığmayacak ataklarda bulunmaktadır. İşin ucunun nereye kadar gidebileceğini kestirebilmek zor; ancak kötü şeyler beklemek mantıklıdır. Öncelikli hedeflerinin kendilerine en yakın olan başta İYİP olmak üzere gövdelerinden kopan partileri kontrol altına ve sonra da tekrar kendi bünyelerine almalarıdır. Bu denemiş, denenmeye de son dakikaya kadar devam edilecektir.
İkincisi ise Mİ içinde yaşanabilecek olaylardır. Mİ kendi içinde bu tehlikeli hamlelere soğukkanlılıkla karşı koymada zorlanmaktadır. Ana uzlaşı konusu düzenin tekrar demokratik hale getirilmesidir. Bu grupta bulunan partilerin birçok konuda ayrı düşüncede olmaları normaldir; ancak ortak noktaları ve temel hareket alanları budur! Elbette her siyasi parti birbiriyle kardeş olmak konumunda olmayacaktır. Her birinin kendi ilke ve programları, hedefleri, siyasi görüşleri, çözüm yolları vardır. Ama hepsinde olan temel ortak alan bu demokrasiye tekrar dönüştür. O ortam sağlandığında büyük olasılıkla kurulacak bir koalisyon hükümeti ile yeniden demokrasiyi kurup yepyeni bir yol haritası çizebileceklerdir.
Bu süreçte yapılan anketlerde Mİ tarafındaki partilerin “Toplam oyu” önemlidir. %50+1’i geçebildiği, bu oranı daha yukarılara çekebildiği sürece amaca ulaşılmış olacaktır. Mİ içindeki 5 ve dışarıdan desteklediği düşünülen 1 partinin oy oranları değişkenlik gösterebilir. Kaynak ve hedef AKP-MHP’den alınacak oylardır. Ama bence asıl sandığa gitmeyen ve kararsız seçmenlerin oyları çok önemlidir. Onlara verilecek yepyeni bir yeni demokrasi umudu bu oyların en az %5-10’unun bu ittifaka dönmesini sağlayacaktır.
Bu grubun içindeki partilerden seçmeni en kararlı, kolaylıkla kendi partisinden vazgeçmez görünen HDP’dir. Bu nedenle kendi oylarını koruyup barajı geçebilecek durumdadır. Diğer partilere oy geçişi en az parti olarak değerlendirilebilir. Bloğun görece en büyük partisi CHP’dir. Siyasi yapısı dolayısıyla en çok parti içi çalkantıların yaşandığı, sürekli halkın gözü önünde izlenen bir parti olması, diğer partilere oranla en yüksek parti içi demokrasinin uygulanması nedeniyle seçmeni kolayca kırılganlık gösterebilmektedir. Ancak bu tür seçmenin çok azı diğer partilere oy verecek düzeyde olup, sandığa gitmeme daha çok görülen bir tepkidir. Bu nedenle toplam içinde oyu azalabilecek partilerin başında geleceğini düşünüyorum. Ama bunun görece değişken olduğunu, seçim zamanı geldiğinde ve koşullar netleştiğinde, kesin amacın tekrar demokratik parlamenter sisteme dönmek olduğunun özümsenebildiğinde düzeleceğini ve oyunun yükseleceğini de umuyorum. İYİP görece ikinci parti durumundadır. Oy kaynakları Cİ’dır. Ağırlıklı olarak düne kadar birlikte yol yürüdükleri kişilere siyasi yakınlıkları bunu gerektirir. Bunu bilen Cİ bu nedenle İYİP’yi hedef almaktadır. CHP’den de küskünlerin oy verebileceği partilerden birisidir. Diğer iki yeni parti de (DEVA-GELECEK P) aynı İYİP gibi aynı kaynaktan besleneceklerdir. Bunların durumu gün geçtikçe biraz daha netleşmekte, halka kendilerini anlatabildikleri sürece güçlendikleri görülmektedir. Elbette bu durum Cİ için tehlike çanlarının çalmasıdır. SP ise kendi değerlerine göre oylarını koruyabilen ve oy kaynağı Cİ olacağından en az değişim gösterecek parti durumundadır.
Görüldüğü gibi Mİ içindeki oy kaymaları düz mantıkla fazla önemli değildir diyebiliriz. Amaç hedefe ulaşmaksa toplamda %50+1 ve üzeri oy almaları asıldır. Ama gönül ister ki burada ana gövde olarak CHP düşlenen oy oranını yakalasın ve liderliğini bu süreçte de sürdürsün! Onun üzerine oynana oyunları da açıkça izlemekteyiz. Bu tuzaklara düşmemiz gerektiğini her aklı başında demokrasi düşkünü kişilerin bileceğini umuyorum.
Demokrasinin yeniden kurulacağı bu süreçte önümüzde epeyce sıkıntılı günler olacağı açıktır. Ama bu son dönemece girerken duygularla değil, mantıkla ve birlikte hareket etmemiz de kaçınılmazdır.