Yazarlar

Doğan Özdemir -Corona Günlükleri-62

Paylaş:

Corona Günlükleri-62

Ne aş’ımız kaldı, ne de aşı’mız…

Bir bu kalmıştı; sonunda onun da sözünü aldık! Müjde! Valizleri hazırlayın; Ay’a gidiyoruz… Bizim kuşak o zamanki siyah-beyaz TV’lerden aya inenleri, attıkları ilk adımı hayretle, ibretle ve dehşetle seyredenlerden olduğundan bu konuya yabancı değiliz. O günlerde nice dindarımız “insanoğlu Ay’a gidemez, bunlar yalancı” diye yırtınmıştı ama at ile Üsküdar hikâyesiydi yani…

Din ile Bilim ne zaman aynı kefeye konmaya kalkışılsa bir noktadan sonra her türlü görüşte ayrılmalar ve karşı durmalar başlayacaktır. Çünkü din; kişinin vicdanında, kendisi ile inandığı Tanrısı arasında sürecek bir yaşam tarzıdır. Bilimsel çalışmalar ise ancak “bilgi” sayesinde gerçekleşebilir. İnanç ile bilim yapılamaz. Hiçbir kutsal kitap bu gün kullanılmakta olan bir bilimsel veri hakkında bilgi ve belge vermez. Bilimsel çalışmalar onlarca, yüzlerce bilimsel deneye, araştırmaya, karşılaştırmaya ve deneme-yanılmaya dayanır. Sonuçta bir başka kişi/kişiler tarafından test edilerek onaylanır. Bu iki konuyu birbirinden ayıramadığımız sürece bilimsel olarak yol kat etmemiz de olanaksız olacaktır. Kendimizin üretemediği bilimsel verileri ve değerleri ise varsa paramızla satın almak zorunda kalacağımız ortadadır.

Aya gitmek de bilimsel bir çalışma ürünüdür. İnsanlar bu konuda yüzlerce yıldır gökyüzünü, yıldızları, gezegenleri merak etmiş, onları anlamaya ve tanımaya uğraşmış ve bu yolda çoğu canlarını vermişlerdir. “Dünya dönüyor” diyenleri öldüren engizisyon ile günün koşullarına göre harika bir “Gözlemevi” olan binayı toplarla yıktıran padişahlarımızı anımsayalım. Matbaanın Arap harflerini kutsal sayan zihniyet yüzünden 300 yıl kıyıda bekletildiğini de unutmayalım.

Bu nedenle elbette özgür bir ortamda, önüne engel konmayan, tam tersine her türlü maddi ve manevi olanakların seferber edileceği bilimsel çalışma ortamlarının yaratılması, bunların korunması ve özendirilmesi gerekirken siyaset sopasını üniversitelerin başında Demokles’in kılıcı gibi sallayanlarla bilim yapılamayacağı da ortadadır. Bunun sonucu son günlerde BÜ öğrencilerinin yayınladığı ve “ülkemizde adam yerine konulmadıkları, burada çalışma ortamı bulamayacaklarının” üzüntülerini anlatan videoyu izlerken gerçekten çok üzüldüm. Bu güne kadar olan beyin göçünün özeti buydu işte…

Pandemi bizlere denk geldi, kuşağımız tarihe geçti. Belli ki epey daha sürecek. Tüm gelişmiş ülkeler harıl harıl nasıl önlem alınabileceği konusunda birbiriyle yarışıyor. Sonuçta koltuklarımızı kabartacak şekilde bir Türk karı-koca Corona aşısını buldu! Ülkemizde bu işi yapabilecek çok kuvvetli bir altyapı vardı. Aşı üretebilen bir ülkeydik; ama sonra tüm bu kurumlar bir daha geri gelmeyecek şekilde yok edildi. Yeniden kurulabilir mi? Elbette; ama bilimsel kurumların özerk/siyaset üstü olmasına izin verilmediği bir yerde hem maddi olarak çok maliyetli, hem de sonuç olarak yetenekli kişiler yerine torpillilerin atandığı bir ortamda sadece adama iş bulmaya gider! Mesleğim gereği yakından bildiğim bu konu halen içimi acıtmaktadır. Bu eşsiz bilim yuvalarının nasıl yok edildiği anlaşılır bir iş değildir! Yine de sağlık personelimizin bu pandemi döneminde canlarını hiçe sayarcasına yaptıkları özverili çalışmalarda da gördüğümüz gibi sahada aşılama çalışmalarını başarıyla ve çok daha çabuk yapabilecekleri görülmektedir. Yeter ki onların çalışmalarına siyaset sopası sokulmasın!

Pandemi sürecinde bu zamana kadar olduğu gibi verdikleri sözlerin günü kurtarmak amaçlı olduğu, yarın tam tersini yapabildikleri görünenler aşı temini konusunda da hiç güven verememişlerdir. Defalarca yazılan ve sorulan sorular; “neden yeterli doz aşı bağlantısı yapılıp zamanında alınamadı, neden sadece tek tür aşıya bağlı bırakıldık, neden yeterince aşı hakkında aydınlatıcı bilgiler verilemedi?” soruları hep yanıtsız kaldı.

Ekonomik olarak bağımsız olamayan ülkelerin siyasi olarak da bağımsızlıklarını yeterince kullanamayacakları bilinir. Bütçenin dibi çoktan görünmüş, mirasyediler gibi eldeki kıt olanaklar har vurup harman savrulmuş, halkın en acil sorunları ortadayken saraya saltanata harcanmıştır. Bu güneşe kar dayanmayacağından şimdi bırakın “kefen parasını”, bütçe “eksi” vermektedir!

Sağlık en önemli sorundur! Hele bir de bunu “açlık” izlerse tarihte yaşanan örneklerde olduğu gibi “boş tencere makam yıkar!” Artık mızrak çuvala sığmayınca; hakkını yemeyeyim, son derece ustaca gündem değiştirip “cambaza bak” numaraları da sökmeyince toplumsal rahatsızlık dışa vurmaya başlamıştır. Hele tarım -dilim varmıyor ama- “kasten!” yok edilince, yasal olarak çiftçinin üretim araçlarına el konamazken tarlalar, iş makineleri haczedilince, her türlü girdiler iki-üç katına çıkarken havaya ıslık çalınınca; asıl tehlike bu ekim döneminde çiftçilerin ekim yapamayacağını ve açlığın kapımızı daha şiddetle çalacağını göstermektedir.

İşte bu durumda birileri “haydi Ay’a gidiyoruz” diyerek açlıktan intihar aşamasına gelmiş insanlarımızla sanki dalga geçmektedir. Evet; aya gitmenin maliyeti bellidir. Ortalama 300 milyon dolar, yani bir uçak parası ile bir uydu aya gönderilebilir. “Hani bu iş için ayrılan?” derseniz bütçesinin 5 milyon dolar bile olmadığını görünce “La havle” dedim…

Yani anlayacağınız, ne AŞ’ımız kaldı, ne de AŞI’mız! Ama uzaya dört şeritli yolumuz hazır. Sağdan sağdan, yavaş yavaş iyi yolculuklar…

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu