AktüelGüncelGündemTürkiye

Dr. Ümit Şahin: Yangınların Çıkacağı Belliydi

Paylaş:

Murat Sabuncu’nun bu haftaki konuğu Dr. Ümit Şahin. Şahin, Murat Sabuncu’ya orman yangınlarını yorumladı.

Dr. Ümit Şahin, konuyla ilgili şu açıklamaları yaptı:

“Orman yangınları aslında iklim krizlerinin direkt sonucu. Aşırı sıcaklar çok ciddi biçimde artıyor. Bunun da en doğrudan sonuçlarından birisi. Kuraklıkla birlikte yağışların azalması, sıcaklıkların artması, havadaki nemin azalması orman yangınlarına neden oluyor. İnsanların en çok kafasını karıştıran şey, nasıl oluyor da aynı anda bu kadar çok yangın birden çıkıyor sorusu oluyor. Buna şaşırmak biraz iklim krizinin gidişatını yakından izlememekle olabilir. Son on yılda olmuş büyük yangınları anlatayım. 2011’de Rusya’da inanılmaz sıcak dalgalar oldu. Büyük bir yangın furyası başladı. 1 ayda 3 bin kilometrekarelik alan yandı. O zaman yapılan açıklamalarda, sıcak dalgalardan ve hava kirliliğinden dolayı 56 bin kişinin Rusya’da öldüğü söylendi. Bu yangınların doğrudan iklim değişikliğinin sonucu olduğuyla ilgili pek çok bilimsel araştırma yayınlandı. Bir günde yüzlerce yangın çıkıyordu Rusya’da o sırada. 2018’de İsveç’te yangınlar çıktı. 2019’da Sibirya’da 35 derecenin üzerinde sıcaklıklarda devasa yangınlar çıktı. Hiçbiri söndürülemedi. Bu sene de Sibirya’da yangınlar var. Avustralya yangın sezonunu hepiniz hatırlarsınız. Tüm kıtanın yüzde 10-15’i yandı. İklim krizinin en önemli belirtilerinden biriydi. Bunların hepsi iklim krizinin doğrudan sonucudur. Tartışma aslında bunları izlemeyip, bunları Türkiye’de olmaz diye düşünüp bunları yeni bir şey gibi algılamaktan kaynaklanıyor olabilir. Dolayısıyla maalesef bu normalimiz artık. Bizim bunu görerek davranmamız gerekiyor.”

“BUNU BİR TÜR AYMAZLIK OLARAK DEĞERLENDİREBİLİRSİNİZ”

“Bu yangınların çıkması sürpriz değildi, bekleniyordu. Hocalar bunu açıkça söylediler. Bu sıcak dalgaları orman yangınları getirecek dediler. Yunanistan, Sardunya cayır cayır yanıyor. Türkiye’yi de içine alan Avrupa’nın doğusu çok fazla sıcak halde. O kadar bağlantı açık ki. Kuraklığı da biliyorsunuz. Bir sıcak dalgasının gelmesi halinde yangınların çıkacağı belliydi. Bunu yetkililer bilmiyor mu? Bence biliyorlar. Bunu öngörmemeleri mümkün değil. Ama bunu bir tür aymazlık olarak değerlendirebilirsiniz, ya da “Bakalım belki bir şey olmaz” düşüncesi de olabilir. Ama hazırlıklı olunmuyor. Ormanların içerisindeki tüm yerleşimler yangın riskinin arttığı bilindiği halde önü alınmayan şeyler. Türkiye’de yılda çıkan orman yangını sayısı da yıllar içerisinde artıyor. Bununla ilgili OGM’nin verdiği sayılar açık.”

“Yangınlar başladığından beri en çok yapılan tartışma, bu yangınları kim çıkardı tartışması. Biz orman yangınlarının asıl sebebinin iklim krizi olduğunu söylediğimizde doğal bir şeyden bahsediyormuşuz gibi oluyor. Halbuki iklim değişikliğinin kendisi zaten insanların yaptığı bir şey. İklimin nasıl değiştiğini biliyoruz. Bizim fosil yakıtları yakmamız, buna bağlı bir yaşam biçimi… Türkiye de bu anlamda en hassas coğrafyalardan birisi. Hükümetin iklim değişikliğiyle ilgili hazırladığı tüm raporlarda “Akdeniz havzası iklim değişikliği için en hassas alandır” lafı aynen geçer. Bu bağlantının kurulmasında bir problem var. Bu belki biraz kaçınmak da olabilir. ‘İşin ucu bize çıkıyor’ bu çünkü sadece devletlerle de ilgili değil. Hayat biçimini değiştirmekle alakalı.”

“Ormanların en çok kullanıma açılması turizm, maden ve yol nedenli. Doğrudan doğruya ormanın içine insan yerleşimleri ve altyapılarının yapılmasından bahsediyoruz. Zaten kolaydı, turizm teşvik paketiyle daha da kolaylaştı. Yıllar içerisinde herhangi bir nedenle kullanıma açılan orman miktarı her zaman yanan alanların çok üzerinde. Yanan alanlar Anayasa’ya göre kullanıma açılamayacağı için koruma altında bile sayılabilir ilginç bir şekilde. Orman bir ekosistem. Yandığı zaman sayısız canlı ölüyor aslında. Sadece ağaçlar değil, bu bir ekolojik felaket olarak değerlendirilmeli.”

“Kağıt üzerinde bakarsanız Türkiye’nin çeşitli alanlarda iklim değişikliğine nasıl adapte olacağına dair projeler var. Bunlar yok değil. Uygulamaya baktığınızda bir azaltma politikaları var, bir de uyum politikaları. Hükümetin bugünkü hatası Türkiye’nin sorumluluğunun olmadığını iddia etmesi. Meseleyi tamamen adaptasyona kaydırırsanız, o zaman bu kadar hızla ısınan dünyaya uyum sağlamanın mümkün olmadığı gerçeğiyle karşılaşacaksınız. Dolayısıyla bizim adaptasyon için hazırlıklı olma direncini artırma meselesinde ne yapmamız gerektiğinden çok ne yapmamamız gerektiği önem taşıyor. Hükümet bir yandan kağıt üzerinde iklim değişikliğine uyum sağlamaya çalışırken, bir yandan yapılmaması gereken ne varsa yapıyor. Bunun hiçbir kıymeti yok. Aynı şey azaltım için de geçerli. İnşaata dayalı bir ekonomi politikasını sürdürüyorsunuz, sonra diyorsunuz bizim ihmal edilebilir düzeyde sorumluluğumuz var. Bakın bu Türkiye’nin devlet politikası. Türkiye hiçbir zaman iklim değişikliğini inkar etmedi. Ama Türkiye’nin bundaki payını sistematik bir şekilde inkar etmeye başladı. 1990’lardan itibaren Türkiye’nin payı arttı.”

“İklim değişikliğinin artırdığı felaketler seller, kasırgalar, orman yangınları, kuraklık, sıcak dalgaları… Bunlar arasında en fazla ölüme yol açan sıcak dalgası. Sıcak dalgası ile aşırı sıcak arasında şöyle bir fark var. Sıcak dalgası, bir bölgede normalde beklenenden daha yüksek sıcaklıkların yaşanmasıdır. Sıcak dalgası ise normalde beklenenden 5 derece sıcak günlerin art arda en az 3 gün yaşanmasıdır. Bu sıcak dalgalarının yoğunluğu bütün dünyada artıyor. Şimdi sıcak dalgalarında özellikle hızlı başladığı zaman, daha erken dönemlerde olduğu zaman, insanların sıcağa uyumu uzun sürer. 4 haftadan önce sıcağa yavaş yavaş uyum sağlarsınız. Ani bir sıcak dalgasında, özellikle kronik hastalıkları olanlar. Özellikle yaşlılarda sıcak ölümcül hale geliyor. 2010’da Rusya’da sıcak dalgaları artı orman yangınlarında 56 bin kişi öldü. Biz 2014, 2015 ve 2016’da üç büyük sıcak dalgasını ele aldık. O süreçte beklenen ölüm sayısını aşan ek ölüm sayısını hesapladık. Bizim bulduğumuz toplam 14 gün süren 3 sıcak dalgasında İstanbul’da 419 kişinin öldüğüydü. Bir sıcak dalgasında 100-150 kişi. Aslında bir de sıcak dalgalarında ciddi bir iklim adaleti boyutu da var. Kliması, barınma koşulları uygun olmayan kişiler etkilendiği için, bu aynı zamanda sosyal politikalar yapılmasını zorunlu kılıyor. Sağlık personelinin eğitilmesi lazım. Sıcakta insanlar neden ölüyor, aşırı su kaybı. Yaşlılarda uyum daha zor olur ve susama refleksi azalır. Artı kalp krizine de neden oluyor. Astım hastalığı olanlarda ciddi sorunlara neden oluyor. Bir de bunun üzerinde hava kirliliğiyle sıcak dalgası birbirinin etkisini artırıyor. Türkiye’nin şu anda sıcak dalgalarıyla ilgili eylem planı yok.”

“BİREYSEL OLARAK ALACAĞIMIZ ÖNLEMLERİN ETKİSİ ÇOK DÜŞÜKTÜR”

“Bireysel olarak yapabileceğiniz birinci şey iklim değişikliğiyle mücadelede aktivist olmak. Türkiye ve dünyada çok ciddi bir iklim hareketi var. Bu insanlara destek olmak, yalan yanlış bilgileri yaymamak ve bu konuyla ilgilenmek gerekiyor. Öncelikle politikaların değiştirilmesi gerekiyor. Bireysel olarak alacağımız önlemlerin etkisi çok düşüktür. Daha az tüketen bir yaşam biçimine geçmemiz gerekiyor. Ve dönüşümü savunmamız gerekiyor. Bütünüyle ekonomi politikalarının değişmesi gerekiyor, bizim de bunu savunmamız gerekiyor.”

“Aslında iklim göçlerini yaşıyoruz. Bunu anlamanın kriterleri biraz karışık. Herkes biliyor ki Afrika’da kuraklıktan, Asya’da büyük sellerden kaçan insanlar, büyük bir göç problemi var. Fark edilmemesinin bir nedeni de, bunların büyük kısmının iç göç olması. Bununla başa çıkmak için politik bir dil gerekiyor. Yeşil politikalar dünyanın her yerinde sadece çevre politikaları değildir. Aynı zamanda ırkçılığa karşı bir duruştur, şiddet karşıtı bir duruştur. Bütün bu mücadelelerin bir arada olması lazım. Bütün bu mücadelelerin ve iklim mücadelesinin birleşmesi gerekiyor. Tüm bunları bir sistem mücadelesi olarak ele aldığımızda başarı şansımız var. Aksi takdirde topyekün bir yok oluş bizi bekliyor.”

Kaynak: T24

GLİSERİN NEDİR?

Genellikle gliserol olarak da adlandırılan gliserin, tatlı bir tada sahip renksiz, kokusuz ve zehirli olmayan bir sıvıdır. Su ve alkol ile karışabilen gliserin doğal veya sentetik olabilir. Doğal gliserin, hayvansal veya bitkisel yağların hidrolizinin bir sonucu olarak üretilir. Hidroliz, bir maddenin suya tepki göstermesi ve bunun sonucunda kimyasal bir bağın parçalanmasıdır. Sentetik gliserin, petrol, propilen ve klor içeren kimyasal işlemlerle üretilir.

GLİSERİNİN FAYDALARI NELERDİR?

– Antibakteriyel, antifungal ve antiviral özelliklere sahiptir.
– Cildi nemlendirir.
– Cildi besler.
– Cildin su dengesini korur.
– Cilt kırışıklıklarını giderir.
– Cilde yumuşak ve pürüzsüz bir görünüm verir.
– Cildin zararlı UV ışınlarına karşı korunmasına yardımcı olur.
– Cilt rengini açar.
– Sivilceleri azaltır.
– Dudakları nemlendirir.
– El ve ayak nasırlarına iyi gelir.
– Ağız içi yaralarına karşı etkilidir.
– Egzama ve sedef hastalığına iyi gelir.
– Topuk çatlaklarını iyileştirir.
– Kulakta yer alan kirleri akıtır.
– Nemli saça uygulandığında saçların onarılmasını ve güçlenmesini sağlayarak dökülmeleri azaltır.

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0552 3307100

www.kimyadeposu.com

Jurnalci.com

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu