Emekliler Erdoğan’ın açıkladığı 5 bin liralık ‘ikramiyeye’ isyan etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün yapılan kabine toplantısı sonrasında emeklilere bir kereye mahsus olmak üzere 5 bin TL ödeneceğini, çalışmaya devam eden emeklilerin ise bundan yararlanamayacağını söyledi.

Ankaralılar Erdoğan’ın açıkladığı ikramiyeye reaksiyon gösterdi… Kimi emekli 5 bin TL ikramiyenin verilmesi yerine maaşa artırım yapılması gerektiğini söylerken kimileri ise artırım değil, alım gücünün artırılmasını, hayat pahalılığına müdahale edilmesini istedi.

CÜZDANINI GÖSTEREN EMEKLİ: PARAM YOK. BESLENEMİYORUM

Süleyman Yalnız isimli bir emekli, yaşadığı külfetleri cüzdanını göstererek anlattı ve şöyle dedi:

-Millet 7 bin 500 lira maaşla geçinemiyor. Bir kilo ceviz 120 lira. Millete artırım vermediği için bunu bir sefer verecek.

-Bu göz boyama. Niçin öbürleri yüzde 40 artırım alırken emekliye niçin vermiyor? Yarın tekrar kandıracak vatandaşı… 5 aydır millet alamıyor artırımını. Maaşın 15 bin liradan aşağı olmaması lazım.

Oğlum çamaşır makinesi aldı bana. Param yok ya… İnsan geçinemiyor. Kiradayım; en düşük kirayı ben veriyorum, 700 lira. Hiç yardım aldığımız da yok. Beslenemiyorum, palavra yok. Artırımı durdurması, yüzde 50 indirmesi lazım. 25 lira aldığım şeyi 95 lira yapmışlar. Adam geldi 20 liralık ceviz aldı. Yok para. Vatandaşta yok…
“YAZIKLAR OLSUN”

Bir öteki emekli ise, bir seferlik verilecek olan 5 bin liralık emekli ikramiyesini şöyle eleştirdi:

“Bir kilo peynir 400 lira. Sayın reis-i cumhurumuz laf söylüyor, 5 bin lira para mı? Çocuğa veriyorsun, 5 bin lira almıyor. Yumurta olmuş 150 lira. Bir kilo kıyma olmuş 400 lira…

5 bin lira ben sana versem, atarsın. Yazıklar olsun. Bu türlü devlet olmaz. Bir milletvekili alıyor 120 milyar (bin TL). Bunlar böyle…”

Başka bir emekli ise, “5 bin lira çocuğa verilmiyor artık. Onu hiç vermesin. Onu yapacağına emekli maaşına artış yapacaktı. Emekli onu bekliyordu” dedi.

“DOĞALGAZ MI VERECEĞİM, ELEKTRİK Mİ VERECEĞİM, SU MU VERECEĞİM?”

Emekli olduğu halde Ulus’ta ayakkabı boyacılığı yapan 73 yaşındaki Fikret Aydın, yaşadığı zorlukları şöyle anlattı:

-Evim kira, iki tane yetime bakıyorum. 73 yaşındayım, çalışıyorum mecbur. 6 bin lira kira veriyorum. 9 bin lira aylık alıyorum. Onun için bu türlü çalışıyoruz.

-Bir gün pişirip iki gün yiyoruz. Bir çorbayı iki gün yiyoruz. Ben bir paket sigara alamıyorum. Bankaya kredim var, oraya kesiliyor. Bir de mesken kiram var. İki yetim, bir koca karı ile geçindirip gidiyoruz. 100-150 lira alıyoruz tamam…

-Ölsek kurtulsak bundan âlâ. Yılı geliyor, yarın mesken sahibi diyecek ki kira 10 bin lira. Benim alacağım artışla falan 12 bin lira. Ne yapacağım?

-Doğalgaz mı vereceğim, elektrik mi vereceğim, su mu vereceğim? Hayal nerede, geldi geçti ömür… Muhtaçsın çalışıyorsun.

“YAZIK GÜNAH BU EMEKLİYE”

Abdullah Kocaer isimli bir diğer emeklisi ise, verilecek olan 5 bin liralık emekli ikramiyesine ait şunları söyledi:

-Hangi kelamını yerine getirdi ki? Yetmez… Geçinemiyorum. Bir salkım üzüm 30 lira. Bir simit 10 lira. Var mı bu türlü bir şey? Konuştukları daima geride kalıyor.

-Milletten oy alana kadar. Oy aldığın vakit, tamam. Yazık günah bu emekliye. Bu adam çocuk okutacak, nasıl okutur? Nasıl kira verir? Nasıl konutta durur? 75 yaşındayım, doluyum. 10 bin lira bir meskenin kirası. Ne yaparım ben bununla?”

Ulus’ta geçinemediği için poşet satan ve 19 yıldır emekli olan Yıldırım Tetik ise, “Geçim sorunundan ötürü poşet satıyorum. Emekli maaşı yetmiyor. Meskende dursam mesken kirası, çocuk parası mecbur poşet satıyorum.

-7 bin 500 lira ile iş yürümez” diye konuştu. Tetik, kuruyemiş satan esnafın yan tarafında çalışmasına karşın bir tane bile yiyemediğini belirterek alacak durumda olmadığını söyledi.

Evden getirdiği ekmek ve bir salatalığı gösteren Tetik, “Bunlarla karnımı doyurmaya çalışıyorum, suyumu da meskenden getiriyorum” dedi.

“EMEKLİ PERİŞAN”

Muzaffer Sınıroğlu ise, şöyle konuştu:

-Ne yeter… Bir kilo balık aldım, 200 liraya. Nakit değil, kart ile aldım. Geçin, ne ile geçineceksin? Acımızdan ölüyoruz. Hastaneden yeni çıktım, perişanız. Hayat kuralı çok güç.

-Emekli perişan. Erdoğan’a bir şey demeyelim de kelamında durmuyor. Bugün diğer yarın diğer konuşuyor.

“BUZDOLABI ALAMIYORUM”

Buzdolabım bozuldu, buzdolabı alamıyorum. Hanımım insülin kullanıyor, bozuldu. Ne alabilirim ben 5 bin lirayla? Biraz da bizi düşünsün. Bize de yazık bize de günah. 30 yıl emek verdim. Geçinemiyoruz.

Bittik, bittik, bittik… Artırıma daha 3-4 ay var. Verse ne olacak? Hiçbir şeye güç yetmiyor, hiçbir şeyin yanına varılmıyor. Bana artırım yapmasın, piyasayı durdursun. Ben artırım mam istemiyorum. Meskene ekmek götüremeyen beşerler var, cebimde yok ki üç beş ekmek parası versem… Daima kendi etrafını, kendi yandaşını düşünmesin. Bir milletvekili 70 bin lira maaş alıyor, geçinemiyorum diyor. Ben 10 (bin) lira ile nasıl geçineyim?”

“ADALETLİ DAVRANSINLAR”

Emekli olan ve çalışmaya devam eden Mükerrem Kilcioğlu ise, kendisi üzere çalışan emeklilere ikramiye verilmeyecek olmasına reaksiyon gösterdi.

Kilcioğlu, şunları söyledi:

-Ben vergimi veriyorum, niçin o haktan yararlanamıyorum? Her türlü şeyimi ödüyorum. Niçin ayrıcalık yapılıyor? Pandemide de yaptı birebirini bana. 3 bin lirayı vermedi. Onda da ayrımcılık yaptı. Veriyorsa herkese versin, vermiyorsa hiç kimseye vermesin. Benim hakkımı kim ödeyecek? Vergimi verirken yeterli de vermezsem makûs mü oluyorum? 7 bin 500 lira ile geçinenin hayali yok. Adaletli davransınlar. Kendilerine ne kadar alıyorlarsa bize de o kadar versinler.