Erdoğan’dan ‘çözüm süreci’ açıklaması: Uzattığımız eli ısırdılar

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Erdoğan, TVNET canlı yayınında gündeme ait soruları yanıtladı. 14 Mayıs’taki Cumhurbaşkanı ve 28. Devir Milletvekili Genel Seçimleri’ne 9 gün kaldığı anımsatılarak tabloyu nasıl gördüğünün sorulması üzerine Erdoğan, hafta içi Karadeniz’de olduğunu belirterek, meydanlarda muazzam bir coşku olduğunu tabir etti. Erdoğan, “Bu coşku bugün adeta pik yaptı. Van öyleydi, hele hele Erzurum benim siyasi hayatımda görmediğim bir coşkuyla bizi karşıladı. Yalnızca meydan değil havalimanından meydana gidene kadar yolun sağı, solu, her tarafıyla otobüs yol almakta zorlanıyordu.” diye konuştu.

Rize, Trabzon, Ordu ve Samsun’da da vatandaşların coşkusunun tavan yaptığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Emniyetin verdiği sayı, Samsun’da 120 binin üzerindeydi, bugün Erzurum 130 bin civarındaydı. Bu türlü bir aşk, bu türlü bir heyecan var. Pazar günü de inşallah İstanbul mitingimizi yapacağız. Yarın Kayseri, Mersin mitinglerimiz var. Oralardaki vatandaşlarımla kucaklaşacağız. Seçime kadar da ağır bir tempoyla mitinglerimize devam edeceğiz.” tabirlerini kullandı.

Gittikleri her yerde kendilerini büyük bir teveccühle karşılayan vatandaşlara teşekkür eden Erdoğan, vatandaşların 14 Mayıs’ı dört gözle beklediklerini söyleyerek, şöyle devam etti:

“14 Mayıs seçimi, tarihi bir dönüm noktası olacak. 14 Mayıs’ı yeni atılımlar yapacağımız Türkiye Yüzyılı’nın bir miladı olarak görüyoruz. Bu seçimlere yalnızca biz değil tüm dünya başka bir kıymet veriyor. Türkiye ile hesabını kapatamayanlar da 14 Mayıs’a gözünü dikmiş vaziyette. PKK’sından FETÖ’süne terör örgütleri, bay bay Kemal ve avanesinin 14 Mayıs için kendilerine verdiği umuda bel bağlamış durumdalar. Ne diyorlardı? ‘Seçimi kazanacak bir adayla çıkmak lazım.’ Şu anda natürel onu bir kenara koydular. Seçimi kazanıp kazanmaması artık kıymetli değil, değerli olan kiminle seçime gireceğiz? PKK’sından FETÖ’süne derken bakıyorsunuz Kandil dayanak veriyor. Kandil’in dışındaki bütün terör örgütünün başları takviye veriyor.

Tabii bunlar benim milletimin bir kenara koyacağı durum değil. 14 Mayıs’ta da gereken karşılığı verecek. Bu bitmedi, Batılı medyada işi gücü bırakmış Türkiye’deki seçimleri ana gündem unsuru haline getirmiş durumda. Daima bay bay Kemal’i pohpohluyorlar. Niçin? Sebebi ne? Türkiye’yi Batı’ya teslim etmeye kelam verdiler. Batı’dan aferin almak için BBC’ye, ‘Batı’yla bağlantıları öncelik haline getireceğiz.’ diye demeç vermiş. Bu ne demek biliyor musunuz? Bu çok açık bir halde Türkiye’nin değil, Batı’nın çıkarlarını öncelikli hale getireceğiz bildirisidir. Biz bu ülkeyi siyasi ve ekonomik prangalarından kurtarmak için bugüne kadar çok gayret verdik ve hamdolsun sonuç de aldık. Artık bu bay bay Kemal birilerine ‘Biz Türkiye’yi tekrar size bağımlı hale getireceğiz.’ diyerek kendi aklınca göz kırpıyor.”

“BAY BAY KEMAL GELSİN İSTİYORLAR”

İngiliz The Economist mecmuasının “Erdoğan gitmeli” diye haber yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Erdoğan gitsin diye uğraşanlar kimler? Terör örgütleri, tefeciler, emperyalistler, bu milleti namerde biz muhtaç etmediğimiz için ‘Erdoğan gitmeli.’ diyorlar. Maşa olarak kullandıkları terör örgütlerine nefes aldırmadığımız için ‘Erdoğan gitmeli.’ diyorlar. Bu teröristlerden şu anda Avrupa’da olanlar var mı? Bunlar oralara barındılar mı? Oralarda saklanıyorlar mı? Saklanıyorlar. IMF üzerinden bu ülkeye vurdukları prangaları söküp attığımız için ‘Erdoğan gitmeli.’ diyorlar. Pekala kim gelsin istiyorlar? Tam da bunların zıddını vadeden bay bay Kemal gelsin istiyorlar. Milletim bunların hesabını inşallah 14 Mayıs’ta çok hoş bir biçimde soracak.”

Muhalefetin ülkeye, millete değil de iktidara gelmesi için kendisine takviye vadeden güçlere hizmet ettiğini söyleyen Erdoğan, “Hep söylüyorum; 14 Mayıs seçimleri yerli ve ulusal Cumhur İttifakı ile koalisyon ve kaos masası ortasında geçecektir. 14 Mayıs, büyük ve güçlü Türkiye hayali kuranlar ile birilerinden ‘aferin’ almak için takla üstüne takla atanlar ortasında geçecektir. 14 Mayıs teröristleri inlerinde yok edenler ile teröristlerle kol kola yol yürüyenler ortasında geçecektir. Ve tekrar 14 Mayıs, Ayasofya’yı özgürlüğüne kavuşturanlar ile kutsallarımıza hakaret edenler ortasında geçecektir. Ben milletime güveniyorum. Vatandaşım kutsalına el sürdürmeyecek, terörist sevicilere bu ülkeyi emanet etmeyecektir.” diye konuştu.

“İSTANBUL BENİM AŞKIMDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, pazar günü yapacağı İstanbul mitingine ait soru üzerine şunları kaydetti:

“Malum daima söylerim İstanbul benim aşkımdır. Siyasete İstanbul’da başladım ve yeniden İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptım. İstanbul’u biz susuzluktan kurtardık. Çöp, çukur, çamur belalarından kurtardık. Pekala İstanbul’u kimden aldık? CHP’den aldık. Benden evvel orada CHP vardı. İstanbul’u milletimiz bize teslim etti ve İstanbul ondan sonra farklı bir İstanbul haline geldi. Kolay bir örnek vereyim. Haliç’in halini bilirsiniz. Haliç, kokudan geçilmezdi. Lakin biz o Haliç’i temizledik ve Alibeyköy’deki devasa bir taş ocağına Haliç’ten bütün taban çamurlarını pompayla aktardık. Yaklaşık 9,5 kilometre bir araydı.

Şu anda orası yaklaşık 500 bin metrekarelik alan haline geldi ve artık çocuk oyun parkları var. O duruma getirdik. Haliç’teki koku gitti. Artık mevcut CHP’li Belediye Lideri misyona geldi, maalesef Haliç tekrar kokmaya başladı. Zira bizim yaptığımız o operasyonu bu geri döndürdü. Alışılmış bizim bu operasyonumuz sıradan değildi. Biz tıpkı vakitte Boğaz’ın suyunu da Haliç’e aktardık. Haliç’e o suyu aktarmakla oradaki o dönüşümü sağladık. Hasebiyle da Haliç’in suyunu paka döndürmek suretiyle Haliç çok daha farklı bir hale geldi. Tekrar İstanbul’da misyona geldiğimizde doğal gaz kullanım ölçüsü 50 bin civarındaydı lakin biz bunu 1 milyon 200 bine getirdik.”

Yapılan çalışmaların İstanbullulara huzurlu bir ömür getirdiğini söyleyen Erdoğan, Istranca Dağları’ndan, yaklaşık 120 kilometre uzaklıktan su getirdiklerini belirterek, şöyle devam etti:

“İstanbul’a getirdiğimiz bu içme suyuyla da İstanbul su konusunda bir huzura kavuştu. Çöp noktasında en ufak bir şey kalmadı. O da halloldu. Çukur üzere şeyler kalmadı, bunları hallettik. İstanbul, Habitat’ın sözüyle temizlikte dünyada sayılı ülkeler ortasına girdi. Allah rahmet etsin Kadir Bey’le yeterli bir süreç devam etti ancak şu anda mevcut olan CHP’li Belediye Lideri, İstanbul’u sel alıp götürüyor, o Bodrum’dan çıkıyor. Bodrum’da yaşamak pek huzur vermez.”

“14 MAYIS’TA ALACAĞIMIZ SONUÇ GELECEĞİN MÜJDECİSİ OLACAK”

AKP Büyük İstanbul Mitingi’nin Yenikapı Miting Alanı yerine birinci kez farklı bir yerde yapılacağının hatırlatılması üzerine Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Atatürk Havalimanı’nda yaptığımız operasyonların biri, Kovid periyodunda, 1006 odalı Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’ni 3 ayda yaptık. Bu bizi çok rahatlattı. Bunun dışında ne dedik? ‘Millet bahçesi haline getireceğiz.’ dedik. Bir taraftan da sağ olsun Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı’mız bunun çalışmalarını sürdürüyor. Ancak bunun dışında da burayı bilişim merkezi haline getirmek üzere bir amacımız var. Bunun dışında da uygun olan, müsait alanda da bu mitingi yapıyoruz.

Çünkü beyefendiler Yenikapı alanını bilhassa Cumhur İttifakı’na, AK Parti’ye verme noktasında rahat değiller. Onlar da zannediyorum Maltepe’de yapacaklarmış, iyi olsun. Biz Atatürk Havalimanı’nda pazar günü dev mitingimizi yapacağız. Doğal Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde de inşallah yüzyılın mitingini yapacağız. 14 Mayıs’ta İstanbul’da alacağımız sonuç İstanbullular için de geleceğin muştusu olacak.”

Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’ni gençler için bilimin, teknolojinin ve geleceğin sembolü haline getirdiklerini söyleyen Erdoğan, şunları aktardı:

“Bay bay Kemal ne yapıyor? O da Atatürk Havalimanı’nı Amerikalılara verme vaadinde bulunuyor. Hatırlarsanız iktisat için de Amerikalı bir isim bulmuşlardı. Tahminen birkaç tane bilemiyorum. Gerçi adam gelmeye bile tenezzül etmemişti. Bunların toplantısına görüntü konferansla bağlanmıştı. Bay bay Kemal bunu da büyük bir teknoloji diye anlatmıştı. Her geçen gün bu zatın öteki hangi mahfillere ne kelamlar verdiğiyle ilgili bilgiler ortaya dökülmeye başladı. Yalnızca tefecilerle değil, terör örgütleriyle de pazarlığa oturmuşlar. Tüm bunlar, bu zatın SSK’yi nasıl batırdıysa devleti de batıracağının işaretidir. Maalesef karşımızdaki koalisyon masasının birilerinden aferin almak için yapmayacakları hiçbir şey yok. Buna ülkeyi, devleti terör örgütlerine teslim etmek de dahildir. Varsın onlar bildikleri yolda ilerlesinler. Biz milletimizden duyacağımız, ‘Allah razı olsun’ duası için çalışmaya, çabalamaya devam ediyoruz. İnanıyorum ki milletim bunlara fırsat vermeyecektir ve gerekli karşılık 14 Mayıs’ta sandıklardan çıkacaktır.”

“BAKTIK Kİ BUNLAR UZATTIĞIMIZ ELİ ISIRIYOR”

“Terör örgütleri varlık, yokluk uğraşı veriyorlar. Bu örgütlerin seçimden evvel yahut sonra bir provokasyona kalkışabileceklerini düşünüyor musunuz? 14 Mayıs’tan sonra terörle gayrette bizi ne bekliyor?” sorusuna Erdoğan, “Bunlar vakit zaman Güneydoğu Anadolu’da, doğuda artık birtakım yeni gelişmelerin olduğunu… Bir de bay bay Kemal bir şeyler fısıldıyor, ‘daha hoş, daha yeterli olacak’ üzere. Bizse, ulusal güvenliğimizi tehdit eden tüm terör örgütleriyle tarihimizin en büyük ve tesirli çabalarını verdik.” karşılığını verdi.

Vesayetin, darbecilerin, emperyalistlerin Türkiye’nin ayaklarına vurdukları prangaları birer birer kırdıkça, yeni ufukların açıldığını belirten Erdoğan, bu sayede terörle çaba stratejisinde esaslı bir değişikliğe gittiklerini söyledi.

Önce tahlil süreci ile bu sıkıntının suhuletle sona erdirilmesi ihtimalini sonuna kadar zorladıklarını anımsatan Erdoğan, “Baktık ki bunlar uzattığımız eli ısırıyor. Bu sefer terörü kaynağında bitirme stratejisini devreye alarak, onların anlayacağı lisandan konuştuk. Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te, Bestler Deresi’nde bunları yok ettik. Şayet bunları biz, inlerinde vurmamış olsaydık, bugün söylüyor ya ‘bahar gelecek…’ Baharı biz getirdik zati.” dedi.

Erdoğan, Güneydoğu ve doğuda baharı kendilerinin getirdiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Bütün o inlerine girerek getirdik. Şayet o inlerine girmemiş olsaydık, bugün teröristler oralarda yeniden cirit atacaklardı. Fakat şu anda bunların sesleri duyuluyor mu? Hepsi Kandil’e şu anda yığıldılar, varsa yoksa Kandil. Oradan sesleniyorlar. Lakin Kandil’i de bunların başına geçireceğiz, o günler de yakın. Ne diyor? ‘Selo’yu çıkaracağız, Selo ne yaptı?’ diyor. Daha ne yapacak? Diyarbakır’da benim 51 Kürt vatandaşımı katledenler, öldürenler bunlar değil mi? Artık onu çıkaracakmış, bay bay Kemal’e bak. Nasıl sen bu türlü bir şey söylersin? Şayet Türkiye bir hukuk devleti ise bu hukuk devletinin içinde sen kalkıp da istediğin üzere atıp tutamazsın. Ve benim milletim sana esasen bu fırsatı da vermeyecek. Erzurum, Van bugün bunu söyledi. Yarın Kayseri’deyim, ben biliyorum ki Kayseri de birebir şeyleri söyleyecek. Kimden hangi takviyesi alırlarsa alsınlar, artık ülkemize ziyan veremeyecekler.”

“OYNANAN OYUNU ÇOK GÜZEL BİLİYORUZ”

Terörle, darbeyle kendilerini yıkamayacaklarını anlayan güçlerin, artık strateji değiştirdiğine dikkati çeken Erdoğan, Suriye hududunda oluşturulmaya çalışılan terör koridorunun bunun somut örneği olduğunu kaydetti.

Erdoğan, Türkiye’nin hudut ötesi harekatlarla bu kuşatmayı 3-4 yerinden kırdığını hatırlatarak, şunları söz etti:

“İnşallah kalan kısımlarını da etap etap inançlı hale getireceğiz. Münasebetiyle hudut ötesi harekatlarımız bitmiş değildir. Yalnızca yanlışsız vakti bekliyoruz. Orada umduklarını bulamayanlar, bu kez senaryolarını, karşımıza çıkarttıkları bir masa aracılığıyla gerçekleştirmeye çalıştılar. PKK’sından FETÖ’süne tüm terör örgütlerinin heyecanlanmasının, 14 Mayıs için kendilerini ortaya atmalarının sebebi budur. Dikkat ederseniz, Kandil ne söylüyorsa, Pensilvanya ne söylüyorsa, siyasetçi görünümlü ele başları ne söylüyorsa, bay bay Kemal de birebirini söylüyor. Neredeyse her gün kendilerine bu tabloyu sorduk, bugüne kadar ‘PKK terör örgütüdür’ kelamını ağızlarından duymadık. Bay bay Kemal, haydi çık ‘PKK terör örgütüdür’ de, niçin diyemiyorsun? Söyleyemiyor. Bir gün çıkıyor ‘cezaevindeki teröristleri salacağım’ diyor, sonraki gün ‘yurt dışındakiler özgürce Türkiye’ye dönecek’ diyor. Son günlerdeki telaşları, pazarlıklarının ortaya çıkmasından kaynaklı. Ancak terör örgütlerine yakayı kaptırdıkları için de geri dönemiyorlar. Ülkemizin üzerindeki planlarını terör örgütleri üzerinden hayata geçirmek isteyenler, bu treni de kaçırmak istemiyorlar.

Şu anda Kılıçdaroğlu ve ortakları üzerinde oynanan oyunu biz çok âlâ biliyoruz. Fakat bir kere daha söylüyorum, başaramayacaklar. Kimse boş hayallere kapılmasın. Ne Türk milleti teröristlerin salınmasına müsaade verir ne de güvenlik güçlerimiz terör örgütlerine nefes alacak imkan tanır. Bizim için terörle gayretin 14 Mayıs öncesi, sonrası yok. Türkiye Yüzyılı yürüyüşümüzün önündeki tüm mahzurları aşana kadar, bu çaba Allah’ın müsaadesiyle sürecek. Seçim öncesi ve sonrasında terör hareketi ya da provokatif bir hadisenin yaşanmaması için güvenlik güçlerimiz şu anda canla başla çalışıyor.”

“ÖYLE BİR TABLOYLA KARŞI KARŞIYAYIZ Kİ…”

“Terör örgütü PKK ve siyasi uzantısı HDP hem mitinglerde hem canlı yayınlarda Kemal Kılıçdaroğlu’na oy istiyor. ‘İmralı tecridinin kapısını parçalayacağız’ diyenler, ‘Afrin’i geri alacağız’ kelamı verenler, özerklik vadedenler var. Öteki taraftan Deva Partisi Genel Lideri Ali Babacan ‘YPG ile PKK birebir şey değil.’ dedi. Bu hususta ne düşünüyorsunuz?” sorusuna Erdoğan, “Her şeyden evvel bay bay Kemal terör örgütünü ve siyasi uzantısını o denli bir cesaretlendirdi ki herkes kalbindeki ve aklındakini söylemekten artık çekinmiyor. O denli bir tabloyla karşı karşıyayız ki koalisyon masası seçim kampanyası değil, güya teröristlere özgürlük kampanyası yapıyor. Dikkat edilirse ‘yüzyılın hesabını soracağız’ diyor.” cevabını verdi.

Erdoğan, HDP’lilerin, Kılıçdaroğlu’nun kapalı kapılar ardında kendilerine birtakım kelamlar verdiğini açıkça tabir ettiğini kaydederek, “O kelamların ne olduğu, yapılan açıklamalarla bir bir ortaya çıkıyor. Uzunca bir mühlet paydaşlığı gizlemeye çalışsalar da HDP’nin başından beri bu masanın kurucusu olduğu ortadaydı. Bu kaos masasının müdavimleri, cumhurbaşkanlığı pazarlığı, koltuk pazarlığı, bakanlık pazarlığı yapıyorlar. Bay bay Kemal herkese bir şeyler dağıtırken, terör örgütü mensuplarını da ihmal etmiyor.” diye konuştu.

“ARADAKİ MUTABAKATLARDAN HERKES HABERDAR”

“Parlamentoda bunlarla bir saat ne görüştüler? Açıkla. Ancak açıklayamadı.” diyen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Cezaevlerini boşaltmaktan, kamudan attığımız terör örgütü yandaşlarını tekrar devlete doldurmaktan kelam ediyor. Londra’daki tefeciler de tekrar ülkemizi avuçlarının içine almanın hesabını yapıyor. Bu hesabın içinde herkes var, bir tek milletimiz yok. Bay bay Kemal ve terör örgütü yöneticilerinin telaffuz birliği içinde olmaları hakikaten vahim bir tablodur. Terör örgütünün sözcüleri ‘100 yıllık Cumhuriyeti yıkacağız, değiştireceğiz’ diyor ancak CHP’den bir kişi de çıkıp buna itiraz etmiyor. Masanın etrafında olanlardan itiraz eden yok. HDP’liler CHP’ye ağza alınmayacak kelamlar sarf ediyor ancak bay bay Kemal o hakaretleri sineye çekiyor. Yalnızca Kılıçdaroğlu değil, yanlarındakiler de terör örgütlerinin ve HDP’nin hakaretleri karşısında sessizliğe gömülmüş durumdalar. Muhakkak ki bu işin saklısı, gizlisi kalmadı. Ortadaki mutabakatlardan herkes haberdar.

‘Ülkeye şu yeniliği getireceğiz, yatırım yapacağız’ dediklerini duyan var mı? Yalnızca şunları diyorlar, ‘Borç alacağız, eskiye döneceğiz, teröristleri salacağız, Erdoğan’dan kurtulacağız.’ Diğer vaatleri yok. Bizim milletimiz bunların peşinden gitmez. Teröristlerle bir arada hareket edenlere de ben inanıyorum ki yetki vermez. Sen, teröristlere kucak açarsan, yol yürürsen eninde sonunda o teröristler gelir, boynuna kemendi vurur. Bunların kaygıları millete hizmet değil, hatta Erdoğan’dan kurtulmak da değil. Bunların tek kaygısı, ülkeyi siyasetiyle, iktisadıyla, güvenliğiyle projelerine teslim etmek. Lakin bunu da başaramayacaklar.” (AA)