Erkan Baş isyan etti: O denli bir alçaklıkla karşı karşıyayız ki…

Gezi Davası kapsamında aldığı 18 yıl mahpus cezası nedeniyle Silivri Cezaevi’nde bulunan Avukat Can Atalay, 14 Mayıs’ta yapılan 28. Periyot Milletvekili Seçimi’nde TİP Hatay Milletvekili seçildi. 25 Mayıs tarihinde mazbatası alınan ve çabucak akabinde tahliyesi için Yargıtay’a müracaatta bulunulan Atalay, yapılan müracaata karşın tahliye edilmedi.

HALK BULUŞMASI DÜZENLENDİ

TİP, cezaevinde tutulması nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) düzenlenen yemin merasimine katılamayan ve misyonuna başlayamayan Hatay Milletvekili Can Atalay’a özgürlük davetinde bulunmak emeliyle bugün Hatay’ın Arsuz ilçesinde bir halk buluşması düzenledi.

Arsuz Kent Meydanı’nda düzenlenen buluşmaya TİP Genel Lideri Erkan Baş’ın yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.

“CAN ATALAY’A ÖZGÜRLÜK ÇABASI, HATAY’IN ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİDİR”

Erkan Baş’ın, “Can Atalay’a özgürlük uğraşı, Hatay’ın özgürlük mücadelesidir” vurgusu yaptığı konuşmasında şu tabirler öne çıktı:

*Bu ülkede iki şekil siyaset var. Birileri siyaseti yalnızca kendi şahsî gayeleri için, kendilerini o koltuklara oturtan işverenlere, tarikat başkanlarına, cemaat başkanlarına hizmet etmek için, seçimden seçime siyaset yapıyor.

*Bir de bizler üzere sayısının azlığına, düşmanın çokluğuna, içinde bulunduğumuz duruma bakmadan, halkın muhtaçlığı ne ise onu gerçek kılabilmek için, halkın hakkını alabilmek için uğraş eden beşerler var.

*İşte Can Atalay’a özgürlük gayreti bu yüzden bu ülkenin özgürlük uğraşıyla bir ve birebir şeydir. Can Atalay’a özgürlük uğraşı, Hatay’ın, İskenderun’un, Arsuz’un özgürlük çabasıdır. Bizim insan üzere yaşama uğraşımızın bir modülüdür.

“ARKADAŞLARIMIZI ZİNDANLARDA TUTUYORLAR”

*Biz zelzeleden evvel de Hatay’daydık, zelzelede de Hatay’daydık, seçimden sonra da Hatay’dayız. Zira biz zati Hataylıyız, biz zati Hatay halkının, Antakya halkının, bu ülkenin dört bir yanında emeğiyle, alın teriyle yaşayan yurttaşlarımızın içindeyiz.

*Bizi onlardan koparmak için o zindan duvarlarını koyuyorlar, bizi onlardan koparmak için arkadaşlarımızı zindanların ardında tutmaya çalışıyorlar, işte biz o yüzden o zindanları yıkmak zorundayız. O yüzden Can Atalay’ı özgürlüğüne kavuşturmak zorundayız.

*Buradan, Hataylılara, hepinize, sizlerin aracılığıyla sesimizin ulaştığı tüm yurttaşlarımıza yürekten teşekkür etmek istiyorum. Biz, Antakya’nın her tarafında seçimden evvel cezaevinde olan bir arkadaşımızı milletvekili adayı yaptığımızı anlattık.

*Herkes oy verirken Can’ın tüm öbür Seyahat tutsakları üzere haksız, hukuksuz, adaletsiz bir biçimde cezaevinde olduğunu biliyordu ve Türkiye’nin özgürlük çabasına bir katkı koyma manasına gelecekti Can Atalay’a verilecek oylar.

*Biraz evvel muhtarımız söyledi, dışarıdan bakanların, uzaktan bakanların hiç ihtimal vermediği bir biçimde sandıkları hakikaten sözün bütün manasıyla patlattık ve Hatay halkı iradesini ortaya koydu.

*Bir sefer ben TİP ismine bu iradeye binlerce defa teşekkür ediyorum. Bu iradenin önünde hürmetle eğiliyorum ve kelam veriyorum, bu iradeyi kabul etmeyenleri de bu iradeyi kesinlikle daima birlikte kabul ettireceğiz.

“CAN’A SORUMLULUK VERDİK”

*Gezi bu ülke tarihinin en haysiyetli, en onurlu halk hareketlerinden bir adedidir. Yeniden, ‘Ben bu ülkeyi istediğim üzere yönetirim, istediğim yeri yıkarım, istediğim yere rant için ne gerekiyorsa, AVM ise AVM, topçu kışlası ise topçu kışlası yaparım, sen düşünemezsin, konuşamazsın, benim istediğim üzere düşüneceksin, benim istediğim üzere konuşacaksın’ diyen bir iktidara karşı bu ülkenin dört bir yanında on milyonlarca yurttaşın ayağa kalkışının ismidir Seyahat Direnişi.

*Ve Seyahat, elbette ki Taksim’deki Seyahat Parkı ile anılır lakin biz biliyorduk ki Seyahat birebir vakitte Hatay ile anılır, ‘Gezi birebir vakitte en hoş çocuklarını bu ülkenin özgürlük çabasına feda etmiş Hatay’dır’ demiştik.

*Ali İsmail için, Abdocan için, Ahmet Atakan için Can Atalay burada aday oldu, Hatay halkı evlatlarını üzerinden 10 yıl geçmesine karşın evlatlarını unutmadığını bir kere daha gösterdi ve biz Seyahat’te yitirdiğimiz tüm kardeşlerimizin hesabını sormak için Can’a misyon verdik, yetki verdik, sorumluluk verdik.

“ATALAY’IN TAHLİYESİNİ GECİKTİRİYORLAR”

*Öyle büyük bir alçaklıkla karşı karşıyayız ki, bizimkisi bir haysiyet uğraşıydı. Biz akla, bilime, vicdana inanan insanlarız.

*Depremin doğal bir felaket olduğunu, doğal bir afet olduğunu hepimiz biliyoruz lakin o doğal afeti on binlerce insanın ömrüne mal olan bir felakete dönüştürenin de bu iktidarın rantçı siyasetleri olduğunu, bu iktidarın parayı beşerden daha kıymetli gören o köhne anlayışı olduğunu da bilen insanlarız ve tüm bu hukuksuzlukların, yolsuzlukların, hırsızlıkların lakin ve lakin örgütlü bir halk iradesiyle engellenebileceğini bizim canlarımızı alan bu iktidardan hesap sorulması gerektiğini bilerek bir hak mücadelecisini, hak savunucusu bir avukatı Hatay’da aday gösterdik.

*Ve Hatay halkı dedi ki ‘Evet biz kaybettiğimiz canlarımızı tahminen geri getiremeyebiliriz lakin bu ülkede bir daha bunların yaşanmaması için bu süreçte sorumluluğu olan, 3 kuruş 5 kuruş para kazanacak diye on binlerce insanın meskenlerini kendilerine mezar eden bu alçaklardan hesap sorabilecek bir milletvekiline muhtaçlığımız var’.

*O yüzden Can Atalay seçildi ve bakın bugün o denli bir alçaklıkla karşı karşıyayız ki, işledikleri kabahatlerin üzerini örtmek için, kanıtları karartmak için, o süreçte yaptıklarının üzerini örtmek görülmez kılmak için, sonunda kesinlikle tahliye kararı vereceklerini bilmelerine karşın, yalnızca vakit kazanmak için, cürümlerini örtebilecekleri vakit kazanmak için Can Atalay’ın tahliyesini geciktiriyorlar.

“O İRADENİN ARDINDA 70 BİN CAN ATALAY OYU VAR”

*Burada hepimize bir misyon düşüyor. TİP Parti Meclisi ismine söylüyorum, biz Can çıkana kadar bütün imkanlarımızı, bütün gücümüzü, birikimimizi, gücümüzü Hatay’daki her çeşit haksızlığa, hukuksuzluğa karşı direnişe, Hatay halkının her tıp kederini elimizden geldiğince, gücümüz yettiğince çözmek üzere seferber olacağız.

*Sorumlusu iktidardır, hatalısı iktidardır ancak biz Hatay halkının seçilmiş vekilinin çalışmasını engelliyorlar diye mazeret sunmayacağız.

*Bütün imkanlarımızla sevgili Can Atalay’ın şu anda engellenen vazifesini yapabilmesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız ancak yetmez arkadaşlar, bunu daima birlikte yapmamız gerekiyor.

*Bizim bu toplantılarımızın bir tane hedefi var, bu toplantılara katılan bütün arkadaşlarımızın şu şuurla ayrılmasını istiyoruz: Madem, bunlar Can Atalay’ın misyonunu yapmasına müsaade vermiyorlar, o vakit biz daima birlikte, her birimiz Can Atalay kadar çalışacağız ve onların başına daha büyük bela olacağız.

*Onlar bir tane Can Atalay’dan korkuyorlarsa, Hatay’da bin tane, on bin tane Can Atalay olduğunu daima birlikte göstereceğiz. 70 bin Can Atalay oyu var o iradenin ardında.

*O yüzden yalnızca ‘Burada toplandık, vekilimizi istiyoruz’ demek asla bize yetmez. Bu toplantıdan çabucak sonra sokak sokak, konteyner konteyner, çadır çadır gezeceğiz ve diyeceğiz ki ‘Bu kentin hırsızların eline düşmesini istemiyorsan, gel kardeşim bu çabaya ortak ol.

*Gel bu gayrete ortak ol, biz zati canlarımızı kaybetmişiz, aslında mahallelerimizi kaybetmişiz, konutlarımızı kaybetmişiz bin bir kaygıyla uğraşıyoruz, bir de bu kentin önümüzdeki 5 yılının 10 yılının 50 yılının bu hırsızlar çetesinin eline teslim olmasına müsaade veremeyiz’.

“AYM’NİN BOZDUĞU KARARI MÜNASEBET GÖSTERİYORLAR”

*Şunu hiç aklımızdan çıkarmayalım, bilhassa rica ediyorum: Hukuken, Can’ı bir saat sonra cezaevinde tutabilecek hiçbir durum yoktur. İki gün evvel Yargıtay’a yaptığımız müracaatın birinci sonucunu aldık. Savcı bir tebliğname yazdı, kendi talebini yazdı, savcı diyor ki Can Atalay’ı çıkarmayın. Arkadaşlar ne olur hepiniz o tebliğnamenin Can ile ilgili kısmını, en azından Can ile ilgili kısmını okuyun ve bunu bütün yurttaşlarımıza anlatın.

*Ne yapmış biliyor musunuz savcı? 16. Yargıtay Ceza Dairesi’nin bir kararını münasebet göstermiş. Bu tebliğnameyi yazan savcı, binlerce karar içerisinde bir tane karar bulmuş, belge numarasını yazmış. Diyor ki, ‘Bu evraka, bu karara nazaran Can Atalay’ın tutukluluğunun devam etmesi lazım’. Davaya ne olmuş biliyor musunuz?

*O davada Yargıtay’ın verdiği karar üstüne AYM’ye itiraz edilmiş ve itirazda denmiş ki ‘Bu karar yanlış, derhal tahliye kararı verin’. O kadar hukuksuzlar ki, o kadar çaresizler ki bu kadar çürük kanıtların üzerine Can Atalay’ın kelamda tutukluluğuna yasal kılıf bulmak için o kararı kullanmaya çalışıyorlar.

*Bu memlekette hukuku sağlamanın, bu memlekette kanunların uygulanmasının sağlamanın, Anayasa’nın uygulanmasını sağlamanın biricik yolu var. Biz yan yana geleceğiz, kol kola gireceğiz, her çeşit haksızlığa her cins hukuksuzluğa karşı sesimizi daha güçlü bir biçimde çıkartacağız.

“HATAY’A BİR DAHAKİ GELİŞİMİZDE CAN İLE BİR ARADA OLACAĞIZ”

*Bir taraftan yaşadığımız acıları unutmak mümkün olmayacak biliyorum. Kaybettiğimiz arkadaşlarımızı, kardeşlerimizi, evlatlarımızı getirmek mümkün olmayacak biliyorum lakin Hatay’ı bizim Hatay’ımız olarak tekrar inşa edeceğiz. Burada hırsızlıklar yapılmasına, yolsuzluklar yapılmasına, birilerinin servetine servet katıp halkı yoksulluğa mahkûmetmesine müsaade vermeyeceğiz. Hatay yine bizim Hatay’ımız olacak; Hataylıların, Hatay’da emek verenlerin Hatay’ı olacak.

*Bir taraftan milletvekilimizi hapsettikleri o zindan duvarlarını yıkacağız, Hatay’a bir dahaki gelişimizde Can ile bir arada Hatay’da olacağız, daima birlikte buluşacağız burada ve büyüttüğümüz, tüm Türkiye’ye örnek olacak bu gayretin sonucunda inanıyorum ki Türkiye’de Saray Rejimi’nin nasıl yıkıldığının tarihi anlatıldığında orada Hatay diye özel bir unsur olacak.

*Hiç kimse lakin hiç kimse tereddüt etmesin, Can çıkana kadar TİP bütün gücüyle, bütün imkanlarıyla burada olacak. Can çıkacak, çabamız daha da büyüyecek ve daima birlikte başaracağız.