
Eski Diyanet İşleri Başkanı, Kur’an Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu, son günlerde dinin bu kadar sık gündeme gelmesine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bardakoğlu, “Günümüz Türkiye’sinde dinin şekil olarak daha görünür olduğu, söylemlerimizde dini argüman ve atıfların arttığı doğrudur. Peki dinin bu kadar çok gündemde olması, daha dindar bir toplum olduğumuz, yani dindarlaşmanın arttığı anlamına gelir mi? Bana göre gelmez, aksine bir çürümeye, din üzerinden meşruiyet arayışına ve kafa karışıklığına da işaret edebilir” ifadesini kullandı.
SORULARI YANITLADI
Hakan Güldağ, Vahap Munyar ve Şeref Oğuz, ‘Kanaat Önderleriyle Gündem Özel’de bu hafta eski Diyanet İşleri Başkanı, Kur’an Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu’nu ağırladı. Bardakoğlu, “Türkiye’de dinin çok konuşulduğu, dini kurum ve kişilerin toplum önünde daha fazla göründüğü, dinin toplumsal ve siyasal olarak yükselişe geçtiği bir dönemdeyiz. Ancak, aynı zamanda her sosyo-ekonomik kesimden dindarların eski itibarlarını ve güvenilir olma özelliklerini kaybettiklerini, dini inanç ve değerlerin yıpranmaya başladığı gözlemleniyor. Bu tespite veya gözleme katılıyor musunuz?” sorusunu şu şekilde yanıtladı:
“Günümüz Türkiye’sinde dinin şekil olarak daha görünür olduğu, söylemlerimizde dini argüman ve atıfların arttığı doğrudur. Peki dinin bu kadar çok gündemde olması, daha dindar bir toplum olduğumuz, yani dindarlaşmanın arttığı anlamına gelir mi? Bana göre gelmez, aksine bir çürümeye, din üzerinden meşruiyet arayışına ve kafa karışıklığına da işaret edebilir.
Şayet dini, görüntüden ve dışarıya yansıyan söz ve davranışlardan ibaret görüyorsak, dinin güçlendiği, dindarların arttığı iddiası doğru olabilir. Yoldan geçen kadınların kaçının başı kapalı, toplumda kaç kişi hacca ve umreye gidiyor, kaç erkek sakal bıraktı, ilahiyat fakültelerinin, camilerin, dini kurs ve cemaatlerin sayısı artıyor mu? Bunlara bakarak toplumda dindarlık ölçümü yaparsak İslam’ı hiç anlamıyoruz demektir. İslam’ı yüzeysel bir bakışla anlamak ve tanıtmak, evrensel bir İslam davetine yapılabilecek büyük bir haksızlıktır.
Din ve dindarlık, Yüce yaratanın gözetimi altında yaşadığımız bilincini beynimize mıhlamak ve bu bilince uygun bir hayat yaşayabilmek demektir. Dindarlık sadece bilmek, söylemek ve şeklen yapmak değil; aynı olanı içselleştirmek, kimseyi incitmeyen ve kimsenin de incinmediği bir esenlik merkezi olabilmektir. Onun için de din bizi sürekli olarak Allah’la, dış dünya ile toplumla ve kendimizle barış içinde olmaya yöneltir. Yunus’u, Mevlana’yı, Hacı Bektaş-ı Velî’yi büyük kılan da bu.
“İÇİ BOŞALTILMIŞ BİR DİN VE DİNDARLIK GÖRÜNTÜSÜ ÇIKAR”
Din bireyin iç dünyasında başlayıp niyetinden, sözünden ötekiyle ilişkisine kadar bütün davranışlarını güzelleştiren genel bir kaliteyi hedefler. Allah’a ve ahirete iman eden kimse, bunu insanlarla ilişkilerine yansıtmak zorundadır. Müslüman her anını Allah’ın gördüğü ve bildiği bilinciyle yaşayabilen kimsedir. Buna ‘ihsan’ diyoruz. Bunun için de ahlak (ihsan), dinin iman ve ibadetten sonra üçüncü temel ayağıdır. Hatta iman ve ibadetin dünyaya yansıyan ana gayeisi Müslüman toplumun aynı zamanda bir ahlak toplumu olmasını sağlamaktır. Bu amaç yoksa geriye içi boşaltılmış bir din ve dindarlık görüntüsü çıkar.”
Bardakoğlu, “Dini tezahürler ve dindarlık yükselirken neden itibar kaybına uğrar? Siz bu durumu nasıl, hangi faktörlerle açıklıyorsunuz?” sorusunu, “Öncelikle, dini tezahürlerin artmasının dinin yükselişi ve dindarlığın artması olmadığını bugün açıkça kabul etmeliyiz. Din hakkında sathi bilgileri olan ve gördükleri üzerinden hemen bir yargıda bulunan geniş kesimler, dini tezahürlerin artışı ile dinin amacı olan öze ait davranış kalitesi, ahlakilik ve samimiyet arasındaki bu çelişkiyi anlamakta zorlanıyor. O zaman da dinin insan hayatında ne anlama geldiğini, işlevini sorgulamaya başlıyor. Bu özellikle genç kuşaklarda açık bir şekilde görülmeye başladı” şeklinde yanıtladı.
“DİN İDEOLOJİLERLE YARIŞTIRILDI”
Bardakoğlu, şu ifadelere de yer verdi:
“Siyasal, sosyal ve ekonomik girişimlerde din üzerinden meşruiyet ve dünyevi yarar sağlandı. Din ideolojilerle yarıştırıldı. Bütün bunlar olurken hayatı, olguyu ve bireyin merkezi rolünü göz ardı ettik. Bireyi ve insan faktörünü göz ardı eden bir din olabilir mi? Yeni nesiller de böyle bir atmosferde, sebep ne, sorumlu kim, bunu anlamakta kafa karışıklığı yaşadılar. Din anahtar teslimi bir kurtuluşu garanti etmez, bunu birey sağlayacaktır. Dahası din dünyada gelişmişliği, kalkınmayı, adaletli ve güvenli bir toplum olmayı, insanların barış içinde yaşamasını garanti etmez; insanı bunlara erişmesi için aydınlatır ve teşvik eder.”
ParZeoToprak Düzenleyici
ParZeo Tamamen %100 doğal olarak üretilen Toprak Düzenleyici
Klinoptilolit bütün tarımürünlerinde yüksek verim almak, fakir toprakları
zenginleştirmek,kurak topraklarda suyun uzun süre tutulması gibi özellikleri
ile öne cıkmış bir üründür .
Bütün Tarim alanlarına kullanılmakla birlikte;
Patates,Soğan,Sarımsak,Hububat, Ayçiçeği, Çeltik, Buğday, Pamuk, Mısır, Seker
Pancarı, Kavun, Karpuz ve bütün Sebzeler,Meyve
Narenciye,Muz,Zeytin, Fındık, Sera Bitkileri,Süs Bitkileri vb alanlarda güvenle
kullanılabilir.
Özellikleri:
- Bitkiler için gerekli suyun daha uzun süre toprakta kalmasını sağlar.
- Su kullanımı % 10 – 15 azalır.
- Toprağın katyon değiştirme kabiliyetini artırır .
- Tarım ılaci kullanım miktarını azaltır .
- %100 doğal olduğu için çevre ve diğer canlılar için zararlı değildir.
- Toprağın su ve hava geçirgenliğini artırır ,
- Fiziksel özelliklerini iyileştirir .
- Toprağın işlenmesinde kullanılan metalik aletlere kum gibi zarar
vermez.
- Bitki köklerinin oluşumunu hızlandırır ve iyileştirir .
- Gübrenin ve besin maddelerinin suyla yıkanıp uzaklaşmasını azaltır.
- Gübre ve besin maddelerinin su ile yıkanarak yer altı sularına
karışmasını azaltır.
- Gübre kullanımını azaltarak da çevre dostudur.
- Potasyum ve amonyum kullanım verimini arttırır.
- Aşırı gübre kullanımı gibi nedenlerle oluşan bitki yanmalarını önler.
Tarımda Zeolit Klinoptilolit in kullanımı her gecen gün su tutucu özelliğinden
faydalanmak amacıyla artmaktadır.
Şirketimiz tarafından üretilen Toprak Düzenleyici % 100 Doğal yüksek Klinoptilolit içeren bir üründür.
Tarim sahalarında kullanımında hiçbir ürüne zarar vermediği gibi yağmur sularını
yada sulama esnasında toprağa verilen suyu kendi bünyesine hapsederek
bitkilerin ihtiyacı esnasında toprağa geri vermektedir.
Ürünün bu özelliği sayesinde toprak kurumamakda dolayısıyla tarım sahasındaki ürünlerde
maksimum verim elde edilmektedir.
Birçok ülkede yıllardan beri uygulama yapılan Klinoptilolit Türkiye`de tarım ve diğer sektörlerdeki yerini ve önemini her gecen gün kazanmaktadır.
Ürünümüz ParZeo Klinoptilolit Toprak Düzenleyici % 100 Doğaldır ve hiçbir
kimyasal içermez.
Tamamen doğal olması çağımızda önem kazanan bio
ürün üretim sahaları için çok ciddi önem taşıyan bir toprak düzenleyici
durumundadır.
Organik Tarim uygulamaların da çok kısa sürede önemli artı etkileri hissedilmektedir.
DMRSÜREN Kimya ltd şti
0216 4421200-05523307100