Eski Diyanet İşleri Başkanı ve İslam Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Habertürk TV’de Mehmet Akif Ersoy’un sorularını yanıtladı.
Bu yılki ramazanın farklı olduğunu kaydeden Görmez, “Ramazan öyle muhteşem bir imkan ki, hüznü sevince, mahrumiyeti rahmete, muhasaramızı da çok rahat bir şekilde özgürlüğe, muhasebeye dönüştürme imkanına sahip. Yeter ki kendimizi ramazanın şifalı ellerine bırakalım” dedi. İbadetin şartlara göre yapılabildiğini, bu ramazanda gösterişli iftar sofralarından mahrum kalmanın iyi olduğunu kaydeden Görmez, “Ramazan oruçtan ibaret değil. Ramazanın kalbinde Kuran var. İnsanlığın Kuran nimetiyle buluşmasının bayramı aynı zamanda” diye konuştu. Resulallah’ın teravihi evde kıldığını, Hz. Ömer döneminde toplu ibadete döndüğünü hatırlatan Görmez, ramazanın bir mektep olduğunu ifade ederek “Ramazan sadece mideye oruç tutturmak değil; göze, dile, kulağa, kalbe, akla oruç tutturmaktır. Yalan, gıybet, dedikodu olmaz. Öbür 11 ayda da yapmamamız gerekenleri de öğreten bir mekteptir” dedi.
Görmez, şöyle devam etti:
“Dijitalleşme ile birlikte yeni bir oruç çeşidine ihtiyacımız var: Parmaklarımıza oruç tutturmak. Çünkü eski kitaplarımız dile oruç tutturmaktan söz ediyor. Ama şimdi biz bu sataşmayı, aşağılamayı hatta bazen hakareti, küfrü yazıya dökmeye başladık. Dijitalleşme ile birlikte bir sanal ekran dünyası kuruldu. Yeryüzünü imar etmekle yükümlü olan insan, düşünen varlık olan insan bu ekranların karşısında pasif bir izleyiciye dönüştü. Bunun bizden alıp götürdükleri var. Kazandırdıkları var ama bizden alıp götürdükleri üzerine düşünmek gerekiyor. Ekran önüne mahkum oluşumuz insanoğlunun idrak dünyasını değiştiriyor. Bir görsel idraki, bir aklın, bir kalbin idraki vardır.
Ancak dijitalleşme ile birlikte görsel idrakin egemenliğine mahkum oluyoruz. Her şey görsellik üzerine, sözün ve kelimenin değeri düştü. İşaretlerle (emoji) mesajlaşıyoruz. Halbuki isimler gökten inmedir. Görsel idrak egemen olduğunda aklın idraki zayıflıyor, kalbin idraki ölüyor. Hele bu görseller insanoğlunun ruhunu kalbini karartan kötülükler barındırıyor ise belki de insanoğluna yapılabilecek en büyük kötülüğe dönüşüyor. Bu görsel idrakin egemenliği zarar veriyor. Gerçekten zor bir zamandayız. Her gün ekranlardan vefat eden kardeşlerimizin, vaka sayılarını izliyoruz. Eve mahkum olduk ama bir şeye ara vermedik, o parmaklar üzerinden kutuplaşmalar sataşmalar devam ediyor.”
“Ne olur şu ramazanın rahmet ikliminde, pandemi günlerinde hepimizin ortak duygularıyla, ortak kaygılarıyla düşünmeye başladığımız süreçte biraz ara versek” temennisini dile getiren Görmez, “Gönül kırmanın ne kadar büyük bir günah olduğunu bilmiyoruz. Orucu bozanlar arasında bunlar yok diye çok rahat hareket ediyoruz. Çok rahat yazıyoruz. İnsanoğlunun yeni bir durumudur. Aslında insanoğlu bununla yeni bir sevap alanı açabilir. Ama biz bunu kendimize yeni bir kötülük alanına dönüştürüyoruz. Kutuplaştırıyoruz, bunu yapmamalıyız” diye konuştu.
Ramazan mektebinin en büyük gayesinin özgürlük olduğunu kaydeden Görmez, şöyle devam etti:
“İnsanoğlunun aslında gerçekten imandan sonra en önemli mücadelesini vermesi gereken şey özgürlüktür. Ama özgürlük sadece elimizi kolumuzu, dilimizi rahat kullanmaktan ibaret değil. İslam ahlakı filozofları özgürlüğü üçe ayırmışlardır. Cismani-bedeni hürriyet, siyasi-medeni hürriyet ve bir de ahlaki-vicdani hürriyet. Bedeni korona günlerinde kısmen kullanamıyoruz. Medeni hürriyet, sonradan elde ettiğimiz hakları özgürce kullanmamızı ifade ediyor. Ahlaki-vicdani hürriyet, kalplerin üzerindeki karantinaları kaldırmaktır. En büyük karantina kalplerin karantinasıdır. Kalplerin iyiliğe kapanmasıdır.”
Dini söylemin zaman zaman hikmetten uzaklaştığını, böyle olunca gençlerin sorularına cevap verilemediğini kaydeden Görmez, “Şimdiki gençler nasıl ve niçin sorularını yöneltiyorlar ve haklılar. cehaletin şifası sormaktır. Gençlerin sorularını, sorgulamalarını eleştirmeyi haksız buluyorum. Gençlerin sorularını aslında İbrahimi bir tavır olarak değerlendirdim. Hz. İbrahim hem tevhidin peygamberi hem de tek başına bir ümmet Kuran’ın ifadesi ile. Ama bir gün der ki Rabbimize ‘Allah’ım ölüleri nasıl diriltiyorsun bana göster’. Rabbimizin cevabı ‘İnanmıyor musun’ olur. Hz. İbrahim ‘İnanıyorum ama kalbim mutmain olsun istiyorum’ diyor. Şimdiki genç kuşak diyor ki; aslında inanıyorum, aklım da mutmain olsun” ifadelerini kullandı.
Hocaların taksirinin çok olduğunu kaydeden Görmez, “İbadetlerimizi tarif edip anlatmamız yetmez. Şekil şartlarını anlatmamız yetmez. Her ibadeti hikmetini onun anlayabileceği şekilde anlatmamız lazım. Bu konuda yayınlarımız da, bilgimiz de eksik. Gençlerin bu tür sorgulamalarını anlamak yerine bir vaveyla koparıyoruz, ateizm, deizm, nihilizm çoğaldı diye yakınmaya başlıyoruz. Ayrıca bu ideolojilerin reklamını yapmaya başladık. Böyle bir sorun yok. Sorun genç kuşakların yeni soruları ve sorgulamaları var dinle ilgili. Bu İbrahimi bir tavırdır. Bizim bunu fırsata dönüştürerek sorulara hikmetli cevabı bulmamız lazım” dedi.
Gençlerin kötülükleri izah etmekte zorlandıklarını belirten Görmez, “Şöyle bir sorgulama içindeler: Madem Allah var, madem Allah mutlak adalet sahibi. Madem Allah mutlak rahmet irade sahibidir. Öyleyse niye bu kadar kötülük var dünyada? Eskiden de kötülükler vardı ama eskiden bu kadar kötülükler her saniye içinde her gencin telefonuna düşmüyordu” ifadelerini kullanarak kötülüğün daima iyiliğin önünde görüldüğünü söyledi.
Görmez, şöyle devam etti:
“Bu kötülüğü yapanlar hele Müslüman ise ve bu kötülükler yapan Müslümanlar Allah’ı kullanarak bu kötülüğü yapıyorlarsa… FETÖ’de bunu gördük, DEAŞ’ta bunu gördük görmeye devam ediyoruz. Pek çok ismi bilinen bilinmeyen yapı bunu ortaya koydu. Gençlerin bilincinde bir yara açılıyor. Kötülüğün egemenliği konusunda iki şeyden korkmamız lazım, biri vicdan yarası, birisi de bilinç yarası. Yara açanlar eğer Müslümanlardan oluşuyorsa gençlerin öfkesi onun şahsında dine ve İslam’a yöneliyor. Önce buna bizim sebep olduğumuzu bilmeliyiz. Bunu nasıl tedavi edeceğimiz bellidir. Önce bu kötülüklerden uzak bir İslam dünyası olmalı.”
Koronavirüs salgınının bir azap olduğuna yönelik tartışmaların hatırlatılması üzerine Görmez, “Üzülerek belirteyim ilk değerlendirmeler bana çok vahim geldi. Türkiye’yi kast etmiyorum. Türkiye’de büyük oranda teenni ile hareket edildi” dedi. İslam dünyasında “Allah bize bu azabı gönderdi. Virüs Allah’ın görünmeyen bir ordusudur” gibi değerlendirmelerin görüldüğünü kaydeden Görmez, “Ben bundan çok koktum ve rahatsız oldum. Biz haddimizi aşıyoruz. ‘Bu falan günahkar taifenin yaptıklarından dolayı başımıza geldi’ dediğimizde Allah’ı da göklerden azap yağdıran rahman ve rahim sıfatını unutturan değerlendirmelerdir” diye konuştu.
Bu tür hadiseler insanlık hayatından eksik olmadığını hatırlatan Görmez, “Kuran-ı Kerim bunları birer ayet olarak ele alıyor. Ayet işaret demektir. Basiret sahipleri için bunda ibretler vardır. Akıl sahipleri için ibretler vardır. Dolayısıyla ayet olarak anladığımızda ve ibret olarak okuduğumuzda dersler başka oluyor. Herkes kendi dersini alabiliyor. Kuran-ı Kerim bu zengin anlamlar dünyasını bize sunuyor. Sünnetullah’ı bırakarak ahir zaman edebiyatı üzerinden anlamamız yanlıştır. Allah’ın kainata yerleştirdiği ayetlerle kitapla insanoğluna gönderdiği ayeti ayırarak eksik bir ilimle başımıza gelen koronavirüs hadisesini doğru anlamamız mümkün olmaz” ifadelerini kullandı.
Bilim ile ilgili tartışmalara da değinen Görmez, şu tespitleri yaptı:
“Bilim açıklar, felsefe ve sosyal bilimler düşündürür, din anlamlandırır. İslam, bilimi Allah’ın kainata yerleştirdiği ayetlerin tefsiri olarak görür. Sünnetullah’ın parçası olarak görür. Aklı ve tefekkürü de insana verdiği en büyük ihsan olarak görür. Dolayısıyla bilimi, felsefeyi ve dini biz Müslümanlar birbirinden ayıramayız. Pozitivizmi reddederken bazen bilimi bir tarafa bırakıyoruz.
Din – insan ilişkisini doğru anlamaya çalışırken dini ve insani olanı bazen karşı karşıya getiriyoruz. Hümanizmi yani yaratıcıyı yok sayan insan merkezli dünya ideolojisini reddetmek için bazen insani olanı aşağılıyoruz, bu bir. İkincisi dinle dünya arasındaki ilişkiyi kurarken dünyevileşmeyi yani ahireti yok sayan, alemi dünyadan ibaret gören sekülerizmi reddedeyim derken dünyayı aşağılıyoruz. Din ile dünyayı karşı karşıya getiriyoruz.
Karşı karşıya getirdiğimiz bir şey de din ile bilim. Bilimciliği reddederken, ben de pozitivizmi, materyalizmi reddediyorum. İnsanı bedene indirgeyen, varlığı fiziğe indirgeyen metafizik alemi yok sayan, insanı o engin dünyasından koparıp sadece fizik aleme mahkum eden ideolojiyi ben de reddediyorum. Bilimcilik ideolojidir. Tabiat Müslümandır. Yerde ve gökte var olan her şey Allah’a teslim olmuştur.”
Jurnalci.com
Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.
- Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
- Kan dolaşımını hızlandırır,
- Kronik yorgunluğu azaltır,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir,
- Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
- Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
- Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
- Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
- Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.
Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER
- SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
- 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
- SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
- Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
- Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
- DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
- 05523307100-05325466184
- www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
- www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
- www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,