Eslem’i hayattan koparan dönüş

Kaza, 4 Temmuz 2023te, Diyarbakır- Bismil kara yolu TRT Kavşağı jandarma denetim uygulama noktası mevkinde meydana geldi.

Bismil istikametine giden Taha Çelik (33) idaresindeki arabanın art koltuğunda bulunan kuzeni İlknur Fidancan, mama hazırlamak istediği 1,5 yaşındaki kızı Eslem’i, ön koltukta oturan annesi Kevser Özkılıç’a vermek istedi. Lakin bu sırada Çelik’in arabası, sağ şeritte bir mühlet bekleyip birdenbire sola geçerek, geçişi yasak kısımdan U dönüşü yapmak isteyen G.Ç. idaresindeki arabaya arttan çarptı.

Kaza sırasında Eslem’in başı, arabanın koltuğuna çarptı. Eslem, çağırılan sıhhat grubunun birinci müdahalesinin akabinde hastaneye kaldırıldı. Fakat bahtsız bebek kazadan 2 saat sonra beyin kanaması geçirip, hayatını yitirdi. Kaza güvenlik kamerasına yansırken, şoför G.Ç. olay yerinde alınan tabirinin akabinde özgür bırakıldı. Eslemin ailesi, G.Ç.den şikayetçi oldu.

BİLİRKİŞİ RAPORU TAMAMLANDI

Bilirkişi raporunda, G.Ç.nin bir anda sola hareket yapıp geçmek istediği ve kazaya sebebiyet verdiği belirtilerek, asli kusurlu olduğu kaydedildi.

,Raporda, “Sürücünün yolun sağında bulunan emniyet şeridinden, bölünmüş yol üzerindeki orta refüjde bulunan levhalarla geçilmesi yasak geçitten gerisinden gelen araçların denetimini tam sağlayamadan, dikiz aynasından ardını denetim ettiği noktada sol şeritte gelen araçları ve suratlarını görme açısı çok az olduğu değerlendirildiği ve bulunduğu nokta olan emniyet şeridinden orta refüj üzerinde bulunan geçit noktasına bir anda sola hareket yaparak geçmek istediği ve kazaya sebebiyet vermiş olduğundan kusurlu olduğu değerlendirilmiştir” denildi.

Taha Çelik ile ilgili ise kazanın yaşandığı noktada azami sürat limitinin 110 kilometre olduğu belirtilerek, Şoför kendi aracına ilişkin 27 metrelik fren müsaadeden suratının yaklaşık 65 kilometre olduğu görülmüş ve sürat ihlalinin olmadığı, kazanın oluşumu ile ilgili rastgele bir kusurunun olmadığı değerlendirilmiştir denildi.

“HAYALİM YARIDA KALDI”

Annesi ve kuzeniyle birlikte Bismil’deki akrabalarının düğününe gitmek için yola çıktıklarını tabir eden Eslem’in annesi İlknur Fidancan, olay gününü şu sözlerle anlattı:

“Eşim iş için Ankara’ya gitmişti, bizimle değildi. Arabada ben, annem, kızım ve kuzenim vardı. Arabayı kullanan kuzenimdi. Bebek acıktığı için mama hazırlamak istedim. Önde oturan anneme teslim edeyim derken, biz kendi güzergahımızda gittiğimiz sırada, bayan durduğu yerde hareketlendi ve önümüze yanlışsız kırdı.

O sırada kızımın başı koltuğa değdi ve şuurunu kaybetti. Hastaneye kaldırdık, beyin kanamasından ötürü vefat etti. Ne o sırada, ne de sonra, 6 ay geçmek üzere ve o bayandan hiç ses yok. Bizi ne aradı, ne sordu, ne de bir baş sıhhati diledi.

Adliyede de mahkeme süreci çok yavaş ilerliyor. Biz husus hakkında şikayetçiyiz ve adalet istiyoruz. Bir anne olarak içim yanıyor. Şu an yaşasaydı 2 yaşında olacaktı. Kızımla ilgili birçok hayalimiz vardı. Birinci ve tek çocuğumuzdu, onunla arkadaş üzere olacaktık. Zira ben de annemin tek evladıyım. O yüzden içimiz yanıyor”

“BİR BAŞSAĞLIĞI BİLE DİLEMEDİLER”

Eslemin babası Hazim Fidancan da olaya neden olan şoför ve ailesinin başsağlığı bile dilemediğini belirterek, “4 yıl evvel evlendik. Evlendikten 1,5 yıl sonra kızımız oldu. Kızımızla çok hoş bir hayat sürüyorduk. Her şeyimiz, bütün hayatımız oydu. Dava açtık, davamız da çok yavaş ilerliyor. Aslında bizim sitemimiz de bundandır. Davanın hızlanmasını istiyorum. Yüzde 100 hatalı olan biri, nasıl o kadar rahat, elini kolunu sallayarak geziyor, gününü gün ediyor? Biz burada yalnızca adalet istiyoruz. O sırada bile bayan Olağan kazadır, istemeden oldu deyip ortadan kayboluyor, telefonlarıma yanıt vermiyor. Bayanın ailesinden de kimse bizi aramadı, gelmedi, başsağlığı bile dilemedi. Bu da bizi daha çok üzüyor” diye konuştu.

ADLİ DENETİM KARARLARI DE UYGULANMADI

Ailenin avukatı Ercan Yokuş da olayla ilgili iddianamenin ne vakit hazırlanacağının muhakkak olmadığını belirterek şunları aktardı:

Alınan eksper raporunda karşı taraf yüzde 100 hatalı bulunmuştur. Olayda müvekkillerimin çocukları Eslem Fidancanın hayatını kaybetmesi ve annesinin de başından ve kolundan yaralanmasına karşın savcılık tarafından rastgele bir tutuklama kararı verilmemiştir. Bu da aileyi daha da derinden üzmüştür.

Kaldı ki tutuklama kararının yanı sıra isimli denetim kararları de uygulanmamıştır. Olayın üstünden 6 ay geçmiştir. Bu süreçte karşı tarafın kaçması muhtemeldir. Savcılığın bu mevzuda önlem alması gerekirdi. 6 ay geçmesine karşın rastgele bir iddianame hazırlanmamıştır.

Süreç uzadıkça ailenin ıstırabı katlanarak artmıştır. Aile rastgele bir yaptırım görmeyince daha fazla derinden üzülmüştür. Ailenin beklentisi en kısa vakitte tutuklama kararı verilmesi ve mahkeme kademesine geçilmesidir.

Bunun sonucunda karşı tarafın bir ceza almasıdır. Şu andaki süreçte ise savcılık ile yaptığımız görüşmede hastaneden kati raporu beklendiği söylenmektedir. Kati raporundan sonra iddianamelerin hazırlanması öngörülüyor lakin kati raporunun ne vakit geleceği aşikâr değil.”