Euroleague’den Efes’e ağır ceza
Euroleague ekipleri ile Oyuncular Birliği (ELPA) ortasında yapılan muahedenin 13. hususuna nazaran gruplar çift maç haftasında günde en fazla tek antrenman, tek maç haftalarında ise haftada yalnızca bir kere çift egzersiz yapabiliyor.
Ancak Anadolu Efes evvelki hafta Ataman’ın kararı ile Türk oyuncuları deplasmana götürmeyip İstanbul’da çift egzersize tabi tuttu ve Euroleague’den 20 bin Euro ceza aldı. Ataman açıklamasında, “Kimse bizim iç işlerimize karışamaz” diyerek ‘şahsım devleti’ idare üslubunun küçük modelini, ülke sporunun çağdaş yüzü olması gereken, gururumuz Anadolu Efes’te nasıl uyguladığını anlatmış oldu.
Birileri artık gençlere ve genç antrenörlere rol model olması gereken, ulusal kadro koçu Ataman’a üniversal spor etiği içerisinde, atlet hakları ve atlet sıhhati üzere kuralların kulübü ile ELPA ortasında, ‘uymak şartı ile’ imza altına alındığını söylemeli.
Aksi halde ne olacağını merak ediyorsanız ülkemizdeki büyük resme bakmanız kâfi. ‘Soyunma odası, yatak odamız’ teraneleri bu çağda kabul görmemekle birlikte, hatırlayalım, geçmişte de soyunma odasında ‘oyuncu tokatladığı’ için (Galatasaray koçuyken) federasyon, tam da ‘iç işlerinize’ karışarak ceza vermişti.
Ayrıca son lig maçından sonra, “Bazı oyuncular artık bu grupta oynayamaz“ diyerek, Euroleague’in verdiği cezanın acısını çıkarır üzere konuşması, Zizic’e gösterdiği tahammülü Hâkim İnanç’a göstermeyip üçlüğü sokamadığı için zımnen onu günah keçisi ilan etmesi de kabul edilemez.
Dolayısı ile bu ve gibisi telaffuzlar ‘lider’ pozisyonundaki insanların yapacağı iş değil. Tıpkı ‘Ben dışarıda yeterli insanım“ söylemi gibi… Bu gerçek olabilir, yanlış olan bunu ‘sizin’ söylüyor olmanız sevgili Ataman… Liderliğe soyunan beşerler tek bir hususta değil, birçok hususta önder vasfı taşıyacak donanıma sahip olmak için de uğraş etmeliler!
DİSİPLİN KONSEYİ GARABETİ
TBF Disiplin Şurası yönetmeliği hazırlanırken muhtemelen TCK’nın ilgili indirim unsurlarından esinlenilerek, ‘iyi halden cezanın yumuşatılması’ düşünülmüş ve bu çerçevede ‘samimi pişmanlık’ diye bir saçmalık tesis edilmiş. Bu dahiyane fikri kim ortaya atıp kabul ettirdiyse tebrik etmek lazım.
Çünkü bu fikirle Disiplin Kurulu’nun şahıslarla ilgili verdiği istisnasız tüm kararlarında samimi pişmanlık safsatası ile verilen cezaların ‘hepsi’ yüzde 50 oranında indirime uğruyor. Evet, ‘tartışmasız tüm kararlarda’… Biraz araştırdım, basketbol dışında öbür federasyonun disiplin kararlarında bu türlü bir garabet görmedim.
Öneri şu; MHK tarafından ceza verilen hakemlerden de savunma istensin ve madem hakemleri bugüne kadar samimi bulmuyoruz, savunmalarında onlara da Kuran’a el bastırılsın oldu olacak. O denli ya madem başkalarının samimiyetine inanıp indirim yapıyoruz, hakemlerin de -en azından Kuran’a el basanlarının- cezasını yüzde 50 indirelim…
Nas orada dururken, bu hukuksuzluğu düzeltmek de kanımca farz olmuştur!
Fatih Söylemezoğlu
