Ekonomi

Gelecek Partili Rota’dan seçim ekonomisi uyarısı: Ocaktan itibaren üç haneli enflasyonu görebiliriz

Paylaş:

Gelecek Partisi’nin Ekonomi Politikaları Başkanı Kerim Rota Artı Gerçek’ten Mühdan Sağlam’a verdiği söyleşide seçim ekonomisinden, piyasa faizi ile Merkez Bankası faizi arasındaki farka, partisinin ekonomi politikalarına kadar pek çok soruya yanıt verdi.

– Gelecek Partisi’nin ekonomi programını incelediğimizde enflasyonist mücadele yapılacağını söylüyorsunuz. Ne anlamamız gerekiyor bu enflasyonist mücadeleden?

“Enflasyon mücadele merkez bankasının temel tek görevi. Bizim enflasyonla mücadeleden anladığımız aslında Türkiye’nin yüzde 5 ve altında enflasyona kalıcı olarak geçmesi ve sürdürülebilir yüzde 5-6’lık enflasyon. Enflasyon 1965’ten beri düzgün ölçülüyor. 1966-68 arasında düşük enflasyon olmuş ancak o zamandan beri bu hiç gerçekleşmemiş. O zamandan bu yana hiç gerçekleşmemiş. Türkiye 1970’lerden sonra yüksek enflasyon patikasına oturdu. Şimdi de aynı risk var. Yüzde 20’den yüzde 80’e çıkan enflasyon tehlikeli. Buna dur demezseniz iş daha kötü yerlere gider.”

‘OCAKTAN SONRA ÜÇ HANELİ ENFLASYONU GÖREBİLİRİZ’

– Tehlikeli bir patikadayız diyorsunuz, yani üç haneli enflasyon görür müyüz?

“Evet, bu anlayışla görürüz. Zaten üretici fiyatlarında de gördük. Gelecek ocak ayından seçim ekonomisi güdülecekse bunu görmememiz için sebep yok. O nedenle biz enflasyonu temel ekonomik meselelerden biri olarak gördük, programda da yer verdik. En önemli ayak para politikası, sonra maliye politikası.”

– Örneğin para politikası cephesinde faiz artışı beklemeli miyiz?

“Evet, mutlaka beklemeniz lazım, bir faiz artışı gerekiyor. Ancak şunu belirtmeliyim, faiz artırmak demek, Türkiye’de uygulanan faizlerin artışı anlamına gelmeyebilir. Şunu kast ediyorum: Şu anda Merkez Bankası faizi yüzde 12. Merkez Bankası faizi 12 iken kredi faizleri iki hafta önce 40’lardaydı. Merkez Bankası’nın itibarlı olması, kendi faiziyle orta ve uzun vadeli faizi etkilemesi ve kendi politika faizi etrafına tüm faizlerin şekillenmesini sağlar. Bu yapılamadığında istediğiniz kadar “ben faizi düşük tutuyorum” deyin toplumu vatandaşı yüksek faize mahkum ediyorsunuz.”

‘YÜZDE 10’LUK BİR FAİZ ARTIŞI YAPACAĞIZ’

– Buradan devam edelim, diyelim ki bugün seçim oldu ve siz parti olarak ekonomiyi devraldınız. Şu an faiz yüzde 12. Ne kadarlık bir artış yaparsınız?

“10 puanlık bir faiz artışı bence yeterli olur, yani yüzde 22-25 düzeyi. Burada şöyle bir ilginç nokta var. İtibarlı Merkez Bankası ve itibarlı hükümetlerle ancak bu seviyede tutulabilir. Bugün örneğin AKP faizi yüzde 25’e çıkarsa da enflasyon konusunda aynı başarıyı elde edemez. Bunun için iyi bir toplumsal uzlaşı ve kredibiliteyle gelmesi gerekiyor. Ardından topluma mesaj vermemiz lazım. İki yıl sonra enflasyon beklentilerine bakmak lazım, o da yüzde 25’lerde olacaktır. İşte bu, ancak belirttiğim seviyede bir faiz artışıyla bu sağlanır.”

‘ENFLASYONDA TEK HANE İÇİN EN AZ İKİ YIL GEREKLİ’

– İktidardasınız ve faizi artırdınız. Enflasyonu da şu anki haliyle devraldınız yani yüzde 80. Hedeflemeniz ne olacak bu durumda?

“Yüzde 80’ele aldığımızı varsayıyorsak, bence tek haneye gidebilmek için en az iki seneye gerekiyor. Geçen yıl bu zaman bunu konuşuyor olsaydık çok rahat bir yıl derdim. Geçen yıl bu zamanlarda yüzde 18 enflasyonla bunu konuşuyor olurduk. Bu iki yılın ilk yılı toplumsal uzlaşıyı toplamakla geçebilir.”

– Hükümet faiz artışının gerekçesi olarak ihracatta Çin modeli dediği ve liranın değer kaybına dayanan modelle gitmişti. O zaman bu model terk edilecek , peki ihracat ne olacak?

“Şu anki ekonomi yönetiminin uyguladığına model demek iltifat olur, buna girişim diyorum ki çoktan başarısız oldu. Bu aslında 21 Aralık’ta, Kur Korumalı Mevduat Hesabı’nın (KKM) ilanıyla başarısız oldu. Bu başarısız politikaya bir devlet garantisi verildi, onunla bu günlere ülke taşındı. Değindiğim, faiz artışı, güven artışını sağlayacak, ardından yabancı sermaye girişi olacak, yani Türkiye’ye birkaç sene nefes aldıracak bir dönem.

İhracattaki duruma bakarsak, Türkiye ucuz ve katma değeri olmayan bir ihracat yapıyor. Rekabetçiliğini kaybediyor. Kur bu kadar artmasına karşın ÜFE ile bakarsak reel kur endeksi 2021’in başından daha geride. Şu anda ihracatçının rekabetçiliği kalmadı. Kurun yüzde 30-35 artacak ki geçen yılın 21 Aralık seviyesine gelebilsin.”

‘TÜRKİYE’DE VERGİ TEŞVİKLERİ TOPLANANIN DÖRTTE BİRİ’

– Bu noktada bazı ekonomistler, şirketlerin kârlarını gündeme taşıdı. Şirketlere dönük vergileri konuşuluyor. Sizin programınızda da var. Vergi konusunda ne düşünüyorsunuz?

“Biz baştan aşağı vergi sisteminin değiştirilmesini ya da bir vergi reformunun açıklanması gerektiğini düşünüyoruz. Vergi reformunu tek başına açıklamak yeterli olmaz. Bir ekonomi programının, aynı Kemal Derviş döneminde yapıldığı gibi, tek günde tek seferde açıklanması gerektiğine, ondan sonra da şeffaf bir şekilde toplumun bunu takip edeceği bir modele ihtiyaç var. Vergiyi ilan ettiğiniz gün, kayıt dışıyla mücadele, para politikası, istihdam politikasındaki reformu aynı gün açıklayacaksınız ki hepsi birbirini tamamlasın.

Türkiye’de vergi teşvikleri ve istisnaları toplanan vergilerin yüzde 25’i. Türkiye 4 lira vergi toplamak için yola çıkıyor ancak sene başında bunun 1 lirasından vazgeçiyor, üstelik bu şeffaf biçimde açıklanmıyor. Bazı şirketlere mi yoksa gerçekten gerekli olan kalemlere mi gidiyor belli değil. Örneğin engellilerin ÖTV ödemeden araç alması da bu teşviklerin içinde. Ama üç beş firmaya verilen büyük teşvikler de içinde veya Akkuyu Nükleer Santrali’ne verilen teşvik de bunun içinde.

Biz bu yüzde 25’in bir plan çerçevesinde yüzde 5’e indirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. O yüzde 5’i de doğru yere verip onu da verimli takibini düşünüyoruz. Aslında 25 fena bir oran değil, hatta vergi teşviki için yüksek oran. Ancak Türkiye buradan gerçekten de bir katma değer elde etmiyor. Yani vergi istisnalarının yeniden düzenlemesiyle bir vergi artışı geliri olacak mutlaka. Bunu yaparken kayıt dışıyla mücadeleyi de ayakları yere basacak şekilde açıklamak gerekiyor. Bu aslında Türkiye’nin kamu kaynaklarını artıracak. Ancak bunu yaparken de sosyal yardım ya da emeklilikte yaşa takılanlar politikasını açıklamanız gerekiyor ki bunlar birbirini desteklesin.”

‘EYT BİR YOKSULLUK SORUNU’

– EYT dediniz, parti programınızda da bu vardı. Oradan devam edelim, hükümet de seçimle beraber ‘bu konuda çalışmam var’ dedi. Siz ne yapacaksınız EYT ile ilgili?

“EYT dernekleriyle çalıştık, bağımsız bir araştırma kuruluşuna da EYT’liler ilgili bir araştırma yaptırdık. Hükümet emeklilikte yaşa takılanların durumu ve kaç kişi olduklarını açıklamıyor. Orada da şeffaf değil. Dernekler de ancak tahmin yürütüyor yalnızca. Verilere dayalı bir çözüm sunduk. EYT, bir erken emeklilik talebinden daha öte bir yoksulluk sorunu. İstihdam piyasasının böylesine daralmışken, gençler dahi işsizken, 45-50 yaşındaki insanların bir daha istihdam piyasasına katılmasının zor olduğunu kabul etmek gerekiyor.

Üç kademli bir öneri sunduk. Bu öneriyle milli gelirin binde sekizi kadar her yıl bütçeye ekstra yük binecek, ancak bu 6-7 yıllık bir dönem için geçerli. Ondan sonra sıfırlanacak. Aslında EYT sorunu bir ‘curve’ sorunu . 2024-2025’te zaten emekli olmaya hak kazanacaklar ve bu bitecek. Aslında milli gelirin binde 8’i bugün itibariyle sene başındaki bütçe olarak 100 milyarlık bir rakam. Böylece sorun kökünden çözülecek. Bütçe kaynağı yaratılacak, SGK’dan herhangi bir kaynak çıkmayacak.”

“HÜKÜMET KONUT FİYATLARININ ARTIŞINA BİLEREK GÖZ YUMDU”

– Yoksulluk sorununun bir diğer boyutu da konut problemi. Barınma hakkı hiç olmadığı kadar tehdit altında. Hükümetin duyurduğu bir sosyal konut projesi var. Konut sorunu hakkında ne düşünüyorsunuz?

“Barınma sorunun, kira ve konut alımının zorlaşmasının para politikasıyla ilişkili. Neredeyse birebir ilişki var. Eğer siz itibarı olmayan paranızı enflasyona karşı daha düşük faizle baş başa bırakırsanız, Türkiye’de konutun alternatif yatırım aracı olduğu bu artışa neden olursunuz. Artık bunun bilinçli yapıldığını düşünüyorum. Konut tarafında itibarlı bir para politikası ve enflasyonla mücadele ile sonuç alınabilir. Bu olmadan diğer çözümler palyatif olarak alır.

Bize öncelikle kesinlikle uzun vadeli krediyle konut sahibi olunması gerektiğini düşünüyoruz. Bu da kritik eşik, Türkiye faizlerin yüzde 7-8’lere düşmesi durumunda konut kredileri de yüzde 50-60’a düştüğü noktada zaten ciddi anlamda konut sahip olma imkanı yükseliyor. Yoksulluk dediniz, TOKİ başvuruları dikkate alındığında İstanbul’da 16 bin liranın altında geliri olanlar, Türkiye genelinde 14 bin liranın altında geliri olanlar başvurabiliyor. Devlet kendisinin yoksulluk sınırını 16 bin olarak görüyor. Bu kapsamda Türkiye’nin yüzde 85’i zaten yoksul.

Aslında TOKİ’nin önerdiği, yani memur maaşlarına endeksli bir krediyi ödemek mi kolay yoksa bankadan aylık 0.80-0.90’la 10 yıl boyunca sabit kalacak bir taksiti ödemek mi? Elbette ikincisi. Böyle bakarsanız, devlet şunu yapıyor sanayiciye enflasyon -60-65 ile kredi uyguluyor. Ama 250 bin yoksula enflasyon artı 2, enflasyon +3 ile ev imkanı sunuyor. Memur maaşının üstüne enflasyon konuluyor. Onu alacak vatandaşların enflasyonun üzerinde bir gelirinin garanti olması gerekiyor. O nedenle bu model doğru değil. Doğru model, konut kredilerini makul bir yere çekersiniz ondan sonra devlet olarak sosyal konutlarda da sıfır faiz uygularsınız. Böylece herhangi bir atış olmadan o sosyal konutlara sahip olacak insanlar bunu alabilir. Ama 250 bin konut az olmamakla beraber 2 yıl içinde konut ihtiyacının yüzde 5-6’sı demek. İki yıl sonra devreye girecek. O nedenle devletin konut işinde ana oyuncu olmasının mantığının olmadığını düşünüyoruz.”

‘6’LI MASA BİR İŞBİRLİĞİ MASASI HENÜZ BİR İTTİFAK MASASI DEĞİL’

– Sizin partiniz de ‘6’lı masa’ olarak bilinen muhalif partilerin içinde yer alıyor ancak ekonomi programlarında farklılıklar dikkat çekiyor. Neden bir uyum yok, ne oluyor?

“Birebir ilişkimiz çok, ancak bu 6 partinin ekonomi kurmayları bir araya gelmedi. Burada genel başkanlardan bu iradenin gelmesi gerekiyor. Siyasi partiler arasındaki ilişkinin ilki diyalog, ikincisi işbirliği üçüncüsü ittifak. 6’lı masaya diyalogu geçti, işbirliği masası ama henüz ittifak masası değil. Ancak henüz ittifak masası değil, öyle olacak tabii. Ortak cumhurbaşkanı adayını açıklayacaklar ve muhtemelen seçim ittifakı da olacak. Bunun içinden bir ya da iki ittifak mı çıkar mı bilmiyorum ama ittifak çıkacak. Böyle olunca henüz seçime dönük ortak bir ekonomi programı için benzer bir diğer politikalar için liderler adım atmadı. Liderler şu anda devletin yapısı, yönetim şekliyle ilgili dokumanlar üretildi. Artık bu icracı dokümanlar için vakit geldi.”

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu