Yargıtay 4. Ceza Dairesi, Türkiye Emekçi Partisinden (TİP) milletvekili seçilen Seyahat Parkı davası sanığı Can Atalay’ın tahliye talebinin reddedilmesi kararına karşı avukatlarınca yapılan itirazı reddetti.
TAHLİYE TALEBİ REDDEDİLDİ
Yargıtay 4. Ceza Dairesi, Seyahat Parkı davası kapsamında 18 yıl mahpusa mahkum edilen, 14 Mayıs’ta yapılan 28. Periyot Milletvekili Genel Seçimi’nde milletvekili seçilen Atalay’ın tutukluluk halinin devamına ait Yargıtay 3. Ceza Dairesince verilen karara yapılan itirazı karara bağladı. Yargıtay 3. Ceza Dairesinin verdiği kararı hukuka uygun bulan Daire, Atalay’ın avukatları tarafından yapılan itirazın reddine hükmetti.
“SORUŞTURMA SEÇİMDEN EVVEL BAŞLADI”
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, tahliye isteminin reddine ait 13 Temmuz’da verdiği kararında, şu tabirler yer almıştı: “Sanığın üzerine atılı cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya yahut vazifelerini yapmasını kısmen yahut büsbütün engellemeye teşebbüs etme cürmünün Anayasa’nın 14. hususu kapsamında yer alması ve soruşturmasına seçimden evvel başlanmış olması dikkate alındığında, Anayasa’nın 83. hususunun ikinci fıkrası ikinci cümlesi uyarınca yasama dokunulmazlığından faydalanamayacağı kanaatine varılmakla, yargılamanın genel metot kararlarına nazaran devam etmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.”
ATALAY HAKKINDAKİ DAVANIN GEÇMİŞİ
Can Atalay, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde Seyahat hareketlerine ait davada yargılanmış ve Türk Ceza Kanunu’nun 312. hususundaki “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya yahut vazifelerini yapmasını kısmen yahut büsbütün engellemeye teşebbüs” kabahatine “yardım eden” sıfatıyla katıldığı gerekçesiyle 18 yıl mahpusa mahkum edilmişti. Davanın öteki sanıkları Anadolu Kültür AŞ İdare Şurası Lideri Osman Kavala ağırlaştırılmış müebbet, Ayşe Mücella Yapan, Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi de Atalay üzere “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” hatasından 18’er yıl mahpus cezasına çarptırılmıştı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, mahallî mahkemenin 8 sanık hakkındaki mahkumiyet kararını hukuka uygun bulmuştu.
