
Orta Çağ hep karanlık olarak bilinir işte bu karanlık dönemlerde bazen amacı , nerden başladığı ve nerden geldiği pek de belli olmayan hadiseler de yaşanıyordu. Özellikle kıta Avrupa’sında yaşanan bu hadiselerden belki de en garip olanları, 7. yüzyılla 17. yüzyıl arasında yaşanan dans mania, ya da dans vebası idi. 7’den 70’e tüm nüfusu etkileyen bu dans salgınları tüm bir kasabayı sarıyor bu gün bile bilinemeyen bir nedenle insanlar düşüp bayılana kadar yada ölene kadar dans ediyordu.
Orta Çağ döneminde yaşanmış bu olayların ilginç örneklerine bir göz atalım.
1020 Yılı Bernburg Almanya Noel Akşamı:
Bu hadiselerin açıkça belgelenmiş olanlarından ilki, 1020’li yıllarda, Almanya’nın Bernburg şehrinde yaşanmıştı. Bir grup çiftçi sebepsiz yere çılgınlar gibi dans etmeye başlamış, şehir meydanındaki bir kilisede yapılan Noel Duasını bozmuşlardı.Tabii dönemin ruhuna uygun olarak hadise şeytanın işi olarak görülmüş, dans edenlerin ruhlarının iblis tarafından ele geçirildiğine kanaat getirilmişti.
1237 Yılı Erfurt Almanya Fareli Köy’ün Kavalcısı:
Yine Almanya’da yaşanan olayda büyük bir grup çocuk, neredeyse bilinçleri kapalı bir şekilde, zıplayıp dans ederek Erfurt şehrinden komşu kasaba Arnstadt’a karnavalları andıran bir geçit töreni düzeniyle yürümüştü. Olay o kadar garip ve ürkütücüydü. Bu olay daha sonra Fareli Köyün Kavalcısı masalına ilham olmuştu.
1278 Yılı Maas Nehri Almanya Aziz Vitus Dans Salgını:
Belgelemiş dans salgınlarının ilk büyük ölçekli örneği, Maas Nehri üzerinde yaşanmıştı.200 kadar insan, biz biliyoruz da mı oynuyoruz diyerek, ortada bir müzik veya etkinlik yokken sebepsiz yere dans etmeye başlamıştı. Bir köprünün üzerine çıkan ve danslarına hız kesmeden devam eden topluluk, sonunda köprünün çökmesine sebep olmuş, yaralananlar hadiseye ismini veren Aziz Vitus manastırında tedavi edilmişti. Yine dansın kıvılcımının nereden çıktığı bulunamamış, insanlar iyileştikten sonra neden öyle davrandıklarını açıklayamamıştı.
1374 Aachen Almanya Sınırları Aşan İlk Salgın:
25 Haziran 1374’de başlayan bu salgın en iyi belgelenmiş olan salgınlardan biriydi çünkü boyutları ülke sınırlarını aşmıştı. Yine sebepsiz yere bir grup insan dans etmeye başlamış, ardından yüzlercesi onlara katılmıştı. Danslara bu kez manastır rahipleri de katılmıştı. Kısa sürede Köln, yakınlardaki Flaman şehri Utrecht, Fransız şehri Metz ve Strasbourg, ve sonunda Luxemburg’a kadar yayılan dans salgını can alıcı boyutlara ulaşmıştı. Dans etmekten yorgun düşüp ölenler rapor edilmiş, olay 1375 ve 1376 yılına kadar artçı şoklarla devam etmişti. Kilise yaşanan bu hadiselere anlam veremiyor, herkes işin içinde ilahi bir dokunuş olduğunu düşünüyordu.Bu uzun süreli salgın bir görünüp bir kaybolarak 1381 yılına kadar sürmüştü.
1418 Strasbourg Fransa Strasbourg Salgını:
14. yüzyılda da bu hadiseler hız kesmeden devam etti. İlk belgelenen olay Strasbourg’da yaşanmıştı. Uzun süren kıtlık döneminin ardından bir anda başlayan bu dans salgını, insanların çileli bir dönemin ardından yaşadıkları rahatlamayla, kolektif bir histeri dönemi yaşamasıyla açıklanabilirdi. Ancak takip eden yıllarda da benzer hadiseler yaşanması kafalarda oluşan soru işaretlerini yeniden ateşlemişti. 1428’de Almanya’da yaşanan olayda bir rahip ölene kadar dans etmişti. Aynı yıl Zürih’te bir grup kadın sebepsiz yere sokaklarda çılgınlar gibi dans etmeye başlamış, sonunda cadılıkla suçlanmıştı.
1518 Roma Otoritelerin Salgını:
1518’de o dönem Kutsal Roma İmparatorluğu topraklarında bulunan Strasbourg’da başlamıştı.
Troffea adındaki bir kadın Starsbourg sokaklarında kendinden geçmiş bir şekilde dans etmeye başlamıştı.Dört gün boyunca aralıksız dans eden kadına bir hafta içinde 34 kişi katılmış, bir ay içinde bu sayı 400 dansçıya çıkmıştı.Dans edenlerden çoğu ya kalp krizinden, ya da yorgunluktan ölmüştü.Aralıksız bir ayı aşkın bir süre boyunca devam eden bu salgın otoriteleri harekete geçirmişti.Manastırlar ve dönemin doktorları insanları durduramıyor, bazen onlar da bu dalgaya kapılıp dans etmeye başlıyorlardı.Soylular, emirleri altındaki rençperlerin de bu salgına yakalanacağından korkarak astrologlara, hatta büyücülere bile başvurmuş, ancak bu derde bir deva bulunamamıştı.Doktorlar bu işin tek çaresinin hastaları kendi haline bırakmak, hatta dans etmeye teşvik etmek olduğuna karar verdiler.
Sonunda şehir otoriteleri pazar yerlerini, şehir meydanlarını halka dans için tahsis etmiş, hatta dansı teşvik etmek için müzisyenler bile tutulmuştu.Bazı dansçılar yardım almak için, dans ederek manastırlara sığındılar. Sayısız ölümün ardından salgın bir anda kesildi, ancak bu hadisenin neden veya nasıl ortaya çıktığını kimse cevaplayamadı.
Daha sonralarda yine kısa vadelerde ve az sayıda dans ederek ölen bayılan insan ve insan topluluklarına rastlansada bu dansların neden ve niçin olduğu hala günümüzde dahi kanıtlanamamıştır.
line.do
mynet