GüncelGündem

Gömelim gel seni tarihe desek sığmazsın… Çanakkale Zaferi’nin 108. yılı kutlu olsun!

Paylaş:

Çanakkale, Mustafa Kemal Atatürk’ün askerlerine “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler gelir, başka komutanlar hâkim olabilir.” dediği zaferdir.

Birinci Dünya Savaşı’ndaki pek çok cephe ve muharebe alanları arasında, tarafları en çok etkileyen, bugün de dünya tarih literatüründe en çok anılan cephe olan Çanakkale’de, dünya denizlerine çıktığından bu yana hiç yenilmeyen, bu özelliğiyle de “yenilmez armada” olarak tarihe geçen İngiliz donanması ağır bir yenilgiye uğratıldı. İngiltere, Fransa, İtalya’nın sömürge ülkelerinden getirdiği milletlerin çocuklarını savaşa sürmesinin yanı sıra kara, deniz ve hava kuvvetlerinin ilk kez kullanılmasıyla da özel bir öneme sahip Çanakkale’de dünya muharebesi yaşandı. Avrupa’daki savaşın mevzi çatışmalarına dönüşmesi üzerine İngiltere, Çanakkale ya da Balkanlar’da yeni bir cephe açıp İstanbul’u ele geçirerek, Osmanlı Devleti’ni Almanya’dan ayırmayı amaçladı.

Osmanlı güçlerinin 3 Şubat 1915’te Süveyş Kanalı’na taarruzu sonuç vermeyince İngiltere, Mısır’daki güçlerini boğazlara yöneltti. Bütün planlarını önceden yapan ve kesin kazanacağını düşünen İngiltere donanması, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün öngörüleri, zekice hamleleri ve Türk askerlerinin çabasıyla Çanakkale’ye gömüldü.

Çanakkale ve Atatürk

18 Mart 1915 günü Çanakkale Boğazı önlerinde deniz harekâtıyla başlayan savaş, İngiliz ve müttefiki Fransız donanmasının yenilmesiyle 25 Nisan günü ikinci aşamaya geçti. Kara harekâtında da umduğunu bulamayan İtilaf Kuvvetleri, 9 Ocak 1916 günü bölgeden Atatürk’ün deyimiyle “Tam manasıyla kaçtılar!” İşte bu dönemde Yarbay Mustafa Kemal Bey, Sofya’da Askeri Ateşe iken görev ister ve 19. Tümen Komutanı olarak bölgeye atanır. 10 Aralık 1915 gününe kadar gerek bu tümene gerekse Anafartalar Grup Komutanlığı’na Albay rütbesiyle komutanlık yapar. Bu büyük savaşta gösterdiği başarılarla “Anafartalar Kahramanı” olur. Çok sayıda madalyayla onurlandırılır. Tarihin akışını değiştiren savaşta Mustafa Kemal de komutanlık becerisiyle savaşın gidişine yön verir. Bu savaşta onunla birlikte görev yapan subaylar da edindikleri tecrübeyle Kurtuluş Savaşı’na önderlik ederler.

İşte Mustafa Kemal’in Çanakkale’deki rolü:

Komutanlık dehası

Savaşa olabildiğince geç girilmesinden yanaydı. Almanya’nın durumunu öğrenmek istiyordu.Savaş başladığında Bulgaristan’ın başkenti Soyfaya’da Askeri Ateşe iken, İstanbul’a başvurarak cephede aktif görev verilmesini istedi. Emir gelince de hemen yola koyuldu.Bölgeyi ve arazi durumunu Balkan Harbi yıllarından biliyordu. Bolayır’da 8 Şubat 1913-10 Ağustos 1913 tarihleri arasında görev yapmıştı.Düşmanın ilk çıktığı yere zamanında müdahale etmesi ve onları durdurması tarihi niteliktedir. İlk müdahale, Mustafa Kemal Bey’in stratejik bakışındaki doğru ve isabetli tutumdan kaynaklanmıştır. Bu yerinde müdahale olmasaydı, savaşı daha başında kaybedebilirdik.Beşinci Ordu Komutanı Liman von Sanders’in, bölgede birlikleri dağıtma ve düşmanı karşılama kararını hatalı bulmuş ve bunu Başkomutan Vekili ve Harbiye Nazırı Enver Paşa’ya bildirmiştir. 3 Mayıs 1915 tarihli mektubunda Enver Paşa’yı şu ifadelerle uyarır: “Maydos Bölgesi Kuvvetlerini komuta ettiğim zaman, aldığım tertibat ile düşmanın karaya çıkmasına imkân verilmeyebilirdi. (…) Düşmanın karaya çıkması kolaylaştırılmıştır” der.Düşmanı karaya çıkıp tutunmadan kıyıda karşılamadan yanadır. Çünkü ona göre düşmanın karaya çıkmaya çalıştığı an, onun en zayıf olduğu andır. Düşmanı sahile çıkarmama taktiğini görev yaptığı Trablusgarp’ta öğrenmişti. 1911-12 yılları arasında süren savaşta görev yapmış ve İtalyanları günlerce sahile çıkamaz/sahilden ilerleyemez hale getirmişti.Verdiği yerinde kararlar ve hamlelerle, bölgedeki ordunun komutanı Sanders’in stratejik hatalarını taktik başarılarla dengelemiş ve bu hataları olağanüstü hamle ve başarılarıyla zafere dönüştürmüştür.10 Ağustos 1915 günü Anafartalar Zaferi’ni kazandıran büyük hücumda, önce kendisi siperden çıkarak kişisel cesaret göstermiştir.Yedek birlik olmasına rağmen, 25 Nisan 1915 günü gerçekleşen çıkarmayı duyduğu an, emir almadığı halde hemen harekete geçti ve Kocaçimen Tepe üzerinden Conkbayırı’na geldi.İlk anda bazı birlikler geri çekilmeye başladı. Hatta yer yer panik havası da vardı. İşte bu kritik anda Mustafa Kemal Bey, müdahale ederek kaçan askerleri durdurdu. İkinci bir Balkan Harbi utancını önledi. Geri çekilmeyi önlemek için sert emirler verdi. Geri çekilecekleri ‘vurun’ dedi. Bu hareket için “İşte kazandığımız an buydu” der.Gece gündüz demeden akınlarla düşmanın manevi kuvvetini çökertti. Düşman bırakın ilerlemeyi, kendisine sığınacak yer aramakla uğraştı. Siper kazmaya fırsat bulamadı.İnsan takati ve gayreti zorlanarak taaruzlara gece gündüz devam edildi. 3 Mayıs 1915 tarihli şu değerlendirmesi çok anlamlıdır: “İstirahat uykusu aramanın bu istirahatten yalnız bizim değil, bütün milletimizin ebediyen mahrum kalmasına sebebiyet verebileceğini hepinize hatırlatırım. Bütün arkadaşlarımın hemfikir olduklarına ve düşmanı tamamendökmedikçe yorgunluk belirtileri göstermeyeceklerine şüphe yoktur.” (Atatürk’ün Bütün Eserleri (ATABE), C.2, 5. Baskı, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2014, s.152.) Siperlere çekilen düşmana sürekli hücumlarla rahat yüzü gösterilmedi. Tutunmaları önlendi.Düşmanın büyük kuvvetle Anafartalar bölgesine bir çıkarma yapacağını gelişmelerden anladı. Bunun gösteri harekâtı olmadığını, aksine bu bölgeye (Arıburnu-Kocaçimen) yerleşme amaçlı olduğunu tespit ederek, kuvvet kaydırdı ve üst komutanlığa bu konuda görüş bildirerek, bölgeye yeni birlikler gönderilerek takviye edilmesini sağladı.8 Ağustos 1915 günü Ağıldere bölgesinden Şahinsırt ile Conkbayırı’na ilerlemekte olan düşman kuvvetlerinin yapmak istediği harekâtı erkenden saptayarak buna göre tedbir aldı. Bununla Arıburnu cephesinin düşmesini önledi.

Anafartalar kahramanı

Ağustos ayındaki Anafartalar Savaşı olarak tarihe geçen bu büyük düşman taarruzuna, küçük kuvvetlerin bir araya getirilerek karşı konulmasını ve bunun komutanlığının da kendisine verilmesini istedi. Bu konuda ısrarlı oldu. Komutanlığı aldı da… Bunun ne kadar doğru bir karar olduğunu anlamak için, düşman orduları Başkomutanı İngiliz General Ian Hamilton’un 10 Ağustos 1915 günü günlüğüne düştüğü not çok şey anlatır: “Conk Bayırı tepelerine yaklaşmış ve tutunmuştuk. Türkler bu ana kadar işgal ettiğimiz mevzileri geri alamamışlardı. Conk Bayırı’nda Türkler çok iyi bir kumandaya sahipler, bunu ilave etmeliyim. Başlarındaki Generaller bizi baskınla bastırmadıkça yenemeyeceklerini biliyorlar. Haliyle durmadan baskın tarruzu deniyorlar. Zararı yok, ölmeyeceğiz ve asla teslim olmayacağız.” (Ian Hamilton, Gelibolu Günlüğü, Çeviri: Osman Öndeş, Hürriyet Yayınları, İstanbul, 1972, s.237.)Çanakkale Cephesi’ne Yarbay rütbesiyle gelen Mustafa Kemal Bey, 19. Tümen Komutanı olarak bir tümeni yönetiyordu. Savaşın en kritik anında yaklaşık 130 bin kişilik bir kolorduya Albay rütbesiyle komutanlık yaptı. Bu kritik anı şöyle anlatır: “Nezaketini söyledim, dedim ki: ‘Daha bir an vardır. Bu anı da kaybedecek olursak bir genel felaket karşısında kalmamız pek muhtemeldir.’ Anafartalar’da çıkmış ve çıkmakta olan düşman kuvvetlerini göz önüne almak, ona göre genel tedbirler almak gerektiğini, sevk ve idareyi birleştirmek ve sağlamak için bütün kuvvetlerin bir kumanda altında, vasıtasız bir kumanda altında bulunmasından başka çare kalmadığını söyledim.” (ATABE, c.2, s.157.)Grup komutanlığını emrine alması sırasında, 5. Ordu Komutanı Liman Von Sanders’le aralarında “Daha fazla gelmez mi?” diye geçen konuşmada meşhur “Az bile gelir’ sözlerini söylemiştir. Durumun önemini anlayan komutanlık, 8/9 Ağustos 1915 gecesi 21:30 sıralarında Mustafa Kemal Bey’i Anafartalar Grup Kumandanı olarak atadı. Hasta olduğu halde birliklerle 10 Ağustos günü büyük zaferi kazandı. “Fakat ben, vatanım mahvolduktan sonra yaşamamaya karar verdiğim için bu sorumluluğu iftiharla üstlendim” der. (ATABE, c.2, s.157-158.)Anafartalar Muharebeleri sırasında bir şarapnel parçasıyla göğsünden yaralandı. Şarapnel kalbinin üzerinde duran cep saatini parçaladı. Göğsünde hafif yara açtı. Ancak bunun bile duyulmasını istemedi ve yanında bulunan subayı uyararak “Sus!” dedi. Bununla askerin moralinin bozulmasını önledi ve savaşma azmini devam ettirdi.En zor anlarda öne atılarak örnek oldu. Yanındaki subay ve erlerin de arkasından gelerek yapmak istediği harekâtı gerçekleştirdi. Sadece karargâhtan savaşı yönetmedi. Sürekli gelişmeleri olay yerinden izliyerek anında yeni duruma göre pozisyon aldı/aldırdı. Öyle ki 4 ay siperden çıkmadığı oldu.Düşmanın bölgeyi tahliye edeceğini tahmin etti. Buna fırsat vermeden hücumla denize dökülmesinden yanaydı.

(Ercan Dolapçı, Atatürk’ün Çanakkale Savaşı’ndaki Rolü, Kategori Yayıncılık, İstanbul, 2018, s.187-200.)

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu