AK Parti ile 11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül arasında Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olduğu günden bu yana süren mesafeli ilişki cumartesi günkü yapılan 6.olağan kongrenin ardından bir kez daha gerilimli bir hal kazandı.Abdullah Gül, uzunca bir süre AKP’yi desteklememesine karşın çatışmaktan da kaçınmış ancak Erdoğan’la da birlikte fotoğraf vermemeyi tercih etmişti. Bu tavrını yalnızca 15 Temmuz darbe girişiminde ve Erdoğan’ın 24 Haziran sonrası, yemin töreninin ardından Saray’daki göreve başlama töreninde bozmuştu.
24 Haziran seçimlerinde Millet İttifakı’nda yer alan Saadet Partisi’nin genel başkanı Temel Karamollaoğlu, Gül’ün cumhurbaşkanı adaylığı için girişim başlattığında AKP ile ilişkiler yeniden gerilmişti. Bu dönemde Gül’ün Erdoğan’a rakip olarak muhalefetin adayı olma olasılığı gündeme gelince, dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın, 11. Cumhurbaşkanı’nın İstanbul’daki çalışma ofisine programda olmayan bir ziyarette bulunmaları büyük tartışma yaratmıştı. Aynı dönemde AKP içinden de Gül’e yönelik sert suçlamalar yöneltilmişti. Daha sonra “Geniş mutabakat oluşmadığından aday değilim” açıklaması üzerine de Gül, AKP’lilerce “Erdoğan’a karşı aday olmak istedi” diyerek eleştirilmişti.
Seçim sonrası Gül’ün Erdoğan’ın göreve başlama törenine katılması siyasi kulislerde “Buzlar eriyor mu” yorumlarına neden olmuştu. Ancak edinilen bilgilere göre Gül, yakın çevresine, Saray’daki törene katılma gerekçesini “Ben törene kişisel olarak katılmadım, 11. Cumhurbaşkanı titrimle katıldım” diye açıklamıştı. Yakın çevresi Gül’ün törende çok kısa bir süre kaldığına ve Erdoğan ile uzun boylu muhabbet etmediğine de dikkat çekmişti.
AKP ile Gül arasında seçim sonrası sessiz seyreden ilişkiyi, kongrenin ardından, AKP ’li Hamza Dağ’ın İzmir’de yaptığı açıklama yeniden gerginleştirdi. Hamza Dağ, Gül için “Son aday olacağı güne kadar parti kurucusudur, büyüğümüzdür diye sesimiz çıkmadı ama Erdoğan karşısına aday çıkmayı düşünecek birisi haindir” dedi. Bu, AKP içinden bugunü kadar Gül’e yönelik en ağır suçlama niteliğini kazandı. Ancak Gül cephesinin buna aynı tondaki, hatta daha ağır yanıtı gecikmedi. Dağ’a, İzmir’deki açıklamasından çok kısa bir süre sonra, Gül’ün koruma müdürü Osman Çangal yanıt verdi. Çangal, Twitter hesabından, “Şahsiyet ve onur yoksunu havlayan her ite, köpeğe kemik atacak değiliz…” dedi. Gül’ün en yakınındaki isim olan Çangal’ın tweeti’ne, Tayyip Erdoğan’ın bu tür konuşmalar yapan AKP yöneticilerine karşı yaptırımlarda bulunması gerektiği yönünde yorumlar da geldi.
Çevresi, Osman Çangal’ın yanıtı dışında AKP yönetici ve milletvekillerinden gelen bu tür eleştiri ve hakaretlere karşı önceden olduğu gibi bizzat Gül’ün kendisinin bir yanıt vermeyeceğini vurguladı. Gül, önceki gerilimli süreçlerde de kendisine yönelik isimli ya da isimsiz partili açıklamalarına karşı bizzat Erdoğan’a seslenerek, “şahsına yönelik hakaretlerde bulunanlar hakkında gereğinin yapılmasını” istemişti.
Gül cephesinde olay, bu boyutunun yanı sıra, zamanlaması ve arka planındaki siyasi hesaplar açısından da değerlendiriliyor. Gül’ün “11. Cumhurbaşkanı olarak ülkenin sorunları ile ilgili görüşlerini ifade etmek dışında siyasi bir pozisyonu olmadığı”, bu çerçevede aktif siyasetin dışında yer aldığına dikkat çekiliyor. Bu tür hakarete varan davranışlarla “Acaba aktif siyasetin içine mi çekilmek isteniyor” sorusu da Gül cephesinde tartışılıyor.(Cumhuriyet)

Başa dön tuşu