Hayvanseverlerden vekillere mektup

Meclisteki vekillere mektup yazan hayvanseverler, sokak hayvanlarının hayat haklarına dikkat çekti. Sokak hayvanları konusunda taleplerini de açıklayan hayvanseverler mektupta şu sözlere yer verdi:

“Sayın Vekillerimiz, seçmenleriniz olarak sizlerden lokal seçimler öncesi bir talebimiz bulunmaktadır: ‘Sokak hayvanlarının yaşama hakkı’ altı çizilerek vurgulanmalıdır. Hayvanlar alınıp satılabilecek bir eşya değildir. 5199 Sayılı Hayvan Hakları Kanunu ve bilhassa Kanun’un altıncı hususu titizlikle korunmalıdır.

“YAŞAM ALANLARINA GERİ BIRAKILMALIDIR.”

*Hayvanlar ortasında sahipli-sahipsiz ayrımı ortadan kaldırılmalıdır. On dokuz yıldır misyonunu yerine getirmeyen belediyeleri seçimler öncesi vazifeye çağırmak, hem halk olarak bizim hem de bilhassa siz vekillerin yapması gerekendir. Sokak hayvanları için yapılması gereken, bir vergi devleti olarak bu vergilerin yanlışsız yerlere harcanmasına öncelik vermektir. Sokak hayvanları belediyelerce aşılatılmalı (yalnızca kuduz da değil, tüm hayvanlar için kıymetli olan karma aşı), kısırlaştırılmalı ve alındıkları ömür alanlarına geri bırakılmalıdır.

“İNSANLIK VİCDANINDA YERİ YOKTUR”

*Sokak hayvanları hayat alanlarının birer sakinidir. İnsan, tabiatın bir modülüdür ve tabiattaki canlılar beşere hizmet etmesi ismine değil ekosistemin dönmesi ismine yaratılmıştır. Hayvana eziyetin, hayat hakkını elinden almanın hiçbir kutsal kitapta ve insanlık vicdanında yeri yoktur.

“YAPILAN YASA DIŞI İŞLERE MÜDAHALE ETMEK GÖREVİNİZDİR”

*Saldırı haberlerinde ekseriyetle üçlü beşli köpek kümelerinin birlikte hareket ettiği görülmekte ve bu görseller çoğunlukla büyük sanayi kentlerinden paylaşılmaktadır. Oysa bu köpekler alınıp toplanıp bilhassa görüntü çekmek ismine buralara bırakılmaktadır. Zira tabiatları gereği bir otomobilin bile sıkıntı gireceği sokaklarda hayvanların çiftleşerek her geçen gün bu daracık alanlarda sayılarının artması imkânsızdır.

*Sizler yalnızca insanların değil seçildiğiniz bölgelerin de milletvekilisiniz. Münasebetiyle o bölgede her canı korumak, her canın hayat hakkını savunmak, yapılan yasa dışı işlere müdahale etmek vazifenizdir.

*Bizler ne yazık ki beşerler olarak gezegeni hayvanlarla paylaşmıyor, onların ömür haklarına hürmet duymuyoruz. Halbuki ki bu şuur küçük yaşlardan itibaren çocuklara aşılanmalıdır. MEB müfredatlarına “hayvan hakları” dersi konmalı ve uygulamalı olarak anlatılmalıdır.

“HAYVANLAR SÜS EŞYASI DEĞİLDİR”

*Hayvanlar süs eşyası değildir. Armağan olarak alınan hayvanların birçoklarının sonu sokaklardır. Üretimin önüne geçilmelidir, hayvan popülasyonunun bu bağlamda birinci sorumlusu ticarete müsaade veren devlet düzeneğidir.

*Hayvan ticaretinin yasaklanması, petshoplar ve veteriner kliniklerinde fiyatlı hayvan satışı ve ilanları konusunda kontrol sağlanması, cins kedi/köpek satışına sınırlama getirilmesi gerekmektedir. Hayvanlarının bakımını yerine getirmeyenlere, sokaklara terk edenlere ve şiddet gösteren hayvan sahiplerine de önemli yaptırımlar uygulanmalıdır, hayvan popülasyonunun önüne geçmenin bir yolu da budur.

“HAYVANLAR İÇİN AYRILAN BÜTÇE, ONLAR İSMİNE KULLANILMALI”

*Belediyeler halktan aldıkları vergileri yanlışsız yerlere harcamalıdır. Hayvanlar için ayrılan bütçe, onlar ismine kullanılmalı; kısırlaştırma merkezleri kurulmalı, hayvan bakımevleri devlet vazifelileri için bir sürgün yeri olarak görülmemeli, buralar nitekim hayvansever ve hayvan haklarına hassas bireylerin kontrolüne verilmeli, hayvanlar aşılatılmalı, hayvan bakımevleri kent dışına değil tüm vatandaşların rahatlıkla ulaşacakları alanlara kurulmalıdır.”

“CAYDIRICI CEZALAR UYGULANMALIDIR”

*Güvenli sokaklar ismi ile günahsızları amaç gösteren, halkı kin ve nefrete sürükleyen “Zehirleyelim, öldürelim, Çin’e satalım yesinler” halindeki kanun ve insanlık dışı beyanların üniversal insanı kıymetlere, Türk beşerinin toplum, aile ve vicdan yapısına karşıt düştüğü, ayrıyeten çocukları da öfke dolu bir toplum hayatı içinde bıraktığı unutulmamalı, bu üslup telaffuz ve oluşumların önüne geçilmeli, sebebiyet verenlere caydırıcı cezalar uygulanmalıdır.

“İNDİRİMSİZ MAHPUS CEZASI YAPTIRIMI GETİRİLMELİ”

*Hayvana yönelik gerçekleşen öldürme, zalimce davranış, azap, cinsel istismar, hayvan dövüştürme, bir hayvan jenerasyonunu yok etme fiillerine, ertelemesiz ve indirimsiz mahpus cezası yaptırımı getirilmeli, ceza alt sonu 3 yıl olarak belirlenmelidir. Hayvana şiddet içeren fiiller için ceza ölçüsü belirlenirken, Türk Ceza Kanunu’nun 62. unsuru kapsamında takdiri indirim yapılmamalıdır.

*Hayvana şiddet içeren fiiller, Tarım ve Orman Bakanlığı ile belediye vazifelileri ve hayvana bakmakla yükümlü olan bireyler tarafından gerçekleştirilirse bu durum “nitelikli hâl” kabul edilerek ağırlaştırılmış ceza uygulanmalıdır.

“KISIRLAŞTIR, AŞILAT, YAŞAT HAREKETİ KELAMDA KALMASIN VE HAYATA GEÇSİN İSTİYORUZ”

*Bizler esasen hayvanların sokaklarda acı içinde ölmesini, bir trafik kazasına kurban gitmesini yahut haberlerde köpek ataklarına ait görselleri görmek istemiyoruz. Belediyeler vazifesini yapsın, veterinerler, büyük mama şirketleri, dernekler ve tüm hak savunucuları iş birliği içinde olsun; hayvanlar istekli, onları seven insanlara bırakılsın; sahiplendirmeler yapılsın, “Kısırlaştır, Aşılat, Yaşat” hareketi kelamda kalmasın ve hayata geçsin istiyoruz.

Sizlerden taleplerimiz bunlardır ve mahallî seçimler öncesi 25 milyon hayvan hakkı savunucusu ve hayvansever vatandaşın sesi olmanızı bekliyoruz”