HÜDA-PAR’ın 24 Haziran 2018 genel seçimleri ile 31 Mart 2019 mahalli yönetimler seçimlerinde AKP’yi destekleme kararı alması ve son olarak 14 Mayıs seçimleri için Cumhur ittifakına katılma kararıyla terör örgütü Hizbullah’ın da kanunî imgeyle Güneydoğu’daki faaliyetleri yine hortladı.
Önce ‘Medrese-i Yusufiye’ diye isimlendirdikleri, Türkiye’nin farklı vilayetlerindeki 300 ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası mahkumu Hizbullah tetikçisi ‘Yeniden yargılama’ ismi altında tahliye edildi.
Bunun akabinde da Hizbullah faaliyetlerinin önü açıldığı ileri sürüldü. Geçmişte mescitleri üs olarak kullanan, polisin dikkatini çekmemek için işledikleri cinayetler sonrası mescitlere saklanan, infaz ve suikastlarda kullandıkları silah ve mühimmatları tekrar mescitlerde gizleyen Hizbullah, yine buraları kendilerine alan olarak seçmeye başladı.
GİZLİLİĞE AZAMİ DERECEDE EHEMMİYET VEREN ÖRGÜT MEŞRU TABANA KAYDI
Örgüt elebaşı Hüseyin Velioğlu’nun İstanbul Beykoz’da öldürüldüğü 17 Ocak 2000 tarihine kadar saklılığa azami derecede değer veren, büsbütün hücre yapılanmasıyla örgütlenen, hatta yakalanıp gözaltına alınan kendi elemanlarını bile saklılığa büyük ehemmiyet verdikleri için çekinmeden MİT casusu diye sorgulayıp domuz bağıyla infaz eden Hizbullah da geçen vakit içinde kanunî yere kaydı. Birinci olarak Mustazaflar Derneği ismiyle örgütlenien Hizbullah sonrasında partileşti.
CAMİLERDE TEKRAR BİLDİRİ FAALİYETLERİ
Özellikle de AKP iktidarıyla HÜDA-PAR’ın yakınlaşmasıyla Hizbullah faaliyet alanını genişletti ve mescitleri tekrar taban bulma alanı olarak seçti. Son 5 yılda Hizbullah’ın yasal görünümlü farklı dernek ve medreseler ismi altında kentteki mescitlerde bilhassa de akşam ezanı ile yatsı ezanı ortasında, yaşları 12-15 ortasında değişen küçük çocuklara Kur’an dersi ismi altında dersler verdikleri, örgütsel propagandalar yaptıkları bildirildi.
Ders veren bu bireylerin Dinayet’le hiçbir bağlarının olmadığı, imam, müezzin ve vaizlik sıfatları bulunmadığı halde kendilerini “Allah yolundaki gönüllüler” diye isimlendirip, mescitleri yine propaganda ve üslenme alanı olarak seçtikleri öğrenildi.
MEDRESE VE DERNEK İSMİ ALTINDA TIPKI VE NAKDİ YARDIM
Tebliğ (propaganda), cemaat (teşkilatlanma) ve cihad (silahlı ayaklanma) üzere üç evreli stratejiyle Türkiye’de mevcut laik anayasal nizamı yıkarak yerine şer’i asıllara dayalı İran modeli bir İslam devleti kurmayı amaçlayan Hizbullah terör örgütünün son 5 yıl içinde Güneydoğu’da çok sayıda dernek, medrese şubeleriyle örgütlendiği belirlendi.
Legal görünümlü bu derneklerin bilhassa ramazan aylarında esnafı dolaşarak bağış ve yardım ismi altında fitre, zekât, infak üzere nakdi ve birebir yardımlar topladıkları bildirildi. Kentin kenar mahallelerindeki sokak ortalarına bez pankartlar asan örgüt, taşrada kamusal birçok alana da sirayet etmiş durumda.
Eski mahkumların eş ve çocukları ismine Emniyete müracaat yaparak ikişer üçer pompalı ve yarı otomatik tüfekler alıp silahlandıkları da dikkat çeken bir öbür sav.
Bunun yanı sıra terör örgütleri PKK-Hizbullah çatışmalarına ağır olarak düzmece olan Diyarbakır’ın merkez Bağlar ilçesindeki mahalle ve sokak ortalarına pankartlar ve afişler asılarak bildirim faaliyetleri de yürütülüyor. Örgütün yayın organlarının da cuma namazları sonrasında cami cemaatine fiyatsız dağıtıldığı belirtiliyor.
CAMİ ANAHTARINI VERMEYEN 23 İMAMI MESCİTLERDE ÖLDÜRDÜLER
Hizbullah’ın bilhassa de mescitleri yine faaliyet ve propaganda alanı seçmesi cami imamlarını da huzursuz ediyor. 1992-2000 yılları ortasında 23 cami imamı, Hizbullah’ın silah gizlediği, örgütlendiği, cinayet sonrası saklandıkları mescitlerin anahtarını terör örgütü üyelerine vermedikleri için hunharca katledilmişti.
İmamlar ya sabah ezanını okumak için geldikleri cami bahçesinde ya minberde ya da şadırvanda abdest alırken arttan yaklaşan tetikçilerin tek kurşunlu infazlarıyla can vermişlerdi.
Cumhur İttifakı ortaklarından Büyük Birlik Partisi Genel Lideri Mustafa Destici ise katıldığı bir televizyon programında, “Hizbullah 23 sene evvel bitirilmiş şu anda olmayan bir örgütten kelam ediyoruz. HÜDA-PAR’da 12 yıl evvel kurulmuş ve devamı değiliz diyor zaten” diye konuşmuştu.
