İstanbul Büyüşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu, İBB’nin daire liderine terör soruşturması kapsamında dava açılmasına çok sert reaksiyon gösterdi. İmamoğlu, İBB’de 557 terörist çalıştığını tez eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya da “Yol arkadaşlarıma inançla yürürüm. Makam elde ettikten sonra kapımı çalan uygunsuz beşerlerle fotoğraf çektiren bir makam sahibi değilim” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu, “150 Günde 150 Proje” kampanyası kapsamında Taksim’de “Sevgi Soysal Kütüphanesi”nin açılışını gerçekleştirdi. İmamoğlu, açılış konuşmasında İçişleri Bakanlığı’nın İBB’ye yönelik yürüttüğü “terör soruşturması” kapsamında İBB Muhtarlık İşleri Dairesi Lideri Yavuz Saltık hakkında 10 yıl mahpus istemiyle açılan dava hakkında çok sert konuştu.
Saltık, İBB’nin yardım kartlarını PKK’lılara dağıtmakla suçlanıyor. İmamoğlu konuşmasında İBB’nin 2004 yılından beri yaptığı toplumsal yardımların kayıt altına alındığını belirtti. Pandemi sürecinde artan yardım taleplerine dikkat çeken İmamoğlu 1.5 milyon haneye yardımda bulunduklarını anlattı. Yardımlar hakkında bilgi veren İmamoğlu farklı kampanyalar düzenlediklerini, 962 muhtar aracılığı ile yardım dağıttıklarını, iştirakleri de işin içine kattıklarını söyledi.
BAZILARI KUMPAS DERDİNDE
– Fakirin muhtaçlık duyduğu her işe koşmaya, muhtaçlığı olan her insanımıza el uzatmaya uğraş ettik. Bu tertipler sürerken biz farklı kurum, kuruluş, derneklere de katkılar sunduk. Bu bazen hemşeri dernekleri oldu. Bazen yardımlaşma dernekleri oldu. Bazen bir kısım sivil toplum kuruluşları oldu. Lakin biz fakirin kaygısındayken anlıyoruz ki kimileri kumpasın sıkıntısında. Biz bu kumpaslara boyun eğecek, göz yumacak karakterde beşerler değiliz.
UYDURMA GENELGELER, UYDURMA YÖNETMELİKLER
– Biz bu yola çıkarken ideallerimizin ve geleceğe dönük umutlarımızın ne kadar yüksek olduğunu, hamasetimizi ve asla vazgeçmeyecek karakterde olduğumuzu her yerde lisana getirdik. Halkımız yoksulluğun girdabındayken, bundan sorumlu olan beşerler temel işin göbeğinde olması gerekirken, o devirde bir bakanlık kalkıp bizim toplanan yardımların hesabına bile göz koyacak, el koyacak kadar pervasız davranışlarda bulundular. Uydurma genelgelerin, uydurma yönetmeliklerin gerisine sığınarak bir kısım uygunsuz işler yaptılar.
SİYASİ SİLAH OLARAK KULLANACAK KADAR PERVASIZLAR
– Bu yalnızca orada mı kaldı? Kalmadı. Niye? Zira ellerine bir şey geçmedi. Ve sanki daha fazla ne yapabiliriz? Daha fazla bu süreçleri, nasıl bir kumpasa çevirebiliriz çabasında oldular. Mesnetsiz ithamlarla, yargıyı, siyasi bir silah olarak kullanacak kadar gözleri kararmış tutum ve davranışlara devam ettiler. Bir defa daha temelsiz bir sürecin içerisindeler. Yaklaşık bir yıl evvel 557 terörist diye masaya yumruk vura vura konuşan bir bakan, hırslarıyla belediyemizi o günden bugüne müfettişlerin saldırısına uğrattı.
BU İNSANLARA KARŞI DİMDİK AYAKTAYIZ
– Müfettişler bir atakla bir arada sürecin içerisinde ne yapacaklarını şaşırdılar. Yeterli niyetli müfettişlere kapımız açık, boynumuz kıldan ince. Zira biz milletin parasını, milletin bütçesini yönetiyoruz. Lakin bu türlü güdümlü ya da zorlayıcı bir süreçle habire kışkırtarak müfettişleri illa bir şey bunun eforu içerisinde olan ne yazık ki işini yapmaktan aciz bir kısım bürokrat, bakan ismi neyse bilemiyorum. Bu insanlara karşı da dimdik ayaktayız. Asla yıkılmayız, asla geri durmayız.
MAKAM ELDE ETTİKTEN SONRA…
– Bugün yeniden bir iddianame ortaya koyarak, bir itham ortaya koyarak benim yol arkadaşıma bir ceza verilmesi noktasında terör örgütüyle ilişkilendirme gayretiyle bir iddianame ortaya konuyor. Niye? Ekrem İmamoğlu’na bir tokat atayım ya da bir darbe vurayım anlayışıyla. Ben yol arkadaşlarıma itimatla yol yürürüm. Makam elde ettikten sonra kapımı çalan uygun ya da uygunsuz beşerlerle fotoğraf çektiren bir makam sahibi değilim. Beni kendisiyle kimse karıştırmasın. Benim yol arkadaşlarım asil bir biçimde işini yapan yol arkadaşlarımdır.
YOL ARKADAŞLARIMIN YANINDAYIM
– Kimse de yargıyı bir silah olarak kullanmasın. Bu milletin tabi buna verecek yanıtı var. Süreci dikkatle takip ediyorum. 557 terörist diyerek 86 bin çalışanımızı zan altında bırakan ve ortada hiçbir çıkmayınca da bir sivil toplum kuruluşu üzerinden bir terör safsatasıyla benim yol arkadaşlarıma erişmeye çalışan aklın karşısında dimdik ayaktayız. Yol arkadaşlarımın yanındayım.
İNANMAK İSTEMİYORUZ, TAKİP EDİYORUZ
– Bu manada bugün ve bugünden sonra hiçbir biçimde bunlara fırsat tanımayacağımı tabir edeyim. Biz hizmet etmeye devam edeceğiz. Sizler bizi tehdit etmeye devam edin. Hiç sorun yok. Milletimiz günü geldiğinde sizlere gereken karşılığı verecektir. Buradan yargımızın saygıdeğer mensuplarına seslenmek istiyorum. Yargıyı köşeye sıkıştıran, yargıyı zorlayan, bunun içerisinde şahsi davalarım da var. Bu çeşit duyumları alıyoruz. İnanmak istemiyoruz, takip ediyoruz.
SAÇMA SAPAN İLİŞKİLER
– Ancak şahsıma, lakin yol arkadaşlarıma dönük bu tıp kasti durumlara ve davranışlara set kuran yargı mensuplarını da uyuyoruz. Onlara duvar üzere, yargının gücünü gösteren saygın, yargı mensuplarını da duyuyoruz. Teşekkür ediyorum. Gereği de budur. Bu manada bilhassa bu ülkenin ve bu devletin kıymetleriyle oynayan, saçma sapan ilgileriyle ne yazık ki her gün bir kişiyi tehdit edercesine makamını kullanan insanların yerine akılcı, kendisini bu ülkenin ve bu devletin kurallarına emanet etmiş, yargısına adalet sistemine emanet etmiş bireyleriz bizler.
ONLARI MİLLETÇE UĞURLAYACAĞIZ
– Bizler yurtsever insanlarız. Vatanımız için, milletimiz için her şeyi yapabilecek insanlarız. Ülkülerimiz için yol koşuyoruz. Kimse bizi yolumuzdan döndüremez. Bu manada vatan ve millet uğruna hizmet edenlerden olmaya devam edeceğiz. Lakin bu yanlışsız ve ahlaklı olmayan yolu tercih edenlere de söylüyorum. Onların yolu çok kısa. Çok yakın bir vakit diliminden sonra onları milletçe uğurlayacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın.
