İş insanı İnan Kıraç, 2020 yılında ömrünü yitiren eşi, Koç Holding kurucusu Vehbi Koç’un kızı Suna Kıraç’ın vasiyetinde Temel Ticaret ve Yatırım A.Ş paylarını kızı İpek Kıraç’a bırakması sonucu miras nedeniyle mahkemelik olmuştu.
İnan Kıraç, miras arbedesine tutuştuğu kızı İpek Kıraç’a evlatlık alakasının sonlandırılması için dava açtı.
“BU AÇIKLMAYI YAPMAYA MECBUR KALDIM”
Konunun medayaya yansımasının akabinde İpek Kıraç yazılı bir açıklama yaptı. “Bu açıklamayı yapmaya mecbur kaldım” diyen Kıraç şunları kaydetti:
Öncelikle belirtmek isterim ki; bugün hala devam eden hukuksal süreç birinci olarak Ocak 2023’te babam İnan Kıraç tarafından açılan ve annem Suna Kıraç’ın vasiyeti doğrultusunda verilen mirasçılık kararının iptaline yönelik olan dava ile başlamıştır.
İpek Kıraç ve İnan Kıraç
“BABAM EŞİ SUNA KIRAÇ’I VE SON İSTEKLERİNİ DAVA ETTİ”
Dolayısıyla her ne kadar davanın görünen tarafı ben olsam da, babam İnan Kıraç aslında eşi Suna Kıraç’ı ve son isteklerini dava etmektedir.
Zaman içerisinde eklenen yeni davalarla kapsam genişlemiş ve son olarak evlatlıktan ret talebi ile aleyhime yeni bir dava açılmıştır. Bu davanın şimdi birinci duruşması dahi yapılmamış olup sonuca bağlandığı istikametindeki haber yanlıştır.
Devam eden türel süreçler hakkında rastgele bir yorum yapmayı yanlışsız bulmamakla birlikte, babam tarafından basına verildiği anlaşılan ve gerçeği yansıtmayan haberler vesilesiyle aleyhime karşı bir algı idaresine müsaade vermeyi gerçek ve adil bulmuyorum.
“ANNEMİN BANA BIRAKTIĞI MİRASIN YASALLIĞI HUKUKEN TESCİL EDİLMİŞTİ”
Annemin bana bıraktığı manevi ve maddi mirası muhafaza gayretim güya hakkım olmayanı ele geçirmeye çalışıyormuşum üzere yansıtılmaktadır.
Halbuki haberlerde belirtilenin tersine, şimdi devam eden dava sürecinin sonuçlanan birinci mahkemesinde karar lehime çıkmış olup annemin bana bıraktığı mirasın legalliği hukuken de tescil edilmiştir.
“EVLAT EDİNİLMİŞ OLMAMI GÜNDEME GETİRMESİ EN ÇOK ÜZÜLDÜĞÜM HUSUS”
Beni “İpek” olarak var eden; beni yetiştiren ve bana emek veren ailemdir. Buna karşın babamın her türlü vesileyle “evlat edinilmiş” olmamı gündeme getirmesi bütün bu süreçte en çok üzüldüğüm konudur. Benim annem Suna Kıraç, babam ise İnan Kıraç’tır. Beni doğuran olmasa da yetiştiren ailem tarafından belli bedeller ve unsurlar etrafında büyütüldüm. Hal böyleyken, babamın son yıllarda bu unsurlara alışılmamış attığı adımlar, içerisinde anıldığı çevreler ve hususlar, kendisine, kurumlarımıza ve ailemize ziyan veren kararlar ne yazık ki beni hem şaşırtmakta hem de üzmektedir.
“EN BÜYÜK DİLEĞİM BABAMIN BİR AİLE OLDUĞUMUZU ANIMSAMASIDIR”
Her şeye karşın, ailemizin bu ülkeye dair sorumluluklarının şuurunda olarak annemin bana emanet ettiği manevi ve maddi mirası savunuyor ve yaşatmak için çalışıyorum. Sürecin devamına dair en büyük dileğim; babamın bir aile olduğumuzu ve bu mirası birlikte müdafaamız gerektiğini anımsamasıdır. Beni büyük bir sevgiyle yetiştiren babamın birebir dilekle hareket edeceğine olan ümidimi hala korumaktayım. Çünkü bu davaların tümü özü itibariyle annemin iradesine ve manevi mirasına alışılmamış olup, sonucu ne olursa olsun kazananı olmayacaktır.
