İsias Oteli davasında KKTC’li bakanlar dikkat çeken kelamlar

Depremde 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Oteli’ne ait davanın görülmesine devam ediyor.

KKTC İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, KKTC Ulusal Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu ve Ulusal Eğitim Bakanlığı Genel Ortaöğretim Daire Müdürü Cengiz Topel Uzun şahit olarak dinlendi.

KKTC İçişleri Bakanı Oğuz, 6 Şubat sarsıntısında alarma geçtiklerini, bölgeye arama kurtarma grubu, hekimler ve yardım gereçlerinin gönderildiğini anlattı.

“OTEL BİNASI KUM YIĞINIYDI”

Türkiye’de ve ABD’de arama kurtarma konusunda eğitim aldığını, salonda bir siyasetçi olarak değil bir sivil savunmacı olarak bulunduğunu aktaran Oğuz, “Binaya ulaştığımızda bina değil bir moloz, kum yığını vardı. Zelzelede arama kurtarmacılar daima umutlu olur, birinci 72 saat çok değerlidir fakat bu enkazda o denli bir durum yoktu. Yanındaki binalarda kesimli kırık vardı, ömür alanı yapılacak yerler vardı fakat otel binası kum yığınıydı. Dün mal sahibinin yaptığı ‘bütün Adıyaman yıkıldı da otel o denli yıkıldı’ kelamı hakikat değildir.” dedi.

“GERÇEKLER ORTADA”

Kolonların dayanıklılığıyla ilgili bir manzara olmadığını belirten Oğuz, şöyle devam etti:

*Son cenazemizi çıkarana kadar enkazın başından gitmedik. Hayat boşluğu yoktu, bir kişi çıktı o da mucizeydi. Fotoğraflara bakıldığında durum anlaşılacaktır. Koordinatör Bakan Adil beyefendiye ulaştık, 2 günde 4 grup çalışmaya başladık.

*Bütün iş makinalarının, kepçelerin başında ehil beşerler vazifeliydi. Zira inancımız ve ailelerin hassasiyeti gereğiyle beden bütünlüğünü korumak istedik. Enkazın savunulacak hiçbir istikameti yok, bina otel olarak yapılmamış, binanın hiçbir direnç dayanımı yoktu.

*Enkazda farklı demirler olduğunu gördük, demirleri tutacak beton kalitesi yoktu, demirler inceydi insan saçı üzere. O binada çalışılmaz da. Bu açıkça katliamdı ve cürümdür. Zira beşerler inanç duydukları için oraya gittiler.

*Sanıkların ‘olası kast’tan yargılanmalarını talep ediyoruz, ulu Türk adaletine güveniyoruz, gerçekler ortada, kimse saptıramaz. Sanıkların söylediklerinin hepsi palavra, dikili bir tane kolon göstersinler. Enkazın fotoğraflarını seçtik, binanın dayanıksız bir bina olduğunu biliyoruz.

BAKAN ÇAVUŞOĞLU: BİR ANDA ŞOK OLDUK

KKTC Ulusal Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, sarsıntının olduğu saatte uyanık olduğunu ve sarsıntısı hissettiğini aktararak, “Çocuklarımızı kültürel manada gelişmesi için Türkiye’ye gönderiyoruz, göndermeye de devam ediyoruz. Toplumsal medyadan çocuklarla ilgili bir şey olup olmadığını takip etmeye çalıştım. Sabah Cumhurbaşkanımızla toplantı yaptık, Türkiye’ye gelip çocuklarımızı alıp geri dönmeye karar verdik. Biz yıkım olduğunu hiç düşünmedik, tahminen yaralı olan varsa da alıp geliriz dedik. Bir sarsıntıda en son yıkılacak olan yerlerin hastane, otel ve devletin binaları olduğunu düşünüyoruz. Saat 4 buçuk civarı Adıyaman’a geldik. Sivil savunmanın araçlarıyla 100 kişi geldik ve 300 bireye çıktı bu sayı. Ailelerin çocukları alıp gittiğini düşünürken bir anda şok olduk. Bir bina yığınıyla karşılaştık.” sözlerini kullandı.

“KOLONLARIN DAĞILDIĞINI GÖRDÜK İNANAMADIK”

Çavuşoğlu, otel sahibinin enkazın başında olduğunu söylemesinin “tam bir yalan” olduğunu, tutuklu sanığın kardeşinin Kıbrıs’ta otelinin olduğunu ve birbirlerine çok benzediklerini, enkaz alanına gelseydi tanıyacağını belirtti.

Çavuşoğlu, şunları anlattı:

*Arama kurtarma için çok büyük bir çırpınışa girdik. O devirdeki bakanla da irtibat kurduk araçlar gelmeye başladı. Gün aydınlanınca daha da vahim bir durumda olduğunu gördük. Gerek hayırseverler gerekse devletin takviyesi gerekse Kıbrıslı hayırseverlerin dayanağıyla 7 ekskavatör getirdik.

*Bir tane de büyük bir ekskavatör getirdik. Kolonları kırmak için kırıcı kullanmadık, ekskavatör üstüne bastırmasıyla kolonların dağıldığını gördük inanamadık. Vinçle kaldırdığımız betonlar demirden ayrılıyordu. Bu nedenle doğal afet dememiz mümkün değil, insan yanılgısı ve hırsı tavan yapmıştı.

*Enkazda hayat boşluğu yoktu, öbür enkazları gördüğümüzde plakalar duruyordu ve ortalarında can alanları da vardır kesinlikle lakin hayat boşluğu vardı. Burada kimse yatağından kalkamamış yahut yatağının yanına düşmüş. Ailelerden özür dileyerek söylüyorum resmen boğularak ölmüşler.

*Çocuklarda rastgele bir taştan ya da betondan ötürü kırıklık yoktu, kum yığını üstlerine dökülmüştü. Sanıkların hatalarını kabul edip en büyük cezayı almalarını istemeleri gerekiyor. Ailelerin yaralarının sarmayacaktır fakat yüreklerine bir nebze su serpmiş olacaktır.

“KIBRIS’TA AĞIL YAPILIRKEN DAHA KALIN DEMİR KULLANILIR”

Otel enkazındaki 72’nci cesedi çıkarmak binanın yan tarafından girdiklerini anlatan Çavuşoğlu, şu tabirleri kullandı;

*Komutana yandaki perde duvar kepçeyle kırılmaz dedim lakin kumandan ‘bir deneyelim’ dedi. Kepçeyle dokundu inanınki mukavvaya girer üzere girdi. Duygusal konuşmuyorum, yalnızca gördüklerimi söylüyorum.

*Bir palavra daha söyleniyor, 3 gün ses duyduğunu söylüyor. Oraya birinci gelen grubun başkanıydım ve son ceset çıkana kadar ayrılmadım. Şayet otel sahibi gelmiş olsaydı mutlaka görürdüm, otel müdürü geldi konuştuk; hatta sordum sahipleri nerede, ‘ortada yok kayıp’ dedi.

*Oradaki ailelere hiç dayanak olmadılar, cezaevine bağlanıp profesyonelce verdikleri tabirler aileleri daha da yaralamıştır. Sahiden orada insanlık kaybı vardı. O kadar yüksek binayı bu kadar gereçten çalarak nasıl yaptılar?

*Kıbrıs’ta ağıl yaparken daha kalın demir kullanılır, eminim buradaki konutları de daha kalın demirlerle yapıyorlar fakat otel sahibi bu ülkeye yazık etmiş. Bunlar can almışlardır ve katillerdir.

İTİRAZDA BULUNDU

Tutuklu sanık Halil Bağcı’nın avukatı, bu evrede şahitlerin dinlenmesinin yola alışılmamış olduğunu savunarak itirazda bulundu.

Mahkeme lideri taraf avukatları ortasında başlayan konuşmayı sonlandırdı ve duruşmaya devam edildi.

Milli Eğitim Bakanlığı Genel Ortaöğretim Daire Müdürü Cengiz Topel Uzun’un şahit olarak dinlendiği sırada sanık avukatlarının salondan ayrıldığı görüldü.

Mahkeme lideri, duruşma sistemi sağlandıktan sonra şahit Uzun’un beyanda bulunduğu sırada sanık müdafilerinin tümünün salonu terk ettiklerini ve bir kısım müştekilerin sanık müdafilerine teki gösterdiğinin görüldüğünü zapta geçirerek duruşmaya 15 dakika orta verdi.

Devam eden duruşmada müştekilerin beyanları alınıyor.