İsrail için 9 kere düşünüp bir adım atmalıyız

Türkiye‘nin en sakin vilayetlerinin tahminen de başında Yozgat gelir. Geçen Cumartesi günü Yozgat’a gittim. Hemşehrilerimizle sohbet ettik. Bir çok sorun var lakin artık öncelikli sorun uyuşturucu kullanımı olmuş. Uyuşturucu kaçakçılığına karşı Yozgat’ta da operasyonlar yapılıyor. Yozgatlı eski TBMM Lideri Cemil Çiçek’le sohbet ederken, benzeri yakınmalarının kendisine de ulaştığını belirtiyor, “Uyuşturucu Yozgat’a kadar geldiyse bir düşünün vahameti” diyor. ANAP ve AKP iktidarlarında kiritik vazifelerde bulunan tecrübeli siyasetçi Çiçek, İsrail-Filistin konusunun gündemde olduğu şu günlerde Jak Kamhi’nin bir anısını anlattı. Ülkesine yürekten bağlı Musevi asıllı Türk iş insanı Jak Kamhi’nin Türkiye’ye uygulanan silah ambargosu devrinde neler yaptığını Çiçek şöyle aktardı:

AMERİKAN AMBARGOSU

“1974’te Kıbrıs Barış Harekatından sonra ABD, Türkiye’ye ambargo uygulamaya başlamıştı. Merhum Başbakan Ecevit, ambargonun kaldırılması için TÜSİAD üyelerinden bir küme iş adamını ABD’ye gönderiyor. Amerika’da ambargonun kaldırılması için lobi faaliyetlerinde bulunacaklardı. Gittikleri tarih, İsrail uçağının, Filistinli gerillalar tarafından Uganda’ya indirildiği periyottu. İsrail özel kuvvetleri uçak operasyonu yaptı. Kimsenin burnu kanamadan rehineleri kurtardılar. İsrail’in askeri gücü, o olaydan sonra tüm dünyada çok itibar sağladı. Giden heyetin içinde Jak Kamhi de var.”

Cemil Çiçek 1946 yılında Yozgat’ta doğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1984’te ANAP’tan siyasete atıldı. Evvel Yozgat Belediye Lideri, sonra milletvekili seçildi. 5 periyot milletvekilliği, Başbakan Yardımcılığı, Adalet Bakanlığı ve Meclis Başkanlığı yaptı. Hala Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Konseyi üyesi olarak vazife yapıyor.

ABD BAYRAĞINDAKİ İSRAİL

“Ambargonun kaldırılması için değişik yerlerle görüşüyorlar. Türkiye’nin harekât için haklı münasebetlerini anlatıyorlar. Jak Kamhi de oradaki Musevi lobisinin yöneticileriyle görüşüyor. Ambargonun haksızlık olduğunu belirtirken, ‘Türkiye sizin yaptığınızdan farklı bir şey yapmadı. Nasıl İsrail kendi vatandaşlarının can güvenliğini sağlamak için bir öbür ülkeye operasyon yaptı. Siz de haklı olarak bunu savunuyorsunuz, savunuyoruz. Bunu takdirle karşılıyoruz. Türkiye de mutabakatlardan doğan hakkını kullandı. Kendi soydaşlarının katliamını önlemek için bir çıkarma yaptı. Niçin birine o denli, ötekine bu türlü davranıyorsunuz?’ diyor. Musevi lobisinin başındaki kişi Jak Kamhi’ye , ‘Bilmez misin Jak, Amerikan bayrağında görülmeyen devlet İsrail’dir.’ Bunu Jak Kamhi’den dinlediğim üzere, anılarını yazdığı kitaptan da okudum.”

ABD’NİN 2 MAKSADI VAR…

Çiçek, bunu anlattıktan sonra, “Türkiye’nin sağlıklı bir siyaset yürütmesi Amerika ile İsrail’le olan alakalarına bağlı” diyor ve bunu şöyle açıyor: “Amerika’nın Ortadoğu’da iki gayesi var: 1-İsrail’in güvenliği, 2- Petrol. Hasebiyle İsrail’le bağlar normalleşmeden, uygun tutulmadan Amerika’da politikayı düzgün götürmenin güç olduğu geçmiş deneyimlerle belirli. Zira biz Rum ve Ermeni lobisini, Yahudi lobisiyle Musevi lobisiyle dengeliyoruz. Kendi ağızlarından Amerika’nın, İsrail ile bu türlü bir bağı var.”

HER ADIM 9 KEZ DÜŞÜNÜLMELİ

Çiçek’e, “Türkiye nasıl bir siyaset izlemeli?” diye sordum. Öncelikle “Soğukkanlı hareket edilmesi gerektiğini” belirtti ve söyle dema etti: “O fanatiklerin, kümelerin tesirinde kalınmadan son derece itidalli olmalı. Atacağı her adımı 9 sefer düşünüp ona nazaran atmalı. Zira bu işin bilinmeyeni çok. Oburlarının dediğine bakmadan ülkemizi, menfaatimizi koruyup kollamamız lazım. Bir daha tekrarlıyorum, serinkanlı olmalıyız, 9 sefer düşünüp bir kez adım atmalıyız. Şu an izlenen siyasetin hakikat olduğu kanaatindeyim. Genelde de bir iki şeyin dışında bir kısım siyasi partilerin vesairelerin kanaati o tarafta. Bende o denli düşünüyorum.”

SÖYLEMLERE DİKKAT!

İsrail– Filistin problemi konuşulurken bunun iç siyaset gereci olarak kullanılmaması gerektiğini anlatan Çiçek, “Okuduğum strateji kitaplarında şöyle bir cümle var: ‘Orta büyüklükteki bir ülke, kendi gücünün sonlarını zorlarsa başına çok iş açar.’ Bizim kendi gücümüzü bilmemiz lazım. Sorunlarımızı bilmemiz lazım. Bizim tek sorunumuz yok. Karabağ, Bosna- Hersek, Kosova, Ukrayna- Rusya sorunu vs sorunlarımız var. Gücümüzün sonlarını güzel bilip ona nazaran son derece önlemli olmalı, 9 düşünüp ondan sonra bir adım atmak gerekiyor. Bu tıp bir problemde hükümet yıpratılır. Hükümetin yanlışları söylenir falan filan lakin bu sorunda tribünlere oynayan bir telaffuz bizim işimizi meşakkate sokar.”

Türkiye, dünyanın jandarması değil!

Çiçek, başlıktaki bu tespiti de yaptı. Münasebetini, “Biz gücümüzün hudutlarını biliyoruz, bilmeliyiz. Esasen siyaset dediğin ne? Mümkün olan doğruyu yapmaktır, her doğruyu değil. Mümkün olan ne, imkanımız ne? Ona bakacağız. Tabi bizim de başımızda bir sürü sıkıntı var. Biz dünyanın, İslam dünyasının Jandarması değiliz. Başlarda bu dava İsrail- Arap davasıydı. Türkiye’ye karşı birleşip karar alan Arap Birliği nerede? Nerede başka İslam ülkeleri? Kimsenin gıkı çıkmıyor. Onun için biz kendi doğrumuza karar vermeliyiz. Türkiye itidalli davranmakla yanlışsız yapıyor. Orada bir katliam, vahşet var. Husus mecliste konuşuldu. Konuşmak başka karar almak farklı mesele” diye açıkladı.

Musevi vatandaşları bu işe bulaştırmayın

İSRAİL saldırıları nedeniyle Türkiye’deki musevi vatandaşlara dönük rahatsız edici tavırlardan kaçınması gerektiğini anlatan Cemil Çiçek, bu hususta, “Onlar da bizim vatandaşlarımızdır. Onlara yanlış yapmamamız da gerekir. Tarihte Yahudilerin en rahat yaşadığı tek ülke Türkiye’dir. İsrail’deki gelişmelere Türkiye’yi kimse kıyısından köşesinden bile bulaştırmasın. Fakat fanatik kümeler olur. Ona bir şey diyemeyiz. Mikropsuz insan bedeni yoktur. Onlar da toplumların şerleridir” ihtarını yaptı. Çiçek, Jak Kamhi’yi de, “Vatanseverliğinden kuşkum olmadı. Türkiye hayrına işlere teşebbüs etti. Toprağı bol olsun” kelamlarıyla andı.