
Olası Marmara depreminde İstanbul’un durumuna ilişkin endişeler sürüyor. Kentin 7 ve üzeri bir depreme nasıl bir direnç göstereceği bilinmezliğini korusa da Deprem Master Planı, kentin röntgenini gösteren en önemli çalışma olarak kabul ediliyor.
Planda, kentin kalburüstü semtleri olarak bilinen Koşuyolu ve Levent Mahalleleri’ndeki konut stokunun çoğunun değişikliğe uğradığı belirtilerek “Levent’te yeme-içme, ticaret, ofis, eğlence işlevlerine dönüşüm nedeniyle binaların özgün durumlarından çok farklılaştığı gözlenmektedir” denildi.
BAKIRKÖY KIYILARI, AYAMAMA DERESİ…
Plana göre, Bakırköy kıyılarından Marmara Denizi’ne dökülen Ayamama Deresi’nin sağlı sollu yaklaşık 500’er m’lik çevresinde tehlikeli heyelan, taşkın ve sıvılaşma alanı bulunuyor.
MODA BURNU, KURBAĞALIDERE…
Anadolu Yakası’nda Moda Burnu’nun doğusundan Marmara’ya dökülen Kurbağalı Dere’nin sağlı sollu 300’er m’ik yakın çevresi, Moda Burnu’nun batı kıyıları ile Moda Burnu’ndan Kartal Tren İstasyonu civarına kadar 25 km uzunluğunda ve 250 m genişliğinde bir kıyı şeridi heyelan ve sıvılaşma alanı olarak belirlendi.
ŞÜKRÜ SARAÇOĞLU STADYUMU
Planda, “Kadıköy Belediye Başkanlığı binası, Kadıköy Evlendirme Dairesi binası ve Şükrü Saracoğlu Stadyumu gibi yapılar belirlenen bu risk alanı içerisinde yer almaktadır. Sahil Yolu, demiryolu ve bazı yerleşim alanları da yine bu risk alanında” dendi.
BEŞİKTAŞ, ŞİŞLİ
Master Planda, Beşiktaş, Şişli gibi merkez ilçelerinin büyük bir bölümünün bitişik nizam konutlardan oluştuğu, bu bölgelerin yoğun nüfus barındırdığı değinilirken “Yolların darlığı nedeniyle binaların yıkılmaları durumunda erişme riskleri ve eğimli alanlarda ise bitişik düzende yapılaşmış yapıların kat hizalarının çakışmaması durumunda binalarda ağır hasar yaratma riski oluşmaktadır” tespiti yapıldı.
HEYELAN RİSKİNE DİKKAT
İstanbul’da Florya, Menekşe, Küçükçekmece, Avcılar, Gürpınar ve Büyükçekmece’nin heyelan riski bakımından tehlikeli yerler olduğu vurgulanırken “Bu bölgede su aldığı zaman likit limitleri değişen, kil gibi oturma olasılığı artan birimler de yer almaktadır. Yamaç eğiminin yüksek olduğu göl kenarları ile Marmara Denizi’nin kuzeyindeki kıyı şeridi, heyelan riski fazla olan bölgeler olarak belirlenmiştir” dendi.
HARİTA TEHLİKEYİ VERMEZ
Binlerce insanın yaşamını yitirmesine neden olan iki büyük depremin ardından pek çok kişi evinin altından fay geçip geçmediğini merak ediyor.
Son günlerde birçok mecrada AFAD’ın 2018’de hazırladığı “Türkiye Deprem Tehlike Haritası’ndan hangi konutun altından hangi fayın geçtiğine bakılabildiği” iddiasına uzmanlar katılmıyor.
‘HARİTADAN ANLAŞILAMAZ’
Deprem Uzmanı Dr. Ramazan Demirtaş, bu haritada Türkiye’nin tamamının kaya zemin olarak kabul edildiğine işaret ederem, “Söz konusu harita parsel yani binaların zemin koşullarını kapsamadığından, büyük mühendislik yapılarının tasarımında dikkate alınması son derece sakıncalıdır” dedi. Belediyeler ve vatandaşların Deprem Tehlike Haritası’na göre inşaat işlerine giriştiğini söyleyen Demirtaş, “Deprem Tehlike Haritası’nda evinizin altından fay geçip geçmediğini sorgulayamazsınız. Harita 1/2 milyon ölçekli olduğundan 1 cm eşittir 20 km’dir. Dahası yerel zemin koşulları içermeyen bir haritadan parsel bazında ivme değerleri anlaşılamaz. Örneğin haritada Aksaray kenti için ivme 0.1 G gibi çok düşük bir değer veriliyor. Ancak bölgede 200 km uzunluğunda Tuz Gölü fayı var. Her ne kadar deprem tekrarlanma aralığı 10 bin yıllık süreçler olsa da 6.5’lik bir deprem bile 0.5 G güç üretecektir” dedi.