AktüelEğitimGüncel

İstediği okul türüne yerleşemeyen öğrenci için tek seçenek: Yatılı okul

Paylaş:

Milli Eğitim Müsteşarı Yusuf Tekin, yeni sistemin detayları hakkında Gazete Habertürk’ten Kübra Par’ın sorularını yanıtladı.

Liseye giriş sistemini değişti­riyorsunuz. TEOG kalktı yeni sınav nasıl bir sınav olacak?

Aslında sınavı konuşmadan önce, ortaya koyulacak modelin mantı­ğını konuşmak lazım. Açıkladığı­mız model kısa vadeli erekleri olan bir model değil. Orta ve uzun vadede lise­lere geçişi sınavsız hale getirecek model. Ve bu modelin asıl kurgusu ortaokullarla liseler ara­sında kurulacak ilişki. Yani orta vadede lise­lere geçiş tamamen orta­okullara kayıt ile birlikte neticelenmiş olacak. Sınava gelince, aslında kamuoyu sınava odak­landı ama bu kurguda asıl önemsediğimiz sına­vın kendisi de değil, sınavla alan okullar da değil. Çünkü geriye kalan yüzde 90’da da eği­tim kalitesini eşitlemeyi, rekabetçi bir ortam oluşturmayı, pedagojik açıdan uygun bir sınıf ortamı oluş­turmayı hedefliyoruz. Asıl kurgu­muz sınavsız yerleştirilecek büyük kitlenin; ulaşım, eğitim, ilgi ve alaka açısından kendileriyle en uyumlu okula gidebilmelerinin önünü açmak. Eğitim bölgeleri oluşturur­ken zihnimizi yorduğumuz esas kısım da bu…

Orta vadede liselere geçiş ortaokullara kayıt ile birlikte neti­celenmiş olacak” dediniz. Orta vadede hedef 4+8 mi yani? Bu durumda ortaokula girişte sınav yapar mısınız?

Hayır Kübra Hanım, sınavları kaldırmak ister­ken, sınavı ortaokul önce­sine indirmek gibi bir yöntemi zaten kabul etmeyiz. Ancak ortao­kullar arasında müzik, spor vb. yetenek tarama­ları yapılabilir. bunun dışında böyle bir sınav asla düşünmüyoruz. Ama dediğiniz gibi belli bir vadede 4+8’e geçiş ola­bilir.

Peki bu seneki sınav kaç sorudan olu­şacak?

YÖK, “Üniversiteye geçiş için 80 soru soracağız” dedi­ğinde, 60 soru soracağımızı ilan ettik. Çünkü, “12-13 yaşındaki bir çocuğa da, 17-18 yaşındaki bir gence de 80 soru soruyorsunuz” eleşti­risi gelecekti. YÖK, geçtiğimiz hafta soru sayısını 120 olarak açıklayınca, biz de sınavı 90 soru, 135 dakika ola­rak planladık. Mantık olarak tek otu­rumluk bir sınav olacak ama sayısal ve sözel testlerin arasında çocuk­larımıza 15-20 dakikalık bir tenef­füs ortamı oluşturacağız. 20 fen, 20 matematik, 20 Türkçe, 10 inkılap tarihi, 10 din kültürü ve ahlak bil­gisi, 10 da yabancı dilden soracağız.

Hangi sınıfın müfredatından soru gelecek? Sadece 8. sınıf mı, yoksa 6 ve 7 de var mı?

Sınav sadece 8. sınıf müfredatın­dan olacak. Ayrıca öğrencilerimizin ayrı bir kaynağa, ders kitabına, özel derse ihtiyacı olmayacak. O yıl için­deki kazanımlarını ölçeceğiz. Sadece okul müfredatı, yani bizim ders kitaplarımız yeterli olacak. Bu konu­larda eksikliğini hissedenler için ise zaten okullarımızda destekleme ve takviye kurslarımız var. Öğrenciler okul idaresine başvurduğunda eksik olduklarını düşündükleri konularda kendilerine gerekli ders anlatımları herhangi bir ücret istenmeksizin, ek bir materyale ihtiyaç duymaksızın yapılacak.

TEOG’da yerleştirme puan­ları hesaplanırken yıl sonu başarı puanları yüzde 30 etkiliydi. Şimdi nasıl olacak?

Bu sınavın okul notuna bir etkisi olmayacak, okuldaki notlar da bu sınavla ilgili herhangi bir şeyi değiş­tirmeyecek.

Özel okullar kendileri sınav yapamayacak ve bu sınavın sonu­cuna göre mi öğrenci alacak?

Evet, yapmayacaklarını açıkladı­lar. Bizim için prensip olarak sınav yapmalarının önünde bir engel yok ama Özel Okul Birlikleri, ekstra bir sınav yapmayacaklarını, bizim sına­vımıza göre öğrenci alacaklarını duyurdular.

Buna Galatasaray gibi çok popüler liseler de dâhil mi?

Dahil. Çünkü onlar da Türki­ye’nin her yerinden öğrenci alıyor­lar. Yeni bir sınav yapmak, onlar için de ciddi bir maliyettir. Bizim sına­vımızın sonuçlarını kullanabilecek­ler ama kayıt süreçleri bizimkinden önce olacak. Özel okula kaydını yap­tırmak isteyen yapsın, sistemimizin dışında kalsın ki biz kendi öğren­cilerimize rahatlıkla yetişebilelim. Onlara yaklaşık 15 günlük bir süre tanıdıktan sonra, temmuz ayının ortalarında da biz yerleştirme için tercih alacağız. Tercihler tamamlan­dıktan sonra da Bilgi İşlem Başkan­lığımız, yaklaşık 15 gün içerisinde bu tercihleri değerlendirecek. Temmuz sonunda bütün öğrencilerin nereye gideceği belli olacak.

Gelelim sınavsız yerleştirmelere yani yüzde 90’ı ilgilendiren bölüme… “Evine en yakın okul” diyorsunuz ama Türkiye’deki okulların nitelikleri bir­biriyle eşdeğer değil. Türkiye’nin ücra kasabasındaki bir okulun kali­tesiyle, merkezde büyükşehirde olan bir okulun kalitesi eşit değil. Çocuklar mahalledeki okula giderse eğitimde fırsat eşitliğini nasıl sağlayacaksınız?

Eskisinde nasıl eşitleniyordu? Ana­dolu’nun ücra köşesindeki bir öğrenci, merkezdeki bir okula geliyordu. Bu sefer o okulların kalitesini artıracak, çabası ve gayretiyle o okullarda eğitim orta­mını daha nitelikli hale getirecek öğren­ciler başka okullara gidiyorlardı ve fırsat eşitliği açısından asıl büyük handikap burada ortaya çıkıyordu. Diğer okullar sınavda hep başarısız olduğu için orada mahkûm olan çocuklar vardı. Bu daha büyük bir fırsat eşitsizliği ortaya çıkarı­yordu.

Bir okulun niteliğini artıran, ora­daki öğrencilerin kalitesi midir, yoksa öğretmenlerin kalitesi mi?

Bakanlık olarak öğretmenlerin hem akademik hem pedagojik açıdan nite­liklerini geliştirmek için bir sürü tedbir hazırladık. Öğretmen strateji belgesini, öğretmen yeterlilik belgesini çıkardık. Öğretmenlerimizin eksik oldukları alanları tespit edip, o alanlarla ilgili öğretmenle­rimize hizmet eğitimi yapacak bir meka­nizma geliştirdik. Bu yıl itibarıyla hepsi başladı. Fakat öğretmenlerimizin eksikle­rini giderip onları daha verimli hale geti­recek bir sistem kurgularken karşımıza, “Bu civardaki öğrencilerin tamamı başka okula gitmiş, kötüleri burada kalmış” gibi bir söylem çıktı. Öğretmenleri geliş­tirecek sistemin yürümesi için sınıfta da homojen yapının dağılması gerekiyor.

Sınava girmeyen ya da sınavda başarısız olan öğrenciler kaç tercih yapabilecek?

Öğrenci arkadaşlarımıza her okul türünden en az 3 tane tercih etme imkânı tanıyacağız. Anadolu liselerimiz, mes­leki ve teknik eğitim kurumlarımız, bir de imam hatip liselerimiz var. Öğrenciye her okul türünden minimum 3 tane ter­cih sunacağız.

Yani 3 tane meslek lisesi, 3 tane imam hatip, 3 tane de Anadolu lisesi sunacaksınız.

Evet. Dolayısıyla, çocuk bu 9 okuldan 5 tanesini seçecek. Herhangi bir öğren­cinin hangi okula kayıt yapacağını değer­lendirirken okuduğu ortaokul ve yaşadığı ev olarak iki tane kriterimiz olacak. İki arkadaş aynı binada oturuyorlar; bu sefer okudukları ortaokullara bakacağız.

Aileler şimdiden iyi okullara yakın yerlere taşınma çabası içinde­ler, bu yeni eşitsizlikler doğurmaya­cak mı?

Biz henüz sınavla alacak okul tercih­lerini açıklamadık, emlak piyasası nasıl etkilenmiş oluyor? Şu anda ilkokul ve ortaokullarda da aynı sistem var. Veli­lere “Senin çocuğun mahallene en yakın şu 3 okuldan bir tanesine gidebilecek” alternatifini sunduğum zaman bu hareket kendiliğinden ortadan kalkacak. Veliye tek bir okul sunsak, dediğinizi kabul ede­rim.

Ama 9’da 5 şans veriyorsunuz. O okulların da belli kontenjanları var. Kontenjanlar dolduğu için mecburen imam hatibe veya mecburen meslek lisesine gitme durumu olmayacak mı?

Hayır, olmayacak. Tercih ekranı­nın altında başka seçenekler de olacak. Öğrenci, “Ben bu okullara gidemiyorum ama meslek lisesini veya imam hatibi de istemiyorum” dediğinde ona, “Mahal­lendeki en yakın okula seni gönderme seçeneğinden uzaklaşmış oluyoruz. Biz seni boş kontenjanın olduğu, ter­cih ettiğin okul türünden bir okula gön­dereceğiz. Bu seçeneği istiyor musun?” diyeceğiz. İstiyorlarsa başka bir okula gidecek.

Bu ikinci aşamada mı olacak?

Hayır, bunlar aynı ekranda olacak. 5’i doldurdu veya dolduramadı, altta başka bir seçenek olarak bu çıkacak. Kurgu­ladığımız tercih ekranında çocuğun kar­şısına 3 şey çıkacak. Sınava giren veya sınava girip yerleşemeyen çocuğun kar­şısına 2 ekran daha çıkıyor. Bir tanesi boş kontenjanın olduğu, öğrencinin iste­diği okula gitme seçeneği olacak. Aile­sinden uzaklaşmayı kabul eden çocuklar için pansiyonlu okullar seçeneği ortaya çıkacak. Bunu kabul eden çocuğun kar­şısına bir sayfa daha çıkacak ve bura­dan 5 okul daha seçebilecek.

Pansiyonu kabul eden öğrenciler 10 tercih mi yapmış olacak?

Evet, 5+5 olacak.

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, sınavla girilecek okulları ‘nitelikli okul’ diye değerlendirince, “Diğerleri nitelik­siz okul mu?” eleştirisi geldi. Buna ne diyorsunuz?

Bakan Bey’in amacı okulları muka­yese etmek değildi. Sadece sınavla ilgili bu önermesini kullandı. Bir nitelik belirleme sınavı yapacağız. Bu sınavın neticesinde de çocuklarımızı yerleştireceğiz.

Kaç okul sınavla öğrenci alacak?

Bizim için okul sayısından ziyade, öğrenci oranı önemli. Baz olarak “Yüzde 10 kapasitesini geçmeyecek” dedik. 8. sınıftaki tüm öğrencilerin yüzde 10’u; yani yaklaşık 1 milyon 200 bin öğrencinin yüzde 10’u kadar kapasite üreteceğiz. Dolayısıyla bu okul sayısı belirlendiğinde küçük okul­lar da seçilmiş olabilir; 2.000 kişilik değil de 100 kişilik bir okul seçilmiştir. Böyle bir durumda da okul sayısı fazlalaşabilir.

Neden yüzde 10? Geri kalan yüzde 90’a haksızlık değil mi bu?

Hayır, yıllar itibarıyla okullar arasındaki fark ortadan kalkınca bunların azalacağını umuyorum. Gittikleri yerlerde fark yara­tan öğretmenlerimiz var ve onların hepsinin sınavla öğrenci alan okullarda olması gibi bir durum söz konusu değil.

Peki, yüzde 10 demek rekabeti daha da artırmak ve sınav stresini orta­dan kaldırmaya niyetlenirken çocuk­ları daha büyük bir yarışın içine sokmak anlamına gelmiyor mu?

Hayır, o anlama gelmiyor. Öğrenciler okul tercih ederken kendilerine bir alterna­tif sunulmadığı için sınava giriyorlar. Biz bu garantiyi kendilerine verirsek, onlara “Seni istediğin türden okula yerleştireceğiz. Hem daha kolay ulaşacaksın hem bakanlık ola­rak bu okuldaki eksikleri gidereceğiz” gibi imkânlar sunduğumuzda öğrencilerin sınava giriş oranları da düşecektir.

Siz mesela bir baba olarak çocu­ğunuzu sınava sokmaz mısınız?

Çocuğunuzu yüzde 10’un yarıştığı ve sadece yüzde 10’un belli okullara kayıt yaptırdığı ‘kaybedeceğini bile bile’ her­hangi bir sınava sokmak ister misiniz? Şu anda, çocuğa hangi liseye yerleşece­ğine dair flu bir alan sunuyoruz. Bir sınav mekanizması var ve bu sınava girmezse­niz nereye yerleşeceğiniz belli değil. Biz bu belirsizliği ortadan kaldırıyoruz ve “Okul türleri itibarıyla sana seçenekler sunuyo­rum ve bunlardan birine seni yerleştirmeyi garanti ediyorum” diyoruz. Bu garan­tiyi verdiğimizde sınava girme rakamları­nın, kontenjanımızın iki katını aşmayacağını öngörüyoruz.

90’da 90 yapan çok öğrenci çıkarsa onları kendi ara­larında nasıl yerleştireceksiniz?

Doğru ve yanlışlar üzerinden değil, bir standart sapma üzerin­den değerlendirme yapacağız. Yani çok cevaplandırılan sorula­rın puan değeri farklı, az cevap­landırılan soruların puan değeri daha farklı, daha yüksek olacak.

Fen liseleri için mutlaka sınav var, değil mi?

Türkiye’deki bütün liseler Anadolu lisesi olduğu için bun­ların bir standart programı var. Bir de fen liseleri, sosyal bilim­ler liseleri gibi standart program­dan ayrışan okullarımız var. İmam hatip ve meslek eğitim alanında oluşturduğumuz proje okulları­mızın da programı farklı. Tematik meslek liseleri ve farklı prog­ramlar uygulayan imam hatip liselerimiz var. Farklı program uygulayan okulları bu katego­riye koyduk. Öğrencinin önüne hem bu kategorideki fen ve sos­yal bilimler liseleri çıkacak hem de tercihine göre diğer katego­ride olup farklı program uygula­yan liseler çıkacak.

Yani TEOG’da çok yük­sek puanla öğrenci alıp yeni sistemde sınavsız girilebilecek liseler olacak mı?

Kesinlikle olacak.

Bu durumda oraya en yakın öğrenciler mi yerleşecek?

Evet, gayet doğal.

O zaman bir eşitsizlik olmuyor mu?

Hayır, yok. Tam tersine, “O kalitede” dediğiniz öğrenci kendi mahallesindeki okula gidecek ve eğer bir kalitesi varsa farkını orada hissettirecek.

Asıl önemli soruyu sona sakladım; bu sistem için kaç yıllık ömür biçiyorsunuz? Bunu ne zaman değiştireceksiniz?

Çocuklar lise tercihini üniversite sınavına göre yapı­yorlar. Asıl baskı uygulayan şey üniversite sınavı. Üni­versite sınavı metodunda bir değişiklik olursa, oradaki yapıya göre biz de bu sistemi yeniden gözden geçire­biliriz.

Peki, bu çocuklara ve velilere yazık değil mi? Veliler sisteme alışıyor, sonra birden sistem deği­şiyor.

Biz de bundan rahatsız olduğumuz için sına­vın olmadığı, bir sıralamanın olmadığı bir kayıt süreci öngörüyoruz ve ona doğru gitmek istiyoruz.

PISA Direktörü Andreas Schleicher gazetemizden Nalan Koçak’a verdiği röportajda “Mahalle okulu sistemi prensipte çok iyi işleyebilir ama böyle bir sistem getiriyorsanız en iyi öğretmenler için dezavantajlı okulları cazip kılma konusundaki çabanızı ikiye katlamanız lazım. Bu olmazsa eşitsizliği artırırsınız” dedi. Türkiye’de şu anda, “İyi öğretmenler iyi okullarda ders veriyorlar” algısı var. Siz Milli Eğitim Bakanı olarak en kötü öğretmenleri en iyi okullara yönlendirebilecek misiniz?

Bir sonraki eğitim öğretim yılı için bütün okullarımızı farklı kriterler silsilesiyle sınıflandırıyoruz. Sınıflandırma derken yanlış anlaşılmasın. 180’nin üzerinde kriter oluşturduk. Mesela ilk olarak, okulun ısınma sistemi, asansörü, çatı penceresini içine alan fiziksel kriterlerimiz var. İkinci olarak, “Okulda her alan için öğretmenimiz var mı, öğretmen başına düşen ders yükü ne kadardır” sorularını sorduğumuz, eğitim öğretim kadrosuyla ilgili kriterimiz var. Üçüncü kriterimiz okulun bulunduğu coğrafi bölgenin koşulları. Kalkınma Bakanlığı’ndan ve TÜİK’ten o bölgeyle ilgili istatistik verileri alıyoruz; bölgedeki banka hesap hareketliliğinden, satılan gazete sayısına kadar kriterler silsilesi oluşturduk. Bütün okullarımızı bu anlamda puanlandıracağız. 100 üzerinden yaptığımız puanlamada, düşük puan alan bir okuldaki öğretmenimize daha yüksek bir hizmet puanı vererek onu ödüllendireceğiz. Dolayısıyla hizmet puanı toplamak isteyen, kendisine daha faydalı olacağını düşünen öğretmenlerimiz böyle tercihler yapabilir. Bu okulda üç yıl çalıştıktan sonra istedikleri okula tayin edilebilecek puanı elde edebilirler. Okullarımızı bu anlamda sınıflandırıyoruz.

O zaman öğretmenler yine büyükşehirlerdeki okullara geçmek için çaba sarf etmezler mi? Ücradaki okula öğretmeni yönlendirmek için ne yapacaksınız?

Öğretmenler için bir kriterimiz de öğrencilerin akademik başarıları olacak. Bu çocukların nereye gittiğini öğretmenlerimizin alacağı hizmet puanına endeksleyeceğiz. Dolayısıyla öğretmenlerimiz de okullarda başarılı olmak için daha fazla çaba sarf edecekler ve görece daha başarısız okullardaki öğrencileri tercih etmek isteyecekler. Bu anlamda 180’in üzerinde kriter var. Bu zaten kendiliğinden de yürüyor. Şu anda gerçekten, mahrumiyet bölgesi dediğimiz yerlerde çok çok iyi öğretmenlerimiz var. Orada da okullardaki heterojen yapıyı oluştururken, bir yandan da öğretmenlerimizin daha verimli olacakları bir ortam oluşturmaya çalışıyoruz.

PISA Direktörü Schiller, “Ezbere eğitiminiz yok ama iş yaratıcı sorulara gelince Türkiye sınıfta kalıyor” dedi. Buna ne diyorsunuz?

Eğitim sistemimizdeki kazanımlarla günlük hayatta ilişki kurulması konusunda eksiklik var. Çocuklarımıza, sıklıkla öğretmenlerine sordukları, “Öğretmenim bu dışarıda ne işimize yarayacak?” sorusunun cevabını verebilmek için programımızı değiştirdik. Müfredatı değiştirmemizin önemli gerekçelerinden birisi bu. Uluslararası değerlendirme yapan birimler, bunu önemli bir kriter olarak alıyor. Programlarımızda böyle bir öncelik olmazsa, o sınavda istediğiniz başarıyı elde edememeniz doğaldır. Program değişikliklerini bunun için yaptık.

Schiller “Türk öğrencilerin iyi oldukları alanlar artık dünyada daha önemsiz” diyor.

“Teorik bilgi öğretmede iyisiniz ama bu bilgiyi pratiğe dönüştürmek konusunda iyi değilsiniz” eleştirisinde haklı. Sadece teorik bir bilgi öğretme algısını dünya terk etti. Yabancı dil sınavlarında birçok insan istenilen çıtaya ulaşıyor. Ama günlük hayattaki konuşma pratiğine baktığınızda bunu kullanamıyor. Hedefimiz, çocuğun bu İngilizceyi günlük hayatta kullanabilmesidir. Bunu istediğimiz için programlarımızı bu çerçevede revize ettik. Bundan sonra böyle bir tablo ortaya çıkacak. (Habertürk)

Jurnalci.com

 

 

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu